SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Kaş Kaldırma Estetiği

Kaş kaldırma; alnın yumuşak dokusunu ve derisini kaldırarak alnın, kaşın ve gözlerin etrafındaki alanı iyileştirir. Düşük, sarkık kaşlara veya kaş asimetrisine sahipseniz, kaş kaldırma estetiği tercih edebilirsiniz.

Yaşlanma tipik olarak kaşların aşağı inmesine neden olur. Cilt ve yumuşak dokular esnekliklerini kaybettiğinden, kaşlar ve kirpikler arasındaki mesafe de kısalır. Düşük kaş pozisyonu sizi yorgun, kızgın veya üzgün gösterebilir. Kaş kaldırma estetiği ile kaşlar kaldırılabilir ve tazelenmiş, daha hoş bir görünüm elde edilebilir.

Alnınızı ve kaş alanlarınızı kaldırmak için iki yöntem uygulanabilir: Klasik kaş kaldırma ve Endoskopik kaş kaldırma.

Klasik kaldırma, fazla miktarda sarkıklık varsa ve deri çıkarılması gerekiyorsa saçlı çizginin 4-5 cm kadar gerisinden taç tarzında ya da Z şeklinde iz bırakılarak uygulanabilir. Nerede olduğuna bağlı olarak, cerrah gözle görülür bir iz oluşmasını önlemek için çalışacaktır.

Endoskopik kaldırma için, cerrah kafa derinizde birkaç ufak kesim yapar. Bu operasyonda cerrah, ince bir tüpün ucundaki küçük bir kamera olan bir kapsamı, kesilerden birine yerleştirir ve gerekli değişiklikleri yapmak için diğer bir kesiye yerleştirilmiş başka bir cihaz kullanır. Bu yöntemle aynı zamanda alın germe işlemi de uygulanabilir. Yine kaş kaldırmadaki gibi saçlı deri içinden 3 veya 4 adet 2’şer cm’lik kesilerle, endoskopik yöntemle aynı sonuç alınabilir. Kesiler daha küçük olduğundan, bu işlem klasik yöntemden daha kısa iyileşme sürecine sahiptir. Minimal skar ve daha kısa iyileşme süresine sahip olacaksınız.

Kaş kaldırma estetiğinden önce dikkat edilmesi gerekenler

Örneğin, sigara içiyorsanız, cerrahınız sizden en azından geçici olarak durmanızı isteyebilir. Ayrıca alkol ve bazı ilaçlardan uzak durmanız da gerekebilir. Düzenli olarak bir aspirin veya başka bir anti-enflamatuar ilaç alırsanız, cerrahınız sizden ameliyattan önce bunları belirli bir süre almamanızı isteyecektir. Bu ilaçlar kanamanın artmasına neden olabilir ve bundan kaçınılmalıdır.

Kaş kaldırma işlemi hastane ortamında yapılmalıdır. Ortalama bir saat süren operasyonla lokal ya da genel anestezi altında işleminiz tamamlanır. Genellikle gece kalmaya gerek yoktur. Operasyon sona erdiğinde, cerrahınız kesileri dikiş veya zımba ile kapatır, bölgeyi temizler ve bandajlar. Cerrahınızın size vereceği talimatları takip etmeniz çok önemlidir.

Kaş kaldırma estetiği sonrası iyileşme süreci

İyileşmeniz, hangi kaş kaldırma prosedürünün (klasik veya endoskopik) uygulandığına bağlı olarak değişiklik gösterir. Her iki durumda da yaklaşık bir hafta içinde çıkarılması gereken dikişlere veya zımbalara sahip olacaksınız. Dikişler, saç çizgisinin altına yerleştirildiği için görünür bir iz bırakmaz. Operasyondan sonra olası şişlikler ortalama bir hafta içinde geçer. Ameliyattan sonra en az iki gün boyunca, şişliği hafifletmek için başınızı dik tutmalısınız ve etkilenen bölgeye hafifçe soğuk kompres uygulayabilirsiniz. Ameliyattan sonraki ilk birkaç hafta boyunca ağır kaldırma, kuvvetli egzersiz veya diğer etkinliklerden kaçınmanız tavsiye edilir.

Ameliyatsız kaş kaldırma estetiği

Kaş kaldırma estetiğinde günümüzde en yaygın olarak; ameliyatsız bir teknik olan botoks, dolgu enjeksiyonu ve iple kaş asma çok daha fazla tercih edilmektedir. Botoks enjeksiyonu ile kaşlar olması gereken pozisyona getirilerek dolgu enjeksiyonu ile de oluşan boşluklar doldurulabilmektedir. Bu sayede göz çevresi daha estetik ve genç bir görünüme kavuşturulabilmektedir. Ameliyatsız kaş kaldırma estetiği kesi ve anestezi işlemi gerektirmediği, iyileşme sürecine ihtiyaç olmadığı ve sonuçları daha hızlı bir şekilde görünür olduğu için daha fazla tercih edilmektedir.

Eğer kaş düşüklüğü nedeniyle görüş açınız kısıtlanmış ve estetik açıdan da çok daha yorgun ya da üzgün görünüyorsanız, size en uygun seçenek için alanında uzman bir estetik cerrahtan daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.


Op. Dr. İlsun Aka
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr
www.instagram.com/drilsunaka
www.facebook.com/drilsunaka

Yazının devamı...

Estetik Uygulamaları

Estetik cerrahi prosedürleri hastanın sadece dış görünümünde değişiklik yapmaz; genel sağlığı, ruh sağlığı ve sosyal yaşamı da dahil olmak üzere çok daha geniş bir etki alanına sahiptir. Kişinin sahip olduğu sorunun türüne göre fiziksel ve ruhsal iyileşmeler sağlamanın yanı sıra özgüveninin artmasına da yardımcı olur.

Hatırlanması gereken en önemli şey ise tüm bunların uygulamalar ve operasyonların başarıyla sonuçlanmasına bağlı olduğu gerçeğidir. Bu sebepten ötürü estetik uygulamaları yaptırmadan önce doktorun branşı ve tecrübesini göz önünde bulundurmak gerekir.

Alanında uzman estetik cerrah seçimi çok önemli

Estetik cerrahinin en önemli aşaması operasyonu gerçekleştirecek en doğru kişiyi seçmektir. Alanında uzman olmayan kişilere ya da güzellik merkezlerine gitmek ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir ve sizi hastalık, komplikasyonlar ve hatta bazı durumlarda ölüm riski altında bırakabilir.

Özellikle ameliyatsız teknikler günümüzde uzman olmayan kişiler tarafından da uygulanabilmektedir. Yapılan yanlış operasyonların neden olduğu kötü sonuçların tam olarak düzeltmesi ise bazı durumlarda mümkün olmamaktadır.

Herhangi bir operasyon geçirmeye karar verdiğinizde seçim yaparken, dikkat edilmesi gereken çok önemli kriterler var.

Mutlaka alanında uzman bir estetik cerraha gidilmelidir. Cerrahınızın eğitimi, tecrübesi ve uzmanlık alanı konularında bilgi sahibi olmalısınız. Sadece uygulama tekniklerini bilmek operasyonlardan hedeflenen sonuçları elde etmeye yetmez. Anatomi ve tasarım bilgisi de ideal sonuçlara ulaşmakta çok önemlidir. Estetik cerrahlar hem tıbbi hem de estetik uygulama için uzmanlık eğitimi almış kişilerdir, sertifika programlarıyla uygulayıcı olan kişiler estetik cerrahların kontrolünde operasyona girmelidirler.

Hastane, sağlık merkezi ya da klinik dışında herhangi bir ortamda estetik operasyon geçirilmemelidir. Ameliyatsız tekniklerde de ameliyatlı tekniklerde olduğu gibi tam donanıma sahip klinik ortamı ve hijyen çok önemlidir. Enfeksiyon oluşma riski hastanın genel sağlığına çok ciddi zararlar verebilir.

Uzmanlık ve deneyime dikkat edilmeli

Seçeceğiniz cerrahın uzmanlık alanı ve deneyimi operasyonun başarısında oldukça etkili bir rol oynar. Bu nedenle cerrahınızı çok iyi araştırmalı, daha önceki hastalarından referans alabilir, muayene esnasında merak ettiklerinizi ayrıntılı bir şekilde sorup bilgi alabilirsiniz. Cerrahınızla kuracağınız iletişim operasyon süresince kendinizi çok daha güven içinde hissetmenize yardımcı olacaktır. Unutmayın istediğiniz görünüme sağlıklı bir şekilde ulaşmanın tek yolu alanında uzman estetik cerrahlardan destek almaktır. Estetik görünümde telafisi mümkün olmayan kayıpları önlemek ve genel sağlığı riske atmamak için doğru seçimler yapılmalıdır.

Op. Dr. İlsun Aka
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr
www.instagram.com/drilsunaka
www.facebook.com/drilsunaka

Yazının devamı...

Yaz Bitiyor, Güneş Lekelerimden Nasıl Kurtulurum?

Güneş lekeleri, adından da anlaşılacağı üzere güneşten gelen ışınların zararlı etkileri sonucu kişilerin ciltlerinde ortaya çıkan özellikle açık kahverengi ve koyu kahverengi görünümlü lekelenmelerdir.

Güneş lekelerinin ortaya çıkmasındaki en önemli etken güneş olmakla beraber, kişinin vücudundaki hormonlara ilişkin birtakım değişimler ve metabolizmasında yaşanan süreçler de güneş lekelenmelerine sebebiyet verebilmektedir.

Kadınların vücudunda hamilelik ve doğum kontrol hapı kullanımı, hormonların işleyişini değiştiren belirgin faktörlerdir. Güneş ışınlarına özellikle gebelik sürecinde ya da doğum kontrol haplarının kullanımı sırasında bilinçsiz ve aşırı maruz kalınması hormonların etkileri ile birleşerek güneş lekelerinin oluşumunda tetikleyici olabilmektedir ki bu şartlarda oluşan derin lekeler tıpta “melazma” olarak adlandırılmaktadır.

Güneş lekelerinin oluşumuna yol açan bir diğer etken olan metabolizma süreçleri ile kastedilen ise yaşlanma gibi zamanın etkileri sonucu kişinin hücrelerinde yaşanan değişimlerin güneş ışınlarına maruz kalan cilt üzerinde yaşlılık faktörüne bağlı güneş lekeleri oluşturabilmesidir.

Temel sebep kişiden kişiye değişmekle birlikte güneş lekeleri, doğuştan olmayan ama cilde rengini veren melanin pigmentinin belli bir bölgede normalden ve olması gerekenden daha çok toplanması sonucu oluşan bir cilt problemi olmaktadır.

Güneş lekeleri nasıl geçer?

Güneş lekeleri, genel olarak kişiye ciddi bir sağlık sorunu oluşturmayan cilt problemi olmakla beraber, özellikle yüz bölgesinde yer alan lekeler kişileri estetik açıdan rahatsız edebilmektedir. Lekelerin estetik kaygılar sebebiyle kişinin psikolojik ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkilemesi durumunda bu gibi lekelerin tedavi yoluyla giderilmesi arzulanmaktadır. Güneş lekelerinin tedavisine başlanmadan önce mutlaka alanında uzman bir doktor tarafından lekelere yönelik doğru tanının konulması gerekmektedir. Ciltte yer alan her türlü oluşumun estetik kaygılardan daha öte daha ciddi bir hastalığın işareti olup olmadığının tespiti ile yola çıkmak hasta açısından büyük önem taşımaktadır. Yapılacak muayene sonrasında doktor, lekelerin türüne göre hastayı tedavi seçeneklerine ilişkin bilgilendirmektedir.

Güneş lekeleri lazerle nasıl tedavi edilir?

Doktorun teşhislerine bağlı yönlendirmeleri ve hastanın istekleri doğrultusunda oluşturulan tedavi planına bağlı olarak, kişinin yapısal özelliklerine ve cilt problemini oluşturan lekenin nerede olduğu, genişliği, cilt altındaki derinliği, yaygınlığı gibi niteliklerine göre cihazın uygun akım gücü, dalga boyu, atım ve tarama seçenekleri belirlenmektedir. Son zamanlarda lekelerin tedavisinde en çok tercih edilen Thulium lazer ile gerçekleştirilen uygulamalarda cihazdan sağlanan enerji ile lekelerin niteliğine bağlı olarak seçilen akım gücü, dalga boyu, atım ve tarama seçenekleri ile sorun yaşanan cilt alanı üzerinden geçilmektedir. Thulium lazer ile yapılan işlemde diğer lazer sistemleri ile yapılan uygulamalardan farklı olarak ciltte yüzeyel soymadan ziyade, ciltte oluşturulan kontrollü ufak zedelenmeler ve cilt dermis tabakasındaki pigment üreten melanosit hücrelerinin direk hedef olarak alınması ve kişinin vücudundaki “makrofaj” denilen iyileştirici hücreler sorunlu bölgeye çekilerek cilt probleminin giderilmesi hedeflenmektedir.

Güneş lekeleri, lazerle ne kadar sürede tedavi edilir?

Cildin alt katmanlarına yayıldığı için inatçı tipte sayılan bazı lekelerin diğer lazer sistemleri ile tedavisi daha uzun bir süre ve sabır gerektirmekte iken, Thulium lazer uygulamalarında ilk seansta olumlu değişimler gözlemlenebilmekte ve lekelerin tipine göre kişiden kişiye farklılık gösterebilmekle birliktedir. İşlem 6-8 hafta arayla yapılmakta ve 2 ile 3 seansta tedavi tamamlanmaktadır. İşlem sonrası ortalama 10 gün kabuklanmadan ziyade, ciltte minik kum taneleri şeklinde hissedilmeyecek dökülmeler yaşanmaktadır. Hasta 1 gün sonra günlük hayatına kapatıcı özelliği olan güneş koruyucular kullanarak devam edebilir. İşlemin etkisi 1 ay sonrasında görülmektedir.

Thulium lazere ek olarak PRP, Karbon peeling ve çeşitli içerikli mezoterapi gibi uygulamalar kombine edilerek inatçı lekelerde daha iyi sonuçlar alınabilmektedir. Thulium lazer aynı zamanda anti-anging işlemi olarak kullanabilir. Diğer bir kullanım alanı ise cilt beyazlatma ve aydınlatmada kullanılan bebeksi bir yüz görünümüne sahip olmanıza yardımcı olan Thulium BB işlemleride yapılabilinir.

Op. Dr. İlsun Aka
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr
www.instagram.com/drilsunaka
www.facebook.com/drilsunaka

Yazının devamı...

Yüzümüzün Daha Genç Görünmesi İçin Hangi Uygulamalar Yapılabilir?

Yüzün daha genç görünmesi için estetik cerrahide ameliyatlı ve ameliyatsız çeşitli teknikler uygulanmaktadır. Ameliyat olarak geleneksel yüz germe estetiğinin dışında ameliyatsız teknikler de günümüzde çok popülerdir. Kesi işlemi yapılmadığı için iyileşme sürecinin hızlı olması, anestezi gerektirmemesi ve operasyon geçirildiğinin belli olmaması ameliyatsız tekniklerinin tercih edilme sebepleri arasındadır. Lazerden, enjeksiyon tekniklerine kadar çok çeşitli ameliyatsız teknikler bulunmaktadır.

Botoks

Yaşlanmanın ilk belirtileri genellikle gözler, alın, yanaklar ve dudaklarda kırışıklık olarak ortaya çıkar. Estetik cerrahide ameliyatsız bir tedavi tekniği olarak botulinum toksini enjeksiyonu kırışıklıkların görünümünü azaltmak için çok uzun süredir başarıyla uygulanmaktadır. Enjeksiyonlar yüzdeki belirli kasları gevşetir ve kırışıklıkların belirli bir süreliğine daha az fark edilir hale gelmesine yardımcı olur.

Genç görünümünü korumak isteyenler, kırışık oluşumunu önlemek için de botoks enjeksiyonunu tercih etmektedir.

Ortalama 15 dakika içinde uygulanan botoks enjeksiyonu acısız bir uygulamadır. Kırışıklar üzerindeki etkisini 4 ile 6 ay arasında sürdürebilmektedir. Bu sürenin sonunda enjeksiyon işleminin tekrarlanması gerekmektedir.

Dolgu

Hyaluronik asit: Cildin bağ dokusunun bu doğal bileşeni, kırışıklıklar için kullanılan en yaygın dolgu maddesidir. Sonuçlar tipik olarak yaklaşık altı ay ila bir yıl arasında sürer.

Kalsiyum hidroksiapatit: İçerikli dolgular çene çizgisini şekillendirmek, yanaklardaki hacmi geri kazandırmak, daha derin kırışıklıkları ve cilt kıvrımlarını tedavi etmek için kullanılır. Sonuçlar, şekillendirme için kullanıldığında bir yıl, kırışıklıkları doldurmak için kullanıldığında üç yıl sürer.

Yağ enjeksiyonu: Yağ, alt karın bölgesinden veya diğer bölgelerden liposuction yoluyla alınır ve ihtiyaca göre yanaklarınıza, elmacık kemiklerinize, dudaklarınıza veya alnınıza enjekte edilir. Etkileri uzun süreli olabilir. Ancak istenen sonuçlara ulaşmak ve genellikle vücudun yağ emilimini telafi etmek için alanın aşırı doldurulmasının yanı sıra birden fazla enjeksiyon seansı gerektirebilir.

Göz altı ışık dolgusu

Göz altı ışık dolgusu göz altı morluğu ve çöküklüğünde etkin şekilde kullanılan bir yöntemdir. Göz altında şikayet edilen alana ışık dolgusu yapıldıktan bir hafta sonra göz altında aydınlanma ve yorgun görünümde azalma meydana gelir. Bu dolgunun avantajı doğal gözükmesidir. Etkisi 1-1,5 yıl devam eder.

PRP tedavisiyle yüz gençleştirme

PRP, “Platelet Rich Plasma” platelet (trombosit) yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulamasının kısaltılmış adıdır. Bir kişiden alınan az miktardaki kanın santrifüjden geçirilip bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen “platelet yönünden zenginleştirilmiş plazmanın” yine aynı kişiye cilt gençleştirme ve yapılanmasına destek olma amaçlı enjeksiyon yoluyla geri verilmesi işlemidir. PRP tekniği, vücuda enjekte edildiği bölgelerde kök hücreleri uyarıp, aktif hale geçirerek dokuların yenilenmesine yardımcı olan bir yöntemdir. Bu sayede cildimizin gençleştirilmesinde saç, yüz, vücut yani vücudumuzun her alanının hızla yenilenmesini sağlamada en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. İşlem süresi en fazla yarım saattir, 3-4 seans olarak 15 gün arayla ve mezoterapi tekniği ile uygulanır.

Lazerle cilt gençleştirme

Cildin lazer ışınları ile komple taranması sonucu lazer ışınlarının ısıya dönüşmesi ile burada kolajen üretimini arttırmak esasına dayanan bir tedavi yöntemidir. Kolajen üretimi beraberinde yeni bağ dokusu oluşumunu sağlar. Buda cilde gergin, canlı bir görünüm kazandırır. Tedavide Co2 fraksiyonel lazer ışınları kullanılmaktadır. Co2 fraksiyonel lazer ışınları cildin hem üstüne hem de altına etki edebilen etkili bir tedavi yöntemidir. Ciltte mikro kanallar açarak kolajen üretimini tetikler.

Seans süresi ortalama 20-30 dakikadır. Genellikle tek seans yeterli olmakla birlikte, 6 seansa kadar tedavi yapılabilmektedir. Seanslar arasın ortalama 4-6 hafta olması ön görülmektedir. Co2 fraksiyonel lazer tedavisinden sonra ciltte oluşan mikro yaralar hafif kızarıklık şeklinde kendini gösterir. Sonrasında oluşan kabuklanma da yavaş yavaş etkisini kaybedecektir. 1-2 hafta sonunda cilt tamamen normale döner. Kolajen üretiminin artması, bağ dokunun yenilenmesi ve ciltte gözle görülür iyileşme, tedavinin bitiminden 2-3 ay sonra başlayacak, ortalama 12-18 ay kadar devam edecektir.

İple yüz germe (Örümcek ağı estetiği)

İple yüz germe, ameliyatsız yüz germe işlemi aynı zamanda ultra V lift olarak da bilinen, çok daha doğal görünen sonuçlar ortaya çıkaran düz ya da kılçıklı ameliyat iplikleri kullanılarak yapılan germe tekniğidir.

Fransız askısıyla yüz gençleştirme

Fransız askısı tekniği Fransa’da geliştirilen dinamik askı olarak da bilinen ameliyatsız yüz germe tekniklerinden birisidir. Cildin yaşlanması ve kırışıklıkların oluşmasının sebebi öncelikle hacim kaybıdır. Sonrasında cilt kalitesi bozulur, sarkmalar ve kırışıklıklar meydana gelir. Fransız askısı, bu sarkmaları ve kırışıklıkları düzeltmek için uygulanan bir tekniktir. Fransız askısında ameliyatsız germe işlemi, içi polyester dışı silikon esnek ipler ya da biyouyumlu PDO ipler kullanılarak yapılır. Bu özel ipler askılama işlemi için özel olarak geliştirilen iki ucu iğne ya da kanül aracılığıyla yüzde germe işlemini sağlayacak kritik noktalara yerleştirilmesi işlemidir.

Kişinin ihtiyacına ve tercihine göre uygulanan bu teknikler ile yüzün çok daha genç görünmesi mümkün. Uygulamalar hakkında kişiye özel daha ayrıntılı bilgi almak için estetik cerraha başvurulması tavsiye edilir.

Op. Dr. İlsun Aka
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr
www.instagram.com/drilsunaka
www.facebook.com/drilsunaka

Yazının devamı...

Yağ Enjeksiyonu Nedir?

Yağ enjeksiyonu; hastanın kendi vücudundan toplanan yağı kullanan ve daha sonra yüz ve vücut dolgunluğunu artırmak, kırışıklıkları doldurmak veya kontürler oluşturmak için tekrar enjekte edilebilen estetik tekniğidir.

Nasıl uygulanır?

Önce bir donör bölgeden (karın ya da kalça bölgesi olabilir), liposuction tekniği ile yağ greftleri elde edilir. Elde edilen yağ greftleri işlemden geçirilerek ihtiyaç doğrultusunda yüzeveya vücudun hacim kazandırılması istenen bölgelerine enjekte edilebilir. Enjekte edilen yağın yaklaşık en az %50’si vücut tarafından emilir geri kalan kısım kalıcı olur. Bazı durumlarda, tek bir prosedürle en iyi sonuçları elde etmek mümkün olmayabilir. Dolgu maddelerinin çoğu zamanla dağılır. İdeal sonuca ulaşmak için, belli aralıklarla enjeksiyon işleminin tekrarlanması gerekebilir.

Liposuction uygulaması yapıldığı için donör alanda ilave bir iyileşme süresi gerekir. Bu, cerrahın tedavi odasında veya ameliyathanede yapılabilecek küçük bir cerrahi işlemdir. Komplikasyon riski oldukça düşüktür.

Yağ enjeksiyonu kullanım alanları nelerdir?

Yağ enjeksiyonu hem yüz hem de vücut bölgesindeki hacim eksikliklerini gidermek için başarıyla uygulanmaktadır.

Yüz bölgesinde uygulama yapılan bölgeler; dudak, çene, gözaltı, şakak, elmacık kemiği ve alın dolgusu ile derin kırışıklar olan cilt bölgeleridir.

Vücuttaki cilt ve kontur bozukluklarını düzeltmek için ise eller, kalça, popo ve göğüs bölgesi uygulama yapılan alanlardır.

İyileşme süreci nasıldır?

İyileşme süresi her hasta için ve enjekte edilen her dolgu maddesi için değişiklik gösterir. Faaliyetlerinizin çoğuna hemen devam edebilirsiniz, ancak genellikle şişmeyi ve morarmayı en aza indirmek için ilk 24-48 saat boyunca yoğun fiziksel aktiviteden kaçınmanız önerilir.

Yağ enjeksiyonu işleminden sonraki ilk görünüm şunları içerebilir:

Çoğu koşul, topikal soğuk uygulaması ve masajla hafifletilebilir. Birkaç saat içinde ya da birkaç gün içinde düzelme görülür. Yağ enjeksiyonu ile elde edilen sonuçlar diğer dermal dolgu malzemelerine göre çok daha uzun ömürlü olur.

Hastanede kalmaya gerek yoktur, çoğunlukla hasta aynı gün eve gidebilir. Pansuman yapılmasına ve dikiş alınmasına gerek yoktur. İkinci haftadan sonra uygulama alanındaki şekillendirme belirgin bir şekilde ortaya çıkacaktır. Yağ enjeksiyonu işlemi genel olarak iyi ve kalıcı sonuç veren, kişinin ruh sağlığına olumlu etkileri olan başarılı bir estetik cerrahi işlemdir. Kişinin durumuna özel daha ayrıntılı bilgi almak için uzman bir estetik cerraha başvurulmalıdır.

Op. Dr. İlsun Aka
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr
www.instagram.com/drilsunaka
www.facebook.com/drilsunaka

Yazının devamı...

Ben Kansere Dönüşür mü?

Benler, cilde renk veren hücrelerin vücudun herhangi bir yerinde cilt altında normalden farklı bir şekilde yerleşmesi ile oluşur. Renk, şekil ve boyut olarak değişiklik gösterir. Ben oluşumunun en önemli nedeni kalıtımsal özelliklerdir. Açık tenli, renkli gözlü, açık renkli saçlı kişilerde ve güneşte kolay yanabilen cilt tiplerinde daha yaygın olarak görülebilmektedir. Çoğu iyi huyludur, yani kanserli değildir. Yapılan tetkiklerin ardından kanser hücresine rastlanması durumunda acilen tedavi edilmesi gerekir.

Ben tipleri nelerdir?

İki çeşit ben tipi mevcuttur. Birincisi doğuştan beri var olanlar, ikincisi ise sonradan ortaya çıkan benler. Doğuştan var olan benler genellikle kahve renkli olup zamanla üzerinde kabarıklıklar ve kıllar oluşabilir. Yaşla birlikte boyutu büyüyebilir. Sonradan ortaya çıkan benler ise genellikle açık ya da koyu kahverengi tonlarında, ciltle aynı yüzeyde ya da kabarık olabilir. Koyu renkli cilt tiplerinde benler daha koyu renkli olur.

Atipik veya displastik olarak isimlendirilen benlerin kanser oluşturma riski çok daha yüksektir. Bu tip benlerin kenarları düzensiz olur, açık ile koyu kahve renkleri karışık bir şekilde bir arada olur.

Peki, ben koparılınca ne olur?

Bazı durumlarda örneğin tıraş olurken, giyinirken ya da başka sebeplerle ben kendiliğinden kopabilir. Bunun dışında hastalar yaygın olarak ip bağlama ya da ilaç sürme gibi çeşitli tekniklerle beni kendileri de koparmaya çalışabilir. Bu sağlık açısından son derece riskli durumlara sebep olabilir. Eğer benlerden rahatsız olma durumu varsa estetik cerrahlardan destek alarak basit bir operasyonla kurtulmanız mümkün. Sanıldığı gibi benleri aldırmak tehlikeli değildir. Ancak bu işlem öncesi benlerin mutlaka bir cerrah tarafından incelenmesi gereklidir.

Benler iki nedenle aldırılabilir. Bunlardan ilki estetik açıdan kötü bir görünüme neden oluyor ve kişiyi rahatsız ediyorsa, diğeri ise kanserleşme riski varsa. Riskli olan benlerde kanserleşme oranı normale göre 27 kat daha fazla olduğu için benin tamamı alınır. Riskli benler alındıktan sonra inceleme için mutlaka laboratuvara gönderilir.

Benler nasıl alınır?

Benler oldukça basit bir cerrahi operasyonla alınabilir. Bu operasyon doktorunuzun ofisinde, kliniğinde veya bir hastanenin polikliniğinde yapılabilir. Genellikle iki yoldan birisi seçilir:

Cerrahi eksizyon: Doktorunuz bölgeyi uyuşturur. Benin etrafındaki dokuyu kesmek için neşter veya keskin, dairesel bir bıçak kullanır ve ardından cilt kapatılır.

Cerrahi tıraş: Daha küçük benlerde daha sık uygulanır. Bölgeyi uyuşturduktan sonra doktorunuz beni ve altındaki dokuyu tıraş etmek için küçük bir bıçak kullanır. Genellikle dikişlere ihtiyaç duyulmaz.

Operasyon ortalama yarım saat sürmektedir. Dikişler ortalama bir hafta içinde iyileşir. Operasyondan sonra benin büyüklüğüne ve cildin kalitesine göre değişiklik gösterse de belirgin bir iz kalmaz.

Herhangi bir risk var mı?

Alınan benler tekrar çıkmaz. Operasyondan sonra hafif bir iz kalabilir. Ameliyat sonrası en büyük risk, bölgenin enfekte olması olabilir. Doktorunuzun yaranın bakımı için verdiği talimatlara uymaya dikkat etmelisiniz. Güneş ışınlarından da uzak durulması gerekir.

Kendiniz çıkarabilir misiniz?

İnsanlar bazen benlerini kesmeye ya da ip ile bağlamaya çalışırlar. Bu kesinlikle yapılmamalıdır. Eğer koparılan ben atipik yani kanser hücresi taşıyan bir bense kansere dönüşme riski yüksektir. Bunun dışındaki benlerde ise kanama ve enfeksiyon oluşumuna neden olabilir. Ben aldırma operasyonu oldukça basit ve güvenilir bir işlemdir. Bunun için alanında uzman bir cerrahtan destek alınması yeterlidir.


Op. Dr. İlsun Aka
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr
www.instagram.com/drilsunaka
www.facebook.com/drilsunaka

Yazının devamı...

Liposuctionda Beden Kütle İndeksi

Liposuction operasyonlarında kesin bir BKI (Beden Kütle İndeksi), kilo sınırı yoktur. Fakat unutulmamalıdır ki liposuction bir kilo verdirme operasyonu değil, bölgesel incelme sağlayan bir estetik türüdür. BKI oranı 30’un üzerinde olan hastaların liposuction operasyonu geçirmeden önce ideal kilo oranlarına yaklaşmasını istenir. Bu sayede çok daha etkili sonuçlar elde edilebilir.

Liposuction vücut şekillendirme operasyonudur

Liposuction, istenmeyen vücut yağlarını bölgesel olarak gideren gelişmiş bir vücut şekillendirme prosedürüdür. Çeşitli liposuction teknikleri vardır. VaserLipo gibi modern tekniklerde, geleneksel liposuction tekniklerine kıyasla vücudu nazikçe yeniden şekillendirmek için ultrason teknolojisi kullanılıyor.

Estetik cerrahide fazla kilosu olan hastaların herhangi bir yağ aldırma operasyonuna girmeden önce en az 6 ile 12 ay boyunca kilolarında istikrarlı olmaları, operasyonun başarısını etkileyen en önemli faktörler arasında yer alıyor.

Liposuction’ın amacı

Asıl amaç operasyonda çıkarılan yağın miktarı değil, hedeflenen alandaki kontur değişikliği ve şekillendirmedir. Alınan yağlar ile hedeflenen bölgede gözle görülür bir hacim kaybı olsa da amaç kilo kaybı değildir.

Liposuction şekillendirici bir araçtır, diyet ve egzersize cevap vermeyen inatçı yağ fazlalığı olanlar için idealdir. Minimal invaziv bir işlem olduğu için belirgin bir iz oluşmaz ve kısa sürede iyileşme ile etkili sonuçlar sağlar.

Ayrıca beş litreden daha fazla yağın bir defada liposuction yoluyla alınmaması gereklidir. Aksi takdirde tehlikeli komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle liposuction geçirmek isteyen hastaların BKI’si 30'un üzerinde olmaması ve ideal kiloya yakın olmaları, daha kolay iyileşme süreci ve daha iyi cerrahi sonuçlar için oldukça önemlidir. Uzun vadede daha iyi bir liposuction sonucu elde edilmesi için ameliyattan önce mutlaka kilo verilmesini tavsiye ediyorum.

Op. Dr. İlsun Aka

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr

www.instagram.com/drilsunaka

www.facebook.com/drilsunaka

Yazının devamı...

Köpek Memesi Hastalığı Nedir?

Köpek memesi (hidradenitis suppurativa) cilt altında küçük, ağrılı topaklar oluşmasına neden olan bir cilt rahatsızlığıdır. Topaklar açılabilir veya derinin altında kanallar oluşabilir. Bu durum çoğunlukla, koltuk altı, kasık, kalça ve göğüsler gibi cildin birbirine sürttüğü alanları etkiler.

Hastalık ergenlikten sonra başlama eğilimindedir. Günlük yaşamınıza ve duygusal sağlığınıza ciddi etkileri olan bu rahatsızlık yıllar boyunca devam edebilir ve zamanla kötüleşebilir. İlaçlar ve cerrahi, semptomları yönetmeye ve komplikasyonları önlemeye yardımcı olabilir.

Belirtileri nelerdir?

Hastalık, bir noktayı veya vücudun birçok bölgesini etkileyebilir. Siyah lekeler olan çukur bölgeler, bezelye büyüklüğünde ağrılı topaklar görülebilir. Bu durum genellikle derinin altında, haftalar veya aylarca devam eden tek ve ağrılı bir topaklanma ile başlar. Sonrasında etkilenen bölgede daha yaygın hale gelir. Genellikle koltuk altı, kasık, anal bölge gibi birçok yağ ve ter bezlerinin bulunduğu, saç köklerinin olduğu bölgelerde görülmektedir. Ayrıca iç uyluk, göğüs ve kalça gibi cildin sürtünmeye maruz kaldığı yerlerde de oluşabilir. Zamanla cildin altında bu topakları bağlayan izler oluşabilir. Bu yaralar çok yavaş bir şekilde iyileşir ve çok kötü kokulu irin akabilir. Aşırı kilo, stres, hormonal değişiklikler, ısı veya nem belirtileri kötüleştirebilir. Kadınlarda menopozdan sonra hastalık şiddeti azalabilir.

Neden olur?

Köpek memesi hastalığının kesin nedeni bilinmemektedir. Derideki saç kökleri tıkandığında gelişir. Hormonlara, kalıtsal genlere ve bağışıklık sistemi problemleri de bu hastalığa neden olabilmektedir. Ayrıca sigara kullanımı, aşırı kilo ve metabolik sendromlar da hastalık gelişiminde rol oynayabilir. Hastalık bir enfeksiyondan ya da mikrop olmasından kaynaklanmaz ve başkalarına bulaşmaz.

Kimlerde görülebilir?

Köpek memesi, en sık 18 ve 29 yaşları arasındaki kadınlarda görülür. Kadınlarda oluşma riski erkeklerden daha fazladır. Hastalığın gelişme eğilimi kalıtsal olabilmektedir. Fazla kilolu ve sigara içen insanlarda daha çok görülmektedir.

Komplikasyonları neler?

Etkilenen bölge enfeksiyona duyarlıdır. Yara ve cilt değişiklikleri görülebilir. Yaralar iyileşebilir ancak ip benzeri izler ya da ciltte çukurlar bırakır. Yaralar ve skar dokusu, özellikle hastalık koltuk altı veya uylukları etkilediğinde hareketle ağrıya neden olabilir. En yaygın, lenf bezi içeren bölgelerde görülür. Skar dokusu, lenf drenaj sistemine müdahale edebilir ve bu da kollarda, bacaklarda veya cinsel organlarda şişmeye neden olabilmektedir. Yaraların yeri, drenajı ve kötü kokusu, utanma, isteksizlik, sosyallikten kaçınma ya da depresyona neden olabilir.

Nasıl tedavi edilir?

İlaçlar, ameliyatlar veya her ikisi, tedavi semptomların kontrolüne yardımcı olabilir ve komplikasyonları önleyebilir. Cerrahi teknikler ile hasarlı dokular alınabilir. Elektrocerrahi ile doku koruyucu eksizyon uygulanabilir, bu şiddetli hidradenitis suppurativa olan hastalar için bir seçenektir. Hasar görmüş doku, cilt dokusunu koruyucu bir şekilde çıkarılırken, elektrocerrahi peeling ile de birleştirilir. Lazer tedavisi, karbondioksit lazeri lezyonları uzaklaştırmak için kullanılan alternatif teknikler arasındadır.

Köpek memesi hastalığı ile yaşamanın en büyük zorluklarından biri acı ve utanç ile başa çıkmak olabilir. Ağrılı yaralar uykunuzu, hareketliliğinizi veya cinsel yaşamınızı etkileyebilir. Köpek memesi hastalığı tedavisi mümkün olan, düzenli olarak takip edilmesi gereken ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olan bir rahatsızlıktır. Mutlaka tedavi altına alınması gerektiğini unutmayın!

Op. Dr. İlsun Aka

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi

www.ilsunaka.com.tr

www.instagram.com/drilsunaka

www.facebook.com/drilsunaka

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.