SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Botoks öncesi ve sonrası

Botoks, cildin daha genç görünmesi için uygulanan bir kozmetik prosedürdür. Botoks, özellikle göz çevresi ve alın kırışıklıklarının giderilmesi ayrıca migren ve aşırı terleme gibi rahatsızlıkların da tedavi edilmesinde kullanılan toksinin adıdır. Seyreltilerek kullanılan toksin, cildin belirli bölgelerine enjekte edilerek yüz kaslarını gevşetip çizgi ve kırışıklıkların belirginliğini azaltacaktır. Botoksun etkisi yaklaşık olarak dört ila altı ay sürecektir.

Botoks sonrasında egzersiz önerilmez çünkü egzersiz botoksun sonuçlarını etkileyebilecektir:

1. Bunun başlıca nedenlerinden biri de sporun enjeksiyon bölgelerine baskı uygulamasıdır. Botoks uygulamasından sonra en az ilk dört saat boyunca aktiviteden kaçınmalı ve botoksun kas içine yerleşmesi için zaman tanınmalıdır. Bir basınç uygulanması botoksun enjekte edildiği alandan kaymasına sebep olacaktır. Hala hassasiyete sahip bu alana mümkünse dokunmamanız önerilmektedir. Örneğin, egzersiz sonrasında terleyen anlınızı elinizle silmeniz bile masaj etkisi yaratıp, baskı uygulayarak enjekte edilen sıvının kaymasına ve hareket etmesine yol açacaktır. Spor yaparken kullanacağınız baş ve yüz ekipmanları da enjeksiyon alanlarına basınç uygulanmasına neden olabilecektir.

2. Egzersiz sırasında kalbiniz kan pompalamaya başlar ve kan akışı hızlanır. Egzersiz sırasında oluşan bu durum, kalp ve damar sağlığınız için oldukça önemlidir fakat botoksu negatif yönde etkileyecektir. Kan akışının hızlanması botoksun yer değiştirmesine neden olarak etkisini çevredeki kaslara taşıyacaktır. Kan basıncındaki artış aynı zamanda ödem ve morarmaya yol açabilir.

Aktivitelerinizi botoks enjeksiyonundan birkaç saat önce yapmanız ve en az 24 saat boyunca spor yapmamanız botoks işleminden verim almanızı sağlayacaktır.

3. Botoks uygulamasından sonra baş pozisyonunda değişiklik yapmamaya dikkat edilmesi ve kişinin eğilmemesi önerilmektedir. Bazı araştırmalarda, hastaların %3’ünün göz kapaklarında sarkma oluştuğu gözlenmiştir. Bu oluşan etkinin başlıca nedeni enjekte edilen sıvının yer değiştirmesidir. Baş pozisyon egzersizlerinden, botoks sıvısının kaymasını önlemek için 24 saat boyunca kaçınmanız gerekmektedir. Egzersiz sırasında yüzde bir gerilme olması da botoksu olumsuz etkileyecektir.

En az dört saat boyunca eğilme ve uzanma gibi basit hareketlerden kaçınmanız önerilmektedir. Botoksunuzun tam olarak etki sağlayabilmesi için 24 saat boyunca spor yapmamanız önemlidir fakat bazen doktorlar, daha güvenilir bir sonuç almak bir hafta egzersizlerden uzak durmanızı önermektedir.

Botoks enjeksiyonundan sonra size yapmamanız gereken aktivitelerin bir listesi verilecektir. Yüzünüze dokunmamanın yanı sıra alkolden, kafeinden, enjeksiyon yapılan bölgeye basınç uygulamaktan, banyo yapmak, kanı sulandıran ağrı kesiciler içmek, güneşlenmek, aşırı soğuk ve sıcak uygulamalar, makyaj yapmak ve temizlemek, kaş almak gibi günlük işlerinizden de kısa bir süre uzak durmanız tavsiye edilmektedir.

Yüzün belli bir alanına enjekte edilen botoks, sinir uçları tarafından emilerek bir süre kasların kasılmasını ve cildin kırışmasını engelleyecektir. Yaklaşık beş ila on dakika sonra bu saflaştırılmış toksinin sinir uçları tarafından emildiği bilinmektedir. Fakat toksin içindeki proteinlerin düzgün bir şekilde deri alt yüzeyine yayılması için riske girmeden belirli bir süre kafa hareketlerini içeren egzersizlerden ve kan basıncınızı yükseltmekten kaçınmalısınız. Botoksun düzgün yayılmasını sağlamanın yanı sıra egzersiz nedeniyle bu bölgenin ödem ve morarmaya yatkın olacağını da unutmamalısınız. Kan basıncının artışı ödemi tetikleyecektir. Özellikle yüzme ve bisiklet sürme gibi sporları yaparken kullanacağınız baş ekipmanlarının da botoks uygulanan bölgeye baskı yapabileceğini unutmamalısınız.

Botoksun etkisini tam olarak göstereceği süre olan üç ila yedi gün içerisinde spor yapmanız, estetik uygulamanızı olumsuz olarak etkileyebilecektir. Bu süre boyunca dinlenmeye ve kendinize vakit ayırmaya özen gösterebilirsiniz. Sizi terletmeyecek birkaç yavaş antrenman tercih edebilirsiniz.

Yazının devamı...

Dolgu maddeleri ile gelen güzellik

Yüz dolgu maddeleri; ameliyat olmadan ince kırışıklıkları azaltmak, yumuşak dokuya hacim kazandırmak için yapılan hyaluronik asit, kolajen ve kalsiyum hidroksil apartit gibi maddelerden oluşan küçük jel enjeksiyonlarıdır. Zaman içinde cilt tabakasındaki yağ ve protein kaybından dolayı, yüzde hacim kaybı nedeniyle oluşan sarkmaları ve ciltteki kırışıklıkları dermal dolgularla önleyebilirsiniz. Yüzün yanak, göz çevresi, ağız çevresi, dudak ve çene çizgisi gibi farklı bölgelerine dolgu yaptırmanız mümkün. Oldukça popüler ve minimal invaziv tedavi yöntemi olan dermal dolgu sayesinde daha genç ve çekici görünebilirsiniz. Yüz dolgu maddeleri, cildinizdeki yağ ve protein kaybını kalıcı olarak önleyemese de cilt yapınızı taklit ederek eski görünümüne geri kavuşturur.

Yaşlanmaya bağlı olarak cildimiz kolajen ve elastin üretmeyi yavaşlatmaktadır. Yaklaşık olarak 25 yaşından sonra kolajen ve elastin üretimi gerilemeye başlayacak ve yirmili yaşların sonunda vücut bu maddelerin üretimini tamamen durduracaktır. Nispeten erken yaşlarda, vücut kendisine genç görümünü kazandıran bu doğal maddelerin üretimini kestiği için ciltte kırışma ve sarkmalar daha erken ve kolayca oluşacaktır.

Dolgu maddelerinin yüze enjekte edilmesi, uygulanacağı bölgenin büyüklüğüne göre değişmekle beraber yaklaşık olarak 10 ila 20 dakika kadar sürmektedir. Uygulandığı bölgede küçük kızarıklıklar, hassasiyet ve ödem haricinde komplikasyon riski taşımaz. Enjeksiyondan kısa bir süre sonra da bu etkiler kendiliğinden kaybolacaktır. Kısa sürede uygulanan bu tedavi neticesinde günlük işlerinize hemen dönebilir, normal aktivitelerinize rahatlıkla devam edebilirsiniz.

Dermal dolgu maddeleri yüze uygulanırken normal bir enjeksiyon kadar rahatsızlık duyabilirsiniz. Bu etkiyi azaltmak için tedavi öncesinde anestezik kremler kullanılarak sızı en aza indirgenecektir. Bazen ağrıyı azaltmak için dolgu maddesinin içine lokal anestezik de eklenebilmektedir.

Dolgu maddeleri genellikle geçici süre için yapılır ve kalıcılığı vücut yapısına göre olduğu için bu süre kişiden kişiye değişmektedir. Genellikle altı ila on sekiz ay süresince uygulanan bölgede etkisini gösterecektir. Bu süre, uygulanan dolgu maddesinin türüne bağlı olarak da değişebilmektedir. Yanaklar ve dudaklar gibi hareket halindeki yüz bölgelerinde dolgu maddesinin erimesi daha hızlı olacaktır. Fakat burun kemeri ve kulak memesi gibi hareketsiz bölgelerde dolgu maddesi daha uzun süre dayanabilir. Dolgu maddesi, cilt yüzeyinin altına bir dizi küçük enjeksiyonlarla uygulanmaktadır. Kullanılacak dolgu maddesi miktarı, kırışıklığın derinliğine ve uygulanacak bölgeye bağlı olarak değişmektedir.

Dermal yüz dolguları; özellikle ciltteki kırışıklıkları gidermek, gözaltlarındaki boşlukları doldurmak, elmacık kemiklerini belirginleştirmek, yanakları doldurmak ve dudakları büyütmek amacıyla tercih edilmektedir.

Yüzünde kırışıklıklar ve çizgiler bulunan veya hacim kaybı olan herkes için yüz dolgusu önerilebilir. Hamile, emziren anneler ya da vücudunda enfeksiyon bulunan kişilerin yüz dolgusu kararını ertelemesi önerilmektedir. Hasta beklentisini gerçekçi tutmalı ve operasyon sonucu ile ilgili bir mucize beklememelidir.

Yüz dolgunuzdan memnun kalmadınız ya da işlemi çok aşırı bulduysanız, geri dönüşün kolay olması da bu tedavi yönteminin en büyük artıları arasındadır. Operasyonun üzerinden iki hafta geçtikten sonra yüzünüzde enjeksiyona dair tüm şişlikler indikten sonra mevcut durumdan hoşnut değilseniz hiyalüronidaz adı verilen bir enzimle dolgu çözülebilmektedir.

İyi bir yüz dolgusu dışardan belli olmaz, sadece yüze yenilenmiş ve gençleşmiş bir görünüm kazandıracaktır. Aynaya bakınca kendinizi iyi hisseder ve görüntünüzden memnun kalırsınız.

Kalıcı yüz dolguları yerine geçici ve yüksek kalitede dolgular tercih edilmelidir. Çünkü yüzün kemik yapısı yaşlandığında kalıcı dolgular görünümünüzde sorunlara yol açacak, cilt ve kemik değişikliklerine kolayca uyum sağlayamayacaktır.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Mikometrik burun estetiğinin diğer burun estetiklerinden farkı nedir?

Rinoplasti (burun estetiği) ameliyatları, dünya üzerinde en çok yapılan estetik operasyonlardan biridir. Mikrometrik burun estetiği yöntemi de denilen piezo (ultrasonik) rinoplasti, yeni geliştirilmiş devrim niteliğinde bir tekniktir.

Burun estetiği yaptırmak isteyen kişiler genel olarak burunlarının büyüklüğünden, üstündeki kemerden, yüz şekillerine uygun olmadığından, geniş burun deliklerinden ya da büyük burun ucunda şikâyetçilerdir. Burnun istenen ölçülere getirilebilmesi için kıkırdak ve kemiklerin yeniden şekillendirilmesi gerekmektedir. Burun üzerindeki kemer törpülenirken bu işlem için bazı cerrahi aletler kullanılmaktadır. Mikrometrik burun estetiği yöntemi ile bu klasik cerrahi aletler yerlerini ultrasonik, yüksek hızlı ses dalgaları ile çalışan minimal aletlere bırakıyor.

Mikrometrik burun estetiğinin farklılığı, şekillendirmenin burun üzerinde yumuşak dokulara zarar vermeden rahatlıkla yapılabilmesidir. Klasik burun ameliyatlarında, cilt altındaki kemik görülmediği için daha kapalı bir şekilde işlem yapılmaktadır. Bu nedenle daha kontrolsüz bir yöntem olduğu söylenebilir. Açık burun estetiklerinde kullanılan piezoelektrik yönteminde, ultrasonik cihaza bağlı el aletleri ve uçları ile mükemmel şekilde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Nazal kemikler yüksek hızlı ses dalgaları kullanılarak yeniden şekillendirilir. Piezo yöntemi ile asimetriler ve burunda görülen tüm düzensizlikler en hassas biçimde düzeltilebilir. Operasyon sırasında tüm müdahaleler görselleştirilebildiği için burnun profilden ve önden görünümünde istenen sonuçlar alınacaktır. Doğru ve yerinde yapılmış minimal müdahalelerle burunda istenen netice kolaylıkla elde edilir. Mikrometrik burun estetiği sırasında damarlara ve kıkırdakları çevreleyen yumuşak dokuya zarar verilmez. Bu nedenle operasyon sonrasında ödem ve ağrı oranı oldukça azalmaktadır. Hasta normal yaşantısına daha kısa sürede dönecektir.

Ultrasonik rinoplasti de denilen mikrometrik rinoplasti, ses dalgaları kullanılarak burun kemiğinin kırılmadan şekillendirilmesini ve nazal konturların oluşturulmasını sağlayan yeni bir teknolojidir. Bu ultrasonik yöntemle burun etrafındaki dokularda travmaya neden olmadan kemikte istenen değişiklikler başarıyla gerçekleştirilmektedir. Burun kıvrımları iyileştirilir. Burun boyutu, genişliği, profili ve ucu şekillendirilebilir. Bu yeni piezoelektrik teknolojisi ile yapılacak birkaç usta minimal dokunuşla burnunuz daha doğal ve yüzünüze uyumlu görünecektir. Burun estetiği ile hava alma kanalları iyileştirilip eğer mevcutsa kıkırdaktaki deviasyon düzeltilerek yaşam kaliteniz artırılacaktır.

Burun estetiği ile sadece yüz ölçülerinize uyumlu çekici bir buruna sahip olmazsınız. Rinoplasti, aynı zamanda kendinize güveninizi artıracak ve sizi sosyo-psikolojik olarak destekleyerek, hayata bakış açınızı da yeniden şekillendirecektir.

Mikrometrik rinoplasti, burnunun görünümünden şikayetçi olan, 18 yaşından büyük, sağlıklı herkes için başarıyla uygulanabilecek bir yöntemdir. Operasyon sonucu için gerçekçi ve makul beklentiler içinde olunmalıdır. Yüz oran ve ölçülerinize göre burnunuz size en uygun olarak yeniden şekillendirilecektir.

Burun estetiği yaptırmak istenen kişinin tıbbi geçmişi gözden geçirilerek, endoskopik burun muayenesinden geçirilir. Çeşitli yüz hareketlerinde burnunuzun durumu analiz edilerek, fonksiyonel bir değerlendirme yapılır. Bilgisayarlı bir simülasyonla kişisel hedeflerinize ve yüzünüze en uyumlu ölçülerde bir burun yapısına karar verilerek, operasyon için bir model oluşturulur.

Mikrometrik burun estetiği genel anestezi altında yapılmaktadır. Klasik rinoplastiye göre hasta daha hızlı iyileşecektir. Operasyondan sonra minimal ödem ve morarma görülebilir. Kısa sürede evinize dönerek, normal yaşantınıza devam edebilirsiniz.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Koronavirüsden (Covid-19) korunmak için alınabilecek bireysel önlemler

Artık küresel bir salgın halini alın koronavirüs hastalığı, ilk olarak Aralık 2019’da ortaya çıkmıştır. Çin’in Wuhan kentinde ilk kez rastlanan bu hastalığın, canlı hayvanların ve egzotik etlerin satıldığı bir deniz ürünleri pazarından yayıldığı iddia ediliyor. Bir hayvandan bulaştığı düşünülen yeni tip koronavirüsün mutasyon geçirerek insandan insana yayılma özelliği kazandığı görülmektedir. Çok hızlı yayılması ve kolay bulaşması nedeniyle kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına almıştır.

Koronavirüs enfeksiyonu, bazı kişilerde hafif soğuk algınlığı etkisi gösterirken bazı vakalarda ise çok ciddi, hayatı tehdit eden komplikasyonlara neden olmaktadır. Özellikle 65 yaş üstündeki yaşlılar, kronik hastalıkları olanlar ve bağışıklık sistemi düşük olan kişilerde COVID-19’un ağır seyrettiği gözlenmektedir.

Koronavirüse karşı her ülke, kendi sınırları içinde ciddi önlemler alarak vatandaşlarını bu salgına karşı koruma altına almaya ve sağlık sistemini ayakta tutmaya çalışmaktadır. Birçok ülke sınırlarını kapatarak, uluslararası seyahat engeli koymuştur. COVID-19’un yayılması önlemek amacıyla sokağa çıkma yasağı, şehirlerarası yolculuk yasağı gibi önlemler alınmaktadır. Hükümetlerin aldıkları önlemleri yanı sıra alınacak kişisel önlemler de bu hastalığın yayılmasını engelleyecektir.

COVID-19’un yayılmasını önlemenin en önemli ve basit yolu virüsü taşıyanların izole edilmesidir. Virüsün vücuda girmesinden sonra on dört günlük bir kuluçka süresi vardır. Bu süre zarfında hastalık belirtilerini gösterecektir. Ancak bazı hastaların belirti taşımadan da bu virüsü taşıyabileceği görülmektedir. Yüksek risk gruplarının da korunması için izole edilmesi bu nedenle oldukça önemlidir.

Koronavirüs, çoğu kişide evde tedavi edilebilen hafif ve asemptomatik bir hastalıktır. Bu hastalığa maruz kaldığınız düşünüyor ve belirtilerini taşıyorsanız öncelikle kendinizi izole etmeli ve yayılmasını önlemek için diğer kişilerle teması kesmelisiniz.

COVID-19 semptomları; yüksek ateş (37.8 ° C’nin üzerinde), kuru öksürük, eklem ağrıları ve baş ağrısı, halsizlik-kırgınlık, boğaz ağrısı, tat alma ve koku duyusunda kayıp, nefes darlığı ve solunum güçlüğü… gibi sayılabilir. Hastalığın ilk günlerinde bazen burun akıntısı ve hapşırmada izlenebilir. Koronavirüse maruz kaldıysanız semptomlar, iki ila yedi gün içinde kendini gösterecektir. Hastalığın seyri bağışıklık sisteminize bağlıdır.

Belirtiler sizde görülür görülmez kendinizi izole edip, kısa sürece önce temas ettiğiniz kişileri bu durumdan haberdar etmelisiniz. Koronavirüs hastalığını hafif geçiriyorsanız tıbbi yardıma ihtiyaç duymazsınız. Fakat semptomlarla baş edemiyor, durumunuzun kötüleştiğini düşünüyor ve solunum sıkıntısı çekiyorsanız derhal tıbbi yardım isteyin. Hastaneye giderek; yolda ve hastanede virüsü başkalarına bulaştırabileceğinizi göz önünde tutarak öncelikle telefonla Alo 184’ü aramalı ve acil yardım istemelisiniz. Her hâlükârda hastaneye gitmeniz gerekliyse maske takmalı ve sosyal mesafeyi korumalısınız. Sizin hafif ve ayakta geçirebileceğiniz bu hastalığın bazı kişiler için hayati tehlike taşıdığını unutmamalısınız.

Hastalığı evde geçiriyorsanız, grip ya da soğuk algınlığı ile baş eder gibi bol sıvı almalı ve C vitamininden zengin meyve sebzeleri tüketmeye özen göstermelisiniz. Ayrıca bolca dinlenin ve yeterince uyuyun.

Henüz koronavirüs hastalığına karşı bir ilaç ya da aşı geliştirilememiştir. Yapılan tedaviler, sadece semptomları gidermek ve hafifletmek içindir. Hastaların % 80’i bu hastalığı bir soğuk algınlığı gibi geçirmektedir. Sadece geriye kalan % 20’lik bir kısım ise hastane şartlarında tedaviye gereksinim duyar.

Tıbbi yardım almadıysanız ateşinizi ve ağrılarınızı hafifletmek için parasetamol gibi ilaçları kullanabilirsiniz. Özellikle antienflamatuar ilaçların enfeksiyonu şiddetlendirdiği düşünüldüğü için bunları kullanmaktan kaçınmalısınız. Boğaz ağrınızı hafifletmek için pastil ve limonlu bitki çaylarını deneyebilirsiniz.

Hastanelerin daha ağır COVID-19 vakaları ile kapasitelerinin üzerinde doluluk yaşadığını göz önüne alarak, bu salgın sürecinde diğer acil olmayan tedavi ve ameliyatlarınızı ertelemeniz önemlidir. Yaptırmak istediğiniz estetik operasyonları salgından sonraya erteleyerek, korunaklı evinizden çıkmayıp virüse karşı kendinizi izole edebilirsiniz. Stressiz bir ortam ve zamanda yaptıracağınız estetik operasyonlardan daha başarılı bir sonuç alabileceğiniz kuşkusuzdur. Erteleyeceğiniz estetik ameliyatlarla hastane ortamından uzak kalarak, virüse maruz kalma riskinizi de düşürebilirsiniz.

Son olarak eklemek isterim ki bu pandemi sürecini hep birlikte dayanışma içinde atlatacak ve kısa sürede güzel günlere kavuşacağız.

Lütfen şimdi #evdekaltürkiye

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram : https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook : https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Septorinplastinin yaptırmanın avantajları nelerdir?

Septorinoplasti, hem burnunuzun görünümünü hem de burun kemiği ve kıkırdağı (septum) deviasyonunu düzeltmek için yapılan cerrahi operasyondur. Burun septumunda deviasyon söz konusu ise bu durum burnun içinde hava dolaşımını engelleyecek ve dolayısıyla kronik ağız kuruluğuna, horlamanın artmasına, egzersiz toleransının ve genel yaşam kalitesinin düşmesine neden olacaktır. Septorinoplasti ile daha iyi nefes alabilir ve burnunuzun görünümünü iyileştirebilirsiniz. Hastalar burunlarının görünümünden memnun değildir.

Septorinoplasti, tıkalı burun pasajlarını tedavi etmeyi ve burnun işlevini geliştirmeyi amaçlayan burun rekonstrüksiyon cerrahisidir. Bu prosedür genellikle travmadan sonra veya nefes almayı iyileştirmek için yapılabilir. Burnunuza şekil ve yapı kazandıran kemikler ve kıkırdak üzerinde çalışmayı ve septumunuzu düzleştirmeyi içerir. Septum burnunuzdaki burun deliklerinizi ayıran kıkırdak ve kemiğidir.

Sapmış burun septumu nedeniyle burnunuzdan nefes almakta zorluk çekiyorsanız ve burnunuzun dış şeklinden memnun değilseniz, septorinoplasti önerilir . Her iki operasyonu da aynı anda yapmak mantıklıdır, çünkü bir operasyonda septoplasti ve diğerinde rinoplasti yapmak yerine sadece bir operasyonla her ikisi halledilmektedir.

Septorinoplasti ile burnunuz istediğiniz boyut ve şekle getirilirken, burun septumundaki deviasyon da düzeltildiği için her iki burun deliğinden de rahat nefes alabilirsiniz. Başarılı bir septorinoplasti olan çoğu hastanın burnunda da istenen değişim yakalanmaktadır. Burun şeklinden memnun olan ve sadece kıkırdaktaki deviasyonun düzeltilmesine ihtiyaç duyan hastalar için ise sadece septoplasti yeterli olacak ve nefes alma kalitenizi arttıracaktır.

Septorinoplasti ile burun kıkırdağı ve kemiğindeki eğrilikler düzeltilip, fazlalıklar çıkartıldıktan sonra burun şeklinizde de istenen değişim yapılabilecektir. Burun kemiğinin üzerindeki kemer törpülenip, burun ucu düzeltilir. Eğer burunda bir genişlik de söz konusu ise daraltma işlemi uygulanacaktır. Ayrıca kıkırdak grefti, kemik grefti veya yapay implant kullanarak burnun bir kısmının desteklemesi veya yeniden oluşturması gerekebilir.

Burun estetiğinde hava kanalları, geçiş yolları korunur ve gerekli görüldüğünde de onarılır. Estetik operasyonlarda burunun görünüşü için fonksiyonları asla feda edilmemektedir. Burun cerrahisinde önemli olarak burunun fonksiyonlarının korunması, bozuklukların iyileştirilmesidir.

Her burnun kendi bireysel anatomisi vardır ve bu da burun estetiğini planlamayı çok kişiselleştirilmiş ve ısmarlama bir süreç haline getirir. Etkili bir burun estetiği, yüz özelliklerinin geri kalanına dayanır ve genel bir yüz uyumu hissi yaratır. Burun estetiği yaptırmak için başvuran kişilerin büyük çoğunluğu dikkat çekmeyen ve doğal görünümlü bir burun tercih etmektedir. Konsültasyonunuz sırasında, ameliyatınızdan gerçekçi bir beklentinin ne olduğu ve gerçekten bekleyebileceğiniz sonuçların seviyesi hakkında bilgilendirilmelisiniz.

Septorinoplasti sonucunda; sapmış septum düzeltilerek, normal yerine yerleştirilecektir; bunun neticesinde de nefes almanız iyileşir ve burun tıkanıklığınız giderilir, horlama, gürültülü nefes alma ve uyku apnesi gibi sorunlar ortadan kalkar. Burun görünümü düzeltilerek, yüzde simetri ve görünümde belirgin iyileşme sağlanır. Bu geçirdiğiniz operasyondan sonra yeni görünümünüzden dolayı psikolojik olarak iyi hissederken, fonksiyonel olarak da burunuzda ve yaşam kalitenizde iyileşme sağlanacaktır.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site: : http://www.selcukinanli.com/

Instagram:https: //www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook:https: //www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Etnik rinoplasti kimler için uygundur?

 

Bireylerin ait oldukları ırka bağlı özelliklerini bozmadan burun yapılarındaki bozukluğu gidermek için kişiye özel yapılan, minimal cerrahi tekniklerin titizlikle uygulandığı,doğal görünümlü sonuçlar elde edilebilen burun estetiğine etnik rinoplasti denir.

Farklı etnik yapılardan kaynaklı burun tiplerinde ortak özellikler görülmektedir. Bu özellikteki burunlara dair yapılacak ameliyat teknikleri de farklılık arz etmektedir. Etnik rinoplasti, Kafkas kökenliler için yapılan klasik burun küçültme ameliyatlarından önemli ölçüde farklıdır. Kafkaslar da kıkırdak ve kemik alınması gerektiren burun yapısı görülmektedir fakat Afro-Amerikan kökenli kişilerde ve Asyalılarda etnik rinoplasti, burun büyütme ve kıkırdak ekleme yöntemi ile yapılmaktadır. Etnik rinoplasti; Afrikalı, Orta Doğulu, Latin Amerikalı, Asyalı ve İspanyol gibi farklı burun boyutlarına sahip bireyler için yapılan özel geliştirilmiş bir rinoplasti tekniğidir. En önemlisi, bu operasyon, hastaların etnik geçmişlerinden izler taşıyan benzersiz yüz özelliklerini kaybetmeden yüz görünümlerini geliştirmelerine yardımcı olmaktadır.

Hastaların yüz oranlarına göre genel görünümlerini ve etnik özelliklerini bozmadan burun estetiği yapılarak etnik kökenlerinin korunması sağlanmaktadır. Hastaların ameliyattan sonra benzersiz özelliklere sahip karakteristik yapılarını korumak istedikleri gözlemlemektedir. Etnik rinoplasti, farklı etnik gruplar için kapsamlı deneyim, uzmanlık ve yüz standartları bilgisi gerektiren son derece uzmanlaşmış bir alandır. Operasyon öncesinde burun analizi yapılır ve yüzünüze en uygun buruna sahip olmanız için gereken yeni burun oranları belirlenir. Diğer rinoplasti yöntemlerine göre daha ince teknikler içeren bir çalışmadır. Doğal sonuç elde etmek için burun anatomisi ve yüz oranları dikkate alınarak kişinin istediği sonuca ulaşılır. Burun şeklini belirleyen temel kıkırdak ve kemikli yapıdır. Bu operasyonlarda daha belirgin ve yükseltilmiş bir burun yapısı elde etmek için greftlere ve implant gibi malzemelerine ihtiyaç duyulabilir. Hastaların yüz şekli ve etnik kökenine uygun bir burun elde etmek için doğal doku ve gözenekli güvenilir implantlar kullanılmaktadır.

Etnik rinoplasti ile bireylerin burun yapıları kökenlerine göre gruplandırılsa da her hastanın burun yapısı ve oranları birbirinden oldukça farklıdır. Burun estetiğinde amaç hastanın burnunun yeniden şekillendirilmesi ve varsa yapısal kusurların onarılmasıdır. Operasyondan başarılı bir sonuç elde etmek için şekillendirilecek burnun, yüzün geri kalanlarıyla orantılı olması önemlidir. Hastaların farklı yüz yapılarına göre ameliyat uyarlanmaktadır.

Etnik rinoplasti için uygun burun tipleri şöyle sıralanabilir; çok küçük, çok düz bir buruna sahip olanlar, çene ve alın yapısı ile uyumsuz burun dengesizliği söz konusu ise, geniş burun delikleri mevcutsa, genişlik ve uzunluk gibi burunda estetik görünümü bozan durumlar. Sarkık, orantısız, asimetrik burunlar, soğanlı burun uçları, aşırı kalkık burun gibi yaygın burun özellikleri olan hastalar da bu operasyon için uygun adaylardır. Diğer burun operasyonlarında olduğu gibi burun gelişimini tamamlamamış çocuklarda etnik rinoplasti yapılamamaktadır, hastaların en az 15 yaşını doldurmuş olması gerekir.

Etnik rinoplasti sonucunda hastaların etnik kökenleri baskılanmadan yüz özellikleri dengelenir. Burun yeniden şekillendirebilir ve yüz görünümünü destekleyebilir; siluette belirgin bir değişiklik elde edilir. Yüz simetrik hale getirilir, hastaların gözleri, çenesi, yanakları ve diğer yüz özelliklerini yeniden tanımlanır. Daha iyi bir yüz profili elde edilecektir. Hastanın ruh halinde ve özgüveninde iyileşme görülür. Solunum problemleri, kıkırdakta deviasyon ve burnun diğer yapısal kusurları da rinoplasti ile düzeltilebilir.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site : http://www.selcukinanli.com/

Instagram: https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook: https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Piezo rinoplasti nedir?

PİEZO RİNOPLASTİ YAPTIRMANIN AVANTAJLARI NELERDİR?


Dünyada en sık yapılan plastik cerrahi ameliyatlardan biri de burun estetiğidir. Bilinen ilk modern rinoplasti, ABD'de 1887 yılında gerçekleştirilmiştir. Üzerinden neredeyse yüzyılı aşkın bir süre geçmesine rağmen operasyon ile ilgili bir çok şey değişmeden günümüze aktarılmıştır.

Burun estetiği operasyonunda burun kemiklerini oldukça hassas bir şekilde biçimlendirmek için ultrosonik salınımlarla kemiği şekillendirme işlemine Piezo rinoplasti denilmektedir. Piezo rinoplasti cerrahisi, burun ve yüz kemiklerinde oldukça hassas bir çalışma imkanı sağlamasından dolayı burun estetiği operasyonlarında devrim yaratan yenilikçi bir teknolojidir. Kıkırdak ve cilt gibi yumuşak dokulara zarar vermeyen piezoelektrik aletler kemiği şekillendirmek için ultrosonik titreşimler kullanır. Bu titreşimler sayesinde, çevresindeki yumuşak doku korunurken burun kemiği görünümünü değiştirmek mümkündür. Ayrıca gelişmiş hassasiyet sağlar. Piezo rinoplasti yöntemi ile burun yapısındaki asimetrik ve yapısal bozukluklar hassas bir şekilde düzeltilir. Burun derisinin yeterli desteğini sağlamak için ameliyat sırasında burun kıkırdağını dikkatli bir şekilde dönüştürmekte ve değiştirmektedir.

Ultrasonik rinoplasti, geleneksel bir rinoplastiden biraz farklıdır, cihaz sadece açık burun estetiği prosedürlerinde kullanılabilir. Burun kemikleri şekillendirilirken, genişliğinin ve şeklinin değiştirilmesi gerekiyorsa diğer yumuşak burun dokularına zarar vermeden müdahale etmeyi sağlayan küçük hassas aletler ultrason teknolojisiyle kullanmaktadır. Piezo rinoplasti farklıdır çünkü burun kemikleri bir sanatçının hassasiyeti ile şekillendirilebilir. Bu yöntemle operasyon sonucunda oluşabilecek hata riski en düşük seviyededir. Klasik cihazlardan farklı olarak, piezo teknolojisi yumuşak dokuya yanlışlıkla zarar verme riski olmadan kemiğin şekillendirilmesini sağlamaktadır. Birçok farklı kullanıma uyarlanabilir bir teknolojidir.

Uzun seneler boyunca diş hekimliği tedavilerinde kullanılan bu yöntem daha sonra, dünyada en çok başvurulan estetik operasyonlardan biri olan burun estetiği ameliyatı ihtiyaçlarına göre ayarlanmış bir dizi özel mikroçip oluşturulmuştur. Piezo rinoplasti yöntemi ile burun kemiğinde son derece hassas şekillendirme, yumuşak dokuyu koruma, daha az ödem ve morarma, hızlı iyileşme, ameliyat sonrası az ağrı, zahmetsiz ve güvenilir bir operasyon gibi klasik burun estetiği ameliyatlarına kıyasla pek çok faydası sayılabilir.

Piezo rinoplasti genellikle açık olarak uygulanmaktadır. Operasyon sonrasında hedeflenen burun değişikliğinde en yüksek başarı elde edilmektedir. İşlem sırasında kemik özenle şekillendirilerek konumlandırılır, düzeltilir. Piezoelektrik aletler, klasik enstrümanların yerini alır. Bu operasyonlardaki amaç ile klasik burun estetiğindeki amaç aynıdır sadece kullanılan yöntem, teknik ve aletler fark yaratmaktadır. Piezo rinoplasti ile de burundan kemerin çıkarılması, burunun yeniden şekillendirilmesi hatasız olarak yapılabilmektedir. Hastalar hızla iyileşir ve daha kesin sonuç alınır. Yeni formu tam olarak kontrol edilmek istenen kemiğin görülmesini ve kemik zayıflığının yakından izlemesini sağlar. Piezo sadece kemikleri etkilediği için ameliyat edilen bölgedeki yumuşak dokuların, cilt veya mukoza zarlarının zarar görmeyeceği bilinerek işlem yürütüldüğünden, rahat ve güvenilir bir operasyon imkanı sunar.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site :http://www.selcukinanli.com/

Instagram:https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook:https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

Burun törpüleme işlemi kimler için uygundur?

En yaygın burun estetiği türlerinden biri de burun kemiğindeki kemerlerin çıkarılmasıdır. Herhangi bir kaza, tramva sonucu oluşabileceği gibi bu kemerler genetik miras da olabilir. Operasyona karar verirken erkekler doğal görünümü kaybetmeden kemerin azaltılmasını talep ederken kadınlar ise kemeri oluşturan kemik ve kıkırdakların çıkarılması ya da azaltılması talebiyle daha kadınsı bir görünüme kavuşmayı arzu ederler.

Burun kemerleri kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Burun köprüsünün üçte ikisi kıkırdaktan oluşurken üçte biri kemikten oluşmaktadır. Burun kemerleri kemikle birlikte kıkırdakta yoğunlaşabileceği gibi sadece kemikte de yoğunlaşabilir. En yaygın görülme şekli hem kıkırdakta hem de kemikte görülen kemer oluşumudur. Bu durumda kemik ve kıkırdak, burun törpüleme operasyonu ile istenilen profil çizgisine göre uygun seviyeye indirilmesi için törpülenecektir. Kemeri çıkarmak ya da azaltmak için operasyon, hastanın yüz anatomisine göre planlanır.

Burun törpüleme işleminden sonra burun estetiği ameliyatlarında yaşanan yüzdeki ve gözlerdeki morarma ve ödeme rastlanmamaktadır. Operasyon riski az ve iyileşme süreci de oldukça hızlıdır. Ameliyat sonrasında hasta, günlük hayatına kısa sürede dönebilir. Burun törpüleme ameliyatlarında basit bir yöntemle burun sırtındaki kemer istenen orana düşürülecek ve burun şekillendirilecektir fakat bu operasyonlar ile burun eğriliği düzeltilmesi işlemi bir arada yapılamamaktadır.

Özellikle burun sırtındaki kemerin daha küçük olduğu durumlarda Burun törpüleme ameliyatları tercih edilmektedir keza çıkıntının büyük olduğu burunlar için ise bu operasyon tek başına yeterli olmayacaktır. Operasyon yöntemine, hastaya yapılacak burun analizi ile karar verilir. Burun törpüleme ameliyatında burnunuzun şekline göre burun ucu kaldırma ve burun küçültme işlemleri de kombine olarak yapılabilmekte yani aynı seansta bu operasyonlar bir arada yürütülebilmektedir.

Burun törpüleme işlemlerinde ayrıntılı bir ölçümleme gerektiren planlama; sizin yüz, profil ve burun açınıza uygun olarak yapılacaktır. Yüzünüze en uygun, genel estetik ölçüsü sayılan altın orana en yakın burun yapısı tercih edilecek ve operasyon planlaması yapılacaktır. Bu durumda burun köprüsü ve alın açısı, alın yapınız, burun ucu boyutları, burun ve kaş arasındaki mesafe, burun köprüsü ve üst dudak uzunluğu, diş ve çene yapısı, burun ve dudak arasındaki açı gibi yüzünüze ait pek çok ölçüm alınacaktır.

Burun törpüleme işlemlerinin yararı, klasik burun ameliyatlarına göre riskinin daha az olması ve hastanın iyileşme sürecinin çok hızlı olmasıdır. Ödem ve yüzde oluşan morluk gibi komplikasyonlar görülmez. Bu operasyonla kalıcı bir burun şekli elde edersiniz. Burun törpüleme ameliyatı sırasında burun ucu düşüklüğü, burun eğriliği gibi burnun estetik yapısını bozan deformasyonlar da giderilmektedir. Operasyon süresince kullanılacak anestezi türüne, uygulanacak işlemin uzunluğunu ve buna bağlı diğer faktörleri göz önüne alarak hekiminiz karar verecektir.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı

Site :http://www.selcukinanli.com/

Instagram:https://www.instagram.com/rinoplasti/

Facebook:https://www.facebook.com/prof.dr.selcuk.inanli/

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.