SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Göz altı morlukları neden olur, nasıl geçer?

Gözaltı bölgemiz bir kişinin yüzüne baktığımızda tam yüzün ortasında yer alan bir bölge olduğu için en fazla dikkat çeken bölge. Bu nedenle bu bölgede oluşan sıkıntılar nedeniyle estetik cerrahlara çeşitli yaşlarda başvuru oluşuyor. Şikayetlerin en çoğu da göz altı morlukları hakkında.
 
Gözaltı morlukları neden olur?
 
Genç yaşlarda göz altı bölgesinde koyuluk ya da çukurluk nedeniyle ki bunlara göz altı morlukları da deniyor, başvuran pek çok kişi mevcut. Önce gözaltı morluk nedenlerinden bahsetmekte yarar var.
 
En çok gözaltı morluğu yapan sebepler şunlardır:
 
-genetik faktörler : en sık neden budur.
-kilo alıp verme
-çok yoğun çalışma
-az uyku
-daha ileri yaşlarda da gözaltı derisinin incelmesi
-yer çekimi ile dokuların yer değiştirmesiyle oluşan sıkıntılar


Tedavide neler yapılır?

Gözaltı morluklarının standart bir tedavisi yoktur. Nedene ve kişiye özgü çözümler geliştirmek gerekir. Örneğin torbalanma veya alt kapak derisinde sarkma varsa alt göz kapağı estetiği yapılır.

Çukurlanmaya bağlı morluk varsa ilk tercih ışık dolgu olmalıdır. Göz altı ışık dolgusu 15-20 dakikada uygulanan bir yöntemdir. Ortalama 12-18 ay etkilidir. Çukurlanma fazlaysa yağ enjeksiyonu önemli bir tercih olabilir. Işık dolguya göre daha invaziv, daha zor bir işlemdir. Ama çoğunlukla kalıcı bir işlemdir.

Duruma göre yukardaki tedavilere mezoterapi, kimyasal peeling, PRP gibi deri kalitesini arttırıcı işlemler eklenebilir. Fakat bu bölgedeki deri çok ince olduğu için çok dikkatli uygulama yapılması gerekiyor.

Tedavi yöntemlerini önerirken kişinin yaşını da dikkate almak gerekir. Gençlerde çoğunlukla alt kapak derisinde sarkma olmadığı için ışık dolgu veya yağ enjeksiyonu yeterli olur. Ancak 40 yaştan itibaren sarkma başlayacağı için bu yaşlarda öncelikle sarkma konusunu çok iyi değerlendirmek lazım. Alt göz kapağı sarkması olan birine ışık dolgu ya da yağ enjeksiyonu yapılırsa orada göz altı torbası meydana gelir. Sarkma yoksa yapılabilir.

Diğer gözaltı morluk sebepleri ve tedavisi

Bazen anatomik olarak gözaltı bölgesinde kemik yapısının geride olduğu ve yağ dokusunun az olduğu kişiler olur. Bu durumda göz altı zaten 20 yaşından beri hep böyle bir çöküktür. Üst çene biraz daha geridedir. İşte öyle durumlarda yaptığımız şey ise yağ enjeksiyonudur. Böylece o bölgedeki kemik gerideliğini kamufle etmiş oluyoruz. Hem de oradaki çöküntüyü ortadan kaldırmış oluyoruz.

Göz altı torbası nedir?

Bir de göz altı torbası meselesi var. Gözünün altında çöküntü olan ya da hafif çizgilenme olan herkes göz altı torbam var şeklinde konuşuyor ama herkesin göz altı torbası yoktur. Göz altı torbasının en büyük nedeni yine genetiktir.

Torba dediğimiz şey şu: alt göz kapağında 3 tane yağ paketi var. Bu yağ paketlerinin birisi buruna yakın yerde, birisi ortada, birisi de şakak bölgesine yakındır. Bu yağ dokusunun üstünde bir perde şeklinde septum, onun üzerinde kas dokumuz var. Daha da yukarıda çok minimal deri altı yağ dokusu ve en üstte de deri var.

Gözaltı torbası olan kişilerde bu torbaların üstündeki perdeler yapısal olarak çok incedir. Böyle olunca yağ paketleri dışardan görünür hale gelir. İşte bu vakalarda yaşı küçük de olsa büyükte olsa ışık dolgusu çok büyük bir fayda sağlamaz. Torbanın mutlaka azaltılması gerekir.

Torbalı görünüme neden olan şey sadece perdenin gevşekliği ise o zaman o perdenin sıkılaştırılması ve o torbaların azaltılması yeterli olur.

Bir başka neden kemiğin gerideliği nedeniyle göz çukuru yapıları öndeyse; o zaman da yağ enjeksiyonu bir opsiyon olabilir.

Sonuç olarak; gözaltı morluklarının tedavisi biraz karışık görünse de anlatmaya çalıştığım şu: göz altı bölgesi tedavisi için herkese aynı şey yapılmaz yani mutlaka muayene olmak gerekiyor. Bu şekilde bu bölgenin tedavisine karar verilmesi gerekiyor.

Op. Dr. Defne Erkara
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı
www.defneerkara.com
www.facebook.com/Dr.DefneErkara
www.instagram.com/opdrdefneerkara/

Yazının devamı...

Lip lift nedir?

Lift lift burun ve dudağın üst kısmı arasındaki boşluğu kısaltan bir estetik uygulamasıdır. Dudak kaldırma ameliyatı olarak da bilinir. Lift lift işlemi sayesinde dudağın pembe dokusu daha görünür hale gelir ve hacim kazanır. Lift lift ayrıca üst orta dişlerin görünümünü de artırır. Lip lift uygulaması dudak uçlarına daha keskin bir görünüm kazandırır.

Lip lift kimlere uygulanabilir?

Lip lift genellikle burun ve dudak arasındaki aralığı azaltmak isteyen 18 yaşından büyük kişilere uygulanır. Yaş ilerledikçe burun ve dudak arasındaki bölge genişler ve dudaklar daha ince görünür hale gelir. Bu yüzden yaş ilerledikçe lip lift ihtiyacı ortaya çıkabilir.

Dudak dolgusu gibi işlemler yaptıran fakat doğal görünümden uzak sonuçlar elde edilen genç kişilere de lip lift işlemi önerilebilir. Dudak dolgusunun aksine lip lift kalıcı bir uygulamadır. Tabi lip lift dudak dolgusunun alternatifi değildir. Hangi işlemin size uygun olduğu konusunda doğru bilgiyi sizi muayene eden doktorunuz verecektir.

Lip lift nasıl yapılır?

Burnun alt çizgisine kesik açılır. Buradan yeteri kadar doku çıkarıldıktan sonra dikilir. Böylece dudak ve burun arasındaki aralık kısaltılır. Sonuçta dudağın üst sınırı yukarıya çekilmiş olur.

1 hafta sonra dikişler alınır. Dikişlerin alınmasından sonra iz tedavisi başlar. Başlangıçta pembe olan iz zamanla beyazlayarak deri rengine yaklaşır ve burun alt çizgisi sınırında olduğu için zamanla hiç belli olmaz.

Lip lift uygulaması öncesinde neler yapılmalıdır?

-Kişi sigara kullanıyorsa uygulamadan birkaç hafta önce sigarayı bırakması istenebilir çünkü sigara anestezi etkisini zayıflatabilir

-Uygulamadan 48 saat önce alkol içilmemelidir.

-Uygulamadan 2 hafta önce aspirin ya da kan incelten ilaçların alınması durdurulmalıdır.

Lip lift uygulaması sonrasında nelere dikkat etmek gerekir?

-Birkaç hafta süre ile sigara kullanılmamalı ve güç antrenmanları yapılmamalıdır

-Kişi yüz üstü yatmamalı ve ağzını geniş şekilde açmamalıdır

-Küçük boy diş fırçası kullanmalı ve fırçalama işlemi dikkatli yapılmalıdır

-Dudaklar nemlendirilmelidir

-Uygulama esnasında açılan kesikler cerrahın talimatları doğrultusunda temizlenmelidir.

Lip lift uygulaması yan etkileri ve zararları nelerdir?

Her işlem gibi lip lift uygulaması sonrasında da yan etkiler ortaya çıkabilir. Bu sebeple lip lift işlemi alanında uzman cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Lip lift işleminin olası yan etkileri ve zararları şu şekildedir:

-Yara izi

-Yaraların geç iyileşmesi

-Uygulama sırasında ve sonrasında kan kaybı

-Sinir hasarı

-Anestezi sebebiyle oluşan alerjik reaksiyonlar

Sonuç olarak; dudak kaldırmak ve dudak ile burun arasındaki genişliği azaltmak için yapılan lip lift ameliyatı, uygun kişilere yapıldığı zaman çok iyi sonuçlar vermektedir.

Yazının devamı...

Kepçe kulak ameliyatı

Dış görünüş insan hayatı için fazlası ile önemli ve dikkate değer bir kavramdır. İnsanlar birbirleri ile ilişki kurarlarken mutlaka ki dış görünüşlere ve tarza dikkat ederler. Vücudun görünen yerlerinde oluşan ya da doğuştan gelen bir takım sıkıntıların meydana getirdiği psikolojik durumlar da bu çerçevede değerlendirildiği için estetik operasyon ve müdahaleler fazlası ile öne çıkmaktadır.

Kulakların durumu ve pozisyonu da bu şekilde değerlendirilebilir. Özellikle de kepçe denilen şekilde kulak tipi var ise insanlar bu görüntüden rahatsız olabilirler ve kulak şekillerini daha da iyileştirmek isteyebilirler. Kepçe kulak sorununu aşmak için de kepçe kulak estetiği ( otoplasti ) ameliyatları yapılabilir.

Kepçe Kulak Ameliyatına Dair Önemli Noktalar

İlk olarak kepçe kulağın ne olduğu net olarak tanımlanmalıdır. Kişiye karşı yönünden bakıldığında kulakların normal kabul edilen durumdan biraz daha ya da fazlası ile dışarıya doğru olması, kepçe kulak olarak adlandırılır. Bu görüntü bozukluğu da kepçe kulak ameliyatı ile giderilebilir.

Her ne kadar ameliyat yaşı olarak 18 düşünülse de aslında tıbbi anlamda böyle bir zorunluluktan söz edilmesi doğru değil. Yani çocuklar için de kulak düzeltme ameliyatı yapılabilmektedir. Kulak organı gelişimini hızlı tamamladığı için erken yaşta asıl alacağı şekli de belli etmektedir. Ortalama 6 yaşı doldurunca kepçe kulak ameliyatını yapabiliyoruz. Eğer kulak kepçeliği varsa bu yaşlarda da tespit edilebilir ve gerekli kulak estetiği operasyonları bu çağlarda da yapılabilir.

Kulak Estetiği

Kulak kepçesi kıkırdak dokudan oluşur ve bu kıkırdağa istenilen şekli vermek için de bir takım ameliyatlar yapılabilir. Kulak estetiği ameliyatı sırasında kulağın arka kısmından ufak bir kesi açılır ve söz konusu kesi aracılığı ile istenilen hamleler yapılabilir. Kıkırdağa verilen son şekil istenen düzeyde ise şeklin bozulmaması adına güçlü ve estetik dikişler atılarak operasyon tamamlanır.

Ancak ne olursa olsun kulak kepçesi düzeltme ameliyatlarında tecrübe çok önemlidir. Çünkü kulak kepçeleri kolay kolay düzelmezler ve hatta yalnızca dikiş yöntemi ile gerçekleştirilen ameliyatlarda bile uygun şekilde yaklaşılmaz ise kıkırdak yırtığı riski ve kulağın eski hale dönme ihtimali vardır.

Ameliyat Sonrası Dönem

Kulak estetiği olan hastalar ameliyatın ardından yüksek yastıklar kullanmalıdırlar ve aynı zamanda da sırt üstü yatış pozisyonu tercih edilmelidir. Aynı zamanda ilk haftalar ağır yük taşınmaması önerilir.

Zorlanma, spor faaliyetleri de ilk 2 hafta gerçekleşmemelidir.

Müdahalenin ardından kulakların 2 ila 3 gün kadar bandajı çıkarılmaz, daha sonra açılır.

Gece uyurken kulak kepçesinin bükülmemesi ya da kıvrılmaması gerekir. Bu nedenle de sporcu bandı 4-6 hafta takılmalıdır.

Muhtemel komplikasyonlar arasında ise kulak derisinin morarması ve bu alanda kan dolaşımının bozulması yer alır. Bu tür durumlarda mutlaka doktora danışmak gerekir.

Yazının devamı...

Pubis estetiği nedir?

Venüs Tepesi olarak da bilinen Pubis estetiği nedir? Pubis estetiği nasıl yapılır? İşte Pubis estetiği hakkında bilinmesi gerekenler...

Mons pubis olarak da bilinen Venüs tepesi insanların kasık bölgesidir ve bu bölge doğal olarak tüylenmeye yatkındır. Ön taraftan bakıldığı zaman üçgen biçiminde görünen Venüs tepesinin altında vulva, bunun içeriğinde de labia majora (büyük dudak) ve labia minora ( küçük dudak) bulunur.

Pubis (Venüs Tepesi) estetiği neden yapılır?

Özellikle kilo alan bazı kişilerde vulvanın üst kısmı, yani pubis olarak olarak da bilinen bölgesinin boyunda kabarıklık meydana gelir ve bu sebeple kıyafetlerden belli olur hale gelir. Pubis estetiği ya da Venüs Tepesi uygulaması sayesinde bu bölgeden yağ alınarak hacim azaltılır. İşlem için klasik liposuction uygulaması yapılır.

Pubis estetiği (Venüs Tepesi) işlemi nasıl yapılır?

Pubis bölgesi yağlı bir tabakadır ve bazı kişilerde çok çıkıntılı bir görünüme sahiptir. Böyle bir durumda ise Labia Majora bölgesi de daha yüksek hacimli görünebilir. Bu kişilerde ise çıkıntılı görünümü ortadan kaldırmak için liposuction işlemi uygulanır ve böylece pubisin hacmi azaltılır.

Eğer sadace şişkinlik yok aynı zamanda bu bölgede sarkma varsa germe ameliyatı gerekir. Çoğunlukla aşırı kilo alıp veren ve karın germe ameliyatı gereken hastalarda bu durum görülür ve karın germe ile birlikte bu bölge de gerilir. İşlem kalıcı sonuçlar verse de kişinin aşırı kilo almasıyla ile aynı sorun tekrar ortaya çıkabilir.

Pubis estetiği (Venüs Tepesi) işlemi sonrasında iyileşme süreci nasıldır?

Pubis estetiği kısa süreli bir operasyondur ve genel anestezi uygulanarak yapılır. İşlemin ardından iyileşme süreci hızlıdır, 1 ila 2 gün içinde hasta iş hayatına geri dönebilir ve 2 ila 4 hafta içinde günlük rutin işlerini yapabilir. İşlemi uygulayan cerrahın uygun görmesi durumunda ağrı kesici ilaç kullanılabilir.

Mons pubis (Venüs Tepesi) boyutu günlük yaşamı nasıl etkiler?

Venüs tepesi cinsel yaşama olumlu ya da olumsuz etki eden bir bölge değildir. Bu estetik işlemin yapılmasının temel amacı kişilerin daha özgüvenli hissetmeleridir. Venüs tepesi büyük olan kadınlarda bu bölge daha görünür hale geldiği için kıyafet seçimi bir sorun haline gelebilir. Venüs tepesinin büyük ya da küçük olması herhangi bir sağlık sorunu anlamına gelmez.

Pubis estetiği (Venüs Tepesi) ameliyatı öncesinde nelere dikkat etmek gerekir?

Venüs tepesi estetiği cerrahi bir uygulama olduğu için işlem mutlaka alanında uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilmelidir. Venüs tepesi estetiği sonucunda doğal görünüm korunmalı, pubis bölgesinde his kaybı oluşmamalı, bu bölge işlem bittiğinde gergin halde olmalı ve cildin doğal rengi korunmalıdır.

Yazının devamı...

Genital bölge beyazlatması

Kadın genital bölgesinin estetik sorunlarından birisi de kararma ve koyulaşmadır. Tıbbi bir problem olmasa da görsel ve kozmetik olarak kişiyi mutsuz edebilir. Bu yazımızda genital bölge kararmasının nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi paylaşımı yapacağız.

Genital bölge kararması neden olur?

Genital koyuluğun en önemli nedeni genetiktir. Özellikle ülkemizde esmer ten rengi ağırlıkta olduğu için bizde çok rastlanır. Tahrişler, bazı hastalıklar buna sebep olabilir. Özellikle ağda veya lazer epilasyon sıklığının çok olması en önemli kararma nedenidir. Hormonal değişim dönemlerinde (ergenlik, menapoz gibi) koyuluk artar. Doğum kontrol hapının da renk arttırıcı etkisi olabilir. Kıyafetlerin sürtmesi, oradaki sivilcelerin çok oynanması da önemli sebeplerdendir.

Ayrıca bazı hastalıklar da genital bölgede koyulaşmaya sebep olur. Özellikle böbrek üstü bezi hastalıkları olan Addison ve Cushing hastalıkları da kararma sebebi olabilir.

Vajina beyazlatma nasıl yapılır?

Genital bölgedeki kararmanın açılması işlemine vajina beyazlatma demek adet oldu ama aslında doğrusu genital beyazlatma olması gerekir. Çünkü vajina genital bölgenin içinde kalır ve beyazlatma işlemi yaptığımız bölgeye dahil değildir. Ama bizde genital bölgeye de vajina denip geçtiği için bu işlemin adı da vajina beyazlatma olarak kaldı. Bu tedaviye batı ülkelerinde labial whitening ya da pudenda bleaching denmektedir.

Vajina beyazlatmada temel olarak 2 yöntem vardır. Kimyasal yöntem ve lazerle beyazlatma. Ayrıca renk açıcı krem kullanımı veya mezoterapi denenebilir. Bu yöntemlerden birini veya kombinasyonlarını kullanarak renk açma sağlanmış olur.

Kimyasal yöntemle vajina beyazlatma

Kimyasal peeling diye bilinen ve TCA adlı ajanın kullanıldığı estetik işlemin genital bölgeye özel hazırlanmış ürünü ile renk açma gerçekleştirilir. Tek seanslık bir uygulamadır. Ortalama % 50 renk açılma sağlanmış olur.

Hazırlama solüsyonu sürüldükten ve iç dudaklar için koruma sağlandıktan sonra maske genital bölgeye sürülür. Etrafa bulaşı engellemek için kapatıcı konur. Bu maske ve kapatıcı ile hasta evine gider. 5-6 saat bekledikten sonra maske yıkanır. Devam ürünlerine başlanır.

Lazerle vajina beyazlatma

Lazer o bölgedeki melanosit hücrelerini parçalayarak beyazlatma yapar. İşlem ortalama 30 dk sürer. İşlemden önce uygulama bölgesine lokal anestezik tatbik edilir. Böylece işlem sırasında hasta fazla ağrı duymaz. Uygulamadan sonra genital bölgede önce daha da koyulaşma meydana gelir. Çünkü cildin o bölümünde dokular hayatiyetini kaybeder. Sonra bu ölü dokular dökülür ve alttan beyaz deri meydana çıkar. Yan etki olarak lazer uygulanan bölgede kızarıklık, şişlik, su toplanması olabilir. Bu yöntemle en çok dış dudakların rengi açılmaktadır ama pubis, perine ve anal bölgede de uygulama yapmak mümkündür.

Bu temel 2 vajina beyazlatma yöntemine bazı ek tedaviler verilebilir. Renk açıcı kremler eskiden beri piyasada vardır ama tek başına etkisizdir. Mezoterapi ise bazı kişilerde çok işe yaramaktadır.

Sonuç olarak; siz de genital bölge kararmasından rahatsızsanız tamamiyle olmasa da büyük oranda bu sorundan kurtulabilirsiniz. Yeterki konu hakkında uzman bir doktorla yola çıkın.

Yazının devamı...

Meme büyütme ameliyatı ne zaman yapılmalı?

Meme büyütmede en çok kullanılan silikon ve memeye yağ enjeksiyonu yöntemleridir. Çok sorulan sorulardan birisi de ne zaman meme büyütme için uygundur. Bu konuda merak edilenleri bu yazıda cevaplayalım.

Kaç yaşında yapılmalı?

Meme büyütme ameliyatı için ilk şart kişinin 18 yaşını doldurmuş olmasıdır. Daha önce kişi hem reşit olmadığı için kendi kararını verecek yetkinliğe sahip değildir hem de meme gelişimi tam olarak bitmemiştir. Üstelik meme büyütme zorunlu bir sağlık gereksinimi değildir. Üst yaş sınırı ise yoktur. Sağlıklı bir kadın ileri yaşlarda da meme büyütme ameliyatı olabilir.

Hangi mevsimde yapılmalı?

Eskiden yaz döneminde ameliyat daha az yapılırdı. Şimdi ise gerek arabalar gerekse evler ve işyerleri klima ile çok konforlu. Aşırı terleme olmuyor. O yüzden her mevsim yapılabilir. Ancak ameliyat sonrası havuz, deniz ve güneşlenme 1 ay süreyle kısıtlandığı için deniz tatilini ona göre ayarlamak gerekiyor.

Evlenmeden önce mi sonra mı meme büyütme?

Kadın memesinin büyüklüğünden ve şeklinden memnun değilse, evlenmeden silikon takılabilir veya yağ enjeksiyonu ile meme büyütme yapılabilir. Bazı kadınlar acaba ilerde eşim bu durumdan şikayetçi olabilir mi diye düşünebilirler. Açıkçası çoğu erkek bu durumdan rahatsız olmayı bırakın daha da memnun olur. Ayrıca beden kadının kendi bedeni ve bu işlemi başkasını mutlu etmek için yaptırmıyor. O yüzden evlenmeden önce veya sonra meme büyütme fark etmez.

Hamilelikte meme büyütme yapılır mı?

Hamilelik ve emzirme döneminde meme büyütme yapılmaz. Çünkü genel anestezi ile yapılan bir ameliyattır. Emzirme dönemi bittikten en az 3 ay sonra meme büyütme ameliyatı yapılabilir. Bunun 2 sebebi var. Birincisi süt salgılayan bir memede ameliyat yapılırsa enfeksiyon riski fazla olur. İkinci sebep ise artık süt vermeyen meme son şeklini bu sürenin sonunda alır. Böylece doğru bir boyut silikon seçimi mümkün olur. Ya da yağ enjeksiyonu yapılacaksa doğru miktar yağ her 2 memeye eşitliği sağlayacak şekilde verilmiş olur.

Emzirme öncesi silikon takılabilir mi, yoksa sonraya mı bırakılmalı?

Meme büyütme ameliyatı emzirmeyi engellemez. Çünkü ameliyat sırasında meme dokusu ile hasar verecek düzeyde temas olmaz. Kas altı veya meme altı takıldığı için süt bezlerini etkilemez. Hatta memeyi öne ittiği için daha rahat bir emzirme bile sağlayabilir. Ancak bazı kadınlar hamilelik ve süt verme döneminde meme formunun bozulacağını, dolayısı ile meme büyütmenin boşa gideceğini düşünebilirler. Bir yere kadar bu doğrudur. Ancak aşırı kilo alıp verme olmadıkça bu sorun yaşanmaz. Zaten meme küçük olduğu için o dönemlerde aşırı büyüyerek esneme ve sarkma çok sık olmaz. Tabi bu durum daha çok kadının deri elastikiyeti ile ilgilidir. Birde etraftan hamilelikte meme büyür diyerek ameliyata engel olunmaya çalışılır. Hamilelikte meme bir miktar büyüse de sonrasında yine aynı düzeye döner. Hatta çoğunlukla daha çok küçülür veya sarkar.

Sonuç olarak; hamileliğe çok zaman varsa, gençlik yıllarını küçük memeyle geçirmek istemeyen kadınlar hamilelik öncesi meme büyütme yaptırmalı, yakın zamanda hamilelik düşünülüyorsa sonraya bırakmalı. Son karar ise tamamen kadının kendisinin olmalı.

Op. Dr. Defne Erkara

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı

www.defneerkara.com

www.facebook.com/Dr.DefneErkara

www.instagram.com/opdrdefneerkara/

Yazının devamı...

Karın germe sonrası dikkat edilmesi gerekenler ve iz tedavisi

Karın germe hastalarımızı ameliyat ettikten sonraki gün taburcu ederiz. Evlerine gittiler ne yapacaklar? Özellikle bir hafta kadar istirahat etmeleri çok önemli. Bu süreyi evde geçirmelerinde yarar var. Ama bu evde sürekli yatmak tarzında olmamalı. Kendi işlerini kendileri görsünler, gidip suyunu kendisi alsın, kıyafetini kendisi giysin.

İlk hafta biraz öne doğru eğik yürürse kendisini daha güvende hisseder. Zaten mayo şeklinde korse giyiyor olacaklar. Bir hafta kadar banyoya izin vermiyoruz. Bir hafta sonunda ilk kontrolünüz olduktan sonra her gün özellikle banyo yapılmasını istiyoruz. İlk bir haftalık banyo yapılmadığı dönemde arada korseyi açıp o bölgelerin, özellikle kasık bölgesinin ve meme altlarının temizlenmesi çok önemli. Kontrolden sonra da göbek temizliği başlıyor. Onu nasıl yapacağını anlatıyoruz hastamıza.

Bir ay korseyi gece gündüz giymek zorunda. Bu süreyi daha uzatırsanız, sonucu pozitif yönde etkilersiniz. Biz genelde onbeş gün daha en azından gündüz korse giyilmesini tavsiye ediyoruz. Bir ay geçtikten sonra lenfatik masaj dediğimiz, ameliyat bölgesindeki ödemlerin, şişliklerin giderilmesi, lenf drenajının tekrar sağlanması için mümkünse elle yapılan masajı tavsiye ediyoruz. Ama bunu yaptıracak yer bulmak bazen zor olabiliyor. O zaman makinayla yapılan çeşitli masaj yöntemlerinde de fayda görebilirsiniz.

Karın germe sonrası iz tedavisi

Karın germede iz korkulan bir şey. Bunu önlemek için acaba yağ alımı ile karnımdaki problem düzelir mi şeklinde çok sorulara rastlıyoruz. Hatta bazı yağ alımı yöntemlerinin karındaki deri bolluğunu topladığı yönünde bilgilere rastlıyoruz. Açıkçası tecrübem ve genel olarak bilgime göre eğer deride bir bolluk varsa bunu ancak sarkmış derinin alınması toparlıyor. Çok çok ender vakada, çok ciddi spor yapılmasıyla bu deri bolluğu bir miktar toplanabilir. Ama iki doğum yapmış bir kadının derisinin toplanması eğer deri deforme olduysa oldukça zor. Baştan kontrollü bir şekilde kilo alarak doğum yaptıysa o ayrı.

Gelelim şimdi iz konusuna. Karın germede iz nasıl oluyor? Karın germede iz, pubisin yani genital kıllı bölgesinin üzerinde sezeryan izini bilirsiniz (çoğu kişi bilir, sezaryen izi 10 - 12 santim kadar bir çizgidir ) Bu çizginin biraz daha yanlara uzadığını düşünün. Bu iz külot içinde kalan bir çizgi olur. Bu çizgi başta kırmızıdır, zamanla kullanılan iz tedavisi ile beyazlar. Bir de göbek deliğinin transfer edildiği yerde, deliğin içine doğru bir iz kalır. Bu da zamanla önce kırmızıdır, sonra beyazlar.

Karın germe sonrası izin daha iyi olmasını sağlayacak bir kaç yöntem var.

-Bunlardan bir tanesi iz kremlerinin düzenli kullanılması,

-ikincisi silikon bant yani ekstra iz tedavisi yöntemlerinin kullanılması,

-üçüncüsü de özellikle izin kırmızı olduğu dönemlerde bu bölgenin gerginliğe maruz bırakılmaması.

Yani mesela mekik tarzı hareketlerin, bu tarz sporların daha ileri dönemde tercih edilmesi. Çünkü kırmızı döneminde iz çok hassastır. Fazla gerilirse açılmaz ama genişleyerek iyileşebilir. Bunu önlemek içinde bu şekilde bir tedavi yapılabilir.

Birde bu izin nasıl iyileşeceği biraz genetik faktörlere de bağlı. Özellikle beyaz tenli kişilerde, deri kalitesi daha iyi olan kişilerde bu izler oldukça iyi iyileşir. Esmer kişilerde biraz pigmentasyon dediğimiz koyulaşma olabilir. Bu, kişinin yapısıyla da alakalı olan bir şeydir. Yine bunları önlemek için bir takım medikal tedavilerde var onları öneriyoruz.

Sonuç olarak: karın germe ameliyatı kolay bir operasyon değildir. Sonrası da pek çok estetik ameliyata göre daha zor geçer. Ancak doktorunuzun tavsiyelerine tam olarak uyarsanız daha kolay bir ameliyat sonrası dönem geçirebilirsiniz.

Yazının devamı...

Ameliyatsız burun estetiği

Amerikan Estetik Plastik Cerrahi Derneği (ASAPS) istatistiklerine göre, enjekte edilebilir prosedürler sadece son 5 yılda %39'luk bir artış gösterdi. Tabi bu tip prosedürler, şikayetçi olunan bölgelerin başında bulunan burun bölgesinde de çoklukla kullanılıyor.

Çok uzak olmayan bir geçmişte, burnun şeklini değiştirmek için tek seçenek cerrahi rinoplasti idi ancak şimdi plastik cerrahlar, inişli çıkışlı bir köprüyü düzeltmek, depresif bir burun yan duvarını doldurmak veya burnun ucunu kaldırmak için, hyaluronik asit ( HA ) bazlı dermal dolguları kullanıyorlar. Dolguyu dorsal bir kambur veya eğri bir burun eğrisi gibi bir kusurun etrafına dikkatlice enjekte ederek onu kamufle ediyor, burnun mükemmel bir şekilde düz görünmesini sağlayabiliyorlar.

Bazılar içinse, burun ucunun etrafına stratejik olarak yerleştirilmiş dolgu, daha rafine ve daha ince bir görünüm sunabilir. Bir hasta burun ucunu kaldırtmak istiyorsa, doktorunuz bölgeye dikkatlice dolgu enjekte edebilir veya diğer enjekte edilebilir sıvı olan botoksa, burnu aşağı çeken kasları yumuşatmak için (depresör nasalis) başvurabilir. İşte bu kadar! Ameliyatsız burun estetiğiniz tamamdır!

Ameliyatsız Burun Estetiğinin Artıları ve Eksileri

Ameliyatsız burun estetiği, küçük değişiklikler arayan hastalar için en uygunudur. Genellikle burun problemleri, solunum problemleri gibi fonksiyonel sorunları ele almak için kullanılmaz. Ve diğer HA bazlı dermal dolgu maddeleri gibi, burun dolgusu sonuçları da geçicidir (12-18 ay arası).

Bazı hastalar, yeni bir burun görünümünü “test etmek” için cerrahi olmayan bu seçeneği kullanabilir, ancak birçok doktorun burun dolgusunu  bir veya iki kereden fazla tercih etmemenizi tavsiye edeceğini unutmayın.

Ameliyatsız burun estetiği herkes için çözüm olmasa da, iyi aday olan hastalar için, asgari kesinti süresi ve yan etkilerle (hafif morarma veya şişme) anında sonuç verebilir. Plastik cerrahınız burun dolgusunun sizin için uygun olup olmadığına karar verecek en doğru kişidir.

Cerrahi olmayan operasyonlarda bile, risk ve komplikasyonlar bulunabilir. Burun son derece vaskülerdir ve deneyimsiz bir doktor, enjektöre dolgu maddesini yanlış yerleştirebilir, kritik bir arterdeki kan akışını kesebilir veya gözlerinizde retinayı besleyen hayati bir arteri bozabilir. Umarız bahsettiğimiz tüm bu korkunç riskler, cerrahi ve cerrahi olmayan rinoplasti türlerinde deneyimli bir doktor bulmanızı teşvik eder. Deneyimli bir plastik cerrah tüm komplikasyonları ve bunlardan nasıl kaçınabileceğini bileceği için risk her zaman daha düşük olacaktır.

İnce çizgileri ve daha az ince kıvrımları tedavi etmekten, diğer “sıvı” prosedürlere kadar, enjekte edilebilir ve cerrahi olmayan tedavilerin plastik cerrahi manzarasını değiştirdiği açıktır. Plastik cerrahınız ameliyatsız burun estetiğinin sizin için güvenli ve başarılı bir sonuç sunup sunamayacağına karar vermenize en iyi yardımcı olabilecek kişidir.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.