Ata’nın filmini çekmek artık cesaret ister!

25 yıllık meslek hayatımın her döneminde birilerinin gündeminde hep bir Atatürk filmi oldu. Her dönem birileri, “Atatürk filmini ben çekeceğim” diye ortaya çıktı, ama o film bir türlü çekilemedi.
“Mustafa” belgeselini çeken Can Dündar’a yapılanlardan sonra, büyük iddialarla yola çıkanların sonra neden bir Atatürk filmi çekemediklerini daha iyi anladım.
Yıllardır her Atatürk filmi çekmeye yeltenenlere her seferinde birileri, “Gel etme eyleme... Atatürk’ü bu millete anlatmak için tonla para harcayacaksın. Sonra da vatan haini ilan edilip, taşlanacaksın” diyerek kulağından çekti ki onlar da bundan vazgeçti.
Allah aşkına söyler misiniz Türkiye’de bu linç kültürü olduğu sürece bundan böyle hangi sinemacı, hangi yapımcı soyunur Atatürk filmi çekmeye?
Bundan böyle hangi firma sponsor olup, para yatırır Atatürk filmine?
Yeri gelmişken şunu da belirtmeliyim. Ne ben Can Dündar’ın avukatlığına soyundum, ne de “Romantik isyankar”ın avukatlığıma ihtiyacı var.
Can Dündar, “Mustafa” belgeselinde şayet Atatürk’le ilgili bazı gerçekleri değiştirmişse elbette ki eleştirilmeli.
Ama iş eleştiri noktasını çoktan aştı.

“Vatan haini” bile oldu
Kimileri Can Dündar’ı, “vatan haini” bile ilan etti... Sigara ile Savaşanlar Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. Orhan Kural ile Sigara ile Savaş Derneği Kurucu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan da, 10 Kasım’da Şişli Adliyesi’ne gidip ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Gerekçeleri de şu:
“Sigara üreticileri çok kurnazdır. Çok para kazanır. Sylvester Stallone’ye beş filmde sigara içmesi için 500.000 dolar ödediler. Humphrey Bogart, Frank Sinatra da dünya gençliğini özel sigaralı sahnelerle bu zehire alıştırdılar. Şimdi sıra Atatürk’ümüzde. Değerli Atamızın bu alışkanlığını ‘Mustafa’ adlı filmle öne çıkararak sponsoru olan Sabancı Holding’e bağlı Philip Morris’e müşteri kazandırdılar.”
Sabancı’nın belgesele çekildikten, daha doğrusu Turkcell vazgeçtikten sonra sponsor olduğunu bilmesek bu komplo teorisine bile inanacağız.
Bu bile işin hangi noktaya geldiğinin göstergesi...

O zaman iyisini siz çekin
Can Dündar, çektiği “Mustafa”yı takdim ederken ne dedi?
“Herkesin bir Atatürk’ü var. Bu da benim Atatürk’üm... Denizin altında Atatürk’e dair bir hazine var. Biz iki saatlik belgeselde o hazineden sadece iki avuç çıkarıp gösterebildik.”
Can Dündar’ın belgeselini beğenmediniz mi?
O zaman siz daha iyisini çekin, izleyenler de, “İşte bizim Atatürk’ümüz bu” desin...
“Mustafa”yı izledikten sonra Atatürk’e karşı olan sevgim, hayranlığım ve saygım daha da arttı.
“Mustafa” filmini izledikten sonra, “Mustafa’yı izledim Atatürk’e karşı duyduğum sevgi azaldı” diyenler varsa o başka... Onlar da kabahati Can Dündar’ın “Mustafa”sında aramasın. Onlar da gidip aynaya baksın...
“Mustafa” nedeniyle Can Dündar’ı dövenler, Atatürk filmi yapmayı düşünenleri ne denli ürküttüklerini de hesaba katmalı.

Seray Sever’den Mescid-i Aksa’da beş vakit namaz

Telefonum çaldı, baktım ekranda “Seray Sever” yazıyor.
“Seray Sever, Mustafa’yı mutlaka izlemeli” diye bir yazı yazmıştım, herhalde filmi izledi, onu söyleyecek diye düşündüm.
Ancak “yes” tuşuna basıp, konuşmaya başlayınca yanıldığımı anladım.
Doğrusunu söylemek gerekirse duyduklarım karşısında biraz da şaşırdım.
Çünkü Seray Sever, bir haftadır bir grup insanla birlikte İsrail’de kültür turunda olduğunu, yazımı Kudüs’te okuduğunu, Çarşamba günü de Arsenal-Fenerbahçe maçını izlemeye gideceğini, dönüşte de ilk işinin “Mustafa”yı izlemek olacağını söyledi.
Sever’e, neymiş o bir haftalık kültür turu diye sordum, anlatmaya başladı:
“Ender Saraç, ailesi, yakın dostları ve İtalyan Başkonsolosu’nun eşi Monica Hanım’ın da aralarında bulunduğu küçük bir grupla 30 Ekim 2 Kasım tarihlerini kapsayan Tel Aviv- Yafa-Kudüs turuna çıktık. Bölgedeki kültür miraslarını, dini mekanları ziyaret ettik. Müslümanların en kutsal mekanlarından biri olan Mescid-i Aksa’da beş vakit namaz kıldık. Dünyanın en çukur yeri olan Ölü Deniz’e gidip, şifalı sulardan içtik, çamur banyosu yaptık.”
Turizm şirketinin “Ender Saraç ve Dostları” için hazırladığı tur paketini inceledim. Normal hizmet isteyenlere 1.100, VIP’lere 1.500 euro karşılığında beş yıldızlı otellerde konaklama, bölgedeki tüm tarihi ve dini mekanları kapsayan geziler ve ibadetler... Parası olana göre süper...