Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“47.Antalya Altın Portakal Film Festivali”nde Kemal Sunal’ı anmak için düzenlenen sohbet toplantısının konuşmacılarından biri de Beyazıt Öztürk’tü...
Beyaz konuşmasına, “Kemal Sunal’ın anılacağı toplantıya davet edilmiş olmanın kıymetini biliyorum” diyerek başladı...
“Zekana rağmen iyi kalabiliyorsan ne mutlu sana” sözünden yola çıkarak, “Şöhret ve paraya rağmen iyi kalabilmek çok önemli. Kemal Abi, bunu başaran insanlardan biriydi. Bu gruba ben de dahilim, özelimizle çok fazla gündemdeyiz” diyen Beyaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öyle olunca da yaptığınız işin ağırlığı kayboluyor. Kemal Abi ise bize özelini, istediği kadar gösterdi. Her karşılaştığımızda bana komedi yapan bir insanın başına ileride neler geleceğini anlatırdı. Az önce izlediğimiz Kemal Sunal belgeselinde şöyle bir vurgu vardı:
‘Kalabalıklar içinde yalnızlık... Yalnız bir insan değilim, ama şöhretle tanıştıktan sonra bunun ne demek olduğunu yaşayarak daha iyi anladım.”

Haberin Devamı

Beyazıt Öztürk’ün Kemal Sunal sürprizi
Ünlülerle tek taraflı samimiyet
İnsanların, beyazperdede ya da ekranda kendilerini güldürenleri görünce, aynı şekilde komiklik yapıp, kendilerini güldürmesini beklediğini, bunun da, “Aman yanlış anlaşılacak bir şey yapmayayım” diye insanı gerdiğini anlatan Beyaz, şunları söyledi:
“Bir restorana gidiyorsun, bir şey yiyeceksin. Herkesin gözü üstünde. Güldürecek bir şey yapmanı bekliyorlar. Kazara çatalını bile yere düşürdüğünde gülüyor herkes. Sizi görünce gülmeye hazır herkes çünkü... Dışarıda insanları güldürecek bir şey yapmadığında da, ‘Yakından gördüm, hiç komik değilmiş’ diye damgayı vuruyorlar.”
Beyazıt Öztürk’ün, hayranları ile ünlüler arasında tek taraflı samimiyete dair verdiği şu örnek de ilginçti:
“Sokakta yürüyorsun. Pat diye biri koluna girip seni bir tarafa çeviriyor ve arkadaşına, ‘Çeker misin bizi?’ diyor. Arkadaşına fotoğrafını çekmesi için ricada bulunuyor, ama benden istemiyor. Fotoğraf çekilince de çekip gidiyor. Ne bir tanışma, ne bir teşekkür...”
12 Kasım’da “Beyaz Show”da yaşanacak “Kemal Sunal sürprizi”ne dair açıklama ise panelin konuşmacılarından olan oğlu Ali Sunal’dan geldi.
Ali Sunal, “Beyaz, konuşmasında sağlığında babamı programına konuk edememiş olmaktan yana üzgün olduğunu dile getirdi, ama 11 Kasım onun doğum günü... 12 Kasım’da ‘Beyaz Show’a hep birlikte konuk olup babamın 66. doğum gününü kutlayacağız” dedi.

Haberin Devamı

Beyazıt Öztürk’ün Kemal Sunal sürprizi
Bayülgen’den Erbil’e destek
Mehmet Ali Erbil’in “Çarkıfelek”te bazı Alevileri kızdıran “Mum söndü” sözünden sonra Star TV programını kaldırdı...
Yani Erbil işsiz kaldı...
İşte bu süreçte Okan Bayülgen’den Erbil’e beklemediği bir destek geldi.
Kanal D’de her hafta üç canlı yayının yanı sıra MNG Holding’in kuracağı yeni gençlik kanalının sorumluluğunu da üstlenen Okan Bayülgen Erbil’e, istediği an tv8’de program yapabileceğini söyledi.
Erbil, Bayülgen’in teklifinin kendisini çok mutlu ettiğini belirtti.
Bu arada şunu da ilave edeyim; Erbil’e bir teklif de Show TV’den geldi...
Pazartesi günü boşuna yazmadım, Mehmet Ali çok yakında yeniden ekranlarda olacak diye...
O iddiamın altında yatan işte bu tekliflerdi...

Haberin Devamı

Beyazıt Öztürk’ün Kemal Sunal sürprizi
‘Berrin’i öldürmeyin!
Kanal D’nin yeni sezonda ekrana getirdiği ve seyircinin de büyük ilgi gösterdiği “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisinin bu hafta yayınlanan bölümünde şöyle bir sahne vardı.
Annesinin hakkını savunma adına babasıyla ters düşmeyi göze alan “Berrin”, “Ahmet”le birlikte bir hukuk bürosuna gitti.
“Berrin” bürodan çıkmak için kapıyı açtı ve bomba patladı.
Üniversitenin öğrencilerinden biri “Berrin”e aşık olan “Hakan”ın yanına gitti ve patlayan bombanın “Ahmet”i yaraladığını, yanındaki kızın da öldüğünü söyledi.
“Yanındaki kız”dan kasıt “Berrin”...
Dizide “Berrin”i oynayan Yıldız Çağrı Atiksoy’u, TRT 1’de yayınlanan “Bahar Dalları” dizisinin Tunus’taki çekimlerinde tanıdım.
Atiksoy, yetenekli bir oyuncu olmasının ötesinde, dersini iyi çalışan, disiplinli biri...
Tunus’a gitmeden önce, Tunus’a dair birçok yayın okuyup, bilgi edinmişti.
Yönetmen Hakan Gürtop, onun sahnelerini tekrarsız çekiyordu.
O denli işinin hakkını veriyordu çünkü...
Ancak o dizide ömrü uzun olmamıştı.
İkinci bölümde öldürülmüştü.
Gerçi “Bahar Dalları”nın ilerleyen bölümlerinde “geri dönüş” sahnelerinde tekrar ekrana gelmişti, ama sonuç itibarıyla ikinci bölümden itibaren diziyle işi bitmişti. Yıldız Çağrı Atiksoy’un adını bir kenara not edin.
Çünkü star kumaşı var onda...
Strateji hatası yapmazsa tek başına dizi ve film sırtlamaya başlar bir müddet sonra...
“Öyle Bir Geçer Zaman Ki”nin beşinci bölümünde patlayan bomba, dizideki sonunu getirirse yazık olur ona...
“Ahmet”le “Hakan”ın aynı tutkuyla bağlı olduğu “Berrin”e ölüm değil, ölümsüz bir aşk yakışır...
“Berrin” henüz annesi için savaş vermekten fırsat bulup bunu yaşayamadı.
“Berrin”i öldürmeyin.
Bırakın yaşasın, haksızlıklarla savaşsın...
Dizinin yaratıcılarının da aynı kanaatte olduğuna eminim...
O yüzden o bombanın, “Berrin”i öldüren “parça tesirli” değil, “ses bombası” çıkacağını tahmin ediyorum.

Beyazıt Öztürk’ün Kemal Sunal sürprizi
İşte sinemanın yeni yönetmenleri
Türk sineması yapımcısı, senaristi, yönetmeni ve oyuncusuyla ciddi bir kabuk değişimi içinde...
Bu yıl “Altın Portakal”da yarışan 14 filmden 8’inin ilk uzun metrajlı filmini çeken yönetmen olması da bunun göstergesi... Onlar gibi “Atlıkarınca”nın yönetmeni de sinemada yeni... İlksen Başarır, ilk filmi “Başka Dilde Aşk”la geçen yıl yarışmıştı festivalde, bu yıl ise ikinci filmi “Atlıkarınca”yla...
İşte “47. Antalya Altın Portakal”da çektikleri ilk uzun metrajlı filmle yarışan yönetmenler ve eğitimleri:
Ali İlhan: “Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak” filminin senaristi ve yönetmeni. 1980 İstanbul doğumlu. “Kabuslar Evi”nde Çağan Irmak’a yardımcı yönetmenlik yaptıktan sonra senaryosunu da yazdığı ilk uzun metrajlı filmini çekti.
Ahmet Boyacıoğlu: “Siyah Beyaz”ın senaristi ve yönetmeni. 1953 Zonguldak doğumlu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. 20 yıl cerrahlık yaptıktan sonra sinemayı seçti.
Belma Baş: “Zefir” filmini yazıp yönetti. 1969 Ordu doğumlu, İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu.
Erhan Kozan: “Çakal” filminin yönetmeni. 1977 Köln doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Sinema TV Bölümü Yönetmenlik mezunu.
Sedat Yılmaz: “Press”in senaristi ve yönetmeni... 1972 doğumlu. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği’nde bir süre okuduktan sonra Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema ve TV Bölümü’ne geçti.
Selim Güneş: “Kar Beyaz”ı yazdı ve yönetti. 1961 Borçka doğumlu. Elektrik mühendisi.
Tolga Karaçelik: “Gişe Memuru”nun yapımcısı, yönetmeni ve senaristi. 1981 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra New York Film Akademisi’nde sinema eğitimi aldı.
Seren Yüce: “Çoğunluk” filminin ortağı, senaristi ve yapımcısı. Bilkent Üniversitesi Arkeoloji mezunu.