Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her Ramazan ve Kurban Bayramı öncesi, “Acaba birkaç günlüğüne bir yere tatile mi gitsek? Antalya yerine aynı paraya Mısır’a veya Tunus’a mı gitsek?” ikileminde yaşayanlardansanız bu yazı sizin için...
Üç seçeneği de tecrübe etmiş biri olarak rehberlik hizmetimden bedava yararlanabilirsiniz.
Ramazan Bayramı’nı “kum, deniz, güneş turizmi”nden yararlanarak geçirmek istiyorsanız Antalya’yı ve Sharm El Sheikh’i tavsiye ederim, ama Tunus için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
“Tatilde değişik ülkelere gitmek, farklı kültürler tanımak istiyorum” diyorsanız, o zaman Tunus’u tavsiye ederim ve onun da nedenini izah ederim, ama “az sonra”...
Sharm El Sheikh veya Antalya’da otelin kapısında kaç yıldız varsa içeride o hizmeti alırsınız. Antalya’nın havası ve denizi eylül sonuna doğru bir başka güzeldir. Sharm El Sheikh de öyle... Rengarenk balıklar arasında yüzersiniz.
Antalya’da havanın yağmurlu ve bozuk olma gibi bir riski var, ama Sharm El Sheikh’te yok...
“Şeyhin Sakalı” kışın bile size deniz, kum ve güneşin tadını çıkarma imkânı sağlar.
Geriye kalıyor işin bütçesi...
“Hangisi daha ucuzsa orayı tercih edin” derim...
Deniz, kum, güneş turizmi için Tunus’u niye mi önermedim?
Şunun için...
Tunus’un en meşhur turizm bölgesi Hammamet...
Bir dizi beş yıldızlı otel var, ama hiçbirinde beş yıldızı hak edecek hizmet ve konfor yok.
Otellerde yemekler açık büfe, ama aç oturup, aç kalkabilirsiniz ona göre...
Bizdeki üç yıldızlı otellerin açık büfeleri bile Tunus’un beş yıldızlı otellerinkinden zengin...
“Yemeğin benim için hiç önemi yok, bronzlaşayım yeter” diyorsanız o başka!

Haberin Devamı

Tunus’un keyfi ancak böyle çıkar
Tunus, Türklere vize uygulamayan ender ülkelerden... Hiç şüphesiz ki bu önemli bir avantaj... Şayet Tunus seyahatini sadece deniz, kum, güneş üçgeni üzerine kurmaz da, iki gününüzü Akdeniz kıyısında, iki günü tarih ve doğayı keşfe çıkarak planlarsanız Türkiye’ye ayrıldığınızdan daha mutlu dönme şansınız var.
Akdeniz’in kıyısından Afrika’nın içine doğru, yani sahraya yapacağınız bir gece ve iki günlük turların bedeli de 120 euro...
Ödeyeceğiniz bu para karşılığında neler alacağınıza gelince: El Djem’de, dünyanın en büyük üçüncü amfi tiyatrosunu ziyaret...
“Starwars” filminin çekildiği eski Berberi köyü Matmata’yı görme imkânı...
Kuzey Tunus’tan bambaşka bir coğrafyaya sahih Güney Tunus’ta bir gece konakladıktan sonra isteyenlere planörle, dileyenlere deveyle, arzu edenlere de ATV’lerle sahra turu...
Tozeur vahasında at arabalarıyla turlayıp, hurmaların nasıl toplandığını öğrenme şansı...
Cezayir sınırındaki dağlarda ciplerle yolculuk...
Üç tuz gölünde tur, ilginç bir mimarisi olan “çölün başkenti” kiremit şehri gezme olanağı...
Dönüş yolunda Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra Müslümanlarca dördüncü kutsal şehir kabul edilen, 2009’da da “Dünya İslam Şehri” ilan edilen Kairouan’da Afrika’nın ilk camisini ziyaret...
Artık tercih sizin...

Haberin Devamı

Tarık Akan ve bir akrep hikâyesi
Biliyorum; Tarık Akan bu yazıya kızacak, ama ne yapayım? Espri güzel... Umarım beni affeder!
Üstelik Çiçek Bar’ın müdavimlerinden herkesin bildiği eski ama eskimeyen bir konu bu...
Ben yeni duyduğum için sizlerle paylaşayım istedim...
Türk sinemasının efsane yönetmenlerinden Metin Erksan, Tarık Akan’ın başrolünü oynadığı bir filmin çekiminde prodüksiyon amiri Şefik Abak’ı yanına çağırır ve şöyle der:
“Şefik, git ve bana bir saate kadar canlı bir akrep bul... Bir sahnenin çekimi için bana canlı bir akrep lazım çünkü...”
Yönetmenden talimatı alır almaz seti terk eden Abak, 15-20 dakika sonra iki akreple döner.
Prodüksiyon amirinin bu hızı Metin Erksan’ı şaşırtır:
“Bu akrebi bu kadar çabuk nereden buldun Şefik?”
Abak, bu soruya şöyle yanıt verir:
“Tarık Akan’ın cebinden...”