1.5 MİLYON HEBA OLDU
Geçen yıl sinema sektörünün kullanması gereken para sinemaya dönmeyip, Hazine’ye gitti. Sebebi ise kredi için Sinema Destekleme Kurulu’na müracaat eden bazı yapımcı ve yönetmenlerin beceriksizliği...
Sinemalarda oynayan filmler için kesilen biletlerden ‘Rüsum’ adı altında toplanan paralar, bir süredir kaynak olarak yine sinemaya aktarılmakta.
Böylece yılda ortalama 7-8 milyon TL civarında rüsum geliri sağlanıyor.
Fonda toplanan bu paradan kime ne kadar kredi ya da kaynak sağlanacağını da Sinema Destekleme Kurulu belirliyor.
Film yapımcıları ile ilk filmini çekecek yönetmenlere bu paralar, geri ödenmek koşuluyla kredi olarak veriliyor.
Sinema Destekleme Kurulu’ndan kredi alanlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tanıdığı festivallerin birinden ödül aldığı zaman, o parayı iade etmiyor. Kredi, böylece ‘ödül’e dönüşüyor.
Kurul, belgesellere ise krediyi geri ödemesiz veriyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sinemanın meslek birliklerinden birer temsilcinin katılımıyla oluşan 11 kişilik Sinema Destekleme Kurulu, yılda iki kez toplanıp, başvuran projeleri değerlendirip, bu parayı dağıtıyor.
Film çekecek yapım şirketleri ya da yönetmenlerin, Sinema Destekleme Kurulu’ndan çıkan krediyi, kurulun belirlediği süre içinde sözleşme yaparak almaları gerekiyor.
Sinema Destekleme Kurulu’nun onay verdiği projeler için ayrılan para kullanılmadığı takdirde fonda kalmıyor, yasa gereği Hazine’ye devrediliyor.
Sen krediyi sevmiy misen?
Geçen yıl sinema sektörünün kullanması gereken paranın 1.5 milyon TL’lik bölümü, bu nedenle sinemaya dönmeyip, Hazine’ye gitti.
Yeni filmlerin üretiminde kaynak olarak kullanılması gereken paraların sinema yerine Hazine’ye gitmesinin sebebi, kredi için Sinema Destekleme Kurulu’na müracaat eden bazı yapımcı ve yönetmenlerin beceriksizliği.
Sinema Destekleme Kurulu’nun verdiği sürede sözleşme yapmayıp adlarına çıkan krediyi kullanmadıkları için o paralar Hazine’ye devredildi. Filmi çekmeyeceksen niye başvuruyorsun Sinema Destekleme Kurulu’na?
Bu durumda bu kişiler,7-8 milyon TL’lik bir kaynağı, bir kalemde 5 - 6 milyon TL’ye indirip, başka projelerin kredi kullanmasına da mani oluyor. Sinema Destekleme Kurulu’nun ‘İlk Filmini Çekecek Yönetmen’ kategorisinde 200 bin TL kredi verdiği isimlerden biri de ‘Kurtlar Vadisi Pusu’nun oyuncularından Ali Sürmeli.
Dizideki ‘Zaza’ tiplemesiyle insanların kulak memelerini okşayıp, “Sen beni sevmiy misen?” diye soran Sürmeli, krediyi kullanmayı sevmiyor olacak ki, bu parayı kullanmadı.
Bazı psikologların twitter’da hesap açıp, yaşamıyla ilgili her şeyi yazanlara koyduğu teşhis belli:
‘Teşhirci’...
Aynı psikologlara göre twittter’da yazı yazanları takip edenler ise ‘Röntgenci’...
Peki, başkalarının adına twitter’da ya da facebook’ta hesap açanlara ne demeli?
Bence sahtekarlıktan da öte bir şey bu..
Dünkü gazetelerde okumuşsunuzdur, Sinem Kobal’ın twitter’da ve facebook’ta hesap açmadığı halde, onun adını kullanarak hesap açıp, oymuş gibi yazı yazanlara dair haberleri.
Sinem Kobal, bu işin son mağduru.
Girin bakın; twitter ve facebook, başkaları adına hesap açıp, yazı yazan sahtekarlarla dolu.
Bir insan, başkasının adına niye hesap açıp, oymuş gibi yazı yazar?
Ve bundan nasıl bir haz duyar?
Psikologların, bu insanlara nasıl bir teşhis koyacağını çok merak ediyorum doğrusu.
Bana bir hafta müsaade
9 - 15 Nisan tarihleri arasında Amerika’da olacağım. Türk Amerikan Dostluk Derneği’nin davetlisi olarak önce Washington’a gideceğim, oradan da Anse Film’in ‘Eşrefpaşalılar’ filminin ‘New York Film Festivali’ndeki özel gösterimi için New York’a geçeceğim. O yüzden bir hafta izin istiyorum. Bir hafta sonra görüşmek üzere.