SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Yükselen Trend "Ameliyatsız Güzelleşme”

Estetikte ameliyatsız işlemlere ve yüz gençleştirme tedavilerine talep giderek artıyor. İnsanlar bu yolu daha hızlı ve güvenilir buluyor. Günümüzde artan stres koşulları insanların daha çabuk yaşlanmasına sebep oluyor. Bu nedenle insanlar kendilerini daha iyi hissetmek ve sağlıklarını korumak için ameliyatsız güzelleşme operasyonlarına yöneliyor.

4 ADIMDA GENÇ VE SAĞLIKLI GÖRÜNÜM

Yaş kavramı giderek değişiyor, günümüz dünyasında insanların ancak 70’li yaşlara geldikleri zaman kendilerini yaşlı olarak kabul ettiklerini gözlemliyoruz. 50-60 yaşındaki insanların kendini şu anda genç ve zinde gördüğü bir dönemdeyiz. Yüzümüzün genç ve sağlıklı kalması çift taraflı bir olgu. Hem doğal beslenme, spor hem de medikal estetik işlemleri yüzümüzün sağlıklı görünmesini sağlıyor. Bundan yaklaşık 10 sene önce ameliyatla yüz gerdirme çok popülerdi. İnsanlar bakım, vitamin enjeksiyonu, dolgular olmadığı için hızlıca yaşlanıyordu. Günümüzde artık çok etkili bakımlar, tedaviler kullanılmaya başlandı.

Biz Esteworld olarak değişen koşullara yönelik 4 aşamadan oluşan özel bir işlem uyguluyoruz. Ameliyatsız yüz gençleştirme işlemleri belli periyodlarla yapılıyor. Birinci aşamada vücudumuzun vitamin depoları boşalmaya başladığı için yüz mezoterapisi ile başlıyoruz. İkincisi ise vücudumuzdaki gençlik iksiri. Kanımızda vücudumuzu iyileştiren derimizi iyileştiren dokularımızı iyileştiren plazma yumağımız var. Biz bunları laboratuvar ortamında yoğunlaştırıp genç kalmasını istediğimiz yüz bölgemize enjekte ederek doğal gençlik iksiri işlemini yapabiliyoruz. Üçüncü aşamada ise dünya genelinde yüz gençleştirmede en iyi kullanılan cihazlardan bir tanesi fraksiyonel lazer sistemi bulunuyor. Bu sistemde birkaç tane tedavi yöntemi elde edilebilir. Bunlardan bir tanesi cildin ölü tabakasını atabiliyoruz, ikincisi ciltte meydana gelmiş boşlukları gözenekleri lazerle sıkılaştırabiliyoruz. Üçüncüsü ise cilt altındaki gevşemiş lastik dokusunda belli darbe izleriyle bir gençleşme ve dirilmeyi tekrar elde edebiliyoruz. Bu tedavi yüzümüze lazer ışınlarıyla yapılıyor. Yüzün kırışıklıkları, yüzün ve cildin tonusuna (gevşekliğine) bakılıp analiz ediliyor ve buna göre hastamıza 1 ile 3 arasında seanslarla uygulanıyor. Son tedavimiz Q Switch denilen bir işlem. Bu işlem özellikle cildimizde tonus kaybı olduğu zaman o tonusu yerine getirmek için cildin üzerindeki ölü tabakanın giderilmesinde kullanılıyor.

CİLDİN BESLENMESİNE 30’LU YAŞLARDA BAŞLANMALI

Uyguladığımız bu tedavi yöntemleriyle "dört dörtlük" sonuçlar elde edebiliyoruz. Biz bu tedavilere 50’li yaşlardan önce başlanmasını istiyoruz. Kadınların cildini beslemesine 30’lu yaşlarda başlamasını tavsiye ediyorum. Doğru tedaviler bizi genç ve diri tutar. Erkekler için de aynı şekilde olması gerekiyor. Yoğun stres, tempo ve seyahatlerden dolayı yüzümüz olumsuz etkileniyor. Ekran önünde yer alan sanatçılar, bürokratlar, iş insanları artık bu tedavilerin ne kadar gerekli olduğunun farkında. Çünkü bahsettiğimiz 4x4 ameliyatsız güzellik uygulamaları klasik bir cilt bakımının çok ötesinde cildi kökünden yenileyen bir prosedür.

6 AYDA BİR BAKIM

Yapılan işlemleri kişiye özel, cilde özel hatta beslenmeye özel tedavi protokolleri olarak geliştiriyoruz. Bir yüzün takibi ve kontrolü 6 ayda bir olmalıdır. İlkbahar ve sonbaharda yüzümüze bakım yapılmalıdır. İlkbahar bakımı yaza, sonbahar bakımı ise kışa hazırlık niteliğinde olmalıdır. Yüzümüz böylece tedavi edilmiş oluyor. Bu tip tedavilere ilginin artmasında ameliyatsız operasyonlara geçiş oldukça etkili oldu. Biz 2004 yılından beri bütün yenilikleri ülkemize getirmede sektörümüzün önünü açtık. Türkiye’de ilk ozon terapiyi kullandık, saç mezoterapisi PRP, Growth Factor’leri (Büyüme Faktörü) ilk biz uyguladık. Dünyadaki en gelişmiş lazerleri ülkemize getirdik. 100’e yakın yeniliği 15 yıl içerisinde ülkemize sunduk. Öncü olduğumuz saç ekim sektörünün yıllık cirosu 1 milyar doları aştı. Yurt dışından bu operasyonlarımız için gelen ve düzenli bakımlarını yaptıran hastalarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Sonuç olarak ameliyatsız güzelleşme giderek yükselen trend olmaya devam ediyor.

Yazının devamı...

Saça Lazerle Dokunuş

Saçınızı ‘ekim yapmadan çoğaltmak’ mümkün...

-Evet, doğru okudunuz. Teknolojinin her geçen gün ilerlemesiyle birlikte saçlar çoğalabilir, aynada daha güzel bir görüntüye kavuşulabilir...

İnsanlar ne olursa olsun öncelikle iyi görünmeyi tercih eder. Çünkü kendine iyi bakan, sağlıklı beslenen, spor yapan, kaliteli zaman geçirmek için elinden geleni yapanlar artık kişisel görünümüne de fazlasıyla önem veriyor.

Peki saçlarından şikayetçi olanların aklına ilk olarak ne geliyor? Saç ekimi. Saç ekimi denilince de insanların gözünde ‘Şehirlerin tarihi meydanlarında, turistik bölgelerinde ya da herhangi bir ara sokağında kafası bantlı, saçları kazınmış şekilde dolaşanlar’ canlanıyor.

Saçlarından şikayeti olanlar arasında sadece erkekler mi var peki. Kesinlikle hayır. Kadınların büyük bir kısmı da daha dolgun, daha gösterişli saçları olmasını hayal ediyor. Saç ektirmeden saçlarını çoğaltmak isteyen kadın ve erkeklerin imdadına da gelişen teknoloji yetişiyor.

SAÇ DÜŞMANI STRES

Teknolojinin insanlığın hizmetine sunduğu güncel yöntemlerden biri ise ‘saç lazeri tedavisi.’ Bu yöntem ile hastaların saçları ekim yapmadan çoğaltılabiliyor.

İnsanların en önemli aksesuarı olan ‘saçlar’ neden dökülüyor ya da neden azalıyor. Başta genetik faktörler saçın geleceğini şekillendiriyor. Ancak ‘stres’ faktörünü de dışarıda bırakmamak gerekiyor.

Dökülen ya da azalan saçlar da stresi ve mutsuzluğu artırabiliyor.

Yeni uygulanmaya başlanan ‘saç lazeri’ yöntemiyle de incelmiş saçlar kalınlaştırılabiliyor, saç dökülmesi durdurulabiliyor ve yeni saç gelişimine yardımcı olunuyor. Bu sayede saç çoğalması elde ediliyor.

YÜZDE 90’IN ÜZERİNDE BAŞARI

Saç ektirmeden çoğaltma imkanı sunulan bu yöntemde başarı oranı da hastaları memnun ediyor. Saç lazeri tedavisinin başarı oranları erkeklerde yüzde 95, kadınlarda ise yüzde 90’ın üzerine çıkıyor. Bu yöntemde hasta rahat bir ortamda tedavi ediliyor.

İlk aşamada haftada 2 kez 20’şer dakika olmak üzere bir tedavi protokolü uygulanıyor. Eğer hasta ‘Ben yoğun çalışıyorum. O kadar sık gelemem’ derse de iki defa yerine, haftada bir kez 40 dakika lazer tedavisi olarak aynı anda iki protokol şeklinde de uygulanabiliyor.

KADINLARDA SAÇLAR NEDEN DÖKÜLÜR?

Kadınlar için saçları çok daha büyük önem taşıyor dersek yanlış yapmış olmayız. Bu yüzden kadınlar için ayrı bir parantez açalım. Saç lazeri tedavisi kadınlarda saç ekiminden önce tercih edilen yöntemdir. Özellikle kadınlarda saç lazeri büyük ölçüde çözüm sağlarken, ekim olayı genelde en sona bırakılıyor. Öncelikli amaç güçlenebilecek yapıyı harekete geçirmek, dökülmeyi durdurmak, saçı daha canlı, parlak ve kaliteli hale getirmek.

Peki kadınların saçları neden dökülür? Saç dökülmesi yüzde 60-65 oranında genetiktir. Bunun dışında guatr hormonu, kadınlık hormonu, vitamin eksiklikleri, demir, çinko, selenyum gibi element eksikliği kadınlarda saç dökülmesinde önemli bir orana sahiptir.

Bu nedenle kadınlar geldiği zaman öncelikle araştırmaya alınmalıdır. Eğer hormonal bir durumsa kadın hastalıkları uzmanıyla ortak çalışarak tedavi planlanması gerekir. Guatr problemi varsa endokrinoloji doktoru ile konsültasyona alınmalı ve saç lazeri tedavisi de bu doğrultuda uygulanmalıdır. D Vitamini, B Vitamini, Fe (Demir), Zn (Çinko) gibi eksikliği varsa bunlar süratle bakılmalıdır. Eğer tüm süreç doğru uygulanırsa saç lazeri tedavisinde 6 aylık bir süreçte saçların kalitesinde ve yoğunluğunda yüzde 90 artış olduğu görülür.

Yazının devamı...

Gücüne teslim ol!

İnsanın gücü düşündüğü kadardır. Neden mi? Kendi gücüne ne kadar inanırsan, duyduğun güveni başkalarına da o kadar yansıtırsın. Çünkü güç; bir işi yapma, yaptırma ya da insanları, olayları, durumları veya bizzat kendini kontrol edebilme yeteneğidir.

Bundan yıllar önce gideceğim okulu bile seçerken, ailemin doğru yönlendirmesi ve kendi gücüme olan inancım olmasaydı, belki de bugün ulaştığım noktada olmam imkansızdı. Başarının insana hiçbir zaman çabuk gelmeyeceğini biliyordum, emek isteyen bir olgu olduğunu kavramıştım. Zamanında o emeği vermem gerektiğinin bilincindeydim. Yaşıtlarım bambaşka dünyalarda yaşarken, ben kendi isteğimle gittiğim Kabataş Erkek Lisesi’nde ders çalışmanın bana kattıklarının ve katacaklarının farkındaydım. İstanbul Tıp Fakültesi’nde okurken karşılaştığım engeller, hayatta mücadele verdiğim noktalar beni asla yıldırmadı. Çünkü aklımın köşesinde hep başarının ancak mücadele ederek ulaşılabilen bir olgu olduğu fikri yatıyordu. Karşılaşılan engeller, sorunlar dahi, kişinin başarı yerini sabit tutabilmek, zirveye çıktığı zaman benzer durumlarla karşılaşıldığında nasıl çözüleceğini bilmek içindir. Kişinin durumlara nasıl baktığıdır önemli olan ve ancak hayatta bu duruşu gösterebilenler herhangi bir engel karşısında gerilemez. Üniversite dönemimim ilk yıllarında hep bu düşüncelerle yoğruldum ve bir arı misali başarıya ulaşmak için canımı dişime taktım.

Her zaman hayalleri; gerçekçi hayalleri olan bir doktor ve iş adamı oldum. Hiçbir zaman sınırımı zorlamaktan korkmadım. “Yapamazsın, olmaz” gibi olumsuz kalıplardan hep kaçındım, çünkü bunların hayatta beni bir adım dahi öteye taşıyamayacağından emindim. Dolayısıyla hem eğitim, hem kişisel, hem iş adamı, hem de hekimlik hayatım boyunca risk almaktan asla vazgeçmedim. Kendime ve bana bu gücü bahşedene güvendim. Kişi düşündüğü şey için ne kadar çok çaba harcarsa, karşısına o isteğini gerçekleştirmesi için o kadar çok fırsat çıkacağına inandım. Yapılan işe odaklanmamın, sonuca ulaşana kadar asla pes etmemenin önemli olduğunu düşündüm. Fakat belki de her şeyden önemlisi, her zaman gücün kontrolünü elimde tutmak için mücadele verdim. Hayat düsturum “başarıya ulaşmak için güçlerimi keşfedip, onları düzenli bir şekilde irademle kontrol etmek” oldu.

İnsan yaşadıkça öğrenir, gelişir, farklı stratejiler geliştirir. Hayalleri, arzuları, ihtiyaçları artar, büyür, farklılaşır. Uzun lafın kısası, insan hayatta olduğu müddetçe tatlı bir mücadelenin içindedir. Bu bitmeyen mücadelede, gücüm yettiğince çaba göstermeye, mükemmele değil belki ama başarıya odaklanmaya devam edeceğim. Siz de kendi gücünüze inanın. Her daim sizi yolunuzdan etmek isteyenler çıkacaktır. Fakat unutmayın; başarı her şeye rağmen mücadele edenlerin ve gözünü hedefinden ayırmayanların hakkıdır!

Yazının devamı...

İÇSEL YOLCULUĞUNUZA HAZIR MISINIZ?

İÇSEL YOLCULUĞUNUZA HAZIR MISINIZ?

Son yıllarda artan kişisel gelişim kitapları kafamızı hayli karıştırıyor. İndigo yayınlarından çıkan ‘Gücün Güçsüzlüğündedir’ adlı kitabım ile kişisel gelişimin insan egosunu beslediği vurgusunu yaparak içsel gelişime önem verdiğini ifade ettim. Tüm kitapçılarda yerini alan kitabımda, insanların ruh ve beden sağlığının bütünlüğü ile içsel gelişimine katkı sağlamak amacındayım.

Ayrıca tüm gelirinin kimsesiz çocuklar için kurulan Mutlu Yuva, Mutlu Yaşam Derneği’ne bağışlanacağı kitabı satın alarak sizde bir çocuğun, ev sıcaklığında, sosyal sevgi ile büyümesine destek olabilirisiniz.

Kitap özeti
Her insan yaşamı boyunca hayatına her daim mut­luluğun hâkim olmasını ister. Ancak mutluluğun ilk şartı ve yaşıyor olmandır. Top­lum yapımıza baktığımızda genellikle hepimizin ailemizin çizdiği, daha doğrusu ailemizin belirlediği kimlik ve rollerle yaşantımızı sürdürdüğünü görürüz. Fakat bu seçimler bizi bir yere kadar gibi gösterir. Kendi benliğimizi bulduğumuz andan itibaren bizim için belirlenen kimlik ve rollerden sıkılır, mutsuz oluruz. Demek ki mutluluğun ilk şartı “GERÇEKTEN KENDİNİZ” olmanızdır. Öteki tür­lü, programlanmış bir hayatı yaşamaktan ileriye gidemeyen, başkaları tarafından oluşturulan zoraki kimlik olmaktan öteye geçemezsin. Kişiliğini, kim olursa olsun bir başkasının senden beklentilerine göre belirlersen kendini kandırmış, asıl benliğini bastırmış ve kendini yok saymış bir hayat ya­şamış olursun. Mutlu olmayı sorunların yüzünden erteleme. Sorunlarınla mutlu olmayı öğrenmek zorundasın. Kendini erteleme. Yaşadığın sürece en çok kendine ihtiyacın olacak çünkü. Bu kitap bir kişisel gelişim kitabı değil yalnızca. Bu kitap senin dostun, iç sesin, öz benliğin… Bu kitap seni ol­mak istediğin kişi ve yaşamak istediğin hayata götürecek. İçsel gelişim kitabın olacak.

Yazının devamı...

AYRICALIKLI ERKEĞİN SAÇ EKİMİ

AYRICALIKLI ERKEĞİN SAÇ EKİMİ

Saçlarınızın dökülmesi; saçlarınızın genetik faktörler, hormonal faktörler, kimyasal saç boyası kullanımı ya da kimyasal şampuanların kullanımı gibi fiziksel faktörler ve genetik özelliklerinize bağlı bir durumdur. Günümüzde ilerleyen teknoloji sayesinde saç ekimi; uzman ellerde ya da robot ile en sağlıklı ve verimli yolardan yapılabilmektedir. Saç ekiminin doğru yapılması ve sonuçlarına çok önem veren bir uzman ile istediğiniz ideal görüntüye ulaşmanız ve aynadaki görüntünüzden memnun kalmanız mümkün.

Saç ekimi yaptıracak olanlar mutlaka önceden sağlıklı olarak bilgilendirilmelidir. Ekim yapıldıktan sonraki aşamalar ve takibi hastane tarafından hastaya iletilmelidir. Bu yüzden doğru ve işini bilen doktorlara saçlarınızı emanet etmenizde fayda var. Doktor sizin için en güvenilir ve sağlıklı açıklamayı yaptığında geçireceğiniz süreç, sizin için çok rahat olacaktır.

VIP SAÇ EKİMİ İLE KENDİNİZİ AYRICALIKLI HİSSEDİN

En konforlu hizmeti almak isteyen hastalarımıza özel olarak öğle yemeklerinden ulaşımlarına kadar en ufak detayları planlayan bir VIP Saç Ekim hizmetimiz bulunuyor. Özellikle yurtdışından gelen hastalarımız için bu uygulama çok pozitif karşılanıyor. Çünkü geldiklerinde kendi dillerinden konuşan ve onlarla yakından ilgilenen çalışanlarımız bulunuyor. Bu da onları evlerinde gibi hissettiriyor.

ROBOTİK CERRAHİ İLE SAÇ EKİMİNDE YENİ BİR ÇAĞ BAŞLADI

Son zamanlarda en çok ilgiyi, en üstün saç ekim teknolojisini ülkemize kazandırdığımız Saç Ekim Robotu görüyor. Saç naklinde robot cerrahisini ABD, Japonya ve İngiltere’den sonra artık Türkiye’de hastaların hizmetine sunuldu. Bu robot, özel teknolojisi sayesinde sıfıra yakın hata ile saç köklerine zarar vermeden, saçların çıkış yönünü hesaplıyor ve kıl köklerini homojen bir şekilde toparlıyor. Bir seansta, alınabilecek sağlıklı olan tüm saç kökleri alınıp ekilebiliyor. İkinci seans ertesi gün yapılabiliyor. Süreç tamamlandığında saç istenildiği şekle sokulabiliyor. Robotsuz ekime göre daha hızlı bir iyileşme oranına sahip robotik saç cerrahisi ile hatasız nakil devri başladı.

SONUÇLARI SİZİ HER ZAMAN MUTLU EDECEK

Saç ekimi yaptırdığınızda, hayatınıza olan pozitif katkısının çok büyük olduğuna şahit olacaksınız. Öncelikli olarak kalıcı bir çözüm olması, artık saç problemi ile karşılaşmayacak olmanız sizi çok ferahlatacaktır. Ayrıca her zaman istediğiniz ideal görünüme 6 saatlik bir operasyondan sonra kavuşacaksınız. Daha sağlıklı ve kuvvetli saçlar ile aynaya baktığınızda kendinize olan güveniniz artacak.

Yazının devamı...

DOĞUM SONRASI KİLOLARINIZDAN KORKMAYIN

DOĞUM SONRASI KİLOLARINIZDAN KORKMAYIN

Gebelikte artan ya da azalan hormonlarınız, beslenme şekliniz ve hızla değişim gösteren vücudunuz gebelik sonrasında veremediğiniz kilolara dönüşebilir, sizin için bir problem haline gelebilir. Birçok bayan kısa yoldan kilo verme, ya da verilen kilo sonrası oluşan deri fazlasından kurtulmak için yöntemler arıyor. Bu sorunları ortadan kaldırmak artık ameliyatlı ve ameliyatsız birçok uygulama ile mümkün. Sizin için doğum sonrasındaki kilo verme, toparlama işlemlerini inceledik.

DİYETİSYENİNİZE KULAK VERİN
Beslenirken her insanın metabolizması, vücudunun besinlere verdiği tepkiler, yararları ve zararları değişkendir. Bu yüzden genel olarak kilo problemi taşıyan her insan, kendine kişiye özel bir diyet programı uygulamalıdır. Ayrıca uygun beslenme gençlik, olgunluk, menopoz ya da andropoz zamanlarına göre değişim göstermektedir. Aynı olgu gebelik ve sonrasında da geçerlidir. Sağlıklı bir şekilde kilo vermek isteniyorsa kişiye özel diyetler ile kolayca bu probleminizden kurtulabilirsiniz. Yapılan İntolerans testi ile hangi besinin size ne kadar yararlı olup olmadığını saptayıp, buna göre bir diyet programı uygululanıyor. Süt yapan besinler ile desteklenebilen sağlıklı programlar bulunuyor.

OPERASYON İSTEMEYENLERDEN MİSİNİZ?

Gebelik sonrası kilolarınızdan şikâyetçisiyseniz ameliyatsız çözümler mümkün.

Ultrashape bu mucize yöntemlerden sadece bir tanesi. Odaklı ses dalgalarını cilt altı yağ dokusuna yönlendirip kademeli olarak dokuları kıran bu cihaz kas, sinir, kan damarına zarar vermeden sadece yağ dokularına etki ediyor. Kişinin ihtiyacına göre 500 ile 600 arasında atış yapılıyor ve en önemlisi sonrasında korse kullanmanıza gerek kalmıyor, ağrı ya da morluk yapmıyor. Karın, bel ve kalça bölgeleri için ideal olan bu yöntem yumuşak yağların daha yoğun olduğu karın bölgesinde daha hızlı sonuç alınıyor. İşlemin yapılabilmesi için 1,5 mm yağ kalınlığı olması gerekmektedir ve sonrasında hafif egzersiz ve diyet öneriliyor.

Aqualyx ile 3 bedene kadar zayıflayabilirsiniz. “Ameliyatsız liposuction” diyebileceğimiz bu yöntem ile 15 günde 4 seanslık işlemler sonucunda hayal ettiğiniz kıyafetleri giyebilirsiniz. Cilt altına enjekte edilen özel formüllü bir solüsyon sayesinde yağ hücrelerine nüfus eder, bu özel formül yağ dokusu çeperini parçalar ve 25 gün içerisinde vücuttan atılmasını sağlar. Yağlanmanın bol olduğu bel, basen ve bacak bölgelerinde etkisi oldukça yüksek olduğu gibi gıdı ve kol içlerine de uygulanabilir.

KISA ZAMANDA FORMDA BİR VÜCUT İÇİN OPERASYON SEÇENEKLERİ

Vücudunuzdaki rahatsız olduğunuz yağlardan konforlu operasyonlarla kurtulmanız mümkün. Liposuction yöntemi vücuttan vakumlayarak yağ alma işlemidir. Yağ depolanması ile oluşan kiloların giderilmesi için etkili olan bu yöntem, genellikle erkeklerde karın, göbek bayanlarda bel, basen uygulanabilir. Ayrıca çene altı, sırt, üst kollar, memeler, bacaklar, diz içi, gibi bölgelere de uygulanması mümkündür. Vaka göre değişen operasyon süresi ortalama 1 – 4 saat arası değişmektedir. Operasyon sonrası şişliklerin hızla inmesi ve forma girilebilmesi için 3 – 4 hafta süre ile korse kullanılması gerekmektedir.

Karın germe; aşırı kilo kaybı ya da bölgesel kilo alımı gibi problemler sonrası cildimizde oluşan deformasyonlar için 5 – 6 saatlik bir operasyondur. Etkili sonuç alınabilmesi için liposuction yöntemi ile kombine edilebilir. Ameliyattan sonra şişkinlik, hafif gerginlik ve ağrılar olabilir. Abdominoplasti adı verilen bu operasyondan sonra 15 gün içerisinde işe dönülebilir.

Meme

UNUTMAMANIZ GEREKENLER;

Vücudumuz doğuma bağlı olarak hormonal değişikliklere maruz kalır. Bu değişiklikler vücudumuzda kan dolaşımı bozukluğuna bağlı selülitlere, kilolara yol açabilir.

Alidyayönteminde özel solüsyonlar cilt altına enjekte edilerek selülitlerin giderilmesini ve etken olan faktörlere engel olunmasını sağlar. 15 gün aralıklarla yarım saatlik bir seans ile selülitlerine bu yöntem ile veda edebilirsiniz.

Velashapeuygulamasında ise Radyo Frekans, infared, vakum ve mekanik masaj şeklinde dört sistemi bir arada bulundurur. Velashape yöntemi; kızılötesi ısı yayıyor, radyo frekans ile ısı bölgelerini homojen dağıtıyor, vakum ile ısı dolaşımını arttırıyor, masaj ile kollajen ve elastin hücrelerini uyarıp salgılanmayı arttırıyor. Sonuç olarak ciltte sıkılaşma sağlanıyor, selülit görünümde azalmalar meydana geliyor.

Yazının devamı...

5 MADDEDE SAĞLIKLI YAŞAM KILAVUZU

5 MADDEDE SAĞLIKLI YAŞAM KILAVUZU

Sağlıklı yaşamak bir bütündür ve bu bütünün tamamını korumak çok önemlidir. Ne kadar sağlıklı iseniz bu enerjinin hayatınıza yansıması o kadar pozitif olur. Yapınıza uygun besinler ile beslenmek, cildinize uygun bakımlar gibi sizi dengede tutan faktörlere her zaman dikkat edilmesi gerekir. Vücudunuzun olması gereken sağlığına kavuştukça günlük yaşantınıza etkisi büyük olacaktır.

1-SİZE ÖZEL BESLENME TARZINIZI KEŞFEDİN

Tıpkı her insan parmak izi birbirinden farklı olduğu gibi her insanın metabolizması ve yiyeceklere verdiği tepki farklıdır. Kişiye özel beslenme ve diyet yapma bireyseldir ve mutlaka diyetisyen kontrolünde yapılmalıdır. Diyetisyeniniz size özel bir program oluşturduğundan dolayı sağlıklı bir şekilde kilo verebilir, ya da formunuzu stabil tutabilirsiniz. Yaptıracağınız Gıda İntölerans testi ile yaklaşık 200 besine karşı metabolizmanızın tepkisini görebilirsiniz. Örnek vermek gerekirse arkadaşınız yediği yemek ile sizin yediğiniz aynı olduğu halde size etkisi daha fazla kilo ile dönüyorsa, yediğiniz besinin vücudunuzdaki sindirimi daha zor olabilir. Bu yüzden herkese aynı diyet tavsiye edilmemektedir. Diyetisyeninize başvurduğunuzda çeşitli testler ile vücudunuzu tanır ve buna göre size özel diyet programı uygular.

2-CİLT SAĞLIĞINIZI KORUYUN

Maruz kaldığınız güneş ışınları, çeşitli kimyasallar ve diğer dış faktörler ile genetik faktörler birleşince cildinizde problemler yaşanabilir. Bu problemlere erken müdahale edilmezse ileride kalıcı sorunlar ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Visia cihazı ile yaptıracağınız cilt analizi yüzünüzdeki tüm problemleri size analiz eder ve hangi tedavi ya da ne gibi bir medikal ürün kullanmanıza yardımcı olacak analiz datalarını verir. Böylelikle cilt tipinize özel en doğru bakım ya da tedaviler ile cilt sağlığınızı koruyabilir, yaşlanmasını yavaşlatabilirsiniz. FDA onaylıdır. Tüm cilt tiplerine uygundur.

3-BÖLGESEL İNCELMEYE ÖZEN GÖSTERİN ÇÜNKÜ BEL ÇEVRESİNDEKİ YAĞLAR KALP KRİZİNİ ARTTIRIR.

Genetik faktörler, düzensiz beslenme ve benzeri dış etmenler sonucunda kilo alma problemi ortaya çıkabiliyor. Yaz aylarına girdiğimiz bugünlerde kolay yoldan kilo vermek için yeni yöntemler arayanlar için cihaz desteği ile yapılan uygulamalar tavsiye ediliyor. Velashape; radyo frekans, infared vakum, kızılötesi ışınlar ve mekanik masaj şeklinde dört sistemi bir arada bulunduran, vücudunuzu yeniden şekil almasını sağlayan bir uygulamadır. Son derece konforlu bir uygulama olan bu teknoloji sayesinde ciltte sıkılaşma sağlanıyor ayrıca selülit görünümünün de azalmasına neden oluyor. Ultrashape; mucize yöntemlerden sadece bir diğeri. Odaklı ses dalgalarını cilt altı yağ dokusuna yönlendirip kademeli olarak dokuları kıran bu cihaz kas, sinir, kan damarına zarar vermeden sadece yağ dokularına etki ediyor. Karın, bel ve kalça bölgeleri için ideal olan bu yöntem yumuşak yağların daha yoğun olduğu karın bölgesinde daha hızlı sonuç alınıyor.

4-OZON TERAPİ YAPTIRIN

Ozon, 3 oksijen atomundan oluşan kimyasal bir bileşiktir. İçme suyu sağlanan artıma tesislerinde mikrop öldürücü olarak kullanılır. Ozon terapisinde ise kanınızdan bir miktar alınarak ozon ile karıştılıp tekrar enjekte edilen bir yöntemdir. Bu yöntem sayesinde kanınız çeşitli toksin ve zararlı maddelerden temizlenir, bebek kanı kadar saf ve temiz hale getirir. Kan ve lenf sistemini temizleyen bu yöntem bağışıklık sisteminizi güçlendirir. Alerjik bünyelerde, alerjiye iyi gelir.

5-MEDİKAL CİLT BAKIMINIZI AKSATMAYIN

Cildinizin özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere size özel kişiselleştirilmiş bakımlar sunan çeşitli bakım şekilleri, cildinizi canlandıracak, derinden temizleyecek ve tazeleyecektir. Klinik ortamda dermokozmetik ürünler kullanılarak yapılan uygulamalar cildinizin sağlığı için çok etkilidir.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.