Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AKMAN, AVŞAR’A BUNU NEDEN YAPTI


Hülya Avşar 1983 yılında Türkiye Güzeli seçilmiş, ama evlenmiş olduğu ortaya çıkınca tacı geri alınmıştı.

Hülya Avşar’ın ‘Türkiye güzeli’ seçilmesinin üzerinden geçmiş 28 sene. Bu saatten sonra bu ünvanı alnının akıyla mı aldı, torpille mi neyi değiştirir?


Kamuoyuna açıkladıkları bilgiler ve ortaya koydukları belgelerle tarihe ışık tutanlara saygı duymamak mümkün mü?
Peki, durup dururken ve üstelik ortada hiçbir sebep yokken, yaptıkları açıklamalarla hafızalarımızda bulanıklık yaratanlara ne demeli? Örneğin ‘Parmaklıklar Ardında’ dizisinin yönetmeni Nisan Akman’ın Hülya Avşar’ın ‘Türkiye güzeli’ seçilmesine dair Savaş Ay’a yaptığı açıklamalar. Aradan geçmiş tam 28 sene. Hülya Avşar’ın ‘Türkiye güzeli’ seçilmesi, Nisan Akman’ın iddia ettiği gibi ‘danışıklı dövüş’ ya da ‘Avşar Kızı’nın alnının akıyla kazandığı bir unvan olması, bu saatten sonra neyi değiştirir? Hiçbir şeyi. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş çünkü. Üstelik Avşar, tacı elinden alındığı halde bu noktaya geldi.
Nisan Akman’ın açıklamasının satır aralarında benim anladığım ve algıladığım o ki, ünlü yönetmende Avşar’a karşı bir kırgınlık, bir kızgınlık söz konusu. Böyle düşünmemin sebebi ise Akman’ın açıklamalarındaki şu vurgu: “Şampuan reklamı çekiyordum. Hülya da sıradan, güzel yüzlü bir kızdı.” Akman’ın ‘güzel yüzlü, ama sıradan’ olarak tanımladığı Hülya Avşar’ı, kendisine “Güzellik yarışması tertipledik ama doğru dürüst kız yok katılan. Bize birkaç kız bul kast ajansından” diyen Tercüman ve Bulvar yöneticisi dostuna, “Hülya’yı veririm, ama kazandıracaksanız?” demesi ilginç değil mi? Madem Hülya Avşar’ı ‘Türkiye güzeli’ olacak güzellikte görmüyorsun, verirken niye böyle bir şart koşuyorsun? Nerede kaldı senin etiğin, entelektüelliğin? Madem tarihe ışık tutacaksın, o zaman senden kız isteyen o yöneticinin adını da açıkla? Nisan Akman’ın yaptığı bu çıkışa Avşar, “Birincilik hakkımdı”, Bulvar gazetesinin o zamanki sahibi Nazlı Ilıcak, “O dönem Hülya Avşar’ı tanımıyorduk ki torpil yapalım. Yarışmaya kendiliğinden müracaat etti. Katılanlar arasında en güzeli oydu” diyerek karşılık verdi.
Ortaya çıkan bu durum Nisan Akman gibi ödüllü bir yönetmene yakıştı mı? Bu saatten sonra Nisan Hanım’ın iddiasını ispatlamaktan başka çıkar yolu yok sanırım. O zaman tarihe ışık tutan her insana yaptığım gibi Akman’ı da alkışlarım.

EMEK’i?KURTARMAK?iÇiN DAHA?FAZLA?EMEK?GEREK
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen 29. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin kapanış ve Altın Lale Ödülleri Töreni’ne Emek Sineması için yapılan protesto damgasını vurdu.
Emek Sineması’nın yıkılmasını istemeyenler, ‘Emek Sineması bizimdir, yıktırmayacağız’ yazılı bir pankart açıp, “Emek’i yıktırmayacağız” sloganı attı. Türkiye’de oyuncuların yaptıkları eylemlerle, yapılmak istenen bir şeyi engellediklerini hatırlamıyorum. Bakalım bu kez amaçlarına ulaşabilecekler mi? Bir pankart açıp, iki slogan atmakla Emek Sineması’nın yıkımını engelleyebileceklerini sanmıyorum.Kanaatim o ki Emek Sineması’nın yıkımını engellemek için oyuncuların daha fazla ‘emek’ harcaması gerek...


BBC’DEKİLER ‘DERİN DEKOLTE’ GÖRMEMİŞ
Pazartesi günkü gazete haberlerinden en ilginci İngiliz devlet televizyonu BBC’deki dekolte kriziydi. BBC One kanalında yayınlanan ‘The One Show’ isimli talk show programının başında Louise Minchin adlı kadın sunucunun dekoltesinin aşırı olduğunu fark eden yapımcılar, ilk reklam arasında ilginç bir operasyona imza attı. Yapımcılar, makyözlerden birinden aldıkları bluzu Minchin’e giydirip, sunucunun derin dekoltesini sansürledi.
‘The One Show’ adlı programın yapımcılarının, Minchin’in bu kıyafetine ‘aşırı dekolte’ teşhisi koyup, ona apar topar bluz giydirmesi İngiliz basınında alay konusu oldu.
BBC One kanalında çalışanlar, hayatlarında hiç ‘derin dekolte’ görmemiş demek ki. ‘The One Show’un yapımcıları, Türkiye’deki bazı sunucuların kıyafetlerini görseler ve Türkiye’de zamanında ana kumandaya telefon açıp, “O sunucuya söyleyin sütyenini çıkarsın, gömleğinden de bir düğme daha açsın” diye talimat veren Cem Uzan gibi televizyon patronları olduğunu duysalar ne yaparlar acaba?