Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Güneşi Gördüm”ün saat 21.00’deki galasından çok önce buluştuk arkadaşlarla İstinye Park’ta... Amacımız akşam yemeğini burada yedikten sonra galaya geçmekti.
Malum bu tür galalara işten çıkıp gelenlerin kokteyl sırasında bir şeyler atıştırıp, açlıklarını yatıştırma şansı yok.
Birincisi bu tür popüler filmlerin galalarında izdiham yaşanıyor.
İkincisi ekonomik kriz nedeniyle olsa gerek ha bire bu tür galalardaki ikramlar zayıflıyor.
Bunu bildiğimiz için biz tedbirimizi aldık, ama böyle yapan sadece biz değildik.
Meğerse film ekibi de aynı şekilde Masa’da buluşup, burada bir şeyler atıştırdıktan sonra galaya gitmeye karar vermiş. O yüzden “Masa”, “Güneşi Gördüm”ün yıldızlarıyla kaynıyordu.
Sadece onlar değil, bizim yönteme başvuran başka davetliler de vardı. Bizim masanın yanı başında ise Ali Sunal ile sevgilisi Gökçe Bahadır, Ali Sunal’ın annesi ve orta yaşlı bir kadın ile bir erkek oturuyordu.
Bir diğer masada Betül Şahin ve arkadaşları...
Bizim ekibin, “yan masa”daki o görüntüye bakarak vardıkları kanaat şuydu:
“Ali Sunal, sevgilisini, annesini, kayınpederini ve kayınvalidesini akşam yemeğine çıkardı.”
Ancak ben, hiçbir şeyin aslında göründüğü gibi olmadığını bildiğim için doğrusunu öğrenmek için o iki kişinin kim olduğunu Ali Sunal’a sordum.
Ali Sunal, “Biri teyzem Nur, diğeri de onun eşi Haluk Yücesoy” dedi.

Haberin Devamı

Eşinden Erbil’e fırça: Evli olduğunu unutma
Mehmet Ali Erbil, “50 Sarışın” programında haftalardır Çorlulu yarışmacı Zahide ile uğraşıyordu.
Aslında buna Erbil, Zahide’ye sırılsıklam âşık birini oynuyordu diye değerlendirmek de mümkün. Öyle ki Erbil, “Çarkıfelek”te bile “Zahide”ye olan aşkından ha bire “Zahidem” şarkısını söylüyordu.
Erbil, Zahide’ye olan aşkını göstermek için yerlerde bile sürünüyordu. Erbil’in Zahide için yaptıkları hem stüdyodakileri, hem ekran karşısındakileri güldürüyordu.
“50 Sarışın”ın son canlı yayınında anladık ki, Erbil bu nedenle eşi Tuğba Erbil’den fırçayı yedi. Bunu canlı yayında itiraf eden Erbil, “Tuğba, ‘O programda evli olduğunu unutuyorsun galiba’ dedi. Gerçekten de canlı yayında her şeyi unutuyorum” dedi. Eşinden fırça yiyen Erbil ilk kez Zahide ile cilveleşmedi.

Haberin Devamı

Ali Sunal’ın aile saadeti

‘Güneşi Gördüm’ aslında ‘Kardeşlik Türküsü’nün filmi
Mahsunalişanözcan... Bu üçlü, magazinin en büyük haber malzemesinin müzik olduğu 90’lı yıllarda hayli popülerdi...
Birlikte program yapmamalarına rağmen popüler üçlü olmalarının tek bir sebebi vardı. O da 90’lı yıllarda müzik dünyasının en “prestij”li müzik şirketlerinden Prestij Müzik ailesinin üyeleri olarak verdikleri görüntü...
Ancak bu üçlünün birlikteliği uzun sürmedi. Çünkü zamanla müzik dünyasında taş taş üstünde bırakmayacak krizin ilk dalgası “Prestij”i vurdu.
Prestij Müzik batınca her biri bir yana savruldu.
Müzik dünyasındaki kriz her geçen yıl biraz daha derinleşince onlar da zirvedeki yerlerini koruyabilmek için kendilerine yeni ek işler seçti.
Özcan Deniz, dizi oyunculuğuna başkoydu, Alişan eğlence programlarının vazgeçilmez sunucusu oldu.

Kanayan yaraya parmak bastı

Kırmızıgül ise en zor ve riskli olanı seçti, hayranı olduğu Yılmaz Güney gibi “sosyal içerikli filmler” yapmak için sinemayı tercih etti. Yazıp, yönettiği ve başrolünde oynadığı ilk sinema filmi “Beyaz Melek”le hem iyi gişe yaptı, hem eleştirmenlerin beğenisini kazandı.
Şimdi sıra ikinci filmle, ikinci ve en zor sınavda...
Çünkü Kırmızıgül’ün sinemada güneşi görüp görmeyeceğini bir anlamda ikinci filmi “Güneşi Gördüm” gösterecek.
Kırmızıgül, “Güneşi Gördüm”de bu ülkenin çeyrek asırdır kanayan bir yarasına parmak bastı.
Sanatçı, Doğu’daki bir dağ köyünde PKK ile asker arasında kalmış bir ailenin başına gelenleri beyazperdeye aktardı.
Kırmızıgül, zaman zaman filmin temposunu düşürme pahasına da olsa, gerçekleri olabildiğince tarafsız bir biçimde anlattı. Elindeki malzeme iki ucu keskin bir bıçaktı, ama Kırmızıgül işini, toplumda yeni yaralar açmadan, büyük bir ustalıkla tamamladı.
Aslında Kırmızıgül, “Güneşi Gördüm”le 90’lı yıllarda “Bir kardeş kardeşi vuruyor ne diye?” diye feryat ettiği “Kardeşlik Türküsü”nün filmini yaptı.