Şov dünyasındaki insanların çoğunda şöyle bir önyargı söz konusu.
Başkanı’ndan RTÜK dersi!
1994 yılında kurulan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanlarından hiçbirinin böyle bir şey yaptığını hatırlamıyorum.
O yüzden RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun’un bu hamlesine şaşırdım.
Malum Türkiye’de aylardır tartıştığı bir konu var; o da Anayasa değişikliği.
AK Parti’nin hazırlayıp TBMM Genel Kurulu’na sunduğu yeni Anayasa tasarısını beğenenler de var, eleştirenler de...
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ile Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’ın yeni Anayasa paketindeki yargıda yapılacak değişikliklere karşı çıkarken yaptıkları RTÜK benzetmesi anlaşılan RTÜK Başkanı Davut Dursun’u acayip kızdırdı.
RTÜK Başkanı Dursun, Zaman gazetesinde “RTÜK gibi olmak, RTÜK’e benzemek” başlığıyla tam sayfa yayınlanan makalesinde Yargıtay Başkanı Gerçeker ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı, yaptıkları bu benzetme nedeniyle eleştirdi.
Gerçeker ile Baykal’ın, hükümetin yeni Anayasa ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Anayasa Mahkemesi’nin mevcut yapısını değiştirip bu kurumları RTÜK gibi yapacağı iddiasına şiddetle tepki gösteren Dursun’un özetle vurguladığı şu:
“RTÜK’ün üye yapısında iktidar partisince önerilen listeden seçilenlerin çoğunlukta olması ve buna karşılık sadece RTÜK’te muhalefet parti gruplarının önerdikleri listeden de seçilmiş olması niçin eleştiri konusu yapılmaktadır, anlamak mümkün değil. Üyelerin tümü diğer kurullarda olduğu gibi iktidar tarafından atanmış olsalar daha mı iyi olurdu? Bu çelişki değil mi?” Davut Dursun’un, adeta bir siyasi parti lideri gibi yazdığı bir makaleyle CHP Genel Başkanı ve Yargıtay Başkanı’na “RTÜK dersi” vermesi bana ilginç geldi.
Baykal ve Gerçeker, Dursun’un uzun uzun anlattığı RTÜK’ün ne olduğunu, nasıl kurulduğunu ve ne tür icraatlara imza attığını bilmiyorlar sanki...
Kanal D’de başlayan dizi bitmez
Nasıl ki, çoğu kez “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur”, bahar aylarında da yaz başında “tatile” çıkacak ya da ekrana “veda” edecek dizilerin hangileri olduğu anlaşılır.
Diğer kanallarla ilgili henüz net bir bilgi yok elimde, ama Kanal D’ye dair bildiklerim var.
Kanal D, mevcut dizilerinden hiçbirini bitirmeyecek...
Haziran’da “yaz tatili”ne çıkacak dizilerin tümü, sonbaharda başlayacak “yeni yayın dönemi”nde de Kanal D ekranında olacak...
O nedenle dizi yapımcılarının çoğu dertli.
Türkiye’nin en yüksek reytingli kanalına yeni iş satamıyorlar çünkü...
Kanal D’nin reyting rekortmeni dizilerinden “Yaprak Dökümü”nün bu sezon bitip – bitmeyeceği merak konusu...
“Bu sezon sonunda dizi biter mi, bitmez mi bilemem, ama ben ayrılacağım, çünkü çok yoruldum” diyen Halil Ergün, dediği gibi yapar mı, yoksa paranın sıcak yüzü usta oyuncunun kararını değiştirir mi şimdiden kestirmek zor...
Ama şurası kesin; Kanal D ve Ay Yapım, sonbahar için 13 bölüm daha anlaşma yaptı...
Kanal D’nin diğer dizileri “Hanımın Çiftliği”, “Arka Sokaklar”, “Aşk-ı Memnu” “Geniş Aile” ve “Kavak Yelleri” gibi “Yaprak Dökümü”nün parolası aynı:
“Durmak yok, yola devam.”
Amerika’da telif ihmale gelmez
Amerika seyahatimizde merkezini gezme olanağı bulduğumuz Ebru TV’nin Genel Müdürü Adem Kalaç’ın anlattıkları, bu ülkede “Telif Hakları”nın insanlara ne gibi tedbirler aldırdığının en güzel örneğiydi.
24 saat İngilizce yayın yapan Ebru TV’nin büyük ortağı Samanyolu... Televizyonun diğer ortakları da yine aynı cemaatten...
New Jersey’in 30 kilometre uzağında, ama otobanın hemen yanındaki Ebru TV’nin kapalı alanı 7 bin metre kare... Genel Müdür, “Krizden önce bina ve arsanın değeri 9 milyon dolardı, ama kriz işimize yaradı ve burayı 5 milyon dolara aldık” dedi.
Avrupa’da da yayına başlayan Ebru TV’nin yeni hedefi ise Afrika kıtası...
Yayınlarının yüzde 60’ını STV’den aldıklarını, yüzde 40’ını ise kendilerinin ürettiğini belirten en büyük sıkıntıyı, müzik eserlerinin telifi konusunda yaşadıklarını açıkladı. Genel Müdür, bunun nedenini de şöyle açıkladı:
“Amerika’da telif konusu çok önemli. En küçük bir ihlal söz konusu olduğunda bile acayip cezası var. Sahibinden izin almadan televizyonda hiçbir müzik eserini yayınlamak mümkün değil. O yüzden Samanyolu TV’den alıp yayınladığımız dizilere sadece İngilizce dublaj yapmıyoruz. Dizinin içinde kullanılan müzikleri burada anlaştığımız müzisyenlere yeniden yaptırıyoruz. Dizi için yapılmış özel müziklerden bahsetmiyorum. Varsayalım dizinin içinde konu gereği bir diskoya gidilmiş, orada da ortama uygun bir müzik çalıyor. Dizinin orijinalinde böyle bir sahne var. Biz bunu aynen yayınlayamıyoruz. O müziği yeniden yaptırıyoruz.”