SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

En Sık Yapılan Diyet Hataları

1.Protein Ağırlıklı Beslenmek

Son zamanlarda popüler olan diyetler, genelde protein ağırlıklı. Protein yavaş sindiriliyor, tokluk sağlıyor ve sindirilirken vücudumuz daha çok enerji harcıyor, böylece kilo vermek kolaylaşıyor. Ancak protein olması gerekenden fazla alındığında sağlığımızda çeşitli sorunlar oluşuyor. Böbreklere fazla yük bindiği için çeşitli böbrek hastalıkları görülebiliyor. Proteinli besinler genelde yüksek doymuş yağ içerdiklerinden kalp damar sağlığı olumsuz etkileniyor. Fazla alınan protein idrarla kalsiyum atımına sebep oluyor, dolayısıyla hem kalsiyum eksikliği hem de böbrekte kalsiyum taşları görülme riski artıyor. Ayrıca proteinli diyetlerde posa(lif) içeriği düşüktür ve bağırsak sağlığı bundan olumsuz etkilenmektedir.

2.Ekmeği Hayatından Çıkarmak

Sanırım en çok yapılan zayıflama diyeti hatası ekmeksiz yaşama geçmek. Ancak tam buğday, tahıllı, çavdar, yulaf vb. ekmekler en güzel karbonhidrat kaynağıdır. Hem lif içeriğiyle dengeli kan şekeri ve tokluk sağlar hem de tatlı isteği oluşumunu azaltır. Ekmekte B grubu vitaminler başta olmak üzere çeşitli vitamin ve mineraller de bulunur. Diyetinde ekmek olmayanların daha sinirli daha mutsuz olmaları da B grubu vitaminlerin yetersizliğine ve düşük kan şekerine bağlanmıştır. Ayrıca Türkiye’de ekmek tüketimi sürekli azalırken obezite oranın sürekli artması kilo kontrolünde ekmeğin olumsuz etkisinin olmadığını da gösteriyor.

3.Yağ Düzeyini Ayarlayamamak

Popüler diyetlerin pek çoğu yağı kısıtlarken bazıları fazla yağ tüketimine yönlendiriyor. Her ikisinde de kilo verimi görülüyor. Ancak sağlık düşünüldüğünde iki tip diyette de büyük yanlışlar söz konusu. Yağın özellikle de doymuş yağ asitlerinin fazla alınması diyabet, kalp-damar, kanser gibi hastalıkların riskini artırıyor. Yağ alımının düşük olması ise yağda eriyen vitamin grubunun (A,D,E,K vitaminleri) emilimini olumsuz etkiliyor. Doygunluk hissi tam olarak oluşmuyor ve yiyeceklerin lezzeti azaldığından diyete devam psikolojik olarak zorlaşıyor.

4.Kalori Hesabı Yapmak

Akıllı telefon ve uygulamaların hayatımıza girmesiyle başladık kalori hesaplamalarına. Kalori hesabının nesi yanlış diyetisyenler de yapıyor diye düşündük, sağlıklı olduğuna inandık belki de. Ancak enerji miktarından çok o enerjinin nereden geldiği önemlidir. Enerji kaynağı besinlerin içerdiği karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve minerallerin belirli oranlarda alınması gerekir. Tek başına kalori sayarak zayıflamak dengesiz bir diyete, vitamin ve mineral eksikliklerine sebep olabilir. Ayrıca alınan enerjinin olması gerekenden az olması bireyi zayıflatırken metabolizmasını da yavaşlatır. Bu da verilen kilonun geri alınmasına sebep olur.

5.Başkasının Listesini, İnternette Bulunan Listeyi vs. Uygulamak

Diyet listesi kişinin “sağlık” durumuna, boy, kilo gibi kriterlerine, beslenme alışkanlıklarına, ekonomik düzeyine, hareket düzeyine bağlı olarak değişmektedir. Ayrıca diyet listesinin danışan/hasta durumuna göre güncellenmesi yani “takibi” gerekmektedir. Ne yazık ki internet gibi pek çok yerde verilen diyet listeleri ciddi enerji, vitamin, mineral kısıtlamaları olan menüler. Metabolizmada geçici-kalıcı çeşitli sorunlara neden olan bu diyetlere bulaşan insanların pek çoğu kilo vermeyi başarıyor ancak verdiği kiloyu fazlasıyla tekrar alıyor. Sağlığından olması da işin cabası.

6.Light Ürünlerin Zayıflattığına İnanmak

Referans ürüne göre yağı ve/veya şekeri azaltılmış, lif oranı artırılmış ürünlere light ürün diyoruz. Bu ürünler zayıflamaya olumlu etkide bulunmazlar, hatta fazla tüketimleri kilo alımına neden olabilir ancak paketli ürün yeme isteğini karşılamada iyi birer alternatiftirler.

7.Besinlere Etiket ve Anlam Yüklemek

Besinleri yasak ve diyete uygun olarak ikiye ayırmak da büyük bir hatadır. Diyete uygun kavramı genelde tatsız tuzsuz algılanırken, yasak besin hep cezbedici gelir, bu durum da diyetin devamını zorlaştırır. Yasak grubuna kattığınız besinlerin adını duymak bile sürekli onu düşünmenize sebep olabilir. Dolayısıyla bu psikolojik etki, diyeti bozmaya hatta kilo verme çabalarının fazla tüketim çılgınlığına dönüşmesine sebep olabilir.

Aşağıdaki linke tıklayarak beni instagramdan takip edebilirsiniz, sağlıkla kalın :)

https://www.instagram.com/dyt.kubrazeydanli/

Yazının devamı...

Ara Öğün İçin Alternatifler

Kahvaltı, öğle ve akşam yemeği haricinde gün boyu yiyip içtiklerimiz aslında bizim ara öğünlerimizdir. Ara öğünler bireylerin kilo almasına da kilo vermesine de sebep olabilir. Ayaküstü tüketilen şekerli içecekler, hazır besinler vb. obezitenin artış sebepleri arasındadır.

Aslında ara öğün ana öğündeki bir parçanın 2-3 saat sonraya ayrılmasıdır. Bu şekilde kan şekerindeki büyük yükselişler ve düşüşler önlenir. Metabolizma daha hızlı çalışır. İnsülin direnci riski azalır ve kilo vermek daha kolay hale gelir. Ayrıca ara öğünler diyetin motivasyonunu artırır. Kişinin kendini şımarttığını hissettiği duraklardır. Tüm bu sebepler dikkate alındığında ara öğünde tüketilen besinlerin önemi anlaşılmaktadır. Peki ara öğün için neler tüketebiliriz?

1.Elma Topları (2 porsiyon)

1 adet kabuklarıyla rendelenmiş, suyu çekene kadar pişirilmiş elma + tarçın + 1 yemek kaşığı yaban mersini + 10 adet iri çekilmiş badem + kıvam alana kadar yulaf karıştırılır. Top şekli verilip hindistan cevizine bulanır. Buzdolabında birkaç saat dinlendirilir.

2.Lif Topları (2 porsiyon)

5 adet hurma + 4 adet kuru kayısı + yarım çay bardağı süt robottan geçirilir. İçine yulaf veya yulaflı bisküvi konularak el ile ezilerek karıştırılır. Top şekli verip hindistan cevizine bulanır. Buzdolabında birkaç saat dinlendirilir.

3.Muzlu Tatlı (2 porsiyon)

1 orta boy muz ezilir içine yarım çay bardağı süt + tarçın + 1 çay kaşığı çörek otu + 1 tatlı kaşığı keten tohumu + 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi + kakao (isteğe bağlı) koyulup karıştırılır. Üzeri çekilmiş yağlı tohumlar ve hindistan ceviziyle süslenebilir.

4.Muzlu Tatlı 2

2 su bardağı yarım yağlı süt ısıtılır. Kaynamaya başlayınca içine sirke ve limon suyu koyularak kesilmesi sağlanır. Bu kesilen kısım süzgeçle süzülür. Çok süzülmesi beklenmeden ezilmiş yerli muz ve tarçınla karıştırılır. Üzeri çekilmiş yağlı tohumlar ve hindistan ceviziyle süslenir. Biraz buzdolabında dinlendirilip afiyetle yenir.

4.Közlenmiş Patlıcanlı/Biberli Etimekler

Patlıcan ve/veya biber közlenir. Limon ve sarımsakla tatlandırılıp etimekler (3 adet) üzerine konularak tüketilir.

5.Ev Yapımı Müsli

3 yemek kaşığı yulaf ezmesi + 1 çay bardağı süt + 4 adet iri parçalanmış çiğ badem + 1 cay kaşığı çörek otu + 1 tatlı kaşığı keten tohumu + 1 yemek kaşığı yaban mersini veya kuru üzüm ya da 3 adet minik doğranmış kuru kayısı karıştırılır.

6.Yoğurtlu Kabak ve Havuç

Yarım kabak (kabuklarıyla birlikte) ve yarım havuç rendelenir. 3 yemek kaşığı çırpılmış yoğurt (dilerseniz sarımsaklı) ve 3 adet iri çekilmiş ceviz içiyle karıştırılır.

7.Kefirli Yeşil Smoothie

1 su bardağı kefir + yarım su bardağı ıspanak yaprağı + nane + maydanoz blenderdan geçirilir. İçine 1 yemek kaşığı chia tohumu eklenir, afiyetle içilir.

8.Büyüyen Bitter Çikolata (2 porsiyon)

5 kare bitter çikolata benmari eritilir. İçine 1 tatlı kaşığı süt + 2 yemek kaşığı nar + 1 yemek kaşığı portakal veya limon kabuğu + 4 adet çiğ badem veya fındık eklenir kaşıklarla şekil verilerek yağlı kağıt üzerine aralıklarla koyulup buzlukta dondurulur. Şekersiz çay veya kahveyle mükemmel bir ara öğün olarak tüketilir.

Doğru Beslenin, Sağlıklı Kalın :)

İnstagram: https://www.instagram.com/dyt.kubrazeydanli/

Facebook :https://www.facebook.com/DiyetisyenKubraZeydanli/

Yazının devamı...

Diyetin kopma noktaları

Diyet süreci aslında engelli bir koşu. Bazen engeli atlayıp geçerken bazen takılıp düşmek normaldir. Ancak pek çok kişi birkaç engele takıldıktan sonra koşuyu bırakır. Hatta hedefe geç de olsa varabilecekken, başlangıç noktasına geri döner.

Peki nedir bu diyetin engelleri ve nasıl üzerinden atlayıp geçilebilir?

1. ACELECİ OLMAK

Kısa bir zamana büyük hedefler sıkıştıranların başarı olasılığı düşer. Aslında mucize arayışıyla hatalı diyetlere, kürlere, hatta ilaçlara sarılmak yağ kaybından çok su ve kas kaybetmenize neden olur. Bu durumda metabolizma yavaşlar, kan şekeri düşer, psikoloji bozulur, çeşitli sağlık sorunları oluşur ve verilen kilo vücuda yağ olarak geri döner. Hedef kilo kaybıyken sonuç daha yağlı bir vücut ve yavaş bir metabolizma olur.

Kendinizi sınırlamayın. Bir ayda 5 kilo vermeliyim, kuzenimin düğününe kadar 38 beden olmalıyım vb. cümleler kurmayın. Yavaş ama emin adımlarla gidin. Herkesin metabolizması farklıdır, kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. En önemlisi enerjisi çok düşük diyetler yapmayın.

2. ANORMAL BESLENME ALIŞKANLIĞI

İlginçtir ki kişiler kilo kaybetmek istediği dönemlerde sevdikleri yiyecekleri tamamen hayatlarından çıkarıp, sevmediklerini daha çok tüketme eğiliminde olurlar. Yani diyet sevilen besinlerden mahrumiyet haline gelirken bir de işkenceye dönüşür. Sonuç ise hedefe ulaşıldığında eski beslenme alışkanlıklarına dönüp belli bir süre sonra verilen kiloları geri almak olur. Hatta bazı bireyler diyet süreleri içerisinde kendilerine yasakladıkları besini tükettiklerinde pes edebilir veya kendini kaybettiği bir anda dünyaları yiyebilir.

Çözüm ise çok basit ve zevkli. Kendi beslenme alışkanlıklarınızı gözlemleyin. Sağlıksız olanları keşfedip adım adım ve kalıcı şekilde değiştirmeye çalışın. Bir anda büyük değişimler yaşayarak kendinizi cezalandırmayın. Besinleri yasak besin, diyet besin gibi kategorilere sokmayın. İstediğiniz her şeyi yiyin ama miktar ve sıklık unsurlarına dikkat edin.

3. TARTI ÜZERİNDE ŞOK!

Çok sık tartıldığınız zaman kilonuzun artmaları ve azalmaları psikolojik olarak sizi etkileyecektir. Ama tartı her zaman doğru göstermez. Vücudumuz tartıyı kandırmayı sever, özellikle su oranını çok sık değiştirerek yapar bunu.

Haftada bir tartılarak ve kilonuzu not alarak ilerlemeniz en doğru olanıdır. Diyet listelerinin de (bir uzman tarafından) haftalık duruma göre güncellenmesi hedefe giden yolda yardımcı olacaktır.

4. TATLI KRİZLERİ

Özellikle hatalı diyetlerin en büyük engelidir. Düşük karbonhidrat alımı, dengesiz bir kan şekeri, mahrumiyet duygusu, diyetteyim düşüncesi gibi etkilerle beyin tatlı tatlı diye sayıklamaya başlar. Aslında istediği sadece denge ve enerjidir.

Tatlı krizi oluşmaması için güne sağlam bir kahvaltıyla başlayıp ara öğün tüketimine dikkat edin. Lifli karbonhidratlar tüketerek kan şekerini kontrol altına alın. Magnezyum içeren besinlere biraz daha özen gösterin.

Sağlıkla Kalın :)

İnstagram : www.instagram.com/dyt.kubrazeydanli

Facebook : www.facebook.com/DiyetisyenKubraZeydanli

Yazının devamı...

Biz tuzu çok yanlış tartıştık

Şüphesiz tuz insan hayatı ve sağlığı için oldukça önemlidir. Tuz çeşitli minerallerden oluşur. Mineraller ise vücudumuzda hem dokuların yapısına katılır hem de asit-baz dengesini düzenler. Bu yüzden minerallerin yetersiz alınması veya gereğinden fazla alınması çeşitli sağlık sorunlarına neden olur.

Son yıllarda kaya tuzu mu sofra tuzu mu kullanılması gerektiği medyada bir tartışma konusu oldu. Bir grup kaya tuzunun sodyum ve klor dışında pek çok mineral içerdiğini sofra tuzunda ise sadece sodyum ve klor kaldığını, diğer minerallerin işlemler esnasında kaybolduğunu söyledi. Diğer grup ise iyotla zenginleştirildiği için sofra tuzu kullanılması gerektiğini savundu. Bir de tuza eklenen katkı maddeleri konuşuldu. Sofra tuzuna katkı maddesi eklendiği için doğallığını kaybettiğini bu yüzden kaya tuzunu kullanmak gerektiğini söyleyenler oldu. Oysa biz bu tartışmaların içinde boğulurken asıl katkı maddesi katılan tuzları yani besin sanayisinde kullanılan tuzları göremedik.

Besin sanayisinde tuzlara potasyum nitrat, sodyum nitrat, sodyum glutamat vb. katkı maddeleri katılmaktadır. Bunlar besini korumak, lezzetini artırmak, ete renk vermek, etin bozulmasını önlemek gibi sebeplerle kullanılmaktadır. Sorun şu ki içinde tuz olduğunu bile fark etmeden yediğimiz ürünlerde kullanılan bu koruyucular potansiyel kanserojen olarak kabul edilmekte ve çocuklarda hiperaktivite gibi çeşitli yan etkilere sebep olabilmektedir. İşlenmiş et ürünleri, hazır köfteler gibi etle hazırlanmış besinler, bazı peynirler, bulyonlar ve çeşitli paketli ürünlerde bu bahsettiğimiz katkılı tuzlar kullanılıyor. Yani bizler farkında olmadan sağlığa zararı bilinen katkı maddelerinin eklendiği tuzlar tüketiyoruz.

Bu sorunu çözmenin yolu ise sosis, sucuk vb. başta olmak üzere işlenmiş et ürünleri, hazır çorbalar, bulyonlar gibi bazı besinleri hayatımızdan tamamen çıkarmak, her paketli ürünün etiketini okumak ve olabildiğince paketli ürün kullanmamaktan geçiyor.

https://www.facebook.com/DiyetisyenKubraZeydanli/?fref=ts

https://www.instagram.com/dyt.kubrazeydanli/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.