Mehmet Aslantuğ’un iki yılda çektiği ‘Aşkın İkinci Yarısı’ beni pek fazla içine çekmedi, ama görüntü açısından mükemmeldi
Mehmet Aslantuğ’un senaryosunu yazıp, yönettiği ve eşi Arzum Onan’la birlikte başrolünü oynadığı ‘Aşkın İkinci Yarısı’, 8 Ekim’de vizyona girecek.
‘Aşkın İkinci Yarısı’ filminin Aslantuğ açısından önemi büyük.
Çünkü Aslantuğ, oyuncu olarak birçok film ve dizide rol aldı, ama ilk kez senaryosunu da yazdığı bir filmi yönetti.
O yüzden bu film, onun ikinci çocuğu gibi.
‘Aşkın İkinci Yarısı’, Aslantuğ’un sinemaya ve hayata hangi pencereden baktığının da göstergesi.
Önceki gece Maçka Cinebonus’taki özel gösteriminde izlediğim filmin basın dosyasında Mehmet
Bir aktör niye film çeker?
“Tıpkı aynı kalple yaratıp, aynı kalplerle boğduğumuz aşklarımız gibi. Oysa nasıl da sevmekle başlıyor her şey!”
Aslantuğ, film öncesi yaptığı kısa konuşmada, “Bir aktör niye film çeker?” diye sordu ve kendi sorusunu kendi yanıtladı:
“Ben de bilmiyorum, bulunca söylerim.”
25 yılı aşkın bir süredir tanıdığımdan biliyorum, Aslantuğ’un filmi için sarf ettiği, “İçinde büyük cümleler yok” sözü, aslında hayat felsefesi için de geçerli.
O nedenle filminde büyük cümleler kullanmayan Aslantuğ, konuşmasında da büyük sözler etmedi.
Aslantuğ’un filmini anlatırken kullandığı “Duygum buydu” sözü, ‘Aşkın İkinci Yarısı’nı anlatan en iyi cümleydi.
Peki her insanın her duygusu, her insana geçer mi?
Sevdiği bir adam için kalbini mühürlemiş bir kadınla, yaşarken ölmüş bir adam arasındaki aşk, beni çok fazla içine çekmedi, ama bir yönüyle çok etkiledi.
‘Duygu yüklü’ değil, ‘aksiyon dolu’ film izleyicisiyim çünkü.
Yani demem o ki filmin teknik kısmıyla ilgili analizler, ‘Aşkın İkinci Yarısı’nı sağ yanımdaki koltukta oturan Ömür Gedik gibi eleştirmenlerin işi.
Filmin beni etkileyen kısmı da şu:
Aslantuğ’un Bodrum Ortakent, Milas, İzmir, New York ve New Jersey’de iki yılda çektiği film, görüntü açısında adeta görsel bir şölen gibiydi.
Filmin deniz manzaralı sahneleri, kanyon görüntüleri ve Amerika’da bir yılbaşı gecesi umutların üstüne, lapa lapa kar yağan bölümleri görsel açıdan bana büyüleyici geldi.
Aslantuğ’un “Duygum buydu” dediği ‘Aşkın İkinci Yarısı’ için benim de duygularım buydu.
‘Aşkın İkinci Yarısı’na emeği geçenleri kutluyor, Aslantuğ’a çıktığı yeni yolculukta başarılar diliyorum.
HÜLYA AÇIKGÖZ’E YANITIMDIR
Pazartesi günkü “Bomba gibi bir Hadise” başlıklı yazım bir hayli yankı uyandırdı. Hadise’nin menajerliğini yapan ablası Hülya Açıkgöz, yazdıklarımın yalan olduğuna dair yazılı bir açıklama yaptı. Açıkgöz, Hadise’nin resepsiyona katılmama gerekçesini ise şöyle açıkladı:
“Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu davetine sanatçımız günleri dolu olduğu için katılamayacağını nazik bir dille iletmiştir.”
Bu açıklamadan sonra, küçük bir araştırma daha yapınca, Çankaya’ya beyan edilen mazeretle, Hülya Açıkgöz’ün açıklamasındaki mazeretin uyuşmadığını öğrendim.
Hülya Açıkgöz, “Sanatçımız günleri dolu olduğu için resepsiyona katılamadı” diye açıklama yaptı.
Oysa Çankaya’ya gönderilen faksta, “Hadise’nin rahatsızlığı nedeniyle davete iştirak edemeyeceği” yazılı.
Hadise’nin menajerliğini yapan ablasına bir tavsiyem olacak.
trteurovision.com adlı bir site var.
Her yıl Eurovision öncesi, ‘Bu yıl Eurovision’a kim gitsin?’ anketleri yapan bir site bu. Onbinlerce insan oy kullanır bu anketlerde.
Kenan Doğulu’nun Eurovision’a gittiği yıl bu anketin sonucu şöyleydi: Yüzde 54 Hadise, yüzde 44 Kenan Doğulu.
Hadise’nin Eurovision’a gittiği yıl anketten aldığı oy oranı yüzde 67’diydi. Aynı anketin adayları arasında bu yıl yine Hadise de var.
Hadise’nin aldığı oy oranı yüzde 2.56.
Ankete katılan 56 bin 103 kişiden sadece 1.432’si ‘Hadise’ dedi. O yüzden bana cevap yetiştirmeyi bırak da sen bu tabloya bak ve gereğini yap. Hem de bir an önce.