Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türk Hava Yolları ile İstanbul’dan Finlandiya’nın başkenti Helsinki’ye üç saatte gittik. Helsinki’de bir şehir turu atıp, yemek yedikten sonra Estonya’nın başkenti Tallinn’e gitmek için feribota bindik.
İki saatlik yolculuğun ardından sadece başka bir ülke ve şehre değil, başka bir dünyaya geçtik.
Helsinki’de yağmur vardı,
80 km ötesindeki Tallinn’de güneş... Görsel açıdan da çok fark var iki ülkenin başkenti arasında.

BEŞ GÜNDE ÜÇ ÜLKE

Finlandiya’nın Helsinki’si, Estonya’nın Tallinn’ine benzemiyor, ama Finlerle Estonlar, aynı etnik kökenin insanları. O yüzden ortak yanları çok. ‘Tamamen duygusal’ sebepler yüzünden Tallinn, Finlilerin arka bahçesi gibi!
Vergi ve fiyatlar düşük diye şirketlerini Estonya’ya kaydıran Finliler, içki - sigara gibi ihtiyaçlarını bile Tallinn’den karşılıyor. Çünkü Tallinn’de bir euro olan şey Helsinki’de üç - dört euro.

Dağı olmayan ülke
Finlandiya’ya üçüncü, Estonya’ya ilk gidişim. Çoğu orman ve göllerle kaplı, yüzölçümü Konya’dan biraz fazla, yemyeşil, dağı olmayan dümdüz bir ülke. Orta Çağ’dan izler taşıyan başkent Tallinn’de gördüklerimden ikisi, yediklerimden biri aklımda yer etti.
700 yıl köle hayatı yaşamış köylü bir halk Estonlar. Şehir hayatıyla, özgürleşince tanışan Estonlar, Tallinn’de bir müze açtı. Kuzeyden güneye, doğudan batıya insanların geleneksel hayatlarını bu parka taşıdılar. Her biri orijinal bu evleri gezerken ‘köle köylüler’in Alman derebeylerden çektiklerini hissetmemek olanaksız.
Atalarımızın bize sunduklarının ve özgürlüğün kıymetini anlamak için görülmesi gereken bir yer; Rocca Al Mare Müzesi.

Haberin Devamı

BEŞ GÜNDE ÜÇ ÜLKE

Orta Çağ’dan esintiler
Tallin’e 20 km. mesafede genç bir girişimcinin 2 milyon dolar harcayıp 4.5 hektarlık arazide açtığı Viking Köyü var. Burası da görülmeye değer.
Tallinn Meydanı’ndaki belediyenin tarihi binasının altında bir kafe var; geyik çorbasıyla ünlü. Çorbayı Orta Çağ’daki gibi içirdikleri için kaşık yok kafede. Çömlek kasenin kulplarından tutup içiyorsunuz. Çok lezzetli...
Tallinn’in tarihi bölgelerinde dolaşırken sadece Orta Çağ’dan esintiler taşıyan yapılar çıkmıyor karşınıza. Orta Çağ geleneklerini yansıtan şovlar da yapıyor Estonyalılar, Tallinn’in tarihi bölgesinde.

Haberin Devamı

BEŞ GÜNDE ÜÇ ÜLKE

‘BALTIKLARIN PARİS’İ’ RİGA

Tallinn’den Riga’ya kara yolu ile 6 saatte gittik. Trafik kuralları gereği her 2.5 saatte 30 dakika mola verdiğimiz için seyahat yormadı bizi.
Estonya ile Letonya’nın doğası, halklarının kaderi dışında her şeyi farklı.
Letonlar da Estonlar gibi asırlarca köle hayatı yaşadı.
Letonlar, dillerinde küfür sözcüğü olmayan bir millet. Riga’daki restoranında tanıştığım, Letonya’ya gelip - yerleşen ilk Türk olduğunu söyleyen Adana Ceyhanlı Mehmet Ali Şeker, “Baltık başkentlerinden ayrı bir yerdir burası. Baltıkların Paris’idir Riga” dedi. Katılıyor ve ekliyorum:
Tarihi bölgesindeki tüm binaların UNESCO tarafından koruma altına alındığı Riga, mutlaka görülmesi gereken
bir yer.
Yeri gelmişken, Pronto Tour’un sadece Riga turları olduğunu da belirteyim.

Takside internet
Tarihi dokusunu özenle koruyan, taksilerinde bedava internet hizmeti verecek kadar çağa ayak uydurmuş, üstelik hayatın pahalı olmadığı kaç şehir var dünyada?
Letonya’nın sadece başkenti Riga’yı değil, ülkenin en yüksek yeri (300 metre) olduğu için ‘Letonya’nın İsviçresi’ denen, kalesi ve milli parkıyla ünlü Sigulda’yı ve Baltık kıyısında 37 km. sahili olan tatil beldesi Jurmala’yı da gezdik. Biz gittiğimizde buz gibi bir hava vardı, ama güneşin batmadığı ‘Beyaz Geceler’de Jurmala’nın keyifli bir yer olduğu kesin.
Pronto Tour’dan 8 gün
7 gecelik ‘Baltık Başkentleri Turu’ satın alanların seyahatleri Finlandiya’dan başlıyor; Estonya, Letonya ve
Litvanya’da bitiyor.
Bizim turumuz ise Letonya’da bitti.
Daha önce Litvanya’ya gitmiş, başkent Vilnius ve imparatorluğun eski başkenti Trakai’yi görmüş biri olarak, oraları da tavsiye ederim.