SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Ülser Hastalığında Zencefil ve Yeşil Çay İkilisi

Ülser, asit ve pepsin içerikli mide salgılarının gastrointestinal sistemin herhangi bir yerinde ki temas ile oluşan hasardır. Eğer bu hasar; midede ise gastrik ülser, duodenumda ise duodenal ülser ve özofagusta ise özofagial ülser adını alır. Bu rahatsızlık, oluşan doku hasarına bağlı olarak; başta mide ağrısı ve yanması, bulantı, kusma ve buna bağlı olarak ağırlık kaybı gibi sorunları başta getirmektedir.

Ülser, 40-70 yaşlarında sık görülürken, çocukluk çağında nispeten az görülmektedir. Hastalığı, başta stres faktörü olmak üzere, kullanılan ilaçlar ve bazı besinler tüketilen miktar ve sıklığa göre tetikleyebilmektedir.

Ülser hastalarının mide sekresyonunu uyararak mukozanın artmasına neden olacak besinlere dikkat edilmeli. Bunlar:

Acı sos, pul biber, soya sosu, salamura, hardal sosu ve yoğun tuz içerikli besinler, alkol( özellikle bira, şarap gibi fermente ve mayalama yöntemi ile yapılan içecekleler) sigara, kafein, boza, asitli içecekler, kızartma, mayalı hamur gibi besinler histamin reseptörleri ile mide asit sekresyonunu uyararak mide mukozasında ödem ve buna bağlı olarak harabiyete neden olabilmektedir. Bununla beraber kurubaklagil yemekleri ve çorbaları şişkinlik problemine sebep olabilmektedir.

Diğer önemli nokta ise; uzun süreli açlık. Mukoza yapısında ki glikoprotein içeriğini %50 oranında düşürerek mukozal direci azaltmaktadır. Dolayısıyla ülser hastaları uzun süre aç kalmamalıdır.

Süt tüketimine dikkat!

Süt teorisi birçok araştırmaya göre farklı sonuçlar vermektedir. Bazı bireylerde, sütte bulunan kalsiyumun gastrik asit salgısını arttırıcı etkisi olduğunu gösterirken; bazı bireylerde ise süt şekerine (laktoz) karşı intolerans görülmektedir. Dolaysıyla süt, kişiden kişiye ve bireyin fiziksel özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir.

Zencefil ve Yeşil Çay İkilisi

Helikobakter pylori, mide yüzeyinde kronik iltihap ile ülsere neden olan bakteridir. Yapılan bazı çalışmalar, bazı besinlerin bakterileri eradikasyonuna yardımcı olduğunu öne sürmüştür. Yeşil çay, siyah Frenk üzümü yağı, zencefil gibi besinler, H. Pylori büyümesini engellediği ve ülser çeşidine bağlı olarak hastalığın ilerlemesini engelleyebilmektedir.

Dyt. Öykü Yıldırım

Yazının devamı...

Kanserden Koruyan Antioksidan; E Vitamini

Beslenmede her vitamin ayrı öneme sahiptir. E vitamini ise güçlü antioksidan özelliği ile serbest radikallere savaş açabilir.

Peki serbest radikaller nelerdir ve vücudumuzda nelere sebep olur?

Vücudumuzda besinlerin yıkımı için oksijene ihtiyaç vardır. Bu döngü de serbest radikaller yan ürün olarak ortaya çıkmaktadır. Normalde vücut, serbest radikallerle baş edebilir fakat bazen bağışıklık sistemi virüs ve bakteriler ile baş edebilmek için serbest radikalleri oluşturabilir ya da dış etken olan çevre kirliliği, tarım ilaçları, radyasyon, besinlerdeki katkı maddeler, sigara dumanı, stres gibi etkenler serbest radikallere neden olabilir.

Eğer ki yeterli antioksidanlar alınıyorsa vücutta oluşabilecek hasarlara önlem alabiliriz.

Vücut sürekli serbest radikallere maruz kalıyorsa; başta kanser, Alzheimer, hızlı yaşlanma, kalp hastalıkları, bağışıklık sistemin de hasarlara neden olabilir. E vitamini güçlü antioksidan özelliği ile serbest radikal oluşumunu önleyebilir.

Hangi Besinlerle E Vitamini Alabiliriz?

E vitamini hayvansal yağlardan fakirdir. Başlıca kaynakları ise

Avokado,

Zeytinyağı

Kuruyemişler (fındık,ceviz,fıstık),

Buğday,

Ruşeym,

Soya fasulyesi,

E vitamini açısından zengin besinlerdir.

Beslenmenize ekleyeceğiniz E vitamininden zengin besinler ile bağışıklık sisteminizi koruyabilir ve antioksidan ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

Günde 15 miligram(22.5 IU) E vitamini yetişkinler kabul edilir miktardır. Yaklaşık 50 gram badem E vitamini ihtiyacınızı karşılayabilmektedir.

Dyt. Öykü Yıldırım

Yazının devamı...

Sağlıklı Bağımlılık; Kahve

Kokusu burnumuza geldiği anda büyüleyen, dostla, sohbetle en iyi giden içecek belki de kahvedir. Bazen onsuz güne başlayamaz bazen de onsuz işimize odaklanamayız. Peki, gün içinde içmemiz gereken miktarı aşıyor muyuz ve bu alışkanlık sizce sağlıklı mı? Hiç düşündünüz mü?

Kan dolaşımını hızlandırıyor...

Yapılan araştırmalar günde 5 gram kafein alınımın almayanlara göre %30 kan akışını hızlandırdığını söylüyor.

Spor öncesi içilen kahve kas ağrısını azaltıyor, dayanıklılığı artırıyor...

Georgia Üniversitesinde yapılan araştırmada spordan önce alınan 125 mg kafein yani 2 fincan kahvenin spor sırasında dayanıklılığı artırdığı ve spor sonrası kas ağrısını azaltarak iyileşmeyi hızlandırdığı belirtilmekte.

Hafızayı güçlendiriyor...

Yapılan bir diğer çalışmada 200 mg kafeinin hafızayı güçlendirerek, odaklanmayı sağladığı ortaya çıkmıştır.

Ömrü uzatıyor mu?

Yapılan araştırmalar günde 3 fincan kahvenin depresifliği %10 azalttığını göstermekte. Fakat bu etkinin kafeinden yanı sıra kafeinin sahip olduğu antioksidan etkisinden kaynaklı olduğu düşünülmektedir.

Peki ne kadar kafein alınmalı?

Her besinde olduğu gibi kahvede de aşırı tüketimden kaçınmalıyız. Çünkü içerdiği kafein aşırı tüketimde mide rahatsızlıklarını, uyku bozukluğu problemlerini ve kalp ritimini etkileyebilmektedir. Dolayısıyla günlük maksimum 300 mg kafein alımı kabul edilir miktardır. Kahvenizi içerken şeker ve krema tercih etmemenizi öneririz.

İşte kahve çeşitlerine göre kafein oranı:

Filtre kahve 1 fincan: 135-200 mg

Espresso 1 fincan: 100 mg

Cappuccino 1 fincan: 100 mg

Hazır kahve 150 cc: 57 mg

Türk kahvesi 1 fincan: 57 mg

Dyt. Öykü Yıldırım

Yazının devamı...

Veganlar İçin Soya Sütü Tarifi

Soya sütü, bitkisel kaynaklı protein kaynağı olup, inek sütüne eş değer protein içermektedir. Üstelik kolesterol içermeyen soya sütü, veganlar dışında ateroskleroz gibi damar tıkanıklığı olan kişiler için sağlıklı bir tercih olabilir.

Soya sütünün 1 su bardağının yaklaşık 9 gram protein içerdiğini biliyor muydunuz? Öyleyse evinizde rahatlıkla ve düşük bütçeli soya sütü yapmaya ne dersiniz.

Malzemeler:

1 su bardağı soya fasulyesi

5 su bardağı su

1 bardak hindistan cevizi sütü

İlk olarak soyalarımıza üstüne 3-4 parmak geçecek kadar su koyup bir gece bekletelim.(Şişen soyaların kabuklarını ovarak ayırmayı unutmayın.) Kabuklarından ayrılan soyalarımızı blendırdan geçirelim ve iyice ezilen soyaların biraz püre kıvam alması için 2 bardak suyumuzu ekleyelim. Ardından ocağa alarak geri kalan 3 bardak su ekleyerek kaynatalım. Kaynadıkça üst yüzeyde oluşan köpükleri atmayı unutmayın. 25-30 dk sürekli karıştırarak kaynadıktan sonra ocaktan alıp ılıyınca; tülbentten geçirerek süzelim.

Soya sütünün yoğun tadından rahatsızlık duyarsanız; hindistan cevizi sütü veya vanilya ekleyebilirsiniz.

Soya sütü tüketirken dikkat edilmesi gereken noktalar:

İçerisinde ki fitoöstrojenlerden dolayı göğüs kanseri tedavisi gören kişiler dikkatli tüketmeli.

Kalsiyum değeri inek sütüne kıyasla daha düşüktür.

Çabuk bozulmaya müsait olan soya sütü 1-2 gün içerisinde tüketilmeli.

Dyt. Öykü Yıldırım

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.