SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Boyun Fıtığından Nasıl Korunuruz? Belirtileri Nelerdir?

Boyun fıtığına yakalanma riskini en aza indirmek için günlük yaşam esnasında boyun fıtığına sebep olabilecek faktörlerden uzak durmak gerekir.

Uzun saatler boyunca bilgisayar ekranının karşısına geçerek hareketsizce çalışmak durumunda olan insanlar boyun fıtığı gelişimi açısından risk altındadırlar. Masa başında çalışırken ara sıra ayağa kalkıp dolaşmak lazım.

Yüzmek Çok Önemli

Ayrıca boyun egzersizleri iş yerinde de yapılabilir. Sağlıklı iken veya ağrısız dönemlerde devam edilecek egzersizler boyun fıtığına yakalanmayı engellemek ve varsa boyun fıtığının ilerlemesini önlemek açısından yararlıdır.

Yürümek, spor yapmak ve özellikle yüzmek tavsiye edilir. Doğal ve uygun tarzda beslenmek, sigara ve alkolden uzak durmak gerekir. Tüm hastalıklarda olduğu gibi boyun fıtığında da korunmak ve hastalığa yakalanmadan önce tedbirler almak çok daha önemli.

Boyun Fıtığı Belirtileri Nelerdir?

Boyun fıtığı olan hastada boyun ağrısı; kollarda ve ellerde ağrı, uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, çabuk yorulma; kol ve ellerdeki adalelerde erime görülebilir.

Adale spazmı, boyun düzleşmesi veya boyunda eğiklik, boyun hareketlerinde kısıtlılık, baş dönmesi, bulantı, kulak çınlaması boyun fıtığında rastlanan belirtilerdendir. Boyun ağrısı kafa arkasına, omuzlara, iki kürek kemiği arasına, göğse ve kalbe doğru yayılabilir.

Belirtiler tek veya çift taraflı olabilir. İlerlemiş boyun fıtığı bazen bacaklara giden sinir elemanlarını da sıkıştırarak yürüme bozukluğu yapabilir. Bazen boyun ve kol ağrısı o kadar şiddetlidir ki hastayı uyutmaz.

Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Boyun fıtığı zamanında tedavi edilmezse klinik tablo her iki kol ve her iki bacakta felç oluşumuna kadar gidebilir. Tüm vücudu kapsayan duyu kaybı, idrar ve büyük abdestini kaçırma veya yapamama gibi durumlar ortaya çıkabilir.

Boyunda spinal stenoz dediğimiz omurilik kanal darlığı yani dar omurga kanalı da boyun fıtığı ile benzer belirtiler gösterebilir. Bazen boyun bölgesi tümörleri, sırt fıtığı, sırtta dar kanal ve sırt tümörü ağrısı ile boyun fıtığı ağrısı birbirine karışabilir. Teşhiste buna dikkat etmek ve bu hastalıkları birbirinden ayırt etmek çok önemlidir. Çünkü tedavi buna göre değişecektir.

www.ahmetyildizhan.net

Yazının devamı...

Boyun Fıtığının Nedenleri

Bel ve sırt fıtığında olduğu gibi boyun fıtığında da genetik miras önemli rol oynar. Bazı ailelerin bireylerinde diskleri oluşturan kıkırdak doku erken dejenere olur.

Diskteki sıvı oranı azalır ve mikro seviyede çatlaklar ortaya çıkar. Böyle kişilerde boyun fıtığı gelişimi için zemin adeta hazır haldedir ve bu bireyler boyun fıtığına kolayca yakalanabilirler. Boyun fıtığı aynı zamanda modern hayatın getirdiği bazı olumsuzluklar sonucunda görülme oranı artan bir rahatsızlıktır.

Hareketsiz Kalmayın

Uzun süre bilgisayar karşısında hareketsizce oturarak çalışmak, kafa sabit pozisyonda uzun süre kitap veya gazete okumak, hareketsiz olarak televizyon seyretmek, televizyon izlerken koltukta uygunsuz şekilde uyuyup kalmak başlıca nedenleri arasında gösterilir.

Öylece otururken veya tespih çekerken uyuklama sonucu kafanın kontrolsüz şekilde aniden öne düşmesi, uzun süre motorlu araç kullanılması, araç içinde bir yerde diğer bir yere süratle seyahat ederken ani fren yapılması ve bu esnada kafanın hızla ileriye gidip gelmesi de boyun fıtığının sebepleri arasındadır.

Büyük veya Küçük Travmalar da Boyun Fıtığı Nedeni!

Spordan uzak hareketsiz bir yaşantının benimsenmesi, başın uzun süre hiç kıpırdatılmadan aynı konumda tutulması, uyurken boynu rahatsız eden kaba ve uygunsuz yastıklarda yatılması, boyun ve omuz arasına telefon ahizesinin sıkıştırılarak konuşulması, sık ağırlık kaldırmak, yüzerken suya balıklama atlamak ve daha pek çok büyük veya küçük travmalar da boyun fıtığına yol açan faktörlerdendir. Soğuk ortamlarda bulunmak, üzüntü ve stres ise boyun ağrısını artıran etmenlerdendir.

Nöroşirurji Uzmanı

Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan

www.ahmetyildizhan.net

Yazının devamı...

Bel Ağrısının Tedavisi

Bel ağrısının tedavisine hastaya doğru teşhis konulduktan sonra başlanır. Bunun için hastanın hikayesi detaylı bir şekilde öğrenilir. Sonrasında çok iyi bir muayene yapılır. Nihayet gerekli tahlil ve tetkikler yaptırılarak teşhis net olarak konur. Tedavinin başarısı teşhisin doğruluğuna bağlıdır.

Belinde ağrı hisseden hastaların önemli bir kısmında bel fıtığı mevcuttur. Bel fıtığı rahatsızlığı bulunan bir kişide hastalığın safhası iyi bir muayene ve ileri tetkik metotları ile kesin olarak tespit edildikten sonra tedaviye geçilir.

Konservatif Tedavi

Bundan sonra, pratik olması açısından, hastalar cerrahi müdahale gerekenler ve cerrahi müdahale gerekmeyenler diye iki büyük gruba ayrılabilirler. Bel fıtığı gelişiminin erken dönemlerinde konservatif tedavi adı verilen cerrahi dışı tedavi metotları uygulanır.

Gerekiyorsa Psikoterapi Yapılabilir

Bu safhada hastaya bütün dünyada ağrı kesici, adale gevşetici ve antienflamatuar ilaçlar verilir. Sert yatak istirahati tavsiye edilir. Fizik tedavi yapılabilir. Lazer ile tedavi cihetine gidilebilir. Yine ciltten (perkütan) bir takım farklı girişimlerde bulunulabilir. Uygun dönemde egzersiz verilebilir. Gerekiyorsa psikoterapi yapılabilir.

Bel Fıtığı Tedavisi Ekip İşidir

Bel fıtığı tedavisini bir ekip işi olarak görmekte yarar var. Nöroşirürji (beyin-omurilik-sinir cerrahisi), nöroloji, anestezi, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı doktorlar ile diyetisyen, psikolog, hemşire ve fizyoterapistler bu ekibin içinde yer almalı.

Gerektiğinde diğer bazı branşlardaki uzman doktorların görüşlerine de müracaat edilmelidir. Bu ekibin elinde bir fizik tedavi ünitesi ve bu ünitede traksiyon (programlanabilir hafızalı otomatik cihaz ile bel çekme) dahil tüm araç gereçler hazır bulunmalı.

Bu prensipler ışığında modern imkânlar kullanılarak hastaların büyük bir kısmı ameliyat harici metotlarla tedavi edilebilir. Prensip olarak cerrahi müdahale son çaredir.

Tomografi veya Manyetik Rezonans Görüntüleme Metodu

Ancak hastalık ilerlemiş ve yapılan muayenede bazı şartlar oluşmuş ise [ki bu şartlar uluslararası nöroşirürji camiası nezdinde genel kabul görmüş ve klasik kitaplara kadar geçmiş kriterlerdir] o zaman ameliyat kararı verilir. Bu kararı verirken cerraha bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme metodu büyük oranda yardımcı olur.

Nöroşirurji Uzmanı

Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan

www.ahmetyildizhan.net

Yazının devamı...

Bel Ağrısında Ayırıcı Teşhis

EMG denilen tetkik yöntemi sayesinde hastada bulunan bozuklukların sinir dokusuna mı, yoksa kas dokusuna mı ait olduğu ortaya konulabiliyor. Diğer hastalıkların bel fıtığından ayırımı yapılabilir. Bası altında kalan sinirlerde hasar olup olmadığı, varsa hasarın derecesi hakkında da fikir verir. Bazı durumlarda da bu teknik, cerrahın ameliyat kararını bile etkileyebilir.

İleri Tetkik Yöntemleri

Bel ve/veya bacak ağrısı bulunan bir hastada bazen bilgisayarlı tomografi, genellikle de manyetik rezonans gibi ileri tetkik yöntemlerine başvurulur. Manyetik rezonans görüntüleme metodu teşhiste ve ayırıcı teşhiste büyük kolaylıklar sağlar.

Ayrıca hastanın x-ışını almaması ve çeşitli planlardaki üstün görüntüleme yeteneği; omurilik, sinirler ve diğer yumuşak dokuları net bir şekilde görüntüleyebilmesi manyetik rezonansı giderek daha da öne çıkar.

İki Teşhis Metodu Beraber Kullanılabilir

Ancak kemik dokusuyla ilgili patolojilerde bilgisayarlı tomografinin daha iyi görüntü sağladığı göz önüne alınarak bazı durumlarda her iki teşhis metodu beraberce kullanılabilir. Manyetik rezonansın bu kadar yararlı bir yöntem olmasına karşılık elde edilen görüntülerin değerlendirilmesi büyük bir tecrübe ister.

Yanlış Yorum Yanlış Tedavi Demek

Yanlış yorumlar, yanlış tedavi şekillerine yol açar. Sıklıkla rastladığımız hafif disk bombeleşmesi bel fıtığı olarak yorumlanırsa tedavinin şekli tamamen değişik bir yöne doğru gidebilir. Özellikle ameliyat sonrası dönemde gerçekleştirilen çekimlerden elde edilen görüntülerin yorumlanması tecrübe gerektirir.

Muayene bulguları ile tetkiklerden elde edilen neticeler beraberce kılı kırk yararcasına hassas bir tarzda değerlendirilecek ve net bir teşhise vardıktan sonra tedaviye geçilecektir. Manyetik rezonans tetkikinde bel fıtığı görüldü diye ameliyat kararı vermek bazen yanıltıcı olabilir.

Kemik Yoğunluk Ölçümlerine Başvurulabilir

Elde edilen görüntüler mutlaka klinik bulgularla desteklenmeli, aralarında uyum aranmalı, uyum yoksa bu durum izah edilmeli. Bazen bel fıtığı ile hayati önem arz eden diğer birtakım hastalıkların ayırıcı teşhisini yapabilmek için kemik sintigrafisi gerekebilir. Kemiklerin kuvvet ve yoğunluğu hakkında fikir edinmek ve osteoporoz teşhisini kesinleştirmek amacıyla kemik yoğunluk ölçümlerine de başvurulabilir.

Nöroşirurji Uzmanı

Ahmet Yıldızhan

www.ahmetyildizhan.net

Yazının devamı...

Bel Ağrısında Teşhis

Bel ve bacak ağrısı ile seyreden hastalıklar çok çeşitlidir. Yani bel ve bacak ağrısı bulunan her hastaya “Mutlaka bel fıtığıdır” peşin hükmü ile yaklaşmak doğru değil. Bel fıtığını taklit eden pek çok hastalık yer alıyor.

Basit bir spor yaralanmasından romatizmaya, enfeksiyon hastalıklarından kansere ve bel kaymasına kadar birçok hastalık bel ve/veya bacak ağrısıyla seyredebilir. Bu sebeple önce teşhisin ne olduğu net olarak ortaya konmalı.

Çünkü tedavide başarıya giden yol her şeyden önce doğru teşhisten geçer. Bunun için de ilgili uzman hekime müracaat etmek gerekir. Hekim hastanın şikâyetlerini dinleyecek, muayenesini yapacak ve hastalığıyla ilgili tüm tetkik ve tahlilleri isteyecektir.

Görüntüleme Teknikleri Çok İlerledi

Bel ağrısının araştırılmasında düz röntgen filmlerinin önemi günümüzde azalma göstermekte. Hastanın radyasyona maruz kalmasına yol açan bu teknik ancak belirli durumlarda tercih edilir.

Belden iğne yapılıp içeriye kontrast madde verildikten sonra film çekilmesi tekniği (myelografi) de giderek daha az kullanılmakta. Çünkü günümüzde görüntüleme teknikleri çok ilerlemiş ve artık hastanın belinden iğne yapılmasına gerek kalmayacak seviyede.

Aslında noniyonik kontrast maddelerin kullanım alanına girmesi iğne tekniğinin yan etkilerini hayli azaltmıştır. Fakat buna rağmen bizzat iğne tekniğinin kendi yan etkileri olabildiğinden dolayı myelografiden mümkün mertebe uzak durmakta yarar var. Bunun yerine güçlü manyetik rezonans cihazları tercih edilmeli.

Ayırıcı Teşhisi

EMG dediğimiz tetkik yöntemi de yararlıdır. Çünkü bu yöntem ile hastada bulunan bozuklukların sinir dokusuna mı, yoksa kas dokusuna mı ait olduğu ortaya konabilmekte, diğer hastalıkların bel fıtığından ayırımı yapılabilmektedir.

Baskı altında kalan sinirlerde hasar olup olmadığı, varsa hasarın derecesi hakkında da fikir vermekte. Bazı durumlarda bu teknik, cerrahın ameliyat kararını bile etkileyebilir.

Hangi Tetkik Yöntemlerine Başvurulur?

Bel ve/veya bacak ağrısı bulunan bir hastada bazen bilgisayarlı tomografi, genellikle de manyetik rezonans gibi ileri tetkik yöntemlerine başvurulur.

Manyetik rezonans görüntüleme metodu teşhiste ve ayırıcı teşhiste büyük kolaylıklar sağlar. Ayrıca hastanın x-ışını almaması ve çeşitli planlardaki üstün görüntüleme yeteneği; omurilik, sinirler ve diğer yumuşak dokuları net bir şekilde görüntüleyebilmesi manyetik rezonansı giderek daha da öne çıkar.

Ancak kemik dokusuyla ilgili patolojilerde bilgisayarlı tomografinin daha iyi görüntü sağladığı göz önüne alınarak bazı durumlarda her iki teşhis metodu beraberce kullanılabilir.

Yanlış Yorumlar, Yanlış Tedavi Şekillerine Neden Olur

Manyetik rezonansın bu kadar yararlı bir yöntem olmasına karşılık elde edilen görüntülerin değerlendirilmesi büyük bir tecrübe ister. Yanlış yorumlar, yanlış tedavi şekillerine yol açar. Sıklıkla rastladığımız hafif disk bombeleşmesi bel fıtığı olarak yorumlanırsa, tedavinin şekli tamamen değişik bir yöne doğru gidebilecektir.

Özellikle ameliyat sonrası dönemde gerçekleştirilen çekimlerden elde edilen görüntülerin yorumlanması tecrübe gerektirir. Muayene bulguları ile tetkiklerden elde edilen neticeler beraberce kılı kırk yararcasına hassas bir tarzda değerlendirilecek ve net bir teşhise vardıktan sonra tedaviye geçilecektir.

Manyetik rezonans tetkikinde bel fıtığı görüldü diye ameliyat kararı vermek bazen yanıltıcı olabilir. Elde edilen görüntüler mutlaka klinik bulgularla desteklenmeli, aralarında uyum aranmalıdır. Uyum yoksa bu durum izah edilmeli.

Teşhis İçin Kan ve İdrar İncelemeleri Yapılabilir

Bazen bel fıtığı ile hayati önem arz eden diğer birtakım hastalıkların ayırıcı teşhisini yapabilmek için kemik sintigrafisi gerekebilir. Kemiklerin kuvvet ve yoğunluğu hakkında fikir edinmek ve osteoporoz teşhisini kesinleştirmek amacıyla kemik yoğunluk ölçümlerine de başvurulabilir. Ayırıcı teşhis için kan ve idrar incelemeleri yapılabilir.

Neticede yapılan muayene, tetkik ve tahliller sonucunda hastanın bel fıtığı olup olmadığı, bel fıtığı ise hangi safhada bulunduğu net bir şekilde ortaya konacaktır. Yani bel fıtığı teşhisinin konmuş olması yeterli değildir. Hastalığın safhasını da tespit etmek gerekir. Çünkü tedavinin şekli buna göre değişecektir.

Gelişen Manyetik Rezonans Cihazları

Bazı hastalar dar mekânlara girdiklerinde büyük sıkıntı çekmekte ve rahatsız olmaktadırlar. Bu kişiler için açık tip manyetik rezonans cihazları geliştirilmiştir. Ayrıca klasik tipteki cihazlarda da gerekli tedbirler alınarak bu hastaların tetkikleri yapılabilir.

Günümüzde teknoloji o kadar ilerlemiştir ki, yeni geliştirilen bazı açık tip manyetik rezonans cihazlarında vücudun dik durduğu pozisyonlarda bile çekimler gerçekleştirilebilmekte ve böylece hasta hakkında ilave veriler elde edilebilir.

Yazının devamı...

Bel Ağrısı Nedir? Neden Olur?

Bel ağrısı artık hemen hemen herkesin başını ağrıtan bir sorun haline geldi. Ağır iş yapanlar, masa başı işlerde yanlış oturma tarzları gibi birçok sebepten kaynaklanabiliyor. Özellikle yaş almaya başlayınca bel ağrısı sorunundan kaçmak neredeyse mümkün olmuyor.

Boyun ağrısı ve sırt ağrısında olduğu gibi bel ağrısında da öncelikle ağrının nedeni ortaya konmalı. Doğru bir teşhise ancak bu şekilde gidilebilir. Teşhis netleştikten sonra kesin ameliyat gerekiyorsa, ciltten itibaren görüntüyü büyüten mikroteknik veya mikroendoskopik teknik ile çalışmakta yarar var. Bunun nedenini kısaca “Öncelikle hastaya zarar vermeyiniz” şeklinde açıklamam yanlış olmaz.

Nedenleri

Sebepleri konusunda birden çok sorun saymak mümkün. Travma, bel ağrısı ve/veya bacak ağrısına yol açan önemli sebeplerden. Travmanın şiddetine göre zedelenme yüzeysel dokularda kalabileceği gibi derine, omur kemikleri ve sinir elemanlarına kadar da ilerleyebilir.

Bunların çoğu zorlanma, burkulma ve incinme tarzında hafif travmalar veya aşırı egzersize bağlı ağrılar olup şikâyetler ilaç ve istirahat tedavisi ile genelde bir hafta içinde geçer. Ancak omur kemiklerinde kırık ve/veya kaymaya yol açan daha ciddi travmaların tedavisi doğal olarak farklı.

Bunların dışında doğuştan gelen birtakım yapısal bozukluklar ve omurgadaki şekil bozuklukları da benzer şikâyetlere yol açabilir. Yaşlanmayla birlikte disk ve bağlarda oluşan aşınma, yırtılma, deformasyon da bel ağrısına neden olabilir.

Hastanın şişman olmasının da bel ağrısı konusunda ayrıca bir dezavantaj olduğunu unutmayın. Bu yüzden yağlı yiyeceklerden uzak durmalı, beslenmenize dikkat etmelisiniz. Bu sadece bel ağrısı için değil hayatınızda sağlıklı bir ömür için yapmanız gerekenler listesinde olmalı.

Damarları ilgilendiren bazı hastalıklar da bel ağrısı ve bacak ağrısı yapabilir. Vücudun en büyük atardamarı olan aortun karın boşluğundaki bölümünün veya aorttan ayrılan diğer damarların balonlaşması, öteki damarlara ait yapı ve şekil bozuklukları buna neden olabilir.

Bir başka unutulmaması gereken nokta, İç organ rahatsızlıklarının da dikkate alınılmasıdır. Pankreas, karaciğer, safra kesesi, kalp iç zarı, bağırsakların ve böbreklerin iltihabı; mesane, prostat, yumurtalık, rahim ve alt karın boşluğundaki diğer organların hastalıkları; böbrek taşı, ülser ayırıcı teşhiste göz önünde bulundurulmalı.

Nöroşirurji Uzmanı

Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan

www.ahmetyildizhan.net

Yazının devamı...

Boyun Fıtığı Ameliyatı

Boyun fıtığı ameliyatı ön taraftan (anterior girişim) veya arka taraftan (posterior girişim) tarzında yapılabilir. Burada cerrah her hastayı ayrı ayrı değerlendirmeli ve tecrübesini de işin içine katarak kararını vermelidir. Boyun fıtığı ameliyatı sırasında da önemli olan öncelikle hastaya zarar vermemektir.

Bunun için ameliyatı yapacak olan doktor her türlü tedbiri almalıdır. Ciltten itibaren mikroteknik ile çalışmak ameliyatın emniyetini artırır. Boyun fıtığı ameliyatında mikroteknik kullanılırken sinir elemanları yakınında çok ince ve kibar cerrahi aletlerle işlem yapılmalıdır.

Uygun seçilmiş hasta, uygun cerrahi aletler, uygun teknik, uygun ekip ve tecrübeli bir cerrah başarı şansını yükselten faktörlerdir. Bugünün hastaları düne göre daha şanslıdırlar. Mikroteknik ile emniyetli bir şekilde ameliyat ettiğimiz boyun fıtığı hastaları aynı gün ayağa kalkıp yürüyebilmekte ve ertesi gün taburcu olmaktadırlar.

Ameliyatın Sonucu

Boyun fıtığı ameliyatı tecrübe ve titizlik gerektiren özel bir ameliyattır. Bazı hususlara dikkat edilirse sonuçlar genellikle yüz güldürücüdür. Boyun fıtığı hastası ameliyat edilirken yemek borusu, soluk borusu, şah damarı, lenf kanalı, omurilik ve sinir elemanları gibi çok sayıda hassas anatomik yapının çevresinde çalışılmaktadır.

Onun için cerrahın tecrübeli olması ve ciltten itibaren mikroteknik kullanarak çalışması önemlidir. Bir boyun fıtığı ameliyatını komplikasyonsuz, başarılı bir şekilde sona erdiren cerrahın emeği yeryüzündeki en büyük pırlantadan daha kıymetlidir. Yapılan işin değerinin maddi bir karşılığı yoktur. Böyle doktorlar ısrarla aranmalıdır.

Başarılı bir şekilde çok sayıda ameliyat yapan ileri derecede tecrübeli bir cerrahın ameliyatlarında bile risk yüzde sıfır değildir ve operasyon sonrası hastada nadiren geçici kuvvet kayıpları görülmesi, ufak tefek bazı komplikasyonların ortaya çıkması tıpta rastlanan olaylardandır. Tıp bilimi de insanlık gibi sürekli iyiye doğru gidiyor.

Biz cerrahlar ne kadar kibar çalışırsak çalışalım neticede hastaya bir şekilde girişim yapıyor, dokunuyoruz. Yani bütün bunlar sonuçta invaziv yöntemlerdir. "Geleceğin bel fıtığı ve boyun fıtığı cerrahisi" konusunda teknik detaylarını anlattığımız gibi geleceğin boyun fıtığı cerrahisinde de hastaya dokunulmayacak, yöntemler non-invaziv olacaktır. Gelecekte insanları çok daha güzel günler beklemektedir.

Nöroşirurji Uzmanı

Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan

www.ahmetyildizhan.net

Yazının devamı...

Boyun Fıtığı Tedavisi

Bel ve sırt fıtığı tedavisinde olduğu gibi boyun fıtığı tedavisinde de hastanın durumu uygunsa öncelikle konservatif tedavi dediğimiz ameliyat dışı yöntemler denenmelidir. İstirahat, ilaç, kısa süreli boyunluk kullanılması, fizik tedavi ve benzer tarzdaki uygulamalar öncelikli olarak düşünülmelidir. Ancak uzman doktor ameliyat kararı vermiş ise bunu da geciktirmemek gerekir. Çünkü gecikme neticesinde telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkabilir.

Boyun Fıtığı Olan Hangi Hastalar Ameliyat Edilmelidir?

Boyun fıtığı teşhisi konan bir hastada sadece şiddetli boyun ağrısı ve kol ağrısı bulunması o hastanın mutlak ameliyatlık bir hasta olduğunu göstermez. Ancak beraberinde his kaybı ve kuvvet kaybı da varsa ameliyatı düşünmek gerekir. Özellikle kuvvet kaybı varsa ve bu kuvvet kaybı kötüye doğru gidiyorsa o hastanın durumu kendisine etraflıca izah edilmeli, ameliyat olmasının gerektiği anlatılmalıdır.

Bir de boyun ve kol ağrısı çok şiddetli olan, bu yüzden yaşam kalitesi uzun süre çok düşük seyreden ve cerrahi dışı metotlarla bir türlü iyileşmeyen hastalar vardır. Dayanılmaz, inatçı bir ağrıya sahip bu hastalar da ameliyata adaydırlar. Böyle hastalara bulundukları konum ayrıntılı bir şekilde anlatılmalı ve ameliyat kararı kendilerine bırakılmalıdır.

El, kol veya omuz adalelerinde erime (atrofi) olan hastalarda da ameliyat düşünülebilir. Boyun fıtığı bulunan bir hastada her iki kol ve her iki bacakta beraberce uyuşma, güçsüzlük, felce doğru gidiş, tüm vücudu kapsayan duyu kaybı, idrar ve büyük abdest kontrolünün bozulması gibi belirtiler varsa bu acil bir durumdur. Böyle bir hastada dakikaların bile önemi vardır. Gece yarısında dahi olsa acilen ameliyata girilerek sinir elemanları üzerindeki bası bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Boyun fıtığı bu derece ilerlemiş hastalarda bazen ameliyata rağmen dönüşü olmayan durumlar ortaya çıkabilir. En iyisi zamanında sağduyulu bir karar verilerek gereken yapılmalı ve bütün bu olumsuz koşulların ortaya çıkması önlenmelidir.

Boyun Fıtığı Ameliyatı

Boyun fıtığı ameliyatı ön taraftan (anterior girişim) veya arka taraftan (posterior girişim) tarzında yapılabilir. Burada cerrah her hastayı ayrı ayrı değerlendirmeli ve tecrübesini de işin içine katarak kararını vermelidir. Boyun fıtığı ameliyatı sırasında da önemli olan öncelikle hastaya zarar vermemektir. Bunun için ameliyatı yapacak olan doktor her türlü tedbiri almalıdır. Ciltten itibaren mikroteknik ile çalışmak ameliyatın emniyetini artırır. Boyun fıtığı ameliyatında mikroteknik kullanılırken sinir elemanları yakınında çok ince ve kibar cerrahi aletlerle işlem yapılmalıdır. Uygun seçilmiş hasta, uygun cerrahi aletler, uygun teknik, uygun ekip ve tecrübeli bir cerrah başarı şansını yükselten faktörlerdir. Bu günün hastaları düne göre daha şanslıdırlar. Mikroteknik ile emniyetli bir şekilde ameliyat ettiğimiz boyun fıtığı hastaları aynı gün ayağa kalkıp yürüyebilmekte ve ertesi gün taburcu olmaktadırlar.

Ameliyatın Sonucu

Boyun fıtığı ameliyatı tecrübe ve titizlik gerektiren özel bir ameliyattır. Bazı hususlara dikkat edilirse sonuçlar genellikle yüz güldürücüdür. Boyun fıtığı hastası ameliyat edilirken yemek borusu, soluk borusu, şah damarı, lenf kanalı, omurilik ve sinir elemanları gibi çok sayıda hassas anatomik yapının çevresinde çalışılmaktadır. Onun için cerrahın tecrübeli olması ve ciltten itibaren mikroteknik kullanarak çalışması önemlidir. Bir boyun fıtığı ameliyatını komplikasyonsuz, başarılı bir şekilde sona erdiren cerrahın emeği yeryüzündeki en büyük pırlantadan daha kıymetlidir. Yapılan işin değerinin maddi bir karşılığı yoktur. Böyle doktorlar ısrarla aranmalıdır.

Başarılı bir şekilde çok sayıda ameliyat yapan ileri derecede tecrübeli bir cerrahın ameliyatlarında bile risk yüzde sıfır değildir ve operasyon sonrası hastada nadiren geçici kuvvet kayıpları görülmesi, ufak tefek bazı komplikasyonların ortaya çıkması tıpta rastlanan olaylardandır. Tıp bilimi de insanlık gibi sürekli iyiye doğru gidiyor. Biz cerrahlar ne kadar kibar çalışırsak çalışalım neticede hastaya bir şekilde girişim yapıyor, dokunuyoruz. Yani bütün bunlar sonuçta invaziv yöntemlerdir. "Geleceğin bel fıtığı cerrahisi" konusunda teknik detaylarını anlattığımız gibi geleceğin boyun fıtığı cerrahisinde de hastaya dokunulmayacak, yöntemler non-invaziv olacaktır. Gelecekte insanları çok daha güzel günler beklemektedir.

Geleceğin Boyun Fıtığı Ameliyatı

Boyun fıtığı ameliyatı değişik teknikler kullanılarak yapılabilir. Kullanılan klasik cerrahi yöntemin yanında mikroteknik ve ciltten müdahale şeklinde (perkütan ) uygulanan çeşitli teknikler vardır. Ancak günümüzde boyun fıtığı ameliyatlarında uygulanan mikroteknik için altın standarttır diyebiliriz. Ciltten itibaren mikroteknik ile çalışmak ameliyatın emniyetini artırır. Boyun fıtığı ameliyatında mikroteknik kullanılırken sinir elemanlarının yakınında çok ince ve kibar cerrahi aletlerle işlem yapılması gerekir. Uygun seçilmiş hasta, uygun cerrahi aletler, uygun teknik, uygun ekip ve tecrübeli bir cerrah başarı şansını yükselten faktörlerdir.

Bütün bu gelişmelere rağmen biz cerrahlar ne kadar kibar çalışırsak çalışalım neticede hastaya bir şekilde girişim yapıyor, dokunuyoruz. Yani bütün bunlar sonuçta invaziv yöntemlerdir. Geleceğin boyun fıtığı ameliyatlarında hastaya dokunulmayacak, yöntemler non-invaziv olacaktır.

Hasta sırt üstü yatar pozisyonda rahatça uzanacak ve vücudu bir daha yer değiştirmeyecek tarzda fikse edilecektir. Sonra vücudu uzayda üç boyutlu olarak milyarlarca, trilyonlarca parça şeklinde, bilgisayar tarafından otomatik olarak numaralanacaktır. Böylece insan, kafasındaki saç kılından ayakuçlarındaki tırnaklara kadar, küp veya küre şeklinde, küçücük trilyonlarca numaralanmış parçadan ibaret olarak karşımızda duracaktır.

Bu konumlandırma içerisinde normal ve hastalıklı dokuların uzayda kapladığı hacmi oluşturan trilyonlarca “nanometrik veya daha küçük ölçekteki volümlerin” her birinin kendine özgü birer numarası olacaktır. Daha sonra hastalığı oluşturan fıtıklaşmış disk dokusuna ait numaralar tespit edilecek ve bir tuşa basılarak anında ortamdan kaldırılacaktır.

Bu işlem o kadar küçük birimlere kadar indirgenip o derece incelikli hale getirilecektir ki, zamanla atom ve atomaltı parçacıklara kadar işlem yapmak mümkün olabilecektir.

Geliştirilecek teknoloji ve uygulanacak yöntem sadece boyun fıtığı ve benzeri hastalıklar için değil tıbbın diğer alanlarında da kullanılacaktır. Özellikle tümörlerin ve daha pek çok hastalığın tedavisinde işe yarayacaktır. İnsanlık yavaş da olsa sürekli iyiye doğru gitmektedir. Akıllı davranırlarsa, gelecekte insanları çok daha güzel günler beklemektedir.

Nöroşirurji Uzmanı

Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan

www.ahmetyildizhan.net

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.