“The Ruins of Athens” Dinliyorum An da değilim Başka bir zamanda başka bir coğrafyadayım Yabancıyım Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda devasa ağaçların dallarının birbirleriyle yaptıkları huzurlu sohbete tanıklık ediyorum Dalların arasından süzülen ışıkların dansını izliyorum Güneşe saygıda asla kusur etmem Etmiyorum. Dalların arasından usulca süzülen her bir ışığı göz kırparak selamlıyorum An-dayım Huzurdayım… Her şeyin elbet bir sonu var Dönüyorum an-a Yelkovanla akrebin benden izinsiz akıp gittiği hükümsüz olduğum zamana Ve Karşımda “An”lar yaratan, Zamana başkaldıran “zamansız” tasarımlar. “An” da zamana saliselik hükmetmenin dik başlılığını görüyorum… “Bulut Atlası”nı izledikten sonra ki haldeyim Hayran, karışık, meraklı Renkler, desenler, farklı formlar… BASHAQUES’ markasının kalbi, atan nabzı Başak Cankeş’le “AN” koleksiyonunu konuştuk… “Serüvenim, sanatı sokağa ve insan tenine taşıma arzumuzla birleşti” BASHAQUES’ şehirden uzak bir diyarda, Alaçatı’da, yaşanmışlıklar ve doğadan gelen yaratıcı ilhamla doğdu. İlk etapta bir sanat galerisi ve özellikle kendi beğendiğim bazı lüks markaların bulunduğu bir mağaza olarak başladık. Sonralarda serüvenimiz, sanatı sokağa ve insan tenine taşıma arzumuzla birleşti ve bu sezon ilk kez İstanbul moda haftasında insanlarla buluştu. Çünkü Bashaques’ tamamen benim hayata bakış açımı yansıtıyor. Bashaques, marka olmanın ötesinde, gerek Alaçatı sokaklarında, gerekse de podyumda insanlarla iletişim kurmamı sağlayan sanatsal bir dil esasında. Bu sebeple Başak Cankeş gibi çok kişisel bir marka yerine Başak’ın gözünden insana bakabilecek Bashaques’ markasını tercih ettik. BASHAQUES’in insanlara vaatettiği şey; sadece tasarım bir elbise değil aynı zamanda entelektüel bir görüş, bir duruştur. Çok büyük bir kalp çarpıntısıyla hazırladığım ilk kişisel giyilebilir sanat koleksiyonum “An”. Çok inandığım iki başarılı ve kendi alanlarında özgün işler üreten sanatçının eserlerinin benim tasarım anlayışımla buluştuğu bir koleksiyon. Sevgili Murathan Özbek’in An sergisini gezerken, fotoğrafları hep yanımda taşımak istemiştim ve sanırım bunun yolunu buldum. Değerli sanatçı Fırat Neziroğluda el dokumaları ile tasarımlara boyut kazandırdı. “An”ın farkındalığına varmanın doğayla olan bağlarımızı kurmamızla gerçekleşeceğine inandığımız için de aksesuarlarda ahşap ve doğal taş kullandık. “An” ile başlayan Bashaques’ koleksiyonları, her sezon farklı disiplinlerde işler üreterek sanatçıların eserlerini tasarım anlayışımızla yorumlayarak insan teniyle buluşturacak ve hemen her koleksiyonda strüktürel ögeler de bulunacak. An kadınları, günlük küçük meselelerle uğraşmayan, hayata derin bakan ve bencil olmayan entellektuel kadınlar. Geçmişte yaşadıklarını sürekli düşünmeyen, gelecekle ilgili kaygılanmayı bırakmış ve dünyada farklı coğrafyalarda neler olup bittiğinden haberdar, fanusundan çıkmış, tamamen özgür kadınlar. Yalnızlıklarını yaşamayı seven, bunun negatif değil aksine pozitif bir olgu, bir mutluluk olduğunu bilen, bunu giyinirken yansıtabilen ruhlar. En önemlisi sanatı seven ve destekleyen, okuyan, düşünen kadınlar... Materyallerde en ince, ipeğimsi, mat deriler kullanıldı. Bunu yüzde yüz ipek ve Ödemiş ipeği üzerine baskılar ile tamamladık. Tüm uzun deri paltoların iç yüzeylerinde desen ve sanat eseri harmanları mevcut. Derilerin üstlerinde ise sade el dokumaları ve özel isçilik ile doğanın ve özellikle de ağacın yansımaları işlendi. Deri ile birleşmiş scuba ve koton baskı elbiseler ise daha kolay ve günlük kullanım için tercih edildi. El örmesi yün elbise ve deri birleşimi güzel bir tezat oluşturduğu için tasarlarken en zevk aldığım parçalardan birisi oldu. Viski kahvesi, pudra pembe, çelik mavisi, toz mavi, rakı beyazı ve nil yeşilinin baskın olduğu bir renk skalası mevcut. Beğendiğin tasarımcılar kimler? Phillip Lim, Matthew Williamson, Therow, Christopher Kane, Viktor&Rolf, Maison Martin Margiela. En başta sürrealizm akımının öncüsü Dali, Vladimir Kush, Buz ve boyalarla çalışan Cliff Briggie, Tabii ki Vincent van Gogh GustavKlimt, Egon Schiele. Türkiye’den son dönemde Hiperrealist Taner Ceylan’ı çok beğeniyorum. Yine çok sürrealist bir yönetmen olan Alejandro Jodorowsky’nin The Dance of Reality filmi ve Rennie tarafından tasarlanan Cleopatra filminin kostümleri en çok aklımda kalanlar. Gelecek planların? BASHAQUES’ Concept Store-Gallery’i Los Angelas’a taşıma ve Londra Moda haftasına katılma hedefimiz var. Sanatsal anlamda da farklı platformlar oluşturarak yeni Türk sanatçılarına tasarımsal anlamda destek olmak istiyorum. Renk-Mint Yeşili Heykel- AugusteRodin-Düşünen Adam Ritim – NitinSawhney-Homelands Salvador Dali- Suyun Uçuşu Sonsuzluk – Sanat