Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Daha önce defalarca yazdım Al Pacino’ya olan hayranlığımı… Hakkında çıkan her yayını okumaya özen gösterdiğim aktörün hayatını anlatan kitabın bizde de çıkmasını merakla bekliyordum.

Lawrence Grobel’in yazdığı ‘Al Pacino’yu çıkar çıkmaz aldım.

MilliyetUzakdoğu seyahatimde fırsat buldukça okumaya çalıştığım kitabı, Ahmet Güneştekin’in sergi açılışı için gittiğim Barselona yolunda bitirdim.

Grobel’in, 30 yılda yaptığı söyleşilerini toplayıp ve izlenimlerini de yazdığı kitaptan sanatçı hakkında birçok yeni şey öğrendim.

Haberin Devamı

Al Pacino’yu sevenlerdenseniz, Merve Namlı’nın çevirisiyle Zodyak’tan çıkan kitabı okumanızı tavsiye ederim.

Kitabın girişinde aktörün yazar hakkındaki yazısı da var.

“Larry Grobel ile 1979’da tanıştım. Elbette ona güvenmiyordum. Sonuçta benimle röportaj yapmaya gelmiş bir gazeteciydi. O zamana kadar hiç röportaj vermemiştim” diye başlayan yazının devamında Al Pacino’nun şu sözlerine dikkat lütfen:

“Marlon Brando’yla yaptığı röportajı okuduğumda çok etkilendim. Marlon’u tanıdığımdan, o Larry’i sevdiyse ve bu kadar açık konuşabildiyse, ben de yapabilirim diye düşündüm. Larry, bazen ısrarcı olsa da asla karşısındakini kandırmaz.”

Sanatçı - gazeteci ilişkisinde ‘güven’in ne kadar önemli olduğuna bundan daha iyi bir örnek olabilir mi?

40 SAATİ AŞAN SÖYLEŞİ!..

1982’den bu yana şov dünyasının birçok ünlü ismiyle söyleşi yaptım. İki saati bulan hiçbir söyleşim olmadı. Lawrence Grobel’in Al Pacino’yla ilk söyleşisi kaç saat sürdü biliyor musunuz?

40 saatten fazla… Ortaya çıkan söyleşi deşifresi ise tam 2 bin sayfa…

Bizde bir söyleşiye değil 40 saat, 4 saat ayıran gazeteciyi, “Nerede kullanacaksın o kadar uzun yazıyı?” diye kovarlar valla! Sicilya kökenli Salvatore ve Rose Picano’nun tek çocuğu Alfredo James Pacino’nun postacılık, kapıcılık, ayakkabı boyacılığı, hamallık, manav çıraklığı, büro elemanlığı, gazete dağıtıcılığı gibi birçok işte çalıştığını, hayalinin ise beyzbol oyun- culuğu olduğunu bu kitapla öğrendim.

Birçok ticari filmde rol almayı reddedip, Broadway’de küçük oyunlar sahnelemeyi tercih ettiğini bildiğim aktörün rahatsız edilmemek için kapı ziline yazdığı isimden itiraz gelince başka takma isim kullandığını da…

Haberin Devamı
Milliyet‘BEĞENİLMEK İSTEDİĞİMİZ İÇİN ELEŞTİRİLER ETKİLİYOR’

Al Pacino kitabında, gençliğinde James Dean’e özenip, onun gibi giyindiğini, sahnedeki performansı hakkında, “Bu çocuk Marlon Brando gibi oynuyor” yorumları yapıldığını anlatan sanatçının eleştiriler arşısındaki hassasiyetine bakın...

Lawrence Grobel:“Yıllar içerisinde eleştirilere karşı derin kalınlaştı mı?”

Al Pacino:“Hayır. Halen acıyor. Beğenilmek istediğimiz için eleştirilerden etkileniyoruz.”

Şöhrete alışık bir dünya starının söylediklerinden sonra Cem Yılmaz’ın en küçük bir eleştiri karşısında sinirlenmesine gel de hak verme?

MilliyetÜNLÜ AKTÖRLE KADİR İNANIR’IN ORTAK YANI

Al Pacino’nun ‘Oscar’ serüveni bana ‘Altın Portakal’ın Kadir İnanır’a yaptıklarını hatırlattı.
Tek başına sürüklediği filmlerde, onun dışında herkese ödül verirken İnanır’ı yıllarca ‘Altın Portakal’a hasret bırakan Antalya gibi, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi de Al Pacino’yu yedi kez aday gösterdiği ‘Oscar’dan eli boş gönderdi. ‘Oscar’a uzanmak ‘Scent of a Woman’la (Kadının Kokusu) 8’inci kez aday gösterildiğinde kısmet oldu. İnanır da Antalya’dan ilk ‘Altın Portakal’ını 1986’da ‘Yılanların Öcü’yle aldı.

OSCAR, ‘EN İYİ’YE DEĞiL, SIRASI GELENE VERİLİYOR!

Al Pacino’nun Oscar’la ilgili söyledikleri de çok manidar. Grobel’in “Umarım Oscar başını döndürmemiştir?” sorusuna verdiği yanıta bakar mısınız? “Olimpiyat Madalyası kazanmak gibi bir şey. Ancak olimpiyatlarda en iyi olduğunuz için kazanıyorsunuz. Oscar’daysa durum bu değil. Sıra size geldiği için kazanıyorsunuz.”