Tanju Gürsu, boyu posu, soyadındaki gibi gür ve tok sesiyle Yeşilçam’ın en heybetli adamlarından biri olmasının ötesinde sevdiğim bir hemşehrimdir. Birkaç gün önce Tanju Abi’nin sağlık durumuyla ilgili aldığım haber beni bir hayli üzdü.
1.5 aydır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Yakacık’taki Sanatçı Yaşam Evi’nde kalan sanatçı, düşüp omuriliğini incitince Kayışdağı’ndaki Darülaceze Tıp Merkezi’nde tedavi altına alındı. Doktorlar “Alzheimer başlangıcı” teşhisi koyunca, İstanbul’da en iyi rahat edebileceği yer olan Sanatçı Yaşam Evi’ne yerleştirilen Gürsu’nun omuriliğindeki sorun geçmezse ameliyat
söz konusu.
Allah’tan şifa diliyorum kendisine...
Tanju Gürsu’dan aldığım bu üzücü haberin ardından bir acı haber de İzmir’den geldi. Sezen Aksu, epeydir sağlık sorunlarıyla boğuşan annesini kaybetmişti.
İyi gün dostları!
Yaşayanlar bilir; hançer gibi saplanır anne - baba acısı yüreğinize... O yüzden böyle bir günde Sezen’in yanında olmak, acısını paylaşarak hafifletmek istedim.
Aynı amaçla İzmir’e gelen “Sezen dostları” sanatçılar da vardı cenazede.
Sezen Aksu’nun el verdiği ya da kaderini değiştirdiği şarkıcıları alt alta yazmaya kalksam, buraya sığmaz. En acı gününde Sezen’in yanında olan sanatçılarsa iki elin parmakları kadar:
İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy, Emel Müftüoğlu, Erol Evgin, Nükhet Duru, Hülya Avşar, Sibel Can, Mustafa Ceceli, Hande Yener, Rümeysa, Ercan Saatçi,
Demet Sağıroğlu, Yonca Evcimik ve İpek Açar.
İzmir Küçükyalı’daki cenaze namazının ardından Karşıyaka’daki Örnekköy Mezarlığı’na geçtik. Şehriban Yıldırım’ı dualarla toprağa verdik; dönüyoruz, cep telefonuma bir mesaj geldi arkadaşım Barbaros Yüksel’den.
Kameraman arkadaşımız Bayram Akbaba’nın, TRT’de “Sokak Lezzetleri” programının sunuculuğunu yapan kız kardeşi Seval Akbaba’nın genç yaşta
akciğer kanserine yenildiğine dair haberdi bu.
40 yaşına giremeden
Hayatında ağzına sigara ve içki koymamış genç bir kız, akciğer kanseri yüzünden göçüp gitti. Hem de 30’lu yaşlarının son günlerinde... Akbaba, yaşasaydı, mayıs ayında 40 yaşına merhaba diyecekti!
4 Mart Cuma (bugün) 11.00’de Kartal Cemevi’ndeki törenin ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek Akbaba’ya rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Üç acı olayı niye mi peş peşe yazdım?
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz.
Oysa gerçek Can Yücel’in yazdığı gibi:
“Ömür dediğin üç gündür; dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da bugündür.”
Hal böyleyken yaşadığımız günün kıymetini bilip, tadını çıkarmak varken dünyaya kök salacakmış gibi onca savaş, kavga niye?
İnsanın insana yaptığından vazgeçtim, insanın kendine yaptığına bakar mısınız?
Yarına çıkmaya garantimiz yok ama üç yıl garantili deep freeze alıyoruz kendimize.
Niye?
Yazlık sebze ve meyveleri kışın yemek için dolduralım içine diye...
GÜNÜN SÖZÜ
"Sevmesini bilirsek; başkalarına acı vermeyi unuturuz. (Friedrich Nietzsche) "
