Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gürcistan’a ilk gidişim ülkenin Rusya’dan bağımsızlığını ilan ettiği 26 Mayıs 1990’dan bir ay sonraydı...

Ülkelerini dünyaya tanıtmak isteyen Gürcüler, bir hafta boyunca Batum’dan Tiflis’e adım adım dolaştırmıştı bize Gürcistan’ı.

Tam 25 yıl sonra bu kez sadece Batum’a gittim.

Batum’daki 6’ncı beş yıldızlı otel Hilton’un açılış daveti için gittiğimde bambaşka bir şehir çıktı karşıma.

Eski binalar, bakımsız yollar, fakir, ama özgürlüğün getirdiği mutlulukla gözleri parlayan insanlar vardı Gürcistan’da.

Haberin Devamı

Şimdi ise eski binalar, apartmanlar tıpkı Piazza Meydanı ve çevresindeki gibi aslına uygun restore edilen tarihi dokuların yanı sıra yapılan gökdelenler ve yapılmaya devam edenler...

25 yıl önce Türkiye’ye telefon açmak numarayı yazdırıp 24 saat beklediğimiz Batum bugün 4G ile tanışmak üzere.

İlk AVM Türklerden

Cam giydirmeli gökdelenlerin belli bölgeleri etkisi altına aldığı Batum’da henüz AVM yok ama yakında olacak. Onu da Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk yapacak.

Batum’da bize rehberlik yapan Maya Memişişi (Türkçe Memişoğlu demek), Türklerin Gürcistan’ın kültürünü nasıl etkilediğine dair çarpıcı örnekler anlattı:

“İki Türk dizisi burada olay oldu. Biri Murat Yıldırım’ın oynadığı ‘Aşk ve Ceza’, diğeri de ‘Muhteşem Yüzyıl.”

Diyeceksiniz ki, “Türk dizileri artık dünyanın pek çok ülkesinde yayınlanıyor. Bazı ülkelerde televizyonlar arasındaki rekabet Türk dizileri üzerinden oluyor. Gürcistan gibi yanı başımızdaki bir ülkede Türk dizilerinin ilgi görmesinden daha doğal ne olabilir?”

Haklısınız. O zaman buyrun:

Dizilerin topluma etkisi

“Murat Yıldırım’ın dizisi yayınlandıktan sonra sadece Müslüman Gürcüler değil, Hıristiyan Gürcüler arasında bile çocuklarına Savaş (rolün adı) adını koyanlar oldu.”

Türk dizilerinin gösterildiği ülkelerdeki yaşama nasıl nüfuz ettiklerine dair diğer örnek de şu:

“5 - 6 yaşlarında bir grup çocuk oyun oynuyordu evin önünde. Biri oldukça yüksek bir sesle, ‘Destur... Sultan Süleyman geldi’ dedi. TV’de izlediği kahramana özenen çocuğa kızan yaşlı komşumuz, ‘Gürci’de o kadar kral varken Süleyman’ı canlandırmak da nedir?’ Trajikomik bir sahneydi” dedi.

Haberin Devamı

Yurtdışında yayınlanan dizilerimiz demek ki ülkemize sadece döviz kazandırmıyor. Dinleri, dilleri, ırkları, kültürleri farklı olan insanlardan bir kısmı o dizilerin çekildiği yerlere öykünüyor, kimi de kahramanlarına.

“Soft power” budur!

Kültürünüzü empoze için bir ülkeyi işgal etmenize gerek yok. Çünkü birkaç iyi dizi hallediyor o işi!

GÜNÜN SÖZÜ

Cahil ile tartışırken söyleyeceğin her söz, ateşe atılmış bir odundur aslında. (Tolstoy)