Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Müzik dünyasının önemli kilometre taşlarından biridir Şahin Özer...

‘Bende ses yok’ diyen Musti’yi star yaptım

Çünkü bir müzik yapımcısı olarak müzik dünyasına Cengiz Kurtoğlu, Arif Susam, Fatih Kısaparmak, Emel Müftüoğlu, Davut Güloğlu, Murat Başaran, Mustafa Sandal, Yonca Evcimik, Deniz Seki, Ferda Anıl Yarkın, Gökhan Özen, Güllü, Bülent Serttaş ve Umutzen gibi yıldızları kazandırdı.
Gerçi müzikten kazandığı paranın çoğunu müziğe yatırmadı.
Müzikten kazandığını gitti siyasette batırdı ama olsun, ona rağmen müzik sektörüne önemli katkılar sağladı.
İşte o Şahin Özer, hafta içinde Kanal A’da “Esra Harmanda İle Üsküdar’da Sabah”a konuktu.
Özer, Harmanda’ya çarpıcı açıklamalar yaptı.
Şirketiyle sözleşmeleri olduğu halde gidip başka şirketler adına albüm çıkaran Tuğba Ekinci ve Davut Güloğlu hakkında açtığı davaları kazandığını açıklayan Özer, “Benim her sanatçım üzerinde büyük emeğim var... Onları isimsizken alıp yıldız yapıyor; para ve şöhret sahibi yapıyorum. Ama onlar birazcık bu yolda yürümeye başladığında, biraz şöhret olduğunda ‘Ben oldum’ sanıyor” dedi.
Tuğba Ekinci’ye albüm yapması yüzünden birçok kişinin kendini eleştirdiğini söyleyen Özer, “Ben ona yaptığım albümle; istersem istediğim kişiyi şöhret yapabileceğimi ispat etmek istedim” demesin mi?
Şimdi Şahin Özer’i sormak gerekmez mi?
İyi de bizim günahımız neydi?
Gelelim Şahin Özer’in asıl bombasına:
“Mustafa Sandal, Ayşegül Aldinç’e bestesini vermişti. Bizim şirketin sanatçılarından Emel Müftüoğlu veya Yonca Evcimik’e bir şarkısını verecekti. Ona sana bir albüm yapacağım dedim, çok şaşırdı. ‘İyi ama benim sesim yok ki’ dedi.
Bana güven, dediklerimi yap, seni Türkiye’de çok büyük bir star yapacağım dedim. Güldü... Kendisi bile inanmıyordu buna... Ferda Anıl Yarkın ile geldiler toplantıya. ‘Ferda, plakçılar bunu hep vaat eder’ dedi gülerek... Ama dediğimi yaptım... Şimdi diğer sanatçılarım gibi onda da benim imzam olduğunu görüyor ve gurur duyuyorum...”
O müzik sektörü şimdi can çekişiyor.
Sektörün niye bu hale geldiğini öyle sanıyorum ki Şahin Özer’in yaptığı açıklamaların satır araları çok iyi anlatıyor.

Pınar Eliçe’nin canlı yayın gafı

‘Bende ses yok’ diyen Musti’yi star yaptım

Hafta içi Kanal D’de yayınlanan “Esra Ceyhan’la”ya konuktum. Programda Ebru Şallı ve Pınar Eliçe de vardı. Programın sonlarına doğru müzik dünyasında bir döneme damgasını vuran isimlerden biri olan Neşe Karaböcek bağlandı canlı yayına.
Esra Ceyhan, telefondaki Neşe Karaböcek’le biraz sohbet ettikten sonra sözü Pınar Eliçe’ye verdi.
Pınar Eliçe, Neşe Karaböcek şarkılarına olan sevgisini ifade etmeye çalışırken şöyle bir laf etti:
“Çok severim kendisini. Annemin, anneannemin plakları vardı, onlardan dinlerdik şarkılarını...”
Pınar Eliçe ile Neşe Erberk arasındaki yaş farkını anlatmak için “anne” tamam da işe “anneanne” girince olmadı. Evet, Neşe Karaböcek “eski sanatçılar”dan ama o kadar da eski değil. Pınar Eliçe, Allah’tan “Anneannemden bize taş plaklar miras kaldı. O taş plaklar arasında Neşe Karaböcek’inkiler de vardı” demedi.

Demokrat Hamsi!
Hafta içinde yeni çıkan bir kitap geçti elime.
Kitabın adı “Hamsi”, alt başlığı ise “Kurban O Göze”...

‘Bende ses yok’ diyen Musti’yi star yaptım

Divan Edebiyatı’nın “Divan sahibi son şairi” olan Hamamizade İhsan Bey’in 1928’de yayınladığı “Hamsiname”den alınan ilhamla geliştirilen kapsamlı bir “Hamsi” kitabı bu.
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cemal Saydam, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü Öğretim Görevlisi Kudret Emiroğlu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nden Mutfak Kültürü Araştırmacısı Nihal Kadıoğlu Çevik’in ortaklaşa hazırladığı “Hamsi”de sadece hamsi yemeklerinin tarifleri yok.
Kitap, Karadeniz’in ve hamsinin biyolojik yapısından yola çıkarak, yörenin kültür tarihinde hamsinin konumunu, hamsi terminolojisini, edebiyatını, mutfak kültüründeki yerini de çok ilginç ayrıntılarla gözler önüne seriyor.
Öyle ki, yazarlar
Öyle ki, Heyamola Yayınları’ndan çıkan kitapta yazarlar, hamsi için “Demokrat Hamsi” benzetmesi bile yapıyor ve bunun sebebini de şöyle özetliyorlar:
“Hamsinin çıkması adeta sınıf farkını bir an için unutturan bir bereket, herkesi aynı tava çevresinde toplayan eşitleyici bir damak zevki ve toplumsal  kapsayıcı bir şenlik.”
Hamsi üzerine yapılmış bu akademik çalışmada yer verilen hamsi üzerine yakılmış türkülerden biri olan şu eser de sanıyorum çok şey ifade ediyor.
Ula hamsi nerdesun
Neden çikmayi sesun
Bıraktın gittin bizi
Vados bubani yesun

Hamsi sosyete oldi
Baksana havasina
Hasret kaldık uşaklar
Hamsinin tavasina

Kirlettik denizleri
Küsti bize baluklar
Hamsi gitti gideli
Çoğaldi hastaluklar

Ekim, kasım, aralık
Ne hamsi var, ne baluk?
Uşaklar işsiz kaldi
Kahveler kalabaluk

Hamsi senin hasretin
Edecek beni candan
Zenginin dosti oldun
Fakir bakayi yandan

Haberin Devamı

Seni yere koymazdum
Tadina doyamazdım
Düşür şu fiyatını
Adına türkü yazdum

Bıraktın bizi düzde
Bütün kabahat bizde
Bu yıl da görünmese
Durmam Karadeniz’de

Ne yazıyorsak o!

‘Bende ses yok’ diyen Musti’yi star yaptım

Alişan’ın dizisi bitti

‘Bende ses yok’ diyen Musti’yi star yaptım

Artık bu konularda öngörü sahibi olmak için doğaüstü güç sahibi olmanız gerekmiyor. Çünkü görünen köy kılavuz istemiyor.
Çok değil daha iki hafta önce yazdım Show TV’de her sabah Çağla Şıkel’le birlikte canlı yayın yapıp “Her Şey Dahil” diyen Alişan’ın atv’ye de dizi çekmesinin doğru olmadığını...
Alişan kadar kendimi de riske atarak bu dizinin tutmayacağını...
Öngörümün ne kadar doğru olduğu, yazdıklarımın daha mürekkebi kurumadan ortaya çıktı. Alişan’ın dizisi reytingi çok düşük çıkınca üçüncü bölümü bile göremeden kaldırıldı.