Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’na giden yolların “Kongre Vadisi” inşaatı nedeniyle kapalı olması aslında birer işaretti. Ama ben buna rağmen bir yolunu bulup, MÜYAP’ın Ödül Töreni’ne gitmeye niyetliydim... Zor da olsa hedefime ulaştım ancak mide bulandıran bir olaydan sonra ödül törenini yarıda terk ettim. Çünkü, “Bu kadarına da pes” dedirten bir sahneden sonra orada kalmak bana hiç ama hiç anlamlı gelmedi.
Niye mi? İşte sebebi:
Bir süre önce TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, Fortune dergisinin mart sayısına verdiği söyleşide müziğin meslek birliklerine ağır bir suçlama yöneltti.
Hem de durduk yerde...
Ertürk’ün Türkiye’de müziğin teliflerini toplayan meslek örgütlerini “Eşkıya düzeni kurmakla” itham etmesi ve “Topladıkları telifi eser sahiplerine ödüyorlar mı, ödemiyorlar mı diye kontrol eden yok” açıklaması sektör temsilcilerini ayağa kaldırdı. MESAM, MÜYAP, MSG ve MÜYORBİR Başkanları, yaptıkları yazılı bir açıklamayla Ertürk’ü kınadı.
“Ahmet Bey, aslında öyle demek istemedi” diyerek araya girenler, tarafları bir araya getirip, barıştırmak istedi. Ancak Ahmet Ertürk’ün, meslek birliklerinin ayağına giderek geri adım atması beklenirken, randevu yeri olarak makamını vermesi ipleri daha da gerdi.
İddia aleni, ama özür gizli
Dört birliğin başkanı, “Özür dileyecekse o bize gelsin, biz niye onun ayağına gidiyoruz?” diye randevuya gitmedi.
MESAM, MÜYAP, MSG ve MÜYORBİR, Hürriyet’e “‘Bilgi ve iletişim çağında bu cehalet hoş görülemez. Ya ispat, ya istifa” başlığıyla tam sayfa ilan verdi. Verdikleri ilanla Ertürk’ü iddialarını ispata, edemezse de istifaya davet eden meslek birlikleri TMSF Başkanı hakkında, kendilerine yönelik iftiraları nedeniyle ayrı ayrı ceza ve tazminat davaları açacaklarını açıkladı.
Ama çok geçmeden Ertürk’le dört meslek birliği başkanının Feriye’de gizli bir yemekte buluşup, barış çubuğu tüttürdükleri ortaya çıktı. Meslek birliği yöneticilerinin söylediklerine göre, yemekte Ertürk kendilerinden özür diledi. Belli ki MESAM, MÜYAP, MSG ve MÜYORBİR Başkanları, Ertürk’ün onlara yönelik suçlamalarını kamuoyu önünde yapıp, “Pardon, sizi yanlış anlamışım”ı ise kapalı kapılar ardında telaffuz etmesini içine sindirdiğine göre bize “Afiyet, şeker olsun”dan başka bir şey düşer mi? Elbette ki diyalog, barış en güzeli...
Baş döndüren dönüş
Peki MÜYAP’ın, ödül töreninde Ahmet Ertürk’ün yardımcısı Fethi Çalık’ı ödül verdirmek üzere sahneye davet etmesine ne demeli?
Kendilerini “Eşkıya”ya benzeten Ertürk’e önce horozlanıp, sonra nedense süt dökmüş kediye dönen MÜYAP, TMSF Başkanı törene gelmeyince onun yerine yardımcısını sahneye çıkarıp ödül verdirtti.
Madem böylesine hızlı bir dönüş yaptınız bari ödüllerinizden birini Ahmet Ertürk’e verseydiniz.
Artık bu “Onur Ödülü” mü olur, “Diamond” mu, “Platin” mi, yoksa “Altın” mı, onu bilemem.
Bildiğim bir şey var ki Ertürk, “Eşkıya” karşısındaki tavizsiz tutumuyla bir ödülü çoktan hak etti.
Kapalı kapılar ardından ne olup bittiği bize karanlık, ama en azından kamuoyuna yansıyan görüntü böyle.
Tabii MÜYAP’ın, “O sözlerin hesabını soracağız”dan niye 180 derecelik bir dönüş yaparak bu noktaya gelmesinin asıl sebebi de önemli. Bir yerlerde bir zayıf halka var demek ki! Er ya da geç bunu da öğrenmek gerekli. Allah’tan o sahneden önce Candan Erçetin’in nefis bir konseri vardı, hiç değilse onu dinlediğime değdi.