“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” derler... Başka sektörleri bilemem, çünkü benim hayatım medyada geçti... O yüzden onca yıllık tecrübeme dayanarak şunu iddia edebilirim, medya bu sözün en geçerli olduğu yerdir...
Medyada yaşanacak bir gelişmenin önce söylentisi çıkar...
Taraflar önce kulislerde kulaktan kulağa, dilden dile dolaşan bu söylentileri “Yok öyle bir şey” diye yalanlar...
Ancak çok geçmeden o “dedikodular” ufak tefek sapmalarla gerçeğe dönüşür...
Son günlerde televizyon dünyasının en popüler dedikodusu şu:
“Çok yakında atv’de yönetim değişikliği yaşanacak. Fatih Ediboğlu ile ekibi gidecek.”
Kimi diyor ki, “Fatih Ediboğlu gidecek, yerine Saner Ayar gelecek”, kimi de, atv’nin yeni Genel Müdürü’nün Adem Gürses olacağını iddia ediyor.
Çalık Grubu’nun, Fatih Ediboğlu’nun yerine STV’den birini getireceğini söyleyenler bile var.
Görünen o ki, atv’nin binasının bulunduğu Balmumcu’nun her yanını “duman” sardı, sıra “ateş”in görünmesinde...
‘Halepçe Katliamı’ sinema filmi olacak
Yıl 1988... İran’la Irak arasındaki savaş, Mart ayında İran ordusunun “Zafer 7 Harekatı” adıyla başlattığı taarruzla daha da şiddetlenir... Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne bağlı Peşmergeler de İran Ordusu ile işbirliği yaparak Halepçe kasabasına girer ve isyan başlatır.
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, İran ordusunun ilerleyişini durdurmak için Irak Ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral Ali Hasan al Majid al Tikritı’ye yani nam-ı diğer “Kimyasal Ali”ye zehirli gaz bombaları kullanmalarını emreder.
16 Mart 1988’de zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MİG-23 MİG uçağı tarafından Halepçe kasabasına bombardıman düzenlerler.
Halepçe sakinleri , İran askerleri ve Peşmergelerle birlikte 5 binden fazla insan ölür, 7 binden fazla insan da yaralanır.
Tarihe “Halepçe Katliamı” olarak geçen bu olayın en çarpıcı ve en dramatik fotoğrafını da bir Türk gazeteci çeker...
İşte o gazeteci Ramazan Öztürk, 21 yıl önce Halepçe’de bizzat tanığı olduğu insanlık dramının filmini yapmak için kollarını sıvadı.
“Halepçe Katliamı” denince akıllara gelen o fotoğrafları çeken gazeteci ve televizyoncu Ramazan Öztürk, şimdi de o dönem yaşadıklarından yola çıkarak orada yaşanan dramları beyazperdeye aktaracak.
Kanaltürk bu kez doğrusunu yaptı
‘Adını Sen Koy’ ‘Love, etc.’ gibi
Ayşe Akalın, yakında sinemalarda vizyona girecek yazar Tuna Kiremitçi’nin filmi “Adını Sen Koy”la ilgili bir e-posta yolladı ve şunları yazdı:
“Tuna Kiremitçi’nin yeni filmi ‘Adını Sen Koy’ yıllar önce İstanbul Film Festivali’nde oynamış Marion Vernoux’un yönettiği “Love, etc.” adlı filme çok benziyor gibi görünüyor.”
‘Geniş Aile’den ilginç replikler!
Milliyet Televizyon’un sadık okurlarından Ankaralı Bora Durmuş, üşenmemiş Kanal D’nin sevilen dizisi “Geniş Aile”nin repliklerini derlemiş.
İşte o ilginç replikler:
- Kurban eti yer misin, Cevahir? At etidir o.
- Delikanlılığın kitabında, rakibinin gözüne biber gazı sıkıp görüş alanını daraltmak var mı?
Tövbe, ben değil, Mürsel sıktı. Ben yine de sportmence bulmuyorum tabii...
- Seninle şimdi kavga etmicem Cevahir, dışardan benim dayak yediğimi sanırlar!
- Sana derinlemesine nüfuz ederim bak.
- Korsan emlakçılığa başlıyoruz Ulvi.
Korsan emlak mı? Sahte ev mi alıp satıcaz abi?
Sahte ev diye bir şey mi var lan? Bir betonarme gördün mü ya mülktür ya duvar!
- Sana bir ton daha koyu atarım insan içine çıkamazsın mat Bilal.
- Keşke anam beni doğuracağına ben anamı doğursaymışım.
- Pırıl’la seni kim tanıştırdı lan ?
Annemler.
Oha!
Niye?
Kardeşiz çünkü.
- Kızla aynı sınıftayız ama aramızda sınıf farkı var.
- Baba neden kovuyorsun beni şimdi, iş yapıyoruz şurada? İşte ben de iş yapıyorum, seni gönderip yerine bir çuval leblebi getirecem.
- Bilal’den Cevahir’e: Çok kalacaksan söyle de yuvanı yapayım.
- Oha müneccim mi öptü lan seni? Nerden bildin evini isteyeceğimi?
- Zekai, hoca kurtarma yazılısı yapıyormuş.
Ben seksen beşten beraatim.
- Nalan bulmaca çözerken, “Akraba dio annee 5 harfli”...
Evin büyükananesi:Hayriye hanım teyze, Hacı Hüseyin amca yaz..
- Hamileydiniz siz n’oldu o iş ?
Doğum yaptım.
Yapsanıza bir tane daha siz.
- Anneciğim size müteşekkirim, bana annelik yaptınız.
Ya ne yapacaktım oğlum?
- Cevahir’den dedesine:
Dedecim, Bağ-Kur seninle gurur duyuyor.
- Ulvi ampul takarken...
Cevahir: Hadi lan takamadın bi ampulü.
Ulvi: Abi olmuyo ekonomik ampul ya ondan galiba.
Cevahir: Kenarına para sıkıştır o zaman.
İçbükeysinden hallice yamuk...
- Bugün para üstü verenler, yarın yüzüstü kalır.