12 Eylül askeri darbesini yapanlardan hayatta olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın müebbet hapis cezası almasını şu şekilde yorumlayanlar var:
“Kenan Evren de halktan yüzde 91.37 oy almıştı. Demek ki sandık her şey değil.”
Referanduma sunulan 12 Eylül Anayasası’nın, halktan yüzde 91.37 oranında oy alması nedense yıllardır yanlış yorumlanıyor Türkiye’de...
O günleri yaşayanlar bilir...
Referanduma sayılı günler kala Evren, gazete patronlarını toplamıştı. O patronlardan biri, “Ya halk, yaptığınız Anayasa’ya ‘Hayır’ oyu verirse” dediğinde Evren, şu efsane yanıtı vermişti:
“Demek ki halk bizden - darbe yönetiminden - memnun, demokrasiyi istemiyor deyip, yolumuza devam ederiz.”
O nedenle bugünden 34 yıl öncesine bakıp, 12 Eylül Anayasası’nın halktan yüzde 91.37 oy almasını Evren’e destek ya da 12 Eylül darbesine “Evet” diye algılamak doğru değil.
Aynı halkın, darbeden sonra yapılan ilk seçimde Evren’in “Bunu seçin” diyerek işaret ettiği Turgut Sunalp’i sandığa gömüp karşı olduğu Turgut Özal’ı tek başına iktidar yaptığını da unutmamak lazım...
Evren ve Şahinkaya’yı yargılayan mahkemenin, iki sanığa hiçbirine katılmadıkları duruşmalarda sergiledikleri “iyi hal”den indirim uygulaması gibi, dönemin koşullarını dikkate almadan, sadece sonuca bakarak teşhis koymak da o denli yanlış.
100 YILIN EN İYİ 100 TÜRK FİLMİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk sinemasının 100’üncü yılı nedeniyle güzel bir işe kalkıştı.
Türk sinemasının 100 yılda çektiği binlerce filmden “En İyi 100 Film”i seçmek için düğmeye basan Sinema Genel Müdürlüğü, ön elemeyi akademisyenler, meslek birlikleri ve sivil toplum kuruluşlarına yaptırdı.
Sinema Genel Müdürlüğü, finale kalan 303 filmi “Türk sinemasının 100 yılda çektiği filmlerden En İyi 100 Filmini siz seçin” diyerek, http://www.yuzyilyuzfilm.gov.tr adlı internet sitesinden sinemaseverlerin oyuna sundu...
Finale kalan 303 filmin listesine yer vermek istedim, ama “dükkân dar”!
Bana ayırılan yer 3 bin, bilemedin 3 bin 500 vuruşluk bir alan, sadece liste 4.600 vuruş tuttu. O nedenle listeyi yayımlayamadığım için üzgünüm.
72 gün sonra bitecek olan oylama bakalım nasıl bir “En İyi 100 Türk Filmi” listesi çıkaracak ortaya?
KÜÇÜK AĞA SÖMÜRÜSÜ!
Çocukların dizilerde oynatılmasına hepten karşı olanlardan değilim.
Konu gerektiriyorsa elbette ki çocuklar da oyunculuk yapmalı.
Ancak bir çocuk bir dizide canlandırdığı karakter sayesinde meşhur olmuşsa onun şöhretinden yararlanmak için reklam ve PR malzemesi yapılmasını doğru bulmam...
Örneğin Kanal D’de yayınlanan “Küçük Ağa” dizisinin yıldızı Emir Berke...
Firmanın biri çıktı, dizideki ailesiyle birlikte onu ürettiği dondurmanın reklam yıldızı yaptı...
Ataşehir’deki bir AVM, “Küçük Ağa”nın katılacağı bir etkinlikle donattı Anadolu yakasının billboardlarını...
Cumartesi günü imza gününde buluşacakmış AVM’nin müşterileriyle.
Niye?
Cumartesi “Çocuklar Bayramı” mı?
Değil...
“Küçük Ağalar Günü” mü?”
O da değil...
Amaç bir çocuk yıldız sayesinde bir günlüğüne de olsa AVM’ye çocuk müşteri çekmek!
“Küçük Ağa”yı reklamında oynatan, AVM’lerinde imza günü düzenleyenler bunu yaparken ihtiyaç sahibi çocukların dertlerine derman, yaralarına merhem olacak sosyal sorumluluk projelerine de “çam sakızı, çoban armağanı” bir katkı sağlasa fena mı olur acaba?
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsan; geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikâyetçisidir.” (Bukowski)