SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Biyolojik Yaş Yoktur, Cilt Yaşı Vardır. Peki Cildiniz Yaşınız hakkında ne söylüyor !

Cildimiz bizi belki de en bakımlı ve sağlıklı gösteren giysimizdir. Gerçekten de cildimiz yaşımızı herkese ilan ettiği gibi, ona ne kadar iyi baktığımız konusunda da bizi kolayca ele verir. Peki gerçek giysimiz olan cildimizi ne kadar tanıyoruz. İdeal cilde ulaşmak için kilit nokta bu dinamik organın içteki işleyişini anlamakla başlıyor.

1. Cildin Anatomisi Ve Fizyolojisi

Cilt katmanları, yapısal proteinleri ve içerikleriyle vücudumuzu tümüyle kaplayan yetişkin erkeklerde 1,85 metrekare ve kadınlarda 1,60 metrekare yüzölçümü bulunan, 10-12 kg ağırlığında vücudumuzun en geniş organıdırve koruyucu bariyer görevi yapar. Cildin sağlığı ve yüzey görüntüsü çevresel faktörler ve aşağı katmanları oluşturan bileşenlerin fonksiyonu ile belirlenir.

Cildimizin ortalama her 6,5 santimetrekaresinde; 650 ter bezi, 20 kan damarı ve binden fazla sinir ucu bulunur. Cildimiz pek çok fonksiyonu yerine getirebilmesiyle gerçekten inanılmaz bir mekanizmadır. Cildimizin dış katmanı iki öğeden oluşur: epidermis adı verilen canlı hücrelerden oluşan katman; ve stratum corneum (korun) adı verilen koruyucu hücrelerden oluşan en üst katman. Cildimize yardımcı olmak istiyorsak bunun için, önce stratum corneum katmanını anlamamız gerekir.

Stratum corneum cildimizin çevreye tepki vermesine ve cilt bariyerimizin sağlıklı durumunun korunmasına yardımcı olan fonksiyonel bir katmandır. Stratum corneumu tuğla ve harçtan oluşan bir duvar gibi düşünün. “Tuğlalar” korneositlerden (sert, koruyucu cilt hücreleri), “harç” ise lipitlerden (korneositleri çevreleyen ve koruyan sürekli bir katman) oluşur. Korneositler, dezmozom adı verilen proteinlerle bağlanır. Her bir korneositin içerisinde cilde nem çeken Doğal Nemlendirici Faktörler (NMF) bulunur.

Stratum corneum, cildinizdeki doğal su kaybı oranını düzenler; bu sürece Transepidermal Su Kaybı (veya TEWL) adı verilir. Normal, sağlıklı, nemli bir cilt her gün yaklaşık 80-100 gram su kaybeder. TEWL süreci, lipit yapısının bütünlüğünden ve Doğal Nemlendirici Faktör’den etkilenir. Sağlıklı bir şekilde nemlendirilmiş ciltte bu öğeler TEWL oranını düzenler ve stratum corneumda uygun nem seviyesini korur.

2. Sağlıklı hücresel gelişim

Sağlıklı hücresel gelişim, cildimizin içeriğindeki nemi koruyabildiğimiz sürece gerçekleşir. Optimum nem seviyesi ve kurumaya karşı koruma sayesinde cildimizin tüm elementleri lipitlerden Doğal Nemlendirici Faktörlerine, dezmozomlara ve hücre olgunlaşmasına kadar bütünlük içinde fonksiyon göstererek sağlıklı ve nemli bir cilt sağlar.

3. Sağlıklı ve Güzel Cilt

Sağlıklı ve Güzel Cildin 4 Altın anahtarı ; Nem dengesi , Elastikiyet , Ton ve Cilt Radiyansı (Parlaklık) dır.

Cildimizin sağlamlığı ve elastikiyetinden sorumlu en önemli iki destek maddesi kollajen ve elastin’dir. Kollajen, epidermisin altındaki ikinci cilt tabakası olan dermiste bulunan, vücudumuzun ana, yapısal proteinidir. Cildimizin su deposudur. Yani kollajenin artırılması aynı zamanda cildin nem ve tonüsünün artırılması anlamına gelmektedir. Ciltte yeni oluşan genç kollajene ‘prokollajen’ adı verilir. Prokollajen 72 saatte oluşur ve 8-12 hafta sonra kollajene dönüşür. Kollajen cildimize direnç, dayanıklılık, pürüzsüzlük ve dolgun bir görünüş sağlar, kollajen seviyemizi devamlı olarak arttırmak ya da korumak son derece önemlidir.

Elastin ise Dermiste bulunan ve hücre bağları tarafından üretilen bir proteindir, çok önemli ‘Gençlik Proteini’. Cilt güzelliğimiz için Elastin kadar önemli tek bir protein yoktur. Çünkü Elastin, cildimizin esnekliğinden sorumludur. Cildimizin esnekliğini ve elastikliğini korumaya yarar.

Yani, kesinlikle kollajen değerinizi yükseltmeniz ve elastin oranınızı arttırmanız gerekir ki, formda, sıkı, genç, sağlıklı bir cilde sahip olasınız!

4. Cildiniz başlı başına bir mucize ona iyi bakın , nasıl mı ?

Cildimizi tanımak, ihtiyaçlarını anlamak ve gereğini yapmak cildimize dolayısıyla kendimize verebileceğimiz en güzel ve yaşam boyu sürecek hediyedir. Üstelik sandığımızın aksine sağlıklı ve ışıl ışıl parlayan bir cilde sahip olmak çok da zor değil. Sadece istikrar ve sadakat gerektirir. İşte sağlıklı ve güzel bir cilde sahip olmanın en önemli ana hatları ;

- Düzenli Beslenin ve Yeterince Uyuyun

- Cildinizi Sabah ve Akşam mutlaka temizleyin

- Cildinizi nemlendirmekten hiç vazgeçmeyin

- Cildinizin Elastin üretimini arttırın

- Cildinizi koruyun : Güneş koruyucular

Kendinizi Sevin Ve Mutlu Olun...

Dr.Ecz.Neslihan Şahin / Kozmetolog

Yazının devamı...

Geçmişten bugüne kozmetik

Kozmetik ‘Cosmetique’ kavramı Türkçeye Fransızcadan geçmiştir, görüntü güzelleştirmeye ilişkin, güzellik müstahzarı anlamına gelir. Bu kavramın kökeni de Yunanca ‘Cosmos ‘ süs, güzelleştirme, çeki düzen verme kavramına dayanır.

Kozmetikler; vücudun veya vücudun herhangi bir bölümünün temizlenmesi, güzelleştirilmesi, cazip hale getirilip değişik bir görünüm kazanması için uygulanan tüm ürünler ve maddelerdir.

İnsanlar, kadın ya da erkek binlerce yıldan beri güzelleşmek, kendilerini başkalarına beğendirmek, genç görünmek, yüzlerindeki kırışık, yara, sivilce ya da çeşitli izleri gizlemek, güneşten, rüzgardan, soğuktan ciltlerini korumak, vücutlarındaki istenmeyen tüyleri gidermek, saçlarının dökülmesini önlemek ya da rengini değiştirmek için boyalar, merhemler, losyonlar, parfümler yapmışlardır. Çünkü güzel görünmek, bakımlı ve çekici olma arzusu insanlığın var oluşuyla doğan, karşı konulamayan bir süreçtir. Buna paralel olarak Kozmetiğin tarihçesi de bir o kadar eskidir.

Kozmetiklerin kullanımı ve parfümler hakkındaki bilgiler, M.Ö. 4000 yıllarından öncesine kadar dayanmakta olup insanlığın gelişimine paralel olarak Kozmetik kullanımı da ilk çağlardan günümüze kadar artarak devam etmektedir.

Ölülerle birlikte eşyaların da mezara konulduğu Antik Mısır’da yapılan arkeolojik kazılar da bulunan, yüze sürülen boyaların karıştırıldığı küçük kaseler, binlerce yıl sonra hala güzel kokusunu koruyan merhem kapları, ruhların bu güzel kokular içinde, daha iyi dinlenebileceği düşüncesini ortaya koyarak Mısır toplumunda Kozmetiğin önemini ve yaygınlığını gözler önüne sermiştir.

MÖ 1400’lerde yaşamış olan Mısır Kraliçesi Nefertiti’nin yaşadığı dönemin kozmetik uzmanı olduğu ve Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın ise güzelliğini kendi yaptığı kozmetiklere borçlu olduğu da tarihte yerini almıştır.

Mısırlıların kozmetik alanındaki bilgileri İbranilere, Asurlulara, Babillilere, Perslere ve Yunanlılara kadar ulaşmıştır.

Antik Yunanda fiziksel güzelliğin, kusursuz bir ruhun varlığının işareti olduğu fikri benimsenmiş, Dıştan görünenin, içeridekini yansıttığı, erdemi ve zekayı da temsil ettiği için değerli bulunmuştur. Plato güzel olanın iyi , iyi olanın da güzel olduğuna inanmış, görünen yüzümüzün, gölgede kalan gerçek benliğimize aynalık ettiği fikri böyle doğmuştur.

Ve unutmayalım ki gelmiş geçmiş tüm zamanların en güzel kadını, uğruna orduların savaştığı , dev bir krallığın yıkıldığı , tarih boyunca ‘binlerce gemiyi kaldıran güzel’ olarak anılan Truvalı Helen güzelliğini ve çekiciliğini, büyücünün ona verdiği güçlü kokuya borçludur. Helen, kadınsı cazibenin simgesi , güzelliğin kudretinin ispatı olmuştur.

Kozmetiğin gelişiminde önemli rol oynayan Çinliler ise Kozmetiği asaletin simgesi olarak görmüş ve Çin kadınları Soyluluk seviyesine göre yüzlerini altından gümüşe kadar farklı tonlarda boyamışlardır. Alt sınıf kabul edilenlerin ise boyanmaları yasaklanmıştır.

Kozmetik kullanımındaki sıçrama 18. yüzyıl Avrupa'sında özellikle de her iki cinsin tamamen yapay bir görünüme ulaşmaya çalıştıkları İngiltere ve Fransa'da meydana gelmiştir. 1880'lere doğru teknolojideki ve bilhassa yayıncılıktaki gelişmeler ve reklamın keşfi ile kozmetik tarihinde yeni bir devir açılmıştır.

20. yüzyıla gelindiğinde ise Avrupa ve Amerika’da makyaj yapmak modaya uymanın göstergelerinden biri haline gelmiştir.

Görüldüğü üzere İnsanlık tarihinin her döneminde güzellik kavramı farklı olsa da değişmeyen tek olgu Tarihte olduğu gibi bugün de Kozmetiğin ve Kozmetik ürünlerin hayatımızda ki yerinin her geçen gün artmakta ve önem arz etmekte olduğudur.

Tarihsel süreç içinde kadınlar güzellik kavramı ile özdeşleşmiş, gelişen teknoloji ve çağın gereksinimleriyle birlikte Kozmetik alanında oldukça fazla yol katedilmiştir. Son yıllarda kişisel bakım ve kozmetik ürünü kullanımının erkekler arasında da yaygın bir şekilde artması, kozmetik sektörünün katlanarak büyümesini beraberinde getirmiştir. Dünyada 250 milyar dolara ulaşan kozmetik pazarı, son yıllarda Türkiye’de de büyümesiyle dikkati çeken sektörler arasına girmiştir.

Dr.Ecz.Neslihan SAHIN

Kozmetolog

Yazının devamı...

Ayna ayna söyle bana var mı benden daha güzeli bu dünyada...

Diye sordu Pamuk Prensesin bir o kadar güzel ama buz kalpli üvey annesi. Var dedi ayna... Senden çok daha güzel biri var. O gün sarsılmaz güvenini kaybettiği ilk gündü kraliçenin. Belki de kaybedeceği bir ömrün ilk günüydü.

Aslında masallar bile bize anlatmak istemişti bu güzellik efsanesinin ne kadar tehlikeli olabileceğini. Ama biz, prensi tarafından kurtarılmayı bekleyen pamuklara sarılmış prensese, dillere destan güzelliğine, bir prensin var olacağına, bir gün ama mutlaka bir gün bizi bulup bu girdaptan kurtaracağına o kadar dalmıştık ki göremedik bize verilmek istenen gerçek mesajı. Ya da dürüst olalım hadi, görmek istemedik ki...

Küçükken zevkle bin bir hayaller kurarak büyüdüğüm bu masalı ne garip şimdi tamamen farklı bir perspektiften görüyorum. Coco Chanel ne güzel demiş ; Güzellik, sen ne tatlı bir yalansın diye. İşte o yalana tutkun oldukta unuttuk, bu yanlışla inşa ettik tüm olgu ve düşüncelerimizi. 'Güzelsek değerliydik, değilsek o kadar da değildik ' in oyununa geldik. Platon bile güzel olanın iyi, iyi olanın da güzel olduğuna inanmış, görünen yüzümüzün gölgede kalan gerçek benliğimize aynalık ettiği fikrini savunmuşken, ve aslında Croce'e göre de ; Güzel, zihnin yarattığı bir kavram iken ve hatta Hegel'de Güzellik mutlak ruhun yansımasıdır diye düşünürken yıllar geçip te devran değiştiğinde, Güzellik, ancak kendin olmaya karar verdiğinde başlar diyen ve kadınlar dünyasında çığır açan Coco Chanel'e , tüm düşünürlere , yaradana ama en çok ta kendimize yaptığımız bu haksızlıkta neyin nesiydi böyle.

Bir kadının güzel olduğuna dair inancından başka hiçbirşey onu güzel kılamaz diyen Sophia Loren ne kadar da haklıymış, her bir sözüyle hayranlığımı katlayan ; Eğer dış görüntün için endişeliysen önce kalbin ve ruhun için endişelen yoksa hiçbir kozmetik sana yardımcı olamayacaktır diyen Chanel ‘i alkışlamamak mümkün mü…

Demem o ki , Hayır! Sizi ikna etmeye çalışmıyorum , bildiğimiz ama nedense unutmaya çok hevesli olduğumuz gerçek değerimizi haykırıyorum ta ki şifalanana dek.. ta ki mutluluklarımızı, başkalarının gözünden değil kendi gözlerimizden görmeyi öğrenene, gelip geçici ölçütlere bağlamayıp, kıyaslamalardan, abartılardan uzaklaşıp sadeleşene dek, ta ki kıymetimizi hatırlayıp bu bilinçle hareket edene dek.. Ta ki göz bebeklerimizde ne kadar da güzel olduğumuzu görene dek…

Çünkü, bir kadının güzelliği gözlerinde görülür.. Bu yüzden o gözlerde korku, endişe barındırmayın. Umut, güven, hoşgörü, masumiyet bırakın bakışlarınızda. Bırakın ki dünyaya verdiğiniz mesaj Yaradana dek ulaşsın , ulaşsın ki gerçek güzellikler gelsin bizi bulsun. Bulsun ki neyin gerçek neyin serap olduğunu unutmamıza vakit kalmasın. Bırakın evren tüm güzelliği ve güzellikleriyle sizi sarsın sarmalasın…Ve en önemlisi güzel kalpli olun ki güzel kalbiniz yüzünüzde can bulsun. Klişe olmaktan korkmayın, bağırın seslice; güzel bir kalp yüz güzelliğinin temsilidir diye.

Şimdi Aynanın karşısına geçin ve gözlerinizde görene dek söyleyin ;

Ben Güzelim...

Bu kadar sade, bu kadar basit ve bir o kadar derin…

Dünya Kadınlar günümüz kutlu olsun… Güzelliğimiz daim olsun..

KOZMETOLOG Dr.ecz.Neslihan Şahin

Yazının devamı...

Kadın ve güzellik

KADIN VE GÜZELLİK

Bu ikiliye Dikkat !

İnsanlık tarihi kadar eskidir Kadının içinde filizlenen güzellik arzusu... Bitmek tükenmek bilmeyen, hep daha fazlası istenilen bir serap tır bizi bu yolda heba eden, yorgun düşüren.. 'En' olmaktır.. Düzeltiyorum, 'En' olabilme arzusunda kaybolmaktır... Halbuki görecelidir güzellik, bakan gözlerle şekillenir, değerlenir ya da azalır, hiç olur, uçar gider... Bir de emanettir aslında güzellik... Bu yüzdendir ki; Aynada her ne görüyorsanız size ait değildir sadece Allah'ın size bir emanetidir. Bize düşen ise bu emaneti en iyi şekilde koruyabilmektir.

Ve bu noktada 'Kozmetik' kavramı girer Kadın ve Güzellik ikilisinin arasına, vazgeçilemez bir parçası olarak sürdürür hayatını onlarla. Bir bütünün ayrılamaz parçaları olurlar. Çünkü Kozmetik, orjinal haliyle 'Cosmetique' kavramıTürkçeye Fransızcadan geçmiştir ve görüntü güzelleştirmeye ilişkin, güzellik mustahzarı anlamına gelir. Bu kavramın kökeni de Yunanca 'Cosmos' süs, güzelleştirme, çeki düzen verme kavramına dayanır. Müthiş üçlümüz Kadın, Güzellik ve Kozmetik bu görünmez ağlarla bağlıdır birbirlerine. Ve o gün bugün bizlerle can bulur, gelişir, yaşarlar hayatlarımızda.

Kozmetikler ise ; vücudun veya vücudun herhangi bir bölümünün temizlenmesi, güzelleştirilmesi, cazip hale getirilip değişik bir görünüm kazanması için uygulanan tüm ürünler ve maddelerdir. Yani, sevmek ve korumakla mükellef olduğumuz emanetimiz için olmazsa olmazlarımızdır. Bize bahşedilen güzellikleri, daha güzel daha çekici hale getirebilmemize yardımcı yoldaşlarımızdır kozmetikler... Saçımızdaki parlaklık, Tenimizdeki koku, cildimizdeki temizlik, bir nevi hayata başkaldırışımızdır onlar.

Siz değerli okurlara kendi dilimde 'Merhaba' dediğim bu yazımda Kozmetiğin ve kozmetik ürünlerin hayatımızdaki yerinden, güzellik ile olan ilişkisinden bahsetmek istedim. İlerleyen zamanlarda Cildimize dost kozmetik ürünlerden, Kozmetik ürünlerde dikkat etmemiz gereken hususlara kadar uzanan uzun bir yolculuğa çıkacağız.

Son olarak ' Çirkin Kadın Yoktur, Güzel Hissetmeyen Kadın Vardır' diyorum ve sizi düşünceler ile baş başa bırakarak bugünkü yazıma burada son veriyorum.

Güzelliğiniz Daim Olsun

KOZMETOLOG

Dr.Ecz.Neslihan ŞAHİN

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.