Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geride bıraktığımız yaz sezonunun reytingleri gibi yeni yayın döneminin reytingleri de gösterdi ki, Kanal D ölçüm yapılan her kulvarda rakiplerinden açık ara önde...
Eğlence kanallarının prototiplerini inceledikten sonra da kanaatim o ki, bu tablonun yakın bir gelecekte dahi değişme şansı yok.
Kanal D bu yayın dönemini açık ara birinci tamamlar, ikinciliği Show TV alır. Star TV ile atv de üçüncülük için yarışır.
Kanal D’nin şu prototipine bakar mısınız?
Haftanın 7 günü de prime  time kuşağını dizilerle kapattı.
Pazartesi
20.00 Arka Sokaklar
22.15 Yol Arkadaşım
Salı

7 günde 14 dizi

20.00 Küçük Kadınlar
22.15 Binbir Gece
Çarşamba
20.00 Yaprak Dökümü
22.30 Çok Güzel Hareketler Bunlar
Perşembe
20.00 Aşk-ı Memnu
22.15 Annem
Cuma
20.00 Asi
22.15 Aşk Yakar
Cumartesi

20.00 Akasya Durağı
22.15 Kavak Yelleri
Pazar
20.00 Gece Gündüz
22.15 Düğün Şarkıcısı
Kanal D’nin PT 1 ve PT 2’de ekrana getirdiği bu yapımların çoğu reyting listelerinde adlarını zirveye yazdıranlar... Hem de açık ara...
“Dizi arkası dizi. Bu mudur televizyonculuk? Prime time kuşağında bir tane haber programı, eğlence, yarışma, tartışma programı olmaz mı?” diyenler olabilir.
Bu eleştiride bana göre haklılık payı var.
Ama öte yandan da dizilerle de olsa elde edilmiş böylesine büyük bir reyting başarısı varken Kanal D Genel Yayın Yönetmeni İrfan Şahin’den “pişmiş aşa su katmasını” beklemek de haksızlık olsa gerek.
Kim zirvedeki yerini rakipleriyle paylaşmayı ister?
Elbette ki, gönül Kanal D’nin, böyle bir fırsat yakalamışken prime time kuşağında “Dizi arkası dizi”den “bir eğlence  bir dizi”, “bir dizi - bir yarışma”, “bir dizi  bir haber program”, “bir tartışma  bir dizi”ye yumuşak geçiş yapmasını ve televizyonculukta bir devrime imza atmasını ister.
Ama bu tip devrimler gönlün istemesiyle değil, seyircinin tercihiyle olabiliyor.
Seyirci dizilere bu denli bağımlı olduğu sürece bu böyle gider.
Şimdiye kadar ekstra bir durum olmadıkça hiçbir televizyon kanalının tutmuş dizilerini kaldırıldığını görmedim.
Dizileri zirveye taşıyan da kaldırtan da seyircidir.
Bir dizi seyirci ilgi gösterdiği müddetçe sürer.
Ne zaman ki, seyirci o diziyle ilişkisini keser, kanal yönetimi arkasında ne kadar durursa dursun o dizi gider.

Haberin Devamı

İpsiz Recep’in yapımcısına Akduman’dan dava
TRT 1’de “İpsiz Recep” adlı yeni bir dönem dizisi başladı. Kadir İnanır, Burcu Kara, Sema Atalay, Hakan Ural ve Nihat Nikerel gibi ünlülerin başrolünde oynadığı dizininin ilk bölümü Salı akşamı yayınlandı ve TRT ölçülerine göre de iyi bir reyting yakaladı.
Milli mücadelemizin önemli kahramanlarından biri olan Rizeli “İpsiz Recep”in maceralarını ekrana taşıyan dizi yüzünden yapımcısı Murat Aslaner’e de mahkeme yolu göründü.
Çünkü Yeşilçam’ın ünlü senaristlerinden Erdoğan Akduman, Murat Aslaner’in isteği üzerine, üzerinde 1.5 yıl çalıştığı “İpsiz Recep” dizisinden doğan haklarını alamadığı için dava açmaya karar verdi. Beyoğlu’nda karşılaştığım Akduman, “İpsiz Recep” nedeniyle yaşadığı mağduriyeti ve Murat Aslaner hakkında dava açma nedenini şöyle anlattı:
“Yeşilçam’dan tanıdığım Nuran Savaş’ın isteği üzerine 2007’nin Haziran ayında İpsiz Recep üzerinde çalışmaya başladım. Nuran Savaş beni daha sonra ‘Diziyi birlikte yapacağız’ dediği Murat Aslaner’le tanıştırdı. Birkaç ay sonra Murat Aslaner, ‘Diziyi ben yapacağım, birlikte çalışır mıyız?’ dedi. Nuran’a sordum, ‘Tamam’ dedi. 16 Ağustos 2007 tarihinde ARS Yapım’ın sahibi Murat Aslaner’le sözleşme yaptık. 18 Ekim 2007 tarihinde de TRT’ye verilmek üzere ‘İpsiz Recep’in 39 bölümlük özeti ve ilk üç bölümün senaryosunu teslim ettim. ‘İpsiz Recep’ benim yazdığım senaryo ile TRT’den geçti.
İş yapım aşamasına geldiğinde yapımcıyla aramızda sorunlar başladı. Çünkü Murat Aslaner bu kez kendine Mahmut Özden adında yeni bir ortak bulmuştu. Bir yandan Murat Aslaner, ‘İpsiz Recep’i genç biri yapalım, Kenan İmirzalıoğlu’nu oynatalım’, ‘Diziye biraz dini motif katalım’ şeklinde ilginç isteklerde bulunmaya, Mahmut Özden de, ‘Senaryo bu haliyle büyük prodüksiyon istiyor. Biz Kara Yılan’ın platosunu kiraladık. Senaryoyu sadece orada çalışabileceğimiz şekilde değiştir’ demeye başladı. Dizi bu haliyle TRT’den geçti. Ben bu değişikliklere imza atmam. İsterseniz haklarımı size devreder çıkarım, siz istediğinizi istediğinize yazdırın dedim ve öyle yaptık. Murat Aslaner’le bir devir sözleşmesi yaptık. Buna göre Aslaner bana paranın bir kısmını peşin verdi, kalanını da senetle ödeyecekti. Senetleri ortağına da ciro etmek için gitti, gidiş o gidiş. ‘İpsiz Recep’ için 1.5 yıl uğraştım, ama hakkım olan paramı alamadım. O nedenle de dava açtım.”
Belli ki yapımcı Akduman’la anlaşamayınca “İpsiz Recep”i Ayça Öksüm ve Erhan Baytimur’a yazdırdı.
Yapımcının böyle bir şeye elbette ki hakkı var.
Tabii “Devir sözleşmesi” imzalattığı senariste karşı yükümlülüğünü de unutmaması koşuluyla...
Aksi takdirde o devir sözleşmesi “Yok” sayılır ve Aslaner’in ödeyeceği fatura daha da ağırlaşır.