Avrupa Yakası yeni sezona Tolga Çevik, Vural Çelik, Rutkay Aziz ve Hümeyra’sız başladı.
AGB’de kimse yok mu?
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, bu konuda söylenebilecek en ağır sözleri sarf etti, AGB’den bir Allah’ın kulu çıkıp da, “Hocam sen ne diyorsun?” demedi ya da diyemedi...
İbrahim Şahin’den sonra bu kez atv’de eğlence programı yapan adaşı İbrahim Tatlıses aldı eline kalemi... AGB’ye bir açık mektup yazdı ve demediğini bırakmadı. İşte Tatlıses’in kan damlayan satırları:
“Reytinglerle dama taşı gibi oynamaya başladılar. Bundan 10 gün önce TRT’nin başındaki en önemli kişi açıklama yaptı. Yani Genel Müdür İbrahim Şahin. Dedi ki reytinglerle oynanıyor. Bu ne demek? Sahtekarlık var demek.
İbo Show başladığından buyana 19. olmadı. Peki İbo Show ne oldu da birden bire böyle oldu! Çünkü reyting sahtecileri yine sahnedeydiler! İki sene önce hile var demiştim, kimse inanmamıştı. İşte yine söylüyorum. Uyanın AGB’ciler uyanın, yine hileler var. Ben bunu yemem! Kimse de yemeyecek. Bu şerefsizleri sahneden indirmek AGB’nin görevi!”
Bunca ağır ithamlara rağmen AGB yöneticileri üç maymunu oynamaya devam edemez.
Şayet AGB’de birileri varsa haklarındaki bu ağır ithamlara cevap vermeli.
Hem de biran önce...
Milliyet Televizyon 3 yaşında
Çoğu kez yaşarken anlayamıyor bunu insan... Yıllar sonra dönüp baktığında arkaya, “Nasıl da geçmiş zaman?” diyor insan... Elinizde tuttuğunuz Milliyet Televizyon’un 156. sayısı... Bu demektir ki Milliyet Televizyon çıktığından bu yana tam üç yıl geçti aradan. Geride bıraktığımız üç yılda olduğu gibi bundan böyle de siz değerli Milliyet Televizyon okurlarına daha iyiyi, daha güzeli vermek için uğraşacağız. Başta siz değerli okullarımız olmak üzere, bu yayının hazırlanmasında fikri ve emeği olan herkese gönül dolusu teşekkürler...
Onları hangi diziler insanlıktan çıkardı?
Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün üç ayda bir çıkan dergisinde Dr. Ünal Şentürk’ün “Aile Kurumuna Yönelik Güncel Riskler” başlıklı yazısında popüler dizilerin aileler ve insanlar üzerindeki etkileri konusunda kendince tespitlerde bulundu. Şentürk’e göre tablo şu:
“Dizilerdeki kahramanların, boşanmış, eşinden ayrı yaşayan, bekâr kalan, sadece çocuklarıyla yaşamını sürdüren, nikahsız yaşayan, sözüm ona kendi başına yeten veya ayakları üzerinde durabilen kişilerden oluşması, izleyici bağlamında arzu edilmeyen davranış modelleri yaratarak toplumsal yaşamı riske sokmaktadır.”
Dr. Şentürk’e göre, eşi hapishanede olan ve patronuyla ilişki yaşayan “Yaprak Dökümü”nün “Ferhunde”si, kardeşinin sevgilisinin babasından hamile kalan “Kavak Yelleri”nin “Canan”ı, eşi “İzzet”ten boşanıp, dayısının evini eski flörtü “Burhan”la paylaşan Avrupa Yakası’nın “Makbule”si ‘toplumsal yaşamı riske sokan karakterler’den sadece birkaçı.
Dün, RTÜK Başkanı Zahid Akman, “Ekranda kadın kılığına girmiş erkek istemiyorum” diyordu... Bugün bakanlık adına bir bilim adamı dizi karakterlerini “Topluma kötü örnek oluyorlar” diyerek yeni bir tartışma başlattı. Şentürk, sözünü ettiği dizilerdeki “kötü rol modelleri” izleyerek kaç kişinin yoldan çıktığını tespit etti bilemiyorum.
Ama Türkiye’de çekilen bütün dizilerden bir şekilde haberdar olmuş bir Türk vatandaşı olarak şunu merak ediyorum. Trafik kazasından sonra yaralı kadını alıp, defalarca tecavüz eden sapıklar acaba hangi dizi karakterlerinden etkilendi?
İtalya’dan Türkiye’ye kadar sağ salim gelen ama Gebze’den öteye geçemeyen “Barış Gelini”ne önce tecavüz edip, sonra öldüren adam, hangi dizi karakterini kendine rol model olarak seçti?
Yaşlı annesini doğrayıp, her parçasını bir yana atan, yakalandıktan sonra da “Annem eceliyle öldü” diyen o cani evladı hangi dizi yoldan çıkardı?
Daha onlarca örnek sıralayabilirim, şimdiye kadar hiçbir dizi ya da film senaristinin yazmaya cesaret edemediği, ama canavarların hunharca cinayet yöntemlerini...
TV dizilerinden “Doğru rol modeller” yaratarak insanları eğitmesini beklemek kadar tehlikeli bir şey olabilir mi? Ailenin, ülkenin eğitim bakanlığının görevi ne peki? İnsan gibi insan yetiştirmek değil mi?