Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu hafta okuduğum bir kitap, bir söyleşi ve izlediğim bir TV programı, dünyanın neresinde olursa olsun şöhrete giden çoğu yolun tesadüflerle dolu olduğuna beni bir kez daha inandırdı.
İşte bizden bir örnek.
Ünlü radyocu “Gezegen Mehmet”, marangozluktan yerel bir radyoda boğaz tokluğuna başlayan ve kısa sürede Türkiye’nin en sevilen radyocusu oluşunun öyküsünü “Mehmet’in Gezegeni  Gemileri Yaktım” adlı kitapta topladı.
Mehmet Akbay’ın sadece radyoculuk macerası değil, çocukluk  gençlik dönemi ve ailesiyle ilişkisi de arabesk filmlere taş çıkartacak türden dramlarla dolu.
Gaziantepli marangoz ustası Mehmet’in Muğla’nın ilçesindeki Ortaca FM’den Marmaris’teki bir başka yerel radyoya geçişi, oradan Kral FM’e uzanan serüveni, bir insanın istedikten sonra neleri başarabileceğinin de göstergesi...
Selis Kitaplar’dan çıkan “Gemileri Yaktım” sıfırdan zirveye çıkan bir radyocunun serüveni olduğu kadar aynı zamanda bu işe sevdalıların da yararlanabileceği bir yol haritası gibi...
Almanya’nın popstar yarışmasından sonra yıldızı parlayan ve üç genç kızdan oluşan “Monrose” adlı grubun bu ayki Türkiye Bilboard’da bir söyleşisini okudum.
18 yaşındaki yarı İtalyan yarı Alman Mandy Capristo, yarı Faslı yarı Cezayirli 28 yaşındaki Sena Guemmour ve babası Bayburtlu, annesi İstanbullu Bahar Kızıl’ın şöhret yolculukları dikkatimi çekti.
İçlerinde en ilginci de Senna Guemmour’unki...

Haberin Devamı
Başarmak  için inanmak şart

Söyleşiyi yapan muhabir, “Senna 28 yaşındasın. Popstar’a katılmadan önce ne gibi işler yaptın?” sorusuna verdiği yanıt şu:
“Asıl sorman gereken, ‘Senna, sen hangi işi yapmadın?’ olmalı. Temizlikçilik yaptım, bir anaokulunda çalıştım. Pizza Hut’ta, McDonalds’ta ve bir kulüpte güvenlik görevlisi olarak çalıştım. Her cumartesi sarhoşları dışarı atardım. Yani fahişelik ve uyuşturucu satmaktan başka her işi yaptım diyebilirim.”
Digitürk’te yayın yapan ve Hollywood starlarını ekrana taşıyan Entertianment yani “E!” kanalında Sandra Bullock’un hayatını anlattığı bir program izledim.
Üniversitede drama eğitimi almasına karşın başarısız yapımlarda rol alan ve yıllarca şansı yaver gitmeyen Sandra Bullock, lise yıllarında ponpon kızlık, palyaçoluk, gençliğinde garsonluktan barmeidliğe bir sürü işte çalıştığını anlattı.
Anlattığına göre Hollywood’da yıllarca sürünen yarı Alman, yarı Alabamalı Sandra Bullock’un şansını döndürense, bir yapımın başrol oyuncusunun sete gelmemesine kızan yapımcının ona fırsat tanıması oldu.
Dünyanın üç ayrı ülkesinden üç farklı şöhret.
Biri radyocu, biri şarkıcı, biri oyuncu...
Ama çıktıkları çileli şöhret yolculukları aynı...
Yaşadıkları hayal kırıklıkları onları yollarından alı koymadı, aksine daha da hırslandırdı ve sonunda istediklerine ulaştılar.

O yapımcı Ali Gündoğdu değil!
Cep telefonum çaldı, baktım ekranda Ali Gündoğdu yazıyor.
Açtım, ünlü dizi yapımcısı panik bir halde konuşmaya başladı:
“Ne olur, şu Oktay Kaynarca’yı ara da, Altınoluk Elbis Otel’de karşılaştığın yapımcının ben olmadığımı söyle. Yoksa gireceğiz birbirimize...”
Konunun, Oktay Kaynarca ve Çağla Kubat hakkında yazdığım “Evlenirlerse şaşırmayın” başlıklı yazımla ilgili olduğunu anladım ama Ali Gündoğdu ile bağlantısını kuramadım.
Gündoğdu anlatınca anladım ki, meğerse onun da Altınoluk’a bir saatlik bir mesafedeki Ayvalık’ta bir yazlığı varmış. O yüzden de Kaynarca, “O bilgileri veren TV yapımcısı arkadaşım sensin” diye Gündoğdu’nun yakasına yapışmış.
Kaynarca, Gündoğdu’nun yok yere günahını almış.
Çünkü Ali Gündoğdu yanlış adres.
Ayrıca Ali Gündoğdu, “Selena”, “Hepsi 1” gibi başarılı dizilerin yapımcısı ama bir magazinci için asla haber kaynağı olamayacak biri.
Kendi dizileri hakkında bir şey sorduğumda bile, “Sonra söylerim” deyip,geçiştiren ketum bir yapımcı Ali Gündoğdu.
Ayrıca aylar oldu onu görmeyeli.
En son aylar önce Beyoğlu’nda karşılaşmıştık.

Haberin Devamı


Tek meslek birliğine doğru

Müzik Yorumcuları Meslek Birliği Yönetim Kurulu (MÜYORBİR), yayın organı Akkort’ta müzik kamuoyunun ve Kültür Bakanlığı’nın dikkatine ilginç bir duyuru yaptı. Duyurunun başlığı şöyle:
“Yasa değişikliği yapılmalı ve aynı alanda tek bir meslek birliği olmalıdır.”
Dergi, kapak yaptığı konu hakkında birçok sanatçı ve meslek birliği yöneticilerinden de görüş alıp,  yayınladı. Akort, görüşleri şu başlıklarla verdi:
Sezen Aksu: Eser üreticisinin birleşmesi, sektöre güç verir.
Kayahan: Eser sahipleri birleşin, kavga bitsin.
Fuat Güner: Gerilim sektöre zarar veriyor.
Atilla Özdemiroğlu: Provakotörlere dikkat.
MÜYAP Başkanı Bülent Forta: Yeni düzenlemeyi destekliyoruz.
Selçuk Alagöz: Sektörün yararına olacak.
Tek karşı fikir MESAM Başkanı Ali Rıza Binboğa’dan geldi. Binboğa, “Tek koruyan caydırıcıdır” dedi.
23 Mayıs 2008 tarihinde “MESAM ve MSG kapatılmalı, tek meslek birliği kurulmalı” diye yazdığımda bana tepki gösterenlerin bile birkaç ay sonra da olsa doğru yolu bulmaları sevindirici.

Haberin Devamı

‘Çarkıfelek’ tatile, Erbil Amerika’ya

Başarmak  için inanmak şart

Yazla birlikte “Çarkıfelek”in dışındaki tüm yapımlar “yaz tatili”ne çıktı. Ancak Kanal 1 yönetimi, kanala iyi reyting getirdiği için Mehmet Ali Erbil’in sunduğu “Çarkıfelek”e tatil vermedi. 9 Ağustos’a kadar ekranda olacak “Çarkıfelek”, sonrasında 20 günlük bir mola alacak. Aslında yapımcı firma Medyapım’ın ve Kanal 1 yönetiminin niyeti, yarışma iyi bir ivme kazanmışken hiç ara vermeden devam ettirmekti.
Ama Mehmet Ali Erbil, “Artık tatile çıkmam lazım. Yoksa sürmenaj olacağım” deyince zorunlu mola geldi.
“Çarkıfelek” tatile girer girmez Mehmet Ali Erbil, eşi ve oğlu ile birlikte Amerika’ya uçacak.
20 günlük tatilin tümünü Amerika’da geçirecek olan Erbil ve ailesi, Los Angeles’tan gemiyle Amerika turuna çıkacak. Tur gemisi Meksika’ya kadar körfezi boydan boya turlayacak.
Her türlü konforun ve casinonun da olduğu bir gemiyle 10 günlük bir tur, tatile ve oyuna hasret Mehmet Ali Erbil’e, “kaçış sendromu” nedeniyle birkaç ayda bir hastaneye yatıp, serumlar aracılığıyla aldığı ilaçlar gibi gelecek!
Erbil, 1 Eylül’de tekrar “Çarkıfelek”in çarkının başına geçecek.