Ajda başımıza çuval geçirecek

İki yıldır Harbiye Açıkhava konserlerinde şarkılarıyla değil, giydiği kıyafetlerle olay yaratan Ajda Pekkan, cesur bir karar daha almış. Daha doğrusu ‘süperstar’la modacısı Nur Yerlitaş, geçenlerde kafa kafaya vermiş ve yine ses getirecek ilginç bir sahne kıyafeti tasarlamış. Harbiye Açıkhava’da geçen yıl mayo giyen, bu yıl jartiyer takan Ajda Pekkan, yine Nur Yerlitaş’ın bu kez çuvaldan yapacağı kostümle sahneye çıkacakmış. Diyeceksiniz ki, “Ajda Pekkan, niye böyle bir karar almış?” Sorunun yanıtını Nur Yerlitaş’ın şu sözlerinden anlamak mümkün:
“Ajda Hanım’la birlikte ‘çuval giyse de yine de süperstar fikrinden yola çıktık. Ortaya yine inanılmaz güzel bir şey çıkacak. Sadece çuvalla da şarkı söylenip, şov yapılabileceğini herkes Ajda Pekkan’da görecek.” Sevgili Nur Yerlitaş! “Yapma bunu” diye süperstar’ı eleştirmemizin sebebi tam da bu! Türkiye’nin ‘süperstar’ unvanını layık gördüğü tek sanatçı Ajda Pekkan’ın senede bir, bilemedin iki defa çıktığı Harbiye Açıkhava konserinde ne giydiği değil, hangi şarkıları nasıl yorumladığı konuşulmalı... Kıyafet işin süsü, ama siz olayı öyle bir noktaya getirdiniz ki, işin özü unutuldu, süsü gündeme oturdu. Eleştirilere kızıp, “Ajda çuval da giyse süperstar” diyerek bu saatten sonra yapacağınız bu eylem, ne denli haklı olduğumuzun tescilidir, ona göre...

Ne demişti Mevlana:
Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok.
Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.
Özetle demem o ki, bizim için Ajda Pekkan’ın üstündekilerin hiç önemi yok...
Önemli olan ‘süperstar’ın iç güzelliği...
Biz onu o haliyle seviyoruz çünkü...

İçimiz Demet, dışımız Akalın!
Farkında mısınız bilmem? İçimiz Demet Akalın, dışımız Önder Bekensir oldu... Her gün bir şekilde yer alıyorlar medyada... Akalın-Bekensir çifti ne yapıyor da bunu başarıyor bilmiyorum. Onlarsız bir gün, onlarsız bir gece geçmiyor çünkü... Gündüz gazetelerde, gece ise ekrandalar... Akalın öylesine yoğun ki, trafiği karıştırması için iyi iş planlaması yapıyor ve şöyle bir günlük tutuyor olmalı:

Pazar: Yarın haftanın ilk günü. Böyle bir günde ekrana gelecek programdan (Show TV’deki Demet Akalın ve Önder Bekensir ile Evcilik Hayatı, Evcilik Oyunu) önce hem yurdum insanını haftaya enerjik bir şekilde hazırlamak, hem de daha çok reyting için neler yapılacağının görüşüleceği acil bir toplantı düzenlemeli.
Pazartesi: Show TV’den program için 300 bin dolar aldığımızı yazmışlar, yalan. Daha parayı almadık. Ünlü bir avukat tutulup, bu haberleri yazanlara “yüklüce” tazminat davası açılacak.
Salı: Öfff... Yine konser var bu akşam hem de Özcan Deniz’in vurulduğu Çeşme’de...
Çarşamba: Konserde Özcan gibi bana kurşun sıkmadılar, ama para mı da tam olarak vermediler. Paranın tamamını alması için Önder, “Kocadan menajer olursa olacağı bu. 40 bin liraya anlaştığımız halde adamlar bize 10 bin lira verip, 30 bin liranın üstüne yattı. Hadi kocacığım hallet bu işi” diye adamların üstüne salınacak.
Perşembe: Benim yüzümden kocişin başı belaya girdi. Karıncayı bile incitmeyen kocama iftira attılar, ‘darp ve tehdit’ suçlaması yüzünden yurt dışına çıkış yasağı koydurdular. Ben şimdi kiminle gideceğim yurtdışına?
Cuma: Kabus gibi bir haftaydı... Aksilikler peş peşe geldi. Allahtan son mesai günü. Ne sıkıcı bir haftaydı. Bugün Cuma, haftanın en hayırlı günü. Bari bugün bir sevap yapıp, alacağım hayır duayla bu sıkıntılardan kurtulayım. Halkalı’da teröristlerin koyduğu uzaktan kumandalı bombayla 17 yaşında vefat eden Buse Sarıyağ’ın ailesine maddi destek sağlayayım. Buse’nin 6 yaşındaki kardeşi Sude’nin okuduğu sürece eğitim masraflarını karşılayayım.
Cumartesi: Atın beni denizlere, yalan dünya size kalsın!

Akalın’ın bir hafta içinde medyaya yansıyan haberlerine gönderme yaparak hazırladığım hayali günlüğü nasıl buldunuz?