SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Saç Ekimi Sonrası Neden Sigara İçmemelisiniz?

Saç Ekimi Sonrası Neden Sigara İçmemelisiniz?

Türkiye ve dünyada erişkin nüfusun büyük bir çoğunluğu hayatını sigara bağımlısı olarak geçiriyor. Günümüzde Türkiye’deki sigara içicilerinin sayısı yaklaşık 17 milyon civarındadır. Sigaranın zararları artık herkes tarafından bilinmektedir. Sigaranın zararlarını bilmenin bırakmak üzerinde olumlu etki yaratmakta ancak nikotin bağımlılığı sebebiyle tam etkili olamamaktadır.

Kronik sigara kullanımı maalesef, koroner arter hastalığından akciğer kanserinde kadar birçok ciddi hastalığın temel sebebidir. Sigara içen hastalarda anestezi gerekliliği veya cerrahi müdahale söz konusu olduğunda sigaranın insan vücudunda meydana getirdiği değişiklikler daha da önem kazanmaktadır.

Sigaranın vücuda verdiği genel zararları çok iyi bilen insanlar, malesef cerrahi bir operasyon sonrası sigara içmenin getirdiği zararlar hakkında aynı oranda bilinçli değiller. İnsanların %92’si ameliyat veya cerrahi bir operasyon sonrası sigara içmenin ortaya çıkarttığı yeni riskler hakkında bilgili değiller.


Sigaranın Hücresel Boyutta Etkileri

İçerdiği 6000 kimyasal madde sebebiyle vücutta DNA seviyesinde değişiklikler meydana getirmektedir. Tek bir sigara bile vücuttaki hücrelerin yapılarında ve işleyiş mekanizmalarında değişiklik meydana getirir.

Sigaranın kanser yapıcı özelliği içerdiği 55’in üzerindeki kanserojen madde ile ortaya çıkmaktadır. Sigara dumanı ile birlikte vücuda yayılan bu maddeler DNA yapısına yapışarak, DNA’ya bağlanmakta ve DNA-adducts denilen “artık DNA” ortaya çıkmaktadır.

Sigaranın en çok etki ettiği organların hücrelerinin, DNA’da sigaranın meydana getirmiş olduğu bazı artık maddelere rastlanmış olması kanserin nasıl oluştuğu konusunda bizleri biraz daha aydınlatmaktadır.

Sigaranın kan yapısı üzerindeki etkileri daha ani ve yoğun hissedilmektedir. Sigara içimi kanda lökosit ve trombosit sayısında artışa neden olur. Sigara dumanındaki yoğun karbondioksit sebebiyle kan hücrelerindeki oksijen seviyesi hızla yok olmakta vücuda verdiği genel olumsuz etkilerin yanı sıra iyileşme ve tedavi süresini ciddi anlamda sekteye uğratabilmektedir.

Maalesef yapılan araştırmalar gösteriyor ki, cerrahi operasyonlar öncesinde hastaların sadece %67’si sigarayı bırakmamaktadır. Operasyon sonrası ise, hastaların %54’ü iki gün içerisinde doktorların uyarılarına rağmen sigara içmektedir.

Sigaranın Ameliyat Öncesi Bırakılmasının Yararları


12 saat önce sigaranın bırakılması: Kandaki karbondioksit düzeyini azaltarak kalbe giden oksijen seviyesini arttırır. Kan basıncı seviyesi hale normalin üzerinde seyredebilmektedir.

12 - 24 saat öncesi bırakılması: Nikotinin kalp hızı, kan basıncı ve damarların büzülmesi seviyeleri üzerindeki olumsuz etkilerini azalır.

1 - 2 hafta önce bırakılması: Siliar fonksiyonlarda düzelme sağlar. Balgam miktarının azalmasıyla küçük hava yolları fonksiyonlarının gelişmesini, solunum komplikasyonlarının azalmasını bağışıklık sistemi ile ilgili fonksiyonların normale dönmesini sağlayarak yara iyileşme komplikasyonlarını ve enfeksiyon riskini azaltır.

Operasyon Sonrasında Sigara İçmemenin Yararları

Operasyon sonrasında da sigara kullanımı, oksijen seviyesi düşmüş kan hücrelerinin yara iyileşme sürecini sekteye uğrattığı bilinmektedir. Söz konusu operasyon saç ekimi olduğunda donör bölgeden alınarak yeni yerlerine yerleştirilen saç kökleri, buradan beslenebilmek ve yeni alanlarına alışabilmek için hızlı ve sağlıklı kan akışına ihtiyaç duyarlar. Saç ekimi operasyonları sonrasında sigara içmek yeni ekilen saç köklerinin yeni alanlarına yerleşmesini zorlaştırmaktadır, bu da ekilen saç köklerinin çıkmamasına sebep olabilmektedir.

Sigara içmek damarları daralttığı ve kan dolaşımını yavaşlattığı için saç ekimi sonrasında içilen sigara yeni ekilen hassas saç köklerine yeterince kan gidememesine sebep olur. Beslenemeyen saçlar güçsüz düşer ve dökülebilir.

Saç ekim araştırmalarına 20 yılımı vermiş bir doktor olarak, hastaların bu konudaki hassasiyetlerini bilmeme rağmen, saç ekim operasyonundan en az 1 hafta önce ve saç ekim operasyonundan sonraki 10 gün boyunca sigara içmeyi hiçbir şekilde tavsiye etmemekteyim. Saç köklerinin çok daha sağlıklı çıkabilmesi, saçların hızla yerlerini benimsemeleri ve hızlı uzamaları açısından sigara operasyon sonuçlarında başarısızlıklara sebep olabilmektedir.

Saç ekimi sonrası her bir saç kökünüzün sizin için ne kadar değerli olduğunu hatırlayarak, saç köklerinizin normalden çok daha fazla oksijene ihtiyaç duyduğunu unutmayın. İçtiğiniz her bir sigara saç köklerinizin ihtiyacı olan besin ve oksijeni yok eder.

Sigara içmemek saç ekimi operasyonunun başarılı geçmesi arasında yakından bir ilişki olduğunu, sigara içmeyen kişilerin cerrahi operasyonlarının çok daha rahat ve başarılı sonuçlandığını unutmayınız.

Saç Ekim Doktorunuz
Dr. Yetkin BAYER
www.yetkinbayer.com















Yazının devamı...

oğanın mucizesi; “AKUPUNKTUR”

DOĞANIN MUCİZESİ “AKUPUNKTUR”

Doğu tıbbında yüzyıllardır uygulanan Akupunktur, 1970’li yıllardan sonra modern tıp tarafından kabul edilmiş ve kullanılmaya başlanmıştır.

Bugün sizlere, ülkemizde çok daha bilinen bir noktada olmasını istediğim, akupunktur’dan bahsetmek istiyorum. Akupunktur kelimesine artık o kadar da yabancı değiliz. Son 10 yıldır ülkemizde yaygınlığı artan akupunktur günümüzde hala hak ettiği noktaya gelmiş değildir.

Akupunktur organizmanın kendi kendisini tedavi etmesi prensibine dayanmaktadır. Günümüzde modern tıp içerisinde akupunkturun hem tedavi hem de destek amaçlı kullanıldığı birçok alan vardır.

Anestezi ve aneljezi: Yüzyıllardır kullanılan akupunktur uygulmalarından en yaygın olanı ağrı kesme ve uyuşturma yöntemleri içerisinde tercih edilmesidir.

Alışkanlık Tedavisi: Sinir uçlarına yapılan uyarılar sayesinde günümüzde akupunkturun en sık uygulandığı alanlardan birisi alışkanlıkların yok edilmesidir. Sigarayı bırakma, tırnak yeme tedavisi ve aşığı yeme alışkanlığına bağlı kilo sorunları akupunkturun yaygın olarak kullanıldığı alanlardan olmuştur.

Son zamanlarda büyük şehirlerde yoğun stres altında kalan insanların artması sebebiyle akupunkturun gevşetme sakinleştirme dinginleştirme özelliği de sık sık gündeme gelmektedir.

Çeşitli hastalıkların tedavisinde destekleyici tedavi yöntemi olarak ta kullanılan akupunktur yapılan araştırmalar ve kanıtlanmış sonuçlarının ardından sağlık bakanlığı onaylı eğitim tıp üniversitelerinde bölüm olarak okutulmaya başlanmasının yanı sıra Sağlık Bakanlığının onayladığı eğitim programları da başlatılmıştır.

Uyarı Noktaları Ve Uygulama

Akupunktur’da etki vücudun belli yerlerin iğneler batırılmasıyla sağlanır. Geleneksel Çin Tıbbından bu güne kabul görmüş 361 tane temel akupunktur noktası vardır. Organizma için büyük önem taşıyan bu noktaları uyarılmasıyla organizma üzerinde etki başlamaktadır.

Akupunktur uygulamalarında iğne uçlarının mikro derecede ince olması sebebiyle kişinin duyduğu yüzeysel bir acı söz konusu değildir ancak akupunktur tedavisinden ileri gelen o noktada hafif bir baskı söz konusu olmaktadır.

Kulakta bedenin hemen hemen her uzvuyla ilgili bir akupunktur noktası bulmaktadır. İnsan organizmasının neredeyse tüm bölgeleriyle iletişim halinde olan noktalar kulağında bulunmaktadır. Bu yüzden akupunktur tedavisinde vücutla beraber veya tek başına kulaktaki noktalar kullanılmaktadır.

Akupunktur Ve Zayıflama

Alışkanlık tedavilerinde yoğun olarak kullanılan akupunkturun en başarılı olduğu alanlardan birisi de zayıflama konusudur. Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesinde kullanılan akupunktur tedavisi eski alışkanlıkları bırakmak kadar yerinde yeni ve doğru alışkanlıkların edinilmesinde de fayda sağlamaktadır.

Akupunktur tedavisi yemek yeme ve açlık hissinde düzenleme yapmaktadır.
Yoğun yeme isteği ve sürekli açlık hissi ortadan kaldırılır.
Mide asidi kontrolü sağlanarak diyetle birlikte artabilen mide yanması sorunu ortadan kaldırılabilmektedir.
Akupunktur ile metabolizma hızının düzenlenebiliyor olması, yapılan diyetleri daha etkili kılarken kilo vermeyi hızlandırmaktadır.

Bunların yanı sıra unutulmamalıdır ki, akupunktur kişiyi kendi başına zayıflatabilen bir uygulama değildir ancak kişinin zayıflaması önündeki en büyük sorunları ortadan kaldırmaktadır. “iştah” “yavaş çalışan metabolizmalar” ve “açlık hissi” üzerinde çok büyük etkilere sahip olduğu için akupunktur ile birlikte hafif bir diyet yapmaya karar vermiş olan kişi çok kısa zamanda bunu kendi yaşam stili haline getirebilecektir. Normal diyetten farklı olarak belirli bir süre sonra diyet yaptığını unutabilecek ancak sağlık, düzenli ve gerektiği kadar yiyerek vücudunun ideal kilosuna ulaşmasına sebep olacaktır.


DR. Yetkin BAYER

www.yetkinbayer.com








Yazının devamı...

Adım adım saç ekim aşamaları

SAÇ EKİMİ AŞAMALARI



Saç Ekimi Kavramını Tıptaki Gelişimine Kısa Bir Bakış
İlk olarak 1952 yılında Dr.Orentreich tarafından Amerika’da gerçekleştirilen saç naklinden sonra, 1980’li yıllarda motorlu cilt trepanlarının kullanıldığı “otogreft tekniği” ortaya çıkmıştır ancak o dönem bu teknikle sadece 2000 greft toplayabilmek için 80 saatin üzerinde işlem gerçekleştirmek gerekmekteydi.

1990’lı yıllarda saç kökünün içinde barındığı, büyüdüğü yapı olan “foliküler ünite” kavramının bulunması ile birlikte, FUT (Folliculair unıt transplantation) yöntemi geliştirilmiştir.

FUT yönteminden 6 yıl sonra 1996 yılının başında Dr.Woods, iğneler yardımı ile greftlerin toplanması yöntemine dayanan bir teknik uyguladığını açıklamış ancak bu kavramı bilimsel literatüre geçirmemiştir.

Nihayet 2002 yılında Rassman ve Bernstein tarafından saç köklerinin mikro greftler şeklinde toplanmasıyla gerçekleştirilen FUE (Folliculair Unıt Extraction) olarak isimlendirilen teknik tıp terimleri arasına kabul edilmiş, dünya çapında gerçekleştirilen seminer ve sempozyum ve kongrelerle tanıtılmıştır.

Günümüzde Saç ekimi
Uygulanmaya başlandığı ilk yıllardan itibaren, gerek doğallık, gerek uygulanabilirlik, gerekse ortaya çıkabilecek komplikasyonların önlenmesi açısından uzun bir süreç atlatan saç ekimi operasyonları son 10 yıl içerisinde büyük bir değişim göstermiştir.

2008 yılında FUE yönteminde kullanılacak yeni tıbbi aparatlar geliştirilmiş ve böylece çok sayıda greftin toplanmasını olanaklı hale gelmiştir.

Günümüzde bu yöntemle uygulanan başarılı ve doğal saç ekimleri, saç dökülmelerine karşı saç ekimi tedavisinin, son 8 sene içerisinde ciddi anlamda yaygınlaşmasına sebep olmuştur.

FUE saç köklerinin donör bölgeden (genellikle arka iki kulak arasında kalan ense bölgesinden) 3 ya da 5 li gruplar halinde toplanmasını sağlayan bir saç eki günümüzde saç ekiminde FUE yönteminden daha iyi bir greft alım yöntemi henüz kullanılmamaktadır.

Önemli Bilgi: Günümüzde kullanılan saç ekim teknikleri FUE ve FUT olmak üzere sadece 2 çeşittir ve bu yöntemler greftlerin donör bölgeden alınma şekline göre ayrılmıştır.

FUT ve ya FUE yöntemi ile toplanan greftlerin, bekletilmesi veya ekimi sürecinde değişik bir takım uygulamalar, farklı isimlerle gündeme gelmektedir ancak burada önemle belirtmekte fayda var ki bu değişik isimlerle pazarlanan, birbirinden çok ufak farklarla ayrılan uygulamalar tıp literatüründe SAÇ EKİM YÖNTEMİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMEMEKTEDİR.

Saç Ekimi Hakkında 8 Önemli Tavsiye
1-Saç ekim operasyonları “sağlık ekipleri eşliğinde bizzat doktor tarafından” gerçekleştirilmesi gereken operasyonlardır. Operasyonunuzun doktorunuz tarafından yapılacağına emin olmalısınız.

2-Saç ekimi tecrübe ve el becerisi gerektiren bir operasyondur. Doktorunuzun kaç senedir saç ekimi yaptığını ve bu süreçte kaç hastaya baktığını öğrenmeye çalışın.

3-Doktorunuza aklınıza takılan soruların hepsini sormayı ihmal etmeyin. Saç ekimi estetik açıdan önem arz eden bir operasyon olduğu için doktorunuzun size ve beklentilerine vakit ayırarak dinlemesi önemlidir.

4-Reklam amaçlı, değişik isimlerle sizlere sunulan saç ekim uygulamalarına kanmayın, “saç ekiminde en yeni teknik” başlığıyla yapılan yayınları dikkatlice araştırın.

5-Öncesi sonrası fotoğraflar önemli bir referans olsa da günümüzde teknoloji yardımıyla değiştirilebilmektedir. Çok fotoğraf görmek isteyin ve mümkünse doktorunuzun daha öne saç ektirmiş bir hastasıyla görüşün.

6-Mutlaka iyi araştırma yaparak, birden fazla doktorun görüşünü almaya çalışın ve kararınızı öyle verin.

7-Tek seferde yüksek sayıda greft ekimini tercih etmeyin. Bu şekilde yapılan ekimler, donör bölgeyi tükettiği için, gerekli olduğu durumlarda ikinci bir operasyonu imkansız hale getirebilir.

8-Doktorunuzla görüşerek, beklentileriniz ile dönor bölgenizin sunduğu imkânların uyumlu olduğuna emin olun. Abartılı vaatleri kanmayın, gerçek olanı öğrenin.

5 ADIMDA SAÇ EKİMİ

Saç dökülmesi farklı yaşlarda ve farklı sebeplerle ortaya çıkabilen psikolojik ve sosyal olarak insanı etkileyen önemli bir sorundur. Saçların dökülmesinden başlayarak saç ekimine kadar uzanan süreci sizlerle ayrıntılı olarak paylaşmakta yarar görüyorum.

Adım adım saç ekimine giden süreç kişinin saç dökülmesinin fark edilir boyuta ulaştığı anla başlar.



Stresten, Beslenme yetersizliklerine ya da bir takım hastalıklara kadar farklı sebeplerle ortaya çıkabilen saç dökülmelerinden bazıları sebebin ortadan kalkması ile kendiliğinden yok olabilirken bazıları da çeşitli ilaç ve solüsyonlarla tedavi edilebilmektedir ancak hormonal ve metabolik rahatsızlıklardan kaynaklanmayan ya da genetik yatkınlık sebebiyle ortaya çıkan dökülmelerde ilaç tedavisi etkili olamamaktadır.

1. ADIM: Karar Verme Ve Doğru Zamanlama

Saç ekimine giden süreçte ilk aşama karar verme sürecidir. Kişinin saç dökülmesi sosyal, psikolojik ve özel hayatını yoğun bir şekilde etkilemeye başladığında saç dökülmesi yaşayan kişi çözüm yolları arayışını arttırmaktadır.

Saç ekimine karar verme aşaması, saç dökülmesinin geri dönüşü olmayan ve gün geçtikçe artan bir dökülme çeşidi olduğunun fark edilmesiyle gündeme gelir.

· Araştırma ve Bilgilenme:Saç ekimi konusunda yeterince bilgi edinilmesi, kişinin yapılacaklar hakkında fikir sahibi olması karar verme sürecini hızlandırmaktadır.

· Saç Analizi: Saç analizi, saç dökülme çeşidinizi ve seviyenizi ortaya koyan ve saç yapınızı analiz eden bir işlemdir. Saç analizi sonrasında saç yapınızın saç ekimine uygunluğunu öğrenmek saç ekimine karar verme sürecinizi etkilemektedir.

Saç analizi yaptırmak aynı zamanda saç ekimi için doğru zamanı belirlemenizi de sağlayacaktır. Bazı durumlarda saç ekimi seviyeniz saç ekimi için ideal zamana gelmemiş olabilmektedir. Doktorunuz böyle durumlarda bir süre daha beklemenizi önerebilir.


Bunlarında yanı sıra karar verme aşamasında kişinin kendi duygularını ve saç dökülmesinin ilgili rahatsızlık boyutunu iyi değerlendirmesi gerekmektedir.

Herhangi bir gerekçe olmadığı halde, saç ekimine karar vermeden önce senelerce bekleyen kişilerin, saç ekimi sonrası oyalanarak geçirdikleri bu süre için pişmanlık duyabildikleri gözlenmiştir. Saç dökülmesinden yoğun şekilde rahatsızlık duyan kişilerin, tıbbi bir gereklilik yok ise oyalanmadan saç ekimi yaptırması, saç dökülmesi sebebiyle oluşan olumsuzlukların daha hızlı bir şekilde ortadan kaybolmasına sebep olur.


2. ADIM: Doktor Seçimi

Saç ekimi yaptırmaya karar veren kişi için en önemli konu doktor seçimidir. Yoğun olarak tecrübe ve el becerisi gerektiren ve cerrahi bir operasyon olan saç ekiminde beklentilere uygun sonuçlar almanız konusunda sizi doğru bilgilendirecek olan kişi seçtiğiniz doktorunuzdur.



Saç ekiminizi yapacak kişinin mutlaka diplomalı bir doktor olmasına dikkat ediniz. Günümüzde malesef hala herhangi bir sağlık eğitimi almamış kişiler de “saç ekimi uzmanı” adı altında saç ekimi yapabilmektedir. Saç ekimi yapacak doktorun almış olması gerekmektedir. Doktor seçiminde bir diğer önemli nokta, saç ekim doktorunuzun operasyonu yapıp yapmayacağı konusudur. Uzun süren ve emek isteyen bir operasyon olan saç ekimi operasyonunuzu bir hemşire ya da yardımcının değil bizzat doktorunuzun kendisinin gerçekleştireceğine emin olunuz.

Ülkemizde özellikle son yıllarda saç ekimi popülaritesi hızla artan bir alan oldu. Doktor seçimi açısından özellikle büyük şehirler için seçenek sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu seçenekler arasında doğru olanı seçmek, yapılan reklamlarla birlikte iyice zorlaşır hale gelmiştir. Yaptığınız araştırmaların ardından belirleyeceğiniz birkaç saç ekim doktoru ile doğrudan görüşme yapmalısınız.



3.ADIM: Ön Görüşme

Kişiye özel bir operasyon olan saç ekiminde kişinin saç yapısı, saç dökülme şekli ve derecesi, donör bölgenin kalitesi saç ekim operasyonunu başarısını etkileyen faktörlerdir. Saç ekiminde ön görüşmenin önemi işte burada devreye girer.



Ön görüşme için, saç ekimi yaptırmak istediğiniz doktorun internet sitesinde bulunan iletişim formunu doldurarak, telefon numarasını arayarak ya da canlı yardım gibi özellikleri kullanarak doktorun ekibi ile iletişime geçebilir, ön görüşme için randevu alabilirsiniz.


Size bilgi verecek ve sizi yönlendirecek operasyon danışmanınız tarafından karşılanırsınız. Hakkınızda daha ayrıntılı bilgi edinilmesi için hazırlanmış “hasta bilgi formu” nu doldurduktan sonra doktorunuzla görüşürsünüz.

Doktor ilk olarak saç analizinizi gerçekleştirir. Saç analizi dökülme şekline göre çok kısa süreceği gibi bazı durumlarda, bazı kişiler için daha ayrıntılı bir analiz gerekebilmektedir.

Doktorunuzla yaptığınız görüşme sırasında dökülme hızınız, sebepleriniz, olası ekim şekliniz ve sonucunuz hakkında bilgilendirilirsiniz, ön görüşme esnasında ekilecek greft sayısı ve saç ekim yöntemi de (FUE ya da FUT) kararlaştırılır.



Yaklaşık yarım saat kadar süren ön görüşmede operasyon gününe karar verildikten sonra tahliller damar yolu açılarak 2 tüp kan örneğiniz tetkikler için laboratuvara gönderilir.

Dökülme sebeplerinizle ilgili olarak daha net yanıtlar almanızı sağlayacak olan kan tahlillerinde ayrıca operasyon sırasında bir sorunla karşılaşılmaması açısından sarılık, HIV (AIDS) , şeker ve hepatit gibi önemli hastalıkların kontrolleri yapılmaktadır. Hastanın saç ekimine engel ya da risk teşkil edecek bir rahatsızlığının olup olmadığının öğrenilmesi başarılı bir operasyon yaşanabilmesi için çok önemlidir.

Kan testi sonucunda Hepatit C ve HIV virüsü varlığında saç ekimi iptal edilirken, Hepatit B bulgusuna rastlanmışsa, gerekli önlemler alınarak operasyona devam edilmektedir.



Ön görüşmede doktorunuz tarafından sizlere operasyon günü ve öncesinde dikkat etmeniz gereken noktalar anlatılmaktadır. Doktorunuzun dediklerini eksiksiz yerine getirmek operasyonun başarılı ve sorunsuz geçmesi açısından oldukça önem arz etmektedir.

1-Sürekli kullandığınız ilaçlar varsa mutlaka doktorunuza bildiriniz ve operasyon öncesi doktorunuza danışmadan vitamin dâhil herhangi bir ilaç kullanmayınız.

2-Operasyon öncesinde alkol ve sigara tüketimini durdurunuz.

3-Operasyon öncesi kafeinli içecekler tercih etmeyiniz.

4-Hafif yiyecekler yiyebilirsiniz. Uzun sürebilen saç ekimi operasları öncesinde tok olmanız daha konforlu bir operasyon geçirmenizi sağlayacaktır.

5-Operasyona saçlarınız yıkayarak gelmeniz tavsiye edilir. Herhangi bir şekillendirici ya da losyon kullanmayınız.

6- Düğmeli, rahat çıkarılabilen kıyafetler tercih ediniz.




4.ADIM: OPERASYON



Saç ekim operasyonunuz en az 4 kişilik sağlık ekibi ve doktorunuz tarafından cerrahi koşulları tam olarak yerine getirebilen bir hastanede ya da tıp merkezinde gerçekleştirilmelidir.


Operasyon için belirtilen saatte danışmanınız tarafından karşılanırsınız. Bekleme ve dinlenme alanında nihai saç ekim planlanması için kısa bir konsültasyon gerçekleştirilir, saç ekimi ile ilgili son hatırlatmalar ve bazı kontroller yapılır. Yapılan bilgilendirmelerin ardından operasyon için gerekli bilgilendirmenin yapıldığına dair bilgi formu doldurulur.


Doktor kişinin yüz anatomisini inceler, kişinin saç yoğunluğu, açıklığı ve yüz şeklini ve sizin isteklerinizi birarada analiz ederek en uygun ön saç çizgisini belirler. Ardından doktorunuz tarafından ön saç çizgisi ve greft dağılımını belirleyecek olan sınır noktaları belirlenir ve kalemle kafanız üzerimde bazı işaretlemeler yapılır.

Saç ekim planlama aşamasında kişinin istekleri, yaşı ve yüz şekli çok önemlidir. Kişinin isteklerine en yakın ve estetik şeklin planlanması doktorunuz tarafından yapılır.

Operasyon öncesinde gerekli görüldüğü takdirde doktorun isteği doğrultusunda hasta, saç kesim bölümüne alınarak saçları traş edilir. (Bazı özel durumlarda saçlar traş edilmeden de saç ekimi yapılabilmektedir.)

Operasyon saati geldiğinde ameliyat önlüğü giydirilen hasta operasyon odasına alınır.


Yüzüstü yatırılan hastanın, tüm kafa bölgesi alkol yardımıyla dezenfekte edilir. Donör bölge (genellikle arka iki kulak arasında kalan ense kısmı) greft toplanması sırasında herhangi bir acı hissetmemesi için lokal anestezi ile uyuşturulur. Çok ince uçlu iğneler yardımıyla yapılan lokal anestezi sırasında hasta hafif bir ağrı hissedebilir.


Anestezinin etkisini göstermesi için gereken 15 dakikalık sürenin sonunda içinde saç kökleri ve derinin bulunduğu greftlerin alımına geçilebilmektedir.

FUE yöntemi, greftlerin milimetrik çaptaki, uçları keskin boru şeklindeki “” denilen uçlarla hazırlanarak, tek tek alınması prensibine dayanmaktadır.

Micro-punch’ın boru şeklindeki keskin uçları saç köklerini içeren foliküllerin etrafında 0,6 mm – 0,8 mm çapında dairesel kesiler meydana getirmektedir. Bu şekilde kısa sürede yerinden çıkarılmaya hazır hale gelen saç kökleri micropen-set yardımıyla rahatça toplanabilmektedir.


Micro-punch uçlarla yapılan bu dairesel kesi işlemi günümüzde iki şekilde yapılabilmektedir.

1. Bu teknikte “piasemen” isminde kalem gibi bir alete takılı olan micro-punch uçlar doktor tarafından döndürülerek kullanılır.
Bu şekilde hazırlanan greftler micropen-set yardımıyla toplanır.

Micro-motora göre çok daha uzun süren işlem, daha fazla emek ve vakit gerektirmektedir. Bu teknik el yordamıyla yapıldığı için, doktor tecrübesi çevredeki kıl köklerine zarar vermemek adına daha çok önem kazanmaktadır.

FUE yönteminin ilk çıktığı yıllardan sıklıkla kullanılan bu teknik günümüzde, daha çok yüz gibi hassas bölgelerde, az sayıda greft gerektiren ufak yama ekimlerinde tercih edilmektedir.

2. Bu teknikte micro-punch uçların takılı olduğu pieasemen, el yordamıyla değil, bu iş için özel olarak geliştirilmiş bir cihaz yardımıyla döndürülmektedir.

Micromotorla greft alım işlemi ufak vuruşlarla hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir.

Greft toplama hızını arttıran bu yöntem, günümüzde manuel-punch’a kıyasla daha çok tercih edilmeye başlanmıştır. Doğru ayarlamalar yapıldığında çoklu greft toplamalarında önemli avantajlar sağlamaktadır.

Her iki tekniğinde kendi içinde avantajlı olduğu yönler bulunmaktadır.

Kıl kalınlığına göre en uygun boyuttaki punch uçlarının tercih edilmesi, dokuya uygun derinlik ve açı ile giriş yapılması iz oluşumunu ortadan kaldırabilmektedir. Bu tercihlerin her iki yöntem içinde doktorun tecrübesi ve bilgisi ile alakalı olduğu unutulmamalıdır.

FUE yöntemiyle greft alımlarında bu şekilde “Micromotor” ya da “manual punch” ile hazır hale getirilen saç kökleri “micropen-set” ismi verilen cımbıza benzer yapıdaki bir alet ile toplanmaktadır.


Toplanan greftlerin derilerinden ayıklanarak ekime hazır hale getirilmesi, saç kökü kaybı yaşanmaması adına çok önemli bir süreçtir. Toplanan saç köklerinin ölmeden ve zarar görmeden ekim anına hazırlanması ve o ana kadar en doğru şekilde muhafaza edilmesi gerekmektedir. Bu adım iki aşamada gerçekleşmektedir.

İçinde tek veya kişinin saç yapısına göre daha çok saç kökü ve bir miktar deri bulunan greftler micropen-set yardımıyla alındıktan hemen sonra hemşireler tarafından dikkatlice fazla doku ve yağ katmanından ayrıştırılarak tek tek özel bir solüsyon içerisindeki gazlı bezin üzerine yerleştirilir.

: Uzun süreli mikro cerrahi operasyonlar olan saç ekim operasyonlarında, beslendiği ve korunduğu kafa dokusundan ayrılan saç köklerinin tekrardan ekilecek ana kadar geçen sürede (yaklaşık 2 ila 8 saat) en doğru şekilde saklanması, saç köklerinin yeni ekim noktasına tutunarak natürel halini alabilmesini en önemli etkenidir.

Tek bir saç kökünün bile doğal görünümlü saçlar yakalayabilmek için çok önemli olduğu düşünüldüğünde saç kökü saklama koşulları konusu ayrı bir öneme sahiptir.

Uluslararası Saç ekim konferanslarında bu konu ile alakalı olarak yapılan tartışmalarda saç köklerine baskı yapılmamasının önemi ve saklama koşullarında kullanılacak solüsyonun özelliklerinin önemi üzerinde durur.


Saç kökleri çoğunlukla “saline” ya da “serum” olarak adlandırdığımız tuzlu solüsyonlarda saklanmaktadır. Ne yazık ki bu saklama koşulları uygun sayılabilse de yeterli değildir. Ucuz olması sebebiyle tercih edilen saline yönteminde en iyi şartlarda toplanmış saç kökünün %10 kaybı normal sayılmaktadır.

2013 yılında Dr. Boden tarafından ABD’de bulunan saklama solüsyonu 2-8 ° C de biyolojik maksimum koruma stabilitesi sağlamak üzere formüle edilmiştir. Pahalı bir yöntem olduğu için bir çok yerde tercih edilmeyen hypothermosol saklama günümüzde bilimsel olarak kabul görmüş en etkili saklama yöntemidir.

Günümüzde bazı saç ekim merkezleri, kök hücrede bekletme, saç kökü yağı kullanımı gibi bir takım yöntemlerle saç köklerinin bekleme süresince beslenmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu yöntemlerin saç kökü için olumsuz herhangi bir etkisi ispatlanmadığı gibi olumlu etkileri de bilimsel olarak kabul görmüş değildir.



Greft sayısı hesaplama işlemi saç ekimi operasyonunun düzgün işleyişinin önemli noktalarından biridir. Saç ekimi yapılacak olan alana, donör bölgeden toplanan greft sayısı kadar oluk açılacağı için greft sayımının doğru yapılması son derece mühimdir.

Bunun yanı sıra saç ekimi yapılacak kişi de verici sahasından toplanarak kendisine ekilen greftlerin sayısını hesaplamak isteyebilmektedir.

Greft ayıklama işlemi sonrasında tek tek saklanmak solisyonlar içerisindeki gazlı bezler üzerinde bekletilen greftler kolay hesaplamaya uygun olarak özenle yerleştirilmektedir.

İçerisinde greft yerleştirilmiş koruyucu petlerin üzerindeki saç köklerinin soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru çarpmak bize her bir pette kaç tane greft olduğunu göstermektedir. Bu sonuç operasyon süresince değişen saklama petleri ile çarpılması size ekilen greft sayısını bulmanızı sağlar.


Buraya kadar 2 İla 4 saat süren greft toplama işlemi bittikten sonra saç köklerinin yerleştirileceği yuvaların hazırlandığı kanal açma işlemine geçilir. Kanal açma işlemi süresinde hasta sırtüstü uzanmalıdır.


Kanal açma işlemi saç ekiminin en önemli aşamasıdır. Ekilen saçların doğru açı ve doğal bir görünümle çıkması kanal açma aşamasıyla başlar. Daha önceden planlanan açı ve yönde, doğru derinlikte kanallar açılması noktasında devreye doktorun tecrübesi girer.

1- Kanal açma işleminden önce, toplanan saç köklerinin yapısı doktor tarafından dikkatlice incelenir. Kanal açma işlemi toplanan saç köklerine uygun olması açısından hassas bir hesaplamadan sonra başlar. Saç köklerine uygun derinlikte veya genişlikte olmayan kanallar, operasyon başarısını düşürebilmektedir.

2- Saçların doğru açılarda yerleştirilmesi doğallığı sağlayan en önemli etkendir. Saçların, kafa yüzeyi ile yapacağı açılar var olan saçlar ve saç açıklığı dikkate alınarak hesaplanır.

Ön alın çizgisinde saç kökleri 30 derecelik açı ile verilerek ekilmeli saçların eğimi yüze doğru olmalıdır. Aynı şekilde şakak bölgeleri ise 45 derecelik açı ile yanlara doğru yönlendirilmelidir. Tepe bölgesine yaklaştıkça bazı saç kökü açıları 60 dereceye kadar çıkabilmektedir. Arka kısımlarda yönler yavaş yavaş enseye doğru döndürülmeleridir, bu noktada ise açılar git gide darlaşır. Doğallığın sağlandığı bu aşamada yapılan hatalar, bilgisiz ve tecrübesiz ellerde halk arasında “çim adam” diye tabir edilen saçların çıkmasına sebep olmuştur

3- Açılanacak olan kanalların, kişinin dökülmeden önceki saçlarının yönleriyle benzer şekilde yerleştirilmesi kişinin ilerde saçlarına, kendi özgün görüntüsüne uygun şekiller verebilmesini sağlar.

Kanal açma işlemi öncesinde de hastanın herhangi bir acı ya da ağrı hissetmemesi için lokal anestezi uygulaması yapılacaktır. Operasyon başında donör bölgeye uygulanan şekilde, çok ince uçlu bir iğneyle bu bölgelere özel olarak hazırlanmış preparat enjekte edilerek, ekim yapılacak alan uyuşturulur. Kafa derisinin uyuşma süresi maksimum 15-20 dakikadır.

Lokal anestezi uygulamaları operasyon süresince gerek duyulduğu takdirde tekrarlanabilmektedir.



Kanal açma teknikleri doktorun yıllarca edindiği tecrübelerle birleşerek profesyonelleşir, saç ekimi konusuna yıllarını vermiş doktorlar kanal açma konusunda kendine özel el becerileri geliştirirler. Günümüzde kabul görmüş iki tane kanal açma yöntemi vardır.

Eski bir kanal açma tekniği olan sagittal (sacital) slit, saç ekilecek bölgede çizgi halinde kesikler açılmasıyla gerçekleştirilir. İz oluşma olasılığı, doğal açının tam olarak yakalanamaması sebebiyle yavaş yavaş terkedilmektedir.

(Kalem tekniği ya da iğneli saç ekimi şeklinde de isimlendirilmektedir.) Kanal açma işlemi için özel olarak tasarlanmış, ince bistüriler yardımıyla yatay kanallar açmayı sağlayan Lateral Slit tekniği, özellikle göz önünde olduğu için çok önem arz eden ön alın çizgisi ve şakak bölgelerinde kullanılmaya başlanmış, zamanla sağladığı doğallık sebebiyle kullanım bölgesi artmıştır.

Lateral Slit, emek ve zaman isteyen zahmetli bir uygulama olmasına rağmen doğru açının yakalanmasını, kolaylaştırır. Küçük kanallar açılabilmesi olanak sağladığı için iyileşme hızlıdır ve özellikle ince ciltli kişilerde yara olasılığı azalır.

Operasyonunun bu aşamasında toplanan greft sayısı kadar, saç kökü yuvası açılmalıdır. Önceden planlanan sayı ve şekillere göre tek tek açılan yuvaların ardından saç köklerinin ekim işlemine başlanır.

Hemşireler tarafından önceden ekime hazır hale getirilmiş saç kökleri, doktor tarafından “” yardımıyla tek tek açılan yuvalara yerleştirilir. Ekim işlemi tamamlandıktan sonra saç ekimi yapılan alan açık bırakılmalı, üzerine herhangi bir baskı uygulanmamalıdır.

Tüm greftlerin tek tek ekiminin ardından saç ekimi operasyonu doktorunuzun sizinle yapacağı konsültasyonla bitirilir. Operasyon sonrası doktorunuz saç ekimi sonrasında dikkat edilecek hususları anlatır. Bu hususlar, ekilen saçların yeni yuvalarına uyum sağlayabilmeleri açısından çok büyük önem arz etmektedir.

Operasyon sonrasında evine ve normal hayatına rahatlıkla dönebilecek olsa da, hastane çıkışında hastanın yanında bir kişinin olması ve hastanın araba kullanmaması önemle tavsiye edilir.

5.ADIM: Operasyon Sonrası Dikkat Edilecek Hususlar

İlk 12 saat araba kullanmayınız.

İlk 3 gün, saçınızı yıkamayınız. Daha sonrasında ekim yapılan noktaları fazla sıcak sudan ve basınçtan sakınınız, başınızı havlu ile kurulamayınız.

Size verilen ilaçları saatinde ve düzenli olarak kullanınız.

İlk hafta alkol kullanmayınız.

İlk 10 gün, sizi terletip yorabilecek cinsel ilişki, spor, ağır işler vb. aktivitelerden uzak durunuz.

Saç köklerinin tutmasını engelleyebileceği için panik ve stresten uzak durunuz.

En az iki ay güneş ışığından, top oyunlarından ve deniz aktivitelerinden uzak durunuz.

Ekim yapılan bölgeyi baskı ve çarpmalardan sakınınız. Fazla sıkı olmayan bir şapka ile bölgeyi koruyunuz.

İyileşme süresinde saç ekilen bölgeyi kaşımayınız.

İlk 2 ay saç spreyi veya jöle kullanmayınız.

Bu kurallara uyulmasının saç köklerinizin tutması, istenildiği yönde uzaması ve iyileşme sürecinin kısalması açısından önemli olduğunu unutmayınız

Dr. Yetkin BAYER

www.yetkinbayer.com

Yazının devamı...

Sarkmış yanaklar için Örümcek Ağı tedavisi

Senelerce inatla yer çekimine dayanan cildimiz belirli bir yaştan sonra eski direncini kaybeder ve yavaş yavaş sarkmaya başlar. Yüzümüzde, bu savaşı kaybeden ilk bölge yanaklarımızdır. Yanağımızdaki bu sarkmaların en çok fark edildiği bölge ise dudak kenarları ile yanağın birleştiği noktadır. Halk arasında “Bulldog köpeğinin yüzündeki sarkmalara” benzetilen bu durum, özellikle kadınların korkulu rüyasıdır.

Örümcek ağı tedavisine geçmeden önce belirtmekte yarar var ki, genç yaşlardan itibaren sabırla ve düzenli bir şekilde yapılan yüz yogasının bu durumu hafifletebildiği gözlenmiştir. Ne var ki belirli bir yaştan sonra ve oluşan sarkmalarda yüz yogasının etkisi yok denecek kadar azdır.

Ameliyat olmak istemeyen, büyük cerrahi operasyonlardan kaçınan insanlar alternatif tıp çözümlerine yönelmektedir. İşte böyle durumlarda modern tıbbın mucizevi imkânları imdadımıza yetişir.

Örümcek ağı tedavisi nedir?

Örümcek ağı tedavisi ameliyat gerekmeden yüzü canlandıran, geren ve form kazandıran bir işlemdir.
Yer çekimi, beslenme ve yaşam tarzındaki pürüzler, çevresel faktörler ve yaşla birlikte artan kolajen eksikliği sebebiyle yaşlanan, sarkan cildin yeniden kendini toparlaması için kesikli, dikişli yapılan cerrahi müdahalelere alternatif olarak ortaya çıkan bir uygulamadır.

Örümcek ağı uygulaması ismini tahmin edileceği üzere elastik ve ince olmasına rağmen güçlü yapısı ile dikkat çeken muazzam örümcek ağı şeklinden alır. İnce bir doku ile oluşturulan özel şekli sayesinde örümcek ağı kendi ağırlığının kat kat üstünde bir güce sahiptir. Örümcek ağı uygulamasında da örümcek ağı şeklinden yola çıkılarak, yıllardır cerrahi de kullanılan polidiaksanon (PDO) ipler ve bu ipleri örümcek ağı sistemine benzer bir sistemde cilt altına yerleştirecek çok ince uçlu iğneler kullanılır. Uygulama esnasında hiçbir yan etkisi bulunmayan bu medikal ipler cilt altına ince uçlu iğneler yardımıyla ağ gibi örülmektedir.

Örümcek Ağı Tedavisi Prensipi

Kolay uygulanan ve çabuk sonuç veren bu tedavinin temel prensibi, azalan kolajen yerine vücudun yeni kolajen üretmesini sağlamaktır. Cilt altına örülen ağa hızlı bir şekilde reaksiyon gösteren cilt yapısı kolajen, biyolojik fibroplast ve elastin üretmeye başlar. Örülen iplerin yarattığı lifting etkisiyle birlikte cilt toparlanır, canlanır ve yeniden gerilir.



Örümcek ağı tekniği yüz germe, yüz asma, iple germe ve asma tekniklerinden tam olarak bu noktada ayrılmaktadır. Cildin kendi mekanizmasının yeniden işleme geçmesini sağlayan bu uygulama iple asma işleminden farklılaşmaktadır.
Örümcek ağı tedavisinin en güzel özelliklerinden biri de hızlı uygulanma sürecidir. İş yerinizden çıkıp yüzünüze örümcek ağı uygulaması yaptırdıktan hemen sonra normal hayatınıza geri dönebilirsiniz.



30’lu yaşlardan itibaren başlayabileceğiniz bu uygulama da erken yaşlarda koruyucu / yaşı dondurucu etkiye sahipken, daha ileriki yaşlarda uygulandığında ise sarmaları toparlayıcı, gerginleştirici ve canlandırıcı bir etki yaratabiliyor.

Dr. Yetkin BAYER
www.yetkinbayer.com


Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.