SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Göz Kapağı Estetiği

Göz Kapağı Estetiği

Göz çevremiz yüzümüzdeki en hassas bölgedir. Bu yüzden genetik faktörler, dış etmenler, hormonel değişikliler, kötü beslenme, fazla güneşe maruz kalma gibi nedenlerden çok fazla etkilenirler. Problemli göz çevresi kişiyi olduğunda daha yaşlı veya sağlıksız gösterebilir. Günümüzde görselliğin ön planda olması ile birlikte estetik ve kozmetik konusundaki teknolojinin gelişmesi bizlere bu konuda çeşitli problemlere yönelik çözümler sunmaktadır.

Biz estetik cerrahlara en sık başvurulan göz çevresi problemleri, morluk, kırışıklık, ince çizgiler, göz kapağı düşüklüğü, gözaltı torbalanması ve yağ bezesi oluşumlarıdır. Bazen bir bazen de birkaç yöntem bir arada kullanılarak soruna yönelik cerrahi veya ameliyatsız çözümler tarafımızdan sunulmaktadır. Göz çevresi kırışıklıkları için en çok botoks uygulamasına başvururken, gözaltı torbalanması veya morlukları ihtiyaca uygun çeşitli mezoterapilerle tedavi edilir. Mezoterapi seans sayısı yine kişinin ihtiyacı ve kullanılacak ürüne göre hekim tarafından belirlenir. Gözaltı ışık dolgusu başka bir seçenektir. Yine göz çevresi için hazırlanan özel peelingler özellikle gözaltı morluklarında etkili olabilmektedir. Gözaltındaki yağ dokusunun eksikliği kişiye yorgun bir görünüm verdiğinden hyaluranic asit içeren dolgularla o bölge desteklenir ve daha canlı bakışlara birkaç dakika içinde kavuşmak çok kolaylaşır. Yağ bezeleri için doktorun uygun gördüğü cerrahi yöntemler veya uygun lazerler kullanılabilir. Göz kapağı düşüklüğü de yine günümüzde düşüklüğün derecesine göre ameliyatlı veya ameliyatsız seçenekleriyle kişi için konforlu bir biçimde giderilir. Çoğunlukla sosyal hayattan kopmanızı gerektirmeyecek uygulamalara mutlaka ve mutlaka alanında uzman estetik cerrahlarla karar vermelisiniz.

Yazının devamı...

Cildimiz İçin Gençlik İksiri

Güzelliğiyle kralları kendine aşık eden Mısır Kraliçesi Kleopatra, ismiyle bugün bile güzellik anlayışına katkı sağlamaktadır. Cildimiz için faydalı peptidler içeren Gençlik İksiri dediğimiz uygulama; zamana yenik düşen cildimizdeki deformasyonları gidermede en etkili yöntemlerdendir. İçeriğinde bulunan Peptid solüsyonları, Biotin, Folik Asit gibi B vitamini kombinasyonları, Retinol, Hyaluronik Asit gibi cildin gençleşmesini sağlayan faktörler zamana yenik düşen yapıyı onararak tazelik sağlar. 7-10 gün aralarla uygulanan 3 veya 4seans sonrası cildin nem dengesi düzenlenir, savunma mekanizması güçlenir, gözenekler sıkılaşarak ince çizgiler kaybolur, akne oluşumu engellenir ve cildinrenk tonu düzenlenir. Yıllara yenik düşen cilt altındaki kollajen yapı yeniden düzenlenir ve dış etmenlere karşı savunması güçlenir.

Bu iğneli mezoterapi yöntemi, uygun olan her cilt yapısına her yaş bandında yapılabilir. Mat, cansız, olduğundan daha problemli, kırışık, nemsiz ve yaşlı gösteren ciltler tarafından en çok tercih edilen mezoterapi yöntemlerindendir. Öncesince lokal anestezik kremlerle yüz bölgesinin uyuşturulması işlem sırasında kişi için büyük konfor sağlar.

İşlem sonrası normal hayata hemen dönülmesi özellikle zaman problemi yaşayanlar için büyük bir konfor sağlar. Kleopatra Gençlik İksiri içeriğindeki bileşenler güvenilirlik olarak test edilmiş ve FDA onayı almıştır. İşlem için mutlaka uzman hekimler tercih edilmelidir.

Yazının devamı...

Göğüs Küçültme Estetiği

En sık yapılan meme estetiklerinden biri olan meme küçültme ameliyatı ihtiyacı olan kadınlar için bu konudaki sıkıntılardan büyük bir kurtuluş yoludur. Vücut orantısına göre büyük memeler en çok bel ve sırt ağrıları, sürtünme nedeniyle oluşan tahriş ve pişikler, kıyafet seçememe, ağırlık nedeni ile sütyen askısı izleri oluşması, çok ileri vakalarda dolaşım bozukluklarına sebep olmaktadır. Sağlık dışında da kıyafet seçememe ve görüntü olarak da kişiyi mutsuz eder.

Meme ameliyatları vücut gelişiminin tamamlanmasından itibaren yapılabilir. Öncesinde doktorun tercihine göre meme ultrasonu veya mamografi çekilmesi ileriki yıllarda değerlendirme açısından sağlıklı olur. Ameliyat öncesi değerlendirmede kişinin vücut ölçüleri ve isteğine göre meme değerlendirilir. Daha sonra yapılacak teknik belirlenir. Ameliyat ters T ve lolipop şeklinde olmak üzere 2 şekilde yapılır. Ters T tekniği meme altı kesisi ve meme başından ucuna uzanan tek bir çizgi kesisi ile olur. Lollipop tekniği ise meme ucunun halka şeklinde kesilmesi ve meme altına uzanan tek bir çizgi hattı ile yapılır. Her iki teknikte de fazla cilt ve meme dokusu çıkarılarak istenilen büyüklüğe ulaşmak hedeflenir. Ameliyatta amaç meme ucu sinirleri ve süt kanallarını korumak olsa da bazen meme büyüklüğü nedeni ile bu bölgeler operasyondan etkilenebilir. Ameliyatın tekniğine göre memede izler görülür. Eğer yara iyileşme sorunu yoksa, hasta sigara kullanmıyorsa ve ameliyattan sonra yara izi için kremlerine zamanında başlayıp düzenli kullandıysa yaklaşık 1 sene sonra ince ve şeffaf izler kalır.

Ameliyat sonrası dönemi genelde ağrısız ve rahat geçer. Doktorun verdiği ilaçlar ağrıyı rahatlıkla baskılar. Operasyondan yaklaşık 1 hafta sonra kişi rahatlıkla işe dönebilir. Kişinin yaşam kalitesi operasyon sonrasında hızla yükselir.

Yazının devamı...

Yüz Estetiğindeki Yenilikler

İPLE YÜZ GERME

Teknoloji geliştikçe genç görünmek için hem biz estetik cerrahlar hem de siz hastalarımız daha az komplikasyonlu yöntemleri tercih ediyor. Fakat bir iple askılama işlemi ameliyatlı yüz germe işlemine alternatif değildir. Ameliyat süreci kadar zamanı olmayan, ameliyat olmak için engeli olan, iş hayatından uzaklaşamayan, yüzünün belli bölgelerinden rahatsız olan ve genç yaşlarda ve sarkma olmuş yüzlerde çoğunlukla iple askılama tercih ediliyor. Bazen fokuslu ultrason ve kollajen aşısı ile kombine edilebiliyor.

İple asma yöntemlerinden bazılarını birkaç başlıkta özetleyebiliriz;

ÖRÜMCEK AĞI

Cerrahinin birçok alanında kullanılan PDO iplikler bu yöntem için de kullanılır. Hekimle birlikte hastanın da isteğine göre ortalama 50-60 kadar ip yelpaze şeklinde yüz hattına yerleştirilir. İşlem sonrası hafif morluk ve ödem görülebilir. Lokal anestezi kullanılır. Yaklaşık 3 hafta kadar yüzün ovalanmasından kaçınmak gerekir. Etkisi ortalama 1-2 sene kadar sürer.

FRANSIZ ASKI

Fransa ‘da geliştirilen silikon kaplamalı ve esneyebilen iplerle yapılan asma yöntemidir. Yüzdeki sarkmaları düzenlemek ve yüz hattını toparlamak için uygulanan güvenli bir asma tekniği olan Fransız Askısı lokal anestezi ile yapılabileceği gibi genel anestezi altında yapılan başka ameliyatlarla da kombinlenebilir. Tüm yüz için uygundur. Kişinin ihtiyacına göre 2 ila 12 adete kadar ip kullanılabilir. İpler yüzden geçip baş derisine sabitlenir. Herhangi bir dikişe gerek yoktur. İpin esnek yapıda olması mimiklerle beraber hareket etmesini sağlar, silikon yapısı ise kopmaları engeller. Böylece işlem sonrası yüz asimetrisi oluşmaz. Tüm yüz için işlem süresi 45 dk civarındadır. İşlemden birkaç gün sonra normal hayata rahatça devam edebilirsiniz. Ortalama 4 yıl kalıcılığı vardır.

V LİFT

Ameliyatsız askı yöntemlerinden biri olup PDO iplikler ince kanüllerle cilt altına yerleştirilir. 6-8 ay içinde bu ipler eriyerek konuldukları bölgede kollojeni artırır ve cilt daha gergin görünür. Lokal anestezi altında yapılır ve 18-24 ay arası kalıcılığı vardır.

Yöntemler genelde birbirine benzemekle beraber kullanım bölgeleri ve kullanılan malzemelerin içeriği değişebilir. Size en uygun yöntemi belirlemek için hekiminize başvurabilirsiniz.

Yazının devamı...

Yaz Mevsiminde Dökülen Saçlar İçin

Günümüzde saç dökülmesi artık sadece orta yaşlı kişilerin değil 20’li yaşlardaki gençlerin de sorunu. Saç dökülmesini etkileyen faktörleri ise 4 ana başlık altında toplayabiliriz; beslenme sorunları, psikolojik etkenler, fizyolojik hastalıklar ve dış etmenler. Saç dökülmesinin düzenli devam ettiği durumlarda mutlaka bir doktora gidilmesi gerektir. Saç dökülme sorununda ilk işlemin saç ekimi olmayabilir, önce sorunun nedeninin bulunması gerekir.

Eksik ve yetersiz beslenmeler; fast food alışkanlıkları, kilo vermek için yapılan ağır diyetler ve buna bağlı vitamin ve mineral eksiklikleri saçlarda belirgin dökülmeye sebep oluyor. Yine uzmanına danışılmadan saç bakımı adı altında kullanılan sağlıksız kimyasallar da saç dökülmesinin başlıca sebepleri arasında sayılabilir. Dış faktörler olan çevre kirliliği, radyasyon yayan cihazla, bilgisayarlar, elektromanyetik kirlilik gibi faktörlerin saç dökülmelerini tetikleyebilir. Psikolojik faktörler arasında ise üniversite sınav kaygısı, gelecek, iş kaygısı ve aşk acısı gibi stres yaratan durumlar var.

Saç analiziyle birlikte bazen de gerekli tetkikleri yaptıktan sonra, tedavi protokolü oluşturulur. Saç dökülmesinde tedaviye başlamadan dökülmenin nedeni ortaya koyduktan sonra; beslenmeye bağlı bir saç dökülmesi varsa diyetisyen ile ekip çalışması içerisinde özel bir beslenme program oluşturulur. Saçın büyümesini sağlamak ve dökülmesini azaltmak için özel besinler öneriliyor. Eğer strese ya da kaygıya bağlı bir sorun ise kişiyi psikolog ile birlikte değerlendirilir. Hastalıklara bağlı ve dış etkenlere bağlı bir dökülme varsa, hastalığın tedavisi için dış etkenlerin uzaklaştırılmasını önerilir.

Eğer dökülme yeni başlamışsa ve saçlı deride bir açılma veya seyrelme yoksa; ilaçlar, losyon ve şampuan yeterli iken, dökülme fazla ve seyrelmeler fazlaysa saç mezoterapisi, saç kök hücre serumu, saç prp, saç aşısı ve saç dolgusu işlemlerinden kişiye en uygununu seçerek uygulamakta fayda var. Açıklıklar varsa ve deri belirgin şekilde görünmeye başlamışsa saç ekimi ve saç nakli yapılır. Son dönemlerde saçı tıraş etmeden 3000-3500 grefte kadar alınabilmesi kişilerin günlük hayatı da etkilemiyor.

Son işlemin ise son dönemlerde oldukça popüler olan saç pigmentasyonu, özellikle saç ekimine uygun olmayan erkeklerde ve kadınlarda için tercih edilen bir yöntem. Kişi saç derisinin görünmesinden rahatsız olunuyorsa yaptırılacak ilk uygulama. Erkeklerde ise daha önce saç ekimi yaptırmış arkada FUE veya FUT izi kalmışsa; izi kamufle etmek için de saç simulasyonu uygun bir seçenek. Son olarak da eğer saç ekimi yaptırmasına rağmen saçlı derisi hala fotoğraflarda parlıyorsa ve ekim yapacak grefti yoksa yine saç pigmentasyonunu en uygun yöntem olacaktır.

Yazının devamı...

Selülitlerin Çözümü Var mı?

Birçok kadının kabusu olan selülit cilt yüzeyindeki portakal kabuğumsu görünümdür. Cilt altında düzensiz yağ birikimi kan ve lenfatik dolaşımı bozar ve girintili çıkıntılı görüntüye sebep olur. Sanıldığı gibi sadece kilolu kadınlarda değil zayıf hatta kilosu normalin altında olan kişilerde bile görülebilir. Çoğunlukla yanlış beslenme, hareketsizlik ve genetik faktörler nedeniyle oluşan selülitle savaşmak için günümüze yüzlerce yöntem denenmiştir.

Selülit oluşumunu önlemek için düzenli spor yapmak, sağlıklı ve dengeli beslenmek, bol su tüketmek çok önemlidir. Siz bunlara dikkat etseniz bile genetik mirasınız selülite yatkın olabilir. Günümüz kozmetik sistemleri ve teknolojileri selülite daha komplike bir yaklaşımla savaş açtılar. En çok düzenli olarakyaptırılan cihaz masajları oluşan bozulan dolaşımı düzene koyar. Radyo frekans sistemindeki dalgalar, cilt yüzeyinde yer alan dokuları ısıtır ve selülitin oluştuğu bölgeyede nüfuz eder ve yağların yakılmasını ve drenajını sağlar. Aynı zamanda cilt yüzeyindeki kolajenini de uyararak pürüzsüz görünümü sağlar. Mezoterapi uygulamasında cildin orta tabakasına enjekte edilen sıvılar sayesinde yağların parçalanarak vücuttan dışarı atılması sağlanır. Bu sayede düzensiz yağ birikiminin oluşturduğu görüntünün giderilmesi amaçlanır.

Kullanılan her yöntem mutlaka beslenme ve düzenli egzersiz ile desteklenmelidir. Selülitlerden bir kere kurtulmanız bir kere daha oluşmayacağı anlamına gelmez. Çözüm için hem teknolojiyi hem de sağlıklı yaşam kriterlerini birlikte kullanmak gerekir.

Yazının devamı...

Dudak Tasarımı

Yüz ifadesinde büyük etkiye sahip olan dudakların, tarih boyunca değişen güzellik algılarına inat her dönemde dolgun ve renkli tarif edilerek güzelliğin oluşmasında önemli etkisi vardır. Özellikle kadınların özgüvenli bir şekilde kendini ifade etmesinde rolü büyüktür. Doğuştan veya yıllar geçtikçe incelen, sarkan, rengi solan, kıvrımlarını kaybeden dudakların cerrahi ya da ameliyatsız tekniklerle canlı bir görünüme kavuşması gelişen teknoloji ile oldukça kolaylaşmıştır.

İnce ve hacmini kaybetmiş dudaklar yaklaşık 10 dakika süren dolgu işlemi ile dolgun ve diri bir görünüme kavuşturulabilir. Hyaluranic asit içeren bu maddelerin vücuda herhangi bir zararı yoktur. Zaten insan vücudunda var olan doğal bir maddedir ve etkisi ortalama 1 yıl kadar sürer. Yapıldığı anda sonucu hemen görebilirsiniz. Üst dudağın içe kıvrılmış gibi göründüğü durumlarda iple asma veya martı kanadı teknikleri ile dudağa dışa doğru hacim verilir ve bazen de bu işlemler dolgu veya yağ enjeksiyonu ile birleştirilerek dudak-burun açısının düzeltilmesi ile yüz ifadesi tamamlanır. Özellikle sigara içenlerde daha fazla görülen dudak üzerindeki ince kırışıklıklar da dudak hacimli olsa dahi kişiye yaşlı ifadesi verebilir. İnce dolgular bu kırışıklıklar için kullanılarak kişiye yeniden genç bir görünüm kazandırmayı hedefler. Bazı durumlarda dudak dolgunluğu yeterli olsa da renksiz görünüm veya hatlarının kaybolması nedeniyle ifadeyi etkilemektedir. Bu gibi durumlarda kalıcı makyaj ile dudak doğalına uygun olarak renklendirilip dış hatları belirginleştirir. Dış kontürü belirginleştirilip renklenen dudaklar kişiye genç bir görünüm sağlar.

Dudak estetiği uygulamalarındaki temel amaç dudağın anatomik özelliklerine bağlı kalarak yapay olmayan bir görüntüye kavuşturmaktır. Çok fazla doldurulmuş, dudağın her bölümünün şiştiği, yandan ördek gagası görünümüne kavuşmuş dudaklar kimseye çekici gelmediği gibi itici bir ifade sağlar. Bu nedenle dudak estetiği mutlaka işin uzmanı olanlar tarafından yapılmalıdır.

Yazının devamı...

Kaş Estetiği

Kaşlar insan yüzündeki ifadenin en etkili unsurlarından biridir. Eski Mısırda kaşlar yüzün en önemli bölümlerinden biriydi. Sıcaktan ve ışıktan korunmak için kaşlar ve gözler koyu siyaha boyanırdı. Antik Yunanda ise kadınlar reçine ve keçi kıllarıyla kendilerine kaş yaparlardı. Japonlar bir dönem kaşlarını kazırken İngilizler ceviz kabuğu ile kaşlarını boyayarak belirginleştirirlerdi. Güzellik kavramının yapı taşlarından biri olan kaşlar zaman zaman dönemin modasına göre incelip kalınlaşarak, kavislenip düzleşerek dünyadaki güzellik anlayışı ile beraber değişmektedir.

Günümüze geldiğimizde şu an kaş tasarımında en popüler olan yöntemler iple kaş asma, botoksla kaş kaldırma, dolgu ile kaş kaldırma, kaş kaldırma ameliyatı ve microblading (kıl tekniği)dir. Bazı durumlarda tek yöntem yeteceği gibi birkaçı beraber de kullanılabilir. Düşük ve kavissiz kaşlar önce botoks ile kaldırılıp, botoks etki ettikten sonra microblading ile şekillendirilebilir. Kaşların düşüklüğü botoks işleminin kaldıramayacağı kadar iselokal anestezi ile iple asma önerilebilir. Asimetrik kaşlarda yine sadece tek bir kaşa müdahale edilebileceği gibi her iki kaşa ayrı işlemler yapılabilir. Eğer varsa şekil ve asimetri ile ilgili sorun giderildikten sonra microblading ile yüzün ifadesine ve kişinin isteğine göre çizim yapılarak işlem öncesi ifade tamamlanır ve işlem sırasındaki hataların önüne geçilmiş olunur. Seyrek kaşlarda kişinin isteğine göre şekil hiç değişmeden boşluk doldurma işlemi yapılabilir. Kişiye özel tek kullanımlık iğnelerle boya kaşların altındaki cilde çizgiler halinde verilir. Kullanılan malzeme ve uygulayan ifade uzmanının tecrübesi sonucu belirler. Kaliteli malzemelerle yapılan microblading işlemi kalıcılığını ortalama 1,5 yıl kadar korurken, kötü malzemeler yıllar içerisinde turuncu veya yeşil renge dönüp ömür boyu sizinle kalabilir. Ayrıca kötü yapılmış kaş kontürlerini ise dövme silme cihazları ile silinebilir.

Güzelleşmeye çalışırken mutsuz olmamak için bu saydığımız bütün işlemlerin uzmanlar tarafından yapılması bu nedenle çok önemlidir.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.