Avrupa’da Beyaz Show

Almanya’daki organizatörler ‘Beyaz Show’u Avrupa’da yaşayan Türklerin ayağına getirdi. Avrupa’da yapılacak ‘Beyaz Show’ hem Beyazıt?Öztürk’e hem de konuklarına para kazandıracak...

Türkiye’deki şarkıcıların çoğu için Avrupa, her zaman ikinci bir kazanç kapısı olmuştur. Gurbetteki Türklerin, vatanlarına ve Türk şarkıcılara hasreti, yıllarca nice ‘Ünlüler Kervanı’nı taşıdı Avrupa’ya.
Şarkıcısından sunucusuna, şiir okuyanından şovmenine, o günlerde kim gözdeyse bir araya getirilip ‘dev kadro’lar oluşturulur ve günlerce süren Avrupa turnelerine çıkarılırdı. Son yıllarda bu ‘kervan’ların yerini ‘tamamen duygusal’ sebepler yüzünden, barlarda, diskoteklerde playback konser veren şarkıcılar aldı.
Başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki Türklerin, Türkiye’nin popüler kültür yıldızlarına olan ilgisi bir pazar yarattı. Mesela ‘Beyaz Show’un Avrupa’ya açılması...
Beyazıt Öztürk, yıllardır Kanal D ekranında yaptığı ‘Beyaz Show’u gelen yoğun talep üzerine Avrupa’ya taşıdı. Almanya’daki organizatörler Beyazıt Öztürk’le anlaşıp, Avrupa’da yaşayan Türklerin yıllarca Kanal D ekranından seyrettiği ‘Beyaz Show’u ayağına getirdi.
‘Beyaz Show’un mayıs ayı Avrupa programı şöyle: 9 Mayıs Almanya - Stuttgard, 23 Mayıs Belçika - Heisel, 30 Mayıs Almanya - Berlin.
Avrupa’da üç ilde yapılacak ‘Beyaz Show’un konuk yıldızları da Şebnem Schaefer, Ziynet Sali, Rafet El Roman ve Yusuf Güney.
Avrupa’da yapılacak ‘Beyaz Show’lar sadece Beyazıt Öztürk’e para kazandırmayacak.
Organizatörler, ‘Beyaz Show’un ünlü konuklarına da para verecek.

‘Deniz’den Beyaz’a 3 milyon dolar çıktı

Hazır konu Beyaz’dan açılmışken ünlü şovmenin son günlerde sıkça ekranda yayınlanan Denizbank reklamıyla ilgili ‘sağlam bir kaynak’tan aldığım bilgileri sizlere de aktarmak istedim.
Denizbank, önceki yıl Beyazıt Öztürk’le birlikte Erdal Özyağcılar’ı yeni reklam kampanyasının yıldızı yapmıştı. Bankanın o dönemde Özyağcılar ve Öztürk’e 750’şer bin dolar verip, anlaşma yaptıkları yazılmıştı. Erdal Özyağcılar’ın bu kez ne kadar para aldığını öğrenemedim, ama aldığım istihbarata göre Beyazıt Öztürk bu defa 3 milyon dolara imza attı. Ancak Denizbank bu parayı Beyaz’a, sadece Maldiv Adaları’nda 15 günde çekilen 42 farklı reklam filmi için ödemedi.
Beyaz’la Türkiye turnesi için de anlaşma yaptı.
Aslında Beyaz’ın bu yaz üniversiteleri kapsayacak turnesinin sponsoru, ‘Beyaz Show’un da sponsoru olan Vodafone olacaktı.
Ancak Denizbank yöneticileri, kampanya yıldızlarını Vodafone’a kaptırmak istemedi. Denizbank, reklam anlaşmasının içine Beyaz’ın Türkiye turnesini de dahil etti.

İşte Amerika’yla aramızdaki fark!

Erdoğan’ın önünde imza bekleyen 13 klasör, Obama’nın masasında ise cılız iki dosya. Erdoğan’ın iş yoğunluğu Obama’dan daha fazla

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “ABD’deki gibi başkanlık sistemi olabilir” dedi, Türkiye yeniden konuyu tartışmaya başladı.
Bu mümkün olabilir mi?
Milliyet’in dünkü sürmanşetinde yer alan iki fotoğraf, bunun en azından yakın bir gelecekte olamayacağını, merhum Turgut Özal’ın söylemiyle “açık ve seçik” ortaya koydu.
Bir tarafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık Konutu’nda gece mesaisinde çekilmiş fotoğrafı, diğer yanda Obama’nın Oval Ofis pozu. Şayet fotoğrafları çekenler mizansen yapıp, masaların üstlerini kendilerine göre tanzim etmemişlerse, aradaki fark Türkiye adına bir facia.
Obama, Amerika gibi dünyayı yöneten bir ülkenin bir numaralı yöneticisi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oturduğu koltuk ise Cumhurbaşkanlığı’ndan sonra ülkenin iki numarası.
Şimdi bir ABD Başkanı’nın önündeki dosyalara bakın, bir de Türkiye Başbakanı’nın masasındakilere. Normalde Türkiye Başbakanı’nın önündeki dosyaların ve iş yoğunluğunun hafif, ABD Başkanı’nın masasındaki dosyaların kabarık olması gerekmez mi? Ancak durum tam tersi.
Erdoğan’ın önünde imza bekleyen 13 klasör dolu evrak var, Obama’nın masasında ise cılız iki dosya. Erdoğan’ın iş yoğunluğu Obama’dan daha fazla yani.
Allah bilir Erdoğan’ın önündeki dosyalar kadar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de önünde vardır.
Mahkemelerde, devlet dairelerinde durum farklı mı?
Oralarda durum Erdoğan’ınkinden daha da vahim. Türkiye’nin bu haliyle ‘Başkanlık sistemine’ geçmesi mümkün mü? Geçiniz.