Cuma akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Türk edebiyatının yaşayan üstatlarından Sezai Karakoç’un hayatını anlatan belgeselin galası vardı. Gecenin amacı, yapımcılığını Cine 5 Medya Grup Başkanı Orhan Seyfi Güner’in, yönetmenliğini ise Ensar Altay’ın üstlendiği ‘Gün Doğmadan Sezai Karakoç’ belgeselini tanıtmaktı. Gece bu anlamda amacına ulaştı. Ancak o gecede bundan ötesi de vardı.
Gece deyim yerindeyse Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk ile arkadaşlarının gövde gösterisi gibiydi.
Malum yasa gereği Ahmet Ertürk’ün TMSF’deki son günleri...
TMSF’deki Başkanlık dönemi, bankalardan milyarlarca dolar hortumlayan para ve güç sahibi insanlarla savaşla geçen Ertürk, kısa bir süre sonra oturduğu koltuktan kalkacak.
Millet olarak şöyle bir huyumuz var:
Makam, mevki sahibi insanların etrafında pervane oluruz.
O insanlar koltuklarını kaybettiği gün, anında satarız onları...
Çünkü bizde çoğunlukla ‘insan odaklı’değil, ‘menfaat’ üzerinedir ilişkiler.
Sezai Karakoç için yapılan belgeselin kamuoyuna tanıtıldığı gecenin Ertürk’ün TMSF’ye vedaya hazırlandığı bir dönemde yapılması o açıdan önemliydi.
Ertürk’ün TMSF’deki görevi bitince iktidar tarafından kaderine terk edileceği söyleniyordu.
Cuma akşamı gördüğüm o ki, koltuğunu bırakacak olsa da hükümet ‘kaya gibi’ Ertürk’ün arkasında...
Onca insanın Cemal Reşit Rey’i tıklım tıklım doldurması, geceye katılan bakanların Ertürk’e gösterdiği ilgi bunu net bir şekilde gözler önüne serdi.
Belgeselin tek eksiği Başbakan Erdoğan’dı
Toplum olarak en büyük eksiklerimizden biri de şu:
Değerlerimizin hakkını yaşarken değil, ancak onları kaybettikten sonra teslim ederiz.
O nedenle bu belgesel önemli.
Çünkü Orhan Seyfi Güner, Ensar Altay, Yusuf Kaplan, Hamit Can ve Yusuf Armağan gibi sevenleri Sezai Karakoç’un hakkını o hayattayken teslim etti.
Müşfik Kenter, Ayla Algan, Sinan Albayrak, Deniz Arcak, İbrahim Paşalı, Necdet Tok, Ahmet Balveren, Buğra Canaslan ile Üsame Sarıoğlu’nun sesleri ve oyunculuklarıyla katkı sağladığı belgeselde birçok şair, yazar, öğretim üyesinin yanı sıra Türkiye’yi yönetenlerin de Sezai Karakoç için söyledikleri var.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Karakoç için söyledikleri ne denli ‘yüzeysel’ ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun söylemleri o denli ‘derinlik’ içeriyordu.
Gecede birer konuşma yapan İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile Tarım Bakanı Mehdi Eker’in konuşmaları da öyleydi. Atalay, Karakoç’tan çok öğrencilik yıllarına dair hatıralarını anlattı, Eker ise Sezai Karakoç’un düşünce dünyasına kattıklarını...
Ancak şiir tutkusuyla bilinen ve bu nedenle hapis bile yatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın belgeselde olmaması bana ilginç geldi. Çünkü bir gece sonra Erdoğan, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti’nin açılışında Sezai Karakoç’tan bir şiir okumayı ihmal etmedi.
Turizmci bir arkadaşımı aradım, otelcilik yaptığı Altınoluk’la ilgili bir şey sormak için. Cengiz Fırat’ı Altınoluk’ta sanıyordum, ama o Bodrum’da çıktı.
Ne yapıyorsun kışın ortasında Bodrum’da dedim, yanıtı şu oldu:
“Yakında yeni bir albüm daha çıkarmayı planlıyorum, onun için zayıflamam lazım. O nedenle Ender Saraç’ın Bodrum’daki kampına geldim.”
Bir haftalık kamp için birkaç yüz euro ödeyen Fırat’a kaç kilo zayıfladığını sordum. Bu kez yanıtı, “Hiç kilo vermedim, ama en azından nasıl verileceğini öğrendim” oldu.
Fırat’la sohbet ederken, onun gibi Seyhan Müzik’in sanatçısı olan Deniz Seki’nin de bir süre önce aynı kampta olduğunu öğrendim.
Fırat, yeni albümünü nisan ayında çıkaracak Seki’nin, albüm öncesi başarılı bir kamp dönemi geçirdiğini söyledi.
Sezen’in tahtına göz dikene bak!
Tuğba Özay şu günlerde iki nedenle gündemde... Birincisi epilasyon yaptırırken güzel bacaklarının yanması, ikincisi de 20 Ocak’ta piyasaya çıkacak ilk albüm çalışması.
Günaydın, ‘Armoni’ adlı albümündeki 15 şarkının 13’ünün sözünün kendi yazması nedeniyle patronu Bülent Seyhan’ın ona söylediği şu sözü haber yaptı:
“Sezen Aksu’nun tahtına oynamışsın.”
Anlaşılan Bülent Seyhan, Tuğba’yı gaza getirmek için ona bir espri yapmış, o da inanmış.
Sezen’in tahtına oynamak o kadar kolay mı?
‘Minik Serçe’ ‘ham’ yapar adamı!