Fikret Kuşkan, Nejat İşler, Vildan Atasever, Mehmet Günsür, Erkan Can ve Melisa Sözen gibi yıldızların başrolünde oynadığı “Bıçak Sırtı”, bir ya da birkaç ay hiç fark etmez ne zaman biterse bitsin, Türk televizyon tarihinin en ilginç yapımlarından biri olarak akıllarda kalacak...
Çünkü Kanal D’nin “yılın dizisi” olarak lanse ettiği “Bıçak Sırtı” kadar “total seyirci”siyle “AB seyircisi” arasında bu kadar fark olan bir dizi daha ekranlara gelmedi...
Diziyi, toplumun üst gelir ve yüksek eğitimine sahip kesimi ne kadar sevdi ise her kesimden insanın yer aldığı “Toplam seyirci” grubu ise o denli kayıtsız kaldı... Bu kesim diziyi kendine uzak görüp, izlemedi...
O nedenle de “Bıçak Sırtı” reytingde “AB grubu”nda hep üst sıralarda yer aldı ama “total seyirci” listesinde zirveye bir türlü çıkamadı.
Bu tablo da diziyi “Bıçak Sırtı” bir duruma getirdi.
Kanal D, atv, Show TV ve Star TV gibi kanallar yapımcılarla ABC1’de 6.9 reyting skalasına göre anlaşma yaptığı için yapımcı TMC, diziden hiç kâr edemediği gibi çoğu haftayı zararla kapattı.
Hal böyle olunca da, “Her dizisi iş yapıyor” denilen yapımcı Erol Avcı, “Binbir Gece’den kazandığımı, ‘Bıçak Sırtı’na harcıyorum. Buraya kadar” deyip, diziyi nisan ayında bitirme kararı aldı.
Dizinin “total seyirci”de reytingi kötü ama “AB grubu”nda yüksek olması reklamcıların tercih ettiği bir durum...
Yani “Bıçak Sırtı” reytingi parlak olmayan ama reklamı bol bir dizi...
O nedenle de Kanal D yönetimi diziyi en kötü ihtimalle mayıs ayı sonuna kadar devam ettirmeye kararlı.
Erol Avcı, kanalın parayı artırıp hiç değilse kendisini zarardan kurtarmasını istiyor, Kanal D yöneticileri de bir zamanlar Turgut Özal’ın yaptığı “Anayasayı bir kereliğine ihlal etsek ne olur?” yanlışına düşüp, “Bıçak Sırtı” yüzünden diğer yapımcılara karşı açık vermek istemiyor...
Anlayacağınız tam da “bıçak sırtı” bir durum söz konusu.
“Peki şimdi dizi nisan sonunda mı bitecek, yoksa mayıs ayı sonunda mı?” diye sorarsanız, verebilecek net bir yanıtım yok...
Çünkü taraflar da bunu şimdilik bilmiyor... Pazarlık sürüyor...
Paris Hilton’un davetini neden reddettim?
Daha önce bu köşede, “27 Mart Perşembe günü öğlen Les Ottoman’da Paris Hilton’un yuvarlak masa sohbetine katılacağım, sormak istediklerinizi bana gönderin” diye yazmıştım.
Bu çağrı üzerine bana mail atan okurlarımızdan özür diliyorum, sorularını Paris Hilton’a yöneltemediğim için.
Çünkü o davete katılmayı reddettim.
Sebebi de Paris Hilton’un menajerlik şirketinin, o yemeğe davetli gazetecilere imzalamaları için gönderdiği sözleşme metni. İmzalamam istenen metinde özetle şunlar yazılıydı:
“27 Mart Perşembe günü gerçekleşecek yuvarlak masa ve diğer basın görüşmelerinde Miss Hilton’un sadece ve sadece Türkiye’ye yaptığı bu iş ziyaretine yönelik ve temsil ettiği farklı marka, parfüm, kıyafet, ayakkabı, çanta ve müzik ile ilgili sorulara yanıt vereceğini önemle hatırlatırız. Miss Hilton iş hayatı dışında özel hayatına yönelik hiçbir soruyu yanıtlamayacaktır. Yine aynı şekilde Miss Hilton kendisi, arkadaş çevresi ve ailesine yönelik her türlü dedikodu ve asılsız haberlere, yaşadığı romantik ilişkilere ve geçmişte yaşanmış kanuni meselelere yönelik hiçbir soruya cevap vermeyecektir.
Tarafınıza incelemeniz için sunulan bu belgeyi imzalamakla birlikte Paris Hilton ile röportaj yapmak için yukarıda belirtilen şartları kabul etmiş sayılmaktasınız. Bu belgeyi imzalamayan veya imzaladığı halde bu belgedeki ön şartları göz ardı ederek sorulmaması gereken soruları röportaj sırasında Paris Hilton’a yönelten basın mensuplarının toplantıyı terk etmeleri istenecek ve Paris Hilton’la bir başka röportaj fırsatı kendilerine verilmeyecektir. Paris Hilton Entertainment Inc.”
Bu tip toplantılarda, davet sahiplerinin gazetecilerden konunun özünden uzaklaşılmaması adına “Şu konulara girmeyelim” şeklinde talepleri olabilir.
Çoğu kez de bu talepler kabul görür ama bu bir centilmenlik anlaşmasıdır. Protokole bağlı bir şey değildir. Hayır, “Biz ille de sözleşme isteriz” diyenlere de verecek tek bir yanıtımız olur:
Hadi size iyi günler...
Kamer Genç’cilerle Jirinovski’ciler Arşipel’de kapıştılar
Biri TBMM’nin en renkli milletvekili... Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç bizde neyse Rus Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Vladimir Jirinovski de Rusya’da öyle...
İşte bu iki renkli parlementer, önceki gece aynı çatı altında eğlendi.
“NATO Savunmasının Sivil Boyutu” konulu toplantı için Türkiye’ye gelen Jirinovski, Rusya ile iş yapan Türk işadamlarının onuruna verdiği yemek nedeniyle Suada’daki Arşipel’deydi, Kamer Genç ise Reina’nın patronu Mehmet Koçarslan’ın davetlisi olarak... Koçarslan’ın tanıştırdığı Genç’le Jirinovski, ayaküstü sohbetlerinde birbirlerine iltifat etti.
Jirinovski, yemekten ayrılır ayrılmaz olanlar oldu. Masadan kalkıp Kamer Genç’in yanına gidip onunla hatıra fotoğrafı çektiren iki işadamı ile dernek yöneticileri arasında “Sen kimin uşağısın?” suçlamalarına kadar varan bir tartışma yaşandı. Kamer Genç sevgisi yüzünden çıkan tartışma, sadece Genç’in değil, o gece yemek için Arşipel’e giden 150 civarındaki müşterinin de keyfini kaçırdı.