Okyanus ötesi bir ülkede ilk kez kendimi Türkiye’de gibi hissettim. Bunun sebebi şu:
The Marmara Manhattan, New York’taki yüzde 100 Türk sermayeli tek otel çünkü...
The Marmara’nın Bodrum, Antalya ve İstanbul’daki otellerindeki gibi Türkçe konuşarak tüm ihtiyaçlarınızı karşılamanız mümkünse The Marmara Manhattan’da da öyle.
Çünkü Genel Müdürü’nden resepsiyonuna, kat görevlisinden transferinizi yapacak ya da sizi şehirde gezdirecek şoförüne kadar her birimde bir Türk ya da Türkçe konuşan biri var.
New York’taki 486 otel arasında en beğenilen 41. otel olmayı başaran 32 katlı ve 109 suit odalı The Marmara Manhattan’ın Genel Müdürü Nur Ercan Mağden, “Müşterilerimizin yüzde 56’sı Amerikalı, yüzde 20’si Türk, diğerleri ise Avrupalı, ama hepsini Türk misafirperverliğiyle ağırlıyoruz” dedi.
The Marmara Manhattan’daki odanızda Kanal D, atv, Star TV, NTV, Habertürk, CNN Türk ve Lig TV yayınlarını izleme, her sabah kalktığınızda bir Türk gazetesi bulma imkanınız var.
Aslında ilk bakışta insanı acayip mutlu eden bir durum okyanus ötesi bir ülkede Türk televizyonlarını izlemek.
Ancak çok geçmeden insanın keyfini kaçıran bir durum bu.
Kanal D, atv ve Star TV’nin yayınlarını izlediğinizde fark etmiyorsunuz bunu.
Çünkü bu kanalların Avrupa yayınları var Amerika’da.
Ancak Türkiye’deki yayınlarının aynısını ABD’de de ekrana getiren NTV, Habertürk ve CNN Türk’ü izleyip memlekette olan biten “iç karartan gelişmeler”i seyrettiğinizde durum değişiyor.
Dünyanın bir ucunda olmanıza rağmen Türkiye’deki kaos ortamı sizi de etkisi altına alıyor.
Sizin de içiniz kararıyor.
Ama Amerika’da bile Lig TV’den Türkiye’deki maçları canlı canlı izlemek acayip keyifli oluyor.
Müşterilerine sunduğu bu olanaklar nedeniyle “Çocuğum Amerikan vatandaşı olsun, hayatı kurtulsun” diyerek doğum için Amerika’ya gidenlerin çoğu, bu otelde konaklıyor.
2009’da doğum yapmak için Amerika’ya giden 15 Türk, bu otelde konakladı.
Amerika vatandaşı bir çocuk dünyaya getirmek için bu ülkeye gidenler doğum öncesi ve sonrası olmak üzere üç aya yakın kalıyorlar bu ülkede.
Ulaşım, konaklama ve hastane masrafları dahil ortalama 50 bin dolar civarında masrafı olan bir iş bu.
O nedenle Amerika’da doğumu sadece “İstanbul’lu bir avuç zenginin işi” zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Çünkü otelin müdürü, “Geçen yıl doğum yapmak için misafirimiz olanlardan sadece 5’i Ankara ve İstanbul’dan geldi. Diğerleri Malatya, Antalya, Gaziantep ve Adana gibi illerden geldi” dedi.
New York’ta 3 gün 4 gece
Bir haftalık aradan sonra yeniden merhaba... Genelde yurt dışına yapılan uzun seyahatlerden dönenlere “Yediğin içtiğin seninle olsun, gördüklerini anlat” derler... Ben de öyle yapacağım.
Avusturya ve Amerika’yı kapsayan seyahat, bir iş davetiydi.
Şimdiye kadar belli bir süre konaklayanlara Avrupa ve Dubai seyahatleri hediye eden Sheraton Çeşme, 2010 yazı için de bir kampanya başlattı.
1 Haziran - 31 Ekim 2010 arasında Sheraton Çeşme’de 8 gece konaklamak için 31 Nisan 2010’a kadar “rezervasyon” yaptıranlara otel, bu kez Avrupa ve Amerika tatili hediye edecek.
Otel, tatil kazanan müşterilerini Avusturya Hava Yolları ile önce Viyana’ya uçuracak. Le Meridien Vienna’da müşterilerini 1 gece, 2 gün konaklatacak otel, onları daha sonra New York’a götürüp The Marmara Manhattan’da da 3 gece, 4 gün misafir edecek.
Sheraton Çeşme, bu paketi tanıtmak için 10 basın mensubunu davet etti.
Sabah’tan Şirin Sever, Dilek Taş, Show TV’den Gül Akman Yıldırım, Akın Sağlam, Vatan’dan Mutlu Tönbekici, Posta’dan Betül Karahasanoğlu, Sibel Eray, Akşam’dan Şenay Büyükköşdere ve Milliyet’ten Şükrü Andaç’la birlikte katıldık bu seyahate...
Sheraton Çeşme’nin basın danışmanlığını başarıyla yürüten Cihangir Canıyılmaz’ın bu seyahatte dilimize pelesenk ettiği bir sözü var:
“Herkes işini yapsın.”
Biz de bu söze bağlı kalarak Şükrü’yle aramızda görev bölümü yaptık.
O yüzden bu seyahatin ekonomi yanı Şükrü’ye, magazin tarafı bana kaldı.
Yeri gelmişken Andaç’ın sadece teknoloji değil, yemek ve magazin konusunda da bu işin ustaları kadar bilgi sahibi olduğunu yazmam lazım.
Cadde’nin Yazı İşleri Müdürü Çınar Oskay’ın yerinde olsam, Andaç’a bir köşe açar, dünyanın hangi şehrinde en iyi yemek nerede yenir, hangi içkiler tercih edilir, hangi gece kulübü ve barda daha iyi eğlenilir üzerine yazılar yazdırırım.
Çünkü Şükrü Andaç, sadece teknoloji yazarı değil, aynı zamanda yaşam ve eğlence gurmesi!
Benden söylemesi...
“Yeni Baştan” burada çekildi
Ünlü yönetmen ve yapımcı Abdullah Oğuz’un FOX için Amerika’da çektiği bir dizi vardı.
Hani FOX’un üç bölüm yayınladıktan sonra “reytingi düşük” diye yayından kaldırdığı “Yeni Baştan”...
Başrollerinde Ebru Akel ile Saruhan Hünel’in oynadığı dizi, işte bu otelde çekildi.
“Yeni Baştan”da Ebru Akel’in evi olarak izlediğimiz mekan, otelin odalarından biriydi.
New York’ta çekilen film ve dizi sayesinde meşhur olmuş çok otel var. Hollywood yapımı projeler, çekildikleri mekanları da üne kavuşturuyor. Ancak bizim projelerimizin çoğu, bırakın çekildikleri mekanları, kendilerini bile izleyiciye kabul ettiremeden ekrana veda ediyor.
Jülide Ateş eşiyle tatilde