BAŞKANLIK İCİN BAKANLIĞI BIRAKTIM

Afyon Emirdağlı gurbetçi bir ailenin Belçika doğumlu oğlu Emir Kır, 2000’de başkan yardımcısı seçildiği Saint Josse’nin iki yıldır belediye başkanı. Kır, koltuğa Belçika’da ilk Türk olarak geldiği bakanlığı bırakarak oturdu

Emir Kır, Brüksel’in 19 belediyesinden biri olan Saint Josse’nin Belediye Başkanı. Saint Josse, çoğunluğu Faslı, Afyon Emirdağlı ve Türkler’in yaşadığı 29 bin nüfuslu bir bölge. Kır, Sosyalist Parti’den belediye başkanı seçildi. 29 belediye meclis üyesinden 15’i Kır’ın partisinden. Kır’ın 7 kişiden oluşan yardımcıları arasında iki de Türk var; Nezahat Namlı ve Kadir Özkonakçı…

Emir Kır, belediye başkanı seçildiğinde aynı zamanda bakandı. Belediye başkanlığını bakanlığa tercih etmesinin sebebini öğrenerek başladık sohbete…

- Bakanlığı bırakıp, niye belediye başkanlığını tercih ettiniz?

Seçim öncesi partimizin belediye başkan adayı Jean Demannez’le bir anlaşmamız vardı. Şayet tercihli oylarla ben birinci olursam, vekaletimi ona verecektim ve bakanlığa devam edecektim. İlk iki yıl Demannez belediyeyi vekaleten yönetecekti, diğer dört yıl ben görev yapacaktım. Ama kendisi ‘Mazbatayı ben alayım, iki yıl sonra istifa ederim’ diye ısrar etti. Ancak ona güvenmediğim için mazbatayı alıp, ona vermek istemedim. Parti de arada kaldı. Herkes biliyor ki, o görevi bana iade etmeyecekti. O yüzden bakanlıktan istifa etme kararı aldım. 7 Aralık 2012’de belediye başkanı oldum ve bundan hiç pişmanlık duymuyorum. Vatandaşa verdiğim sözü yerine getirmenin gururunu yaşıyorum.

- Özgeçmişinize baktım, siyasetten başka bir şey yok. Nereden geliyor Emir Kır’ın bu siyaset sevdası?

Türk demek, siyasete yakın insan demek. Belçika’dakiler genelde siyasi tercihini duyurmayı çok sevmez. Ama bir Türk sabah, öğle, akşam siyaset konuşmaktan haz alır. Siyasetle tanışmam evde başladı.

Rahmetli babama çok şey borçluyum. Babam bizi şöyle bir öğütle eğitti: ‘Bir insanın sadece ailesine karşı sorumluluğu yoktur. Topluma karşı da bir mesuliyeti vardır.’

Sürekli siyasi meselelerle eğitildik. Her gün haberleri izlerdik ve babam bu haberleri hep yorumlar, bizi bir çizgide tutmaya çalışırdı. Kendisi maden ocaklarında çalışmış bir işçi. Göçmen çocuğu olunca dışlanıyorsunuz. Bütün bunlar beni inisiyatiflerin ortasına itti. Dernekler, spor kulüpleri kurdum. Sürekli toplum için bir şeyler yaptım. 1995’te zamanın belediye başkanının daveti üzerine Sosyalist Parti’ye üye oldum. 2000’de belediye seçimlerinde aday oldum.

Göçmen asıllı hiç kimse belediye meclislerinde yoktu. İkinci en yüksek oyu alınca belediye başkan yardımcısı oldum. Meclis üyeliğini hedeflerken, o destek beni zirveye taşıdı. Vatandaşın bana güveninin olduğunu görüp, mücadeleye girdim. Yılda en fazla 10 - 15 gün izin yapıyorum. Sloganım, bize her gün pazartesi!

‘Türk okuluna gitmedim’

“Hayatımda hiç Türk okuluna gitmedim. Fransızca eğitim aldım, ama ana dilim Türkçe. Ailemden öğrendim Türkçe’yi… Fransızca’yı da öyle. Konuştuğum diller çok, ama hepsini Türkçe ve Fransızca gibi bildiğimi söyleyemem. İngilizce, Flamenkçe, biraz da İtalyanca biliyorum.”

Emir Kır’ın anne, baba ve iki kardeşiyle çekilmiş bu fotoğraf 1972 yılından… Kır, babası Hüseyin Kır, annesi Elif Kabak, kardeşleri Ramazan, Kadir ve Gülbeyaz’la... Siyasetçinin fotoğrafta olmayan Zübeyir ve Zahir adlı iki kardeşi daha var. Hepsi de Belçika’da yaşıyor.

‘Burada birçok devrim yaptım’

-Şimdiye kadar siyasette toplum ve Türkler adına neyi başardınız?

Tek başıma hiçbir şey başarmadım. Ama toplumun, Sosyalist Parti’nin ve etrafımdakilerle toplumsal birçok meselede yer aldım. Burada Sosyalist Parti’nin göçmenlere ve Türkler’e verdiği hakları kimse inkar edemez. Meslek eğitiminden spora, sosyal işlerden tarihi eserlere birçok alanda yetki aldığım için küçümsenmeyecek eserlerimiz var.

Spordan bir örnek... 2004’te başlattığım çim saha projesine çoğunluk güldü. Bugün 35’in üzerinde suni çim sahamız var. Orada bir devrim yaptık. Hiçbir maç, antrenman ertelenmiyor, çamurla eve dönmüyorsun. Temizlik konusunda çöplerin ayrıştırılmasının önünü açan benim. Mesleki eğitim konusunda Brüksel’de ciddi yatırımlar yaptık. Meslek sayısını çoğalttık. Daha çok insan eğittik. 2.5 yıldır belediye başkanıyım. Burada daha yaşanabilir bir kent sunmak için bugüne kadar yapılmayan çalışmalara imza attık ve atmaya devam edeceğiz. Yeni meydanlar yapıyoruz.

‘Emirdağ bizim için kutsal toprak’

-Tatil için nereye gidiyorsunuz?

Türkiye ve eşim İtalyan olduğu için İtalya’ya gidiyoruz. Türkiye’nin bize sunduğu imkanlar daha fazla. Hanım Akdeniz, ben Ege’yi tercih ediyorum. Birkaç yıldır Side’ye gidiyoruz. Bir de misyonumuz var. Mutlaka ata topraklarına gitmemiz gerekiyor. Bizim için Emirdağ kutsal toprak. Babam ve annem orada defnedildi. Hem mezar ziyareti hem de dostları ve akrabaları ziyaret ediyoruz.

- Şehri dolaştım ve gördüğüm manzara karşısında Berlin’in eski belediye başkanının şu sözü aklıma geldi: “Berlin eski, ama seksi.” Siz ne dersiniz yönettiğiniz şehir için?

Burası Brüksel’e gelenlerin mutlaka uğraması gereken bir yer. Merkezi bir konumda. Türkler için burası Beyoğlu gibi… Gerek Belçika’da gerekse Avrupa’nın birçok yerinde ‘Mini İtalya’, ‘Mini Fas’ gibi yerler var. Benim hedefim de Saint Josse’yi ‘Mini Türkiye’ yapmak.