Son zamanlarda, “Özel kanallarla rekabete daldı, kültür ve belgesel programlarını unuttu” diye eleştirilen TRT, önümüzdeki günlerde dünyanın önde gelen belgeselcilerini İstanbul’da ağırlayacak.
TRT’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da katkısıyla düzenlediği “TRT Belgesel Günleri” 17-21 Mayıs tarihleri arasında TRT’nin Harbiye’deki radyo binasında yapılacak.
“TRT Uluslararası Belgesel Yarışması”nda finale kalan belgesellerin gösterileceği, “Belgesel’de Belirsizleşen Sınırlar” konulu panelin ve ünlü belgesel yönetmenleriyle söyleşilerin yapılacağı “TRT Belgesel Günleri”, TRT’nin Tepebaşı Stüdyoları’ndaki ödül töreniyle sona erecek.
Bu yıl ikincisi düzenlenen yarışma, ulusal ve uluslararası olmak üzere iki bölümden oluştu.
Yarışmaya toplam 232 adet belgesel başvurusu yapıldı. Bunlardan 136’sı, 40 farklı ülkeden gelen belgesellerdi.
Yarışmaya Arjantin’den Kanada’ya, Moğolistan’dan Lübnan’a dünyanın çeşitli bölgelerinden çok sayıda belgeselci katıldı.
Uluslararası kategoride 20, ulusal profesyonel kategoride 11, ulusal amatör kategoride 11 eser olmak üzere toplam 42 adet eser, finale kaldı.
“TRT Belgesel Günleri”nde finale kalan eserleri merak edenler, 17 - 21 Mayıs tarihleri arasında TRT’nin Harbiye’deki binasında, uzaya turist olarak giden bir iş kadınının günlüğü, Stalin’e yapılan komplo, Vietnam Savaşı’nın sembolü olan napalm bombasıyla yanan kızın hikâyesi, İran’da köyleri su altında kalacak olan köylülerin mucize bekleyişi ve Kongo iç savaşındaki tecavüzler gibi dünyanın dört bir yanından etkileyici yapımları izleyebilecek.
TRT, yarışmada ödül alan belgeselleri daha sonra çeşitli kanallarında ekrana getirecek.
Üç yarışmaya 16 jüri üyesi
“Uluslararası Belgesel Film Yarışması”nda finale kalan belgesellerden ödül alacakları şu isimler belirleyecek:
Finlandiya YLE TV Belgesel Bölüm Direktörü Ikka Vehkalahtı, İsveç SVT’den Axel Arno, Fransa’dan EURODOC Başkanı Anne-Marie Luccioni, Katar Al Jazeera TV Genel Müdürü Ahmed Mahfouz Nouh, Japon NKH’dan emekli prodüktör Keichiro ve “Mommo” filminin yönetmeni Atalay Taşdiken.
“Ulusal Bölüm Profesyonel Kategori”nin jüri üyeleri:
Gazeteci, yazar ve senarist Avni Özgürel, yönetmen Derviş Zaim, belgesel yönetmeni Nurdan Arca, belgesel yönetmeni ve Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Hakan Aytekin, şair ve yazar Haydar Ergülen.
“Ulusal Bölüm Amatör Kategori” Seçiciler Kurulu:
Hasan Ali Yıldırım, Bilkent Üniversitesi’nden kurgu yönetmeni ve Doç. Dr. Andreas Treske, Sadık Battal, Rıdvan Şentürk ve yönetmen Onur Ünlü.
‘Joker Abdul’ şimdi nereye koşuyor?
Abdullah Koçoğlu’nu nam-ı diğer “Joker Abdul”u tanıdığımda Club Flipper’da animasyon şefiydi... Akşamları ekibiyle yaptığı şovlarla Club Flipper’a tatile gelenleri eğlendiriyordu.
Joker Abdul, şimdi de yazar olarak çıktı karşıma... Koçoğlu, “Domino” adlı bir kitap yazdı. Bununla yetinmeyip nisan ayında Metroport Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde bir de kitaplarıyla noter huzurunda rekor denemesi yaptı. Domino taşı şeklinde dizdiği 2516 kitabı bir dokunuşla yere serip bir ilke imza attı. Joker Abdul, şimdi de su altında atacağı “ıslak imza”larla yeni bir rekor denemesinin peşinde...
Abdullah Koçoğlu’nun kitabı da, yaptığı denemeler gibi farklı. Koçoğlu’nun “Domino” kitabında yer verdiği ilginç hikâyeler, hayal ürünü değil, gerçek hayattan alıntı.
Animatörlükten yazarlığa geçiş yapan ve birbirinden ilginç denemelere imza atan “Joker Abdul”un bundan sonra neler yapacağını merak etmeye başladım doğrusu...
‘Çocuklar Duymasın’ eskisi gibi olur mu?
25 Ekim 2007 tarihinde “Çocuklar Duymasın”ın yeniden çekileceğini yazdığımda, bugünlerde konu hakkında ahkam kesen ve kalem oynatan birçok insan, “Mümkün değil” demişti...
Şimdi onlara “Avrupa Yakası”ndaki “Dursun” gibi, “Ne oldi? Rengun soldi?” diye sormak hakkım değil mi?
Çünkü “Çocuklar Duymasın”ın yapımcısı ve senaristi Birol Güven’in bir kısmıyla dargın ayrıldığı o kadroyu bir daha bir araya getiremeyeceklerini düşünüyorlardı.
Ama şov dünyası böyle bir yer...
Demirel’in “Dün dündür” sözü, sadece siyaset dünyası için geçerli değil, şov dünyasında da bu böyledir...
Şimdi aynı insanlar, “Çocuklar Duymasın dönüyor, ama eskisi kadar iş yapmaz” diyor...
Bu iddianın bir dayanağı var mı?
Yok...
Sadece kişisel bir kanaat...
Ne de olsa yüzde 50 tutma şansı var.
Tutarsa, “Ben demiştim”, tutmazsa “Çevir kazı yanmasın”...
Birol Güven de, onların yarattığı bu havadan etkilenip twitter’da yoklama yapmış.
Yapma Birol Güven... Allah aşkına, ne zaman bu halkın nabzını tutabilmiş ki bu elitler?
Doğmamış çocuğa don biçilir mi?
Biçilmez ama biçiyor bunlar...
Sevgili Birol Güven, onların biçtiği dona göre bir “Çocuklar Duymasın” yaparsan bil ki, prematüre olur, doğar doğmaz küveze konur ve yaşaması mucize olur...
Sen yeter ki, işini iyi yap, atv de diziyi iyi bir güne ve saate koysun, seyirci yapacağını bilir.
“Çocuklar Duymasın” seyirciye eskisi gibi sıcak gelirse iş yürür gider...
Gerisi twitter, pardon tevatür...