Vatan yazarı Aydın Ayaydın, Türk Musikisi’nin efsane ismi Müzeyyen Senar’ın ziyaretine gidip, maddi ve manevi olarak desteğe ihtiyaç duyduğunu köşesine taşımasa bundan kimsenin haberi olmayacaktı.
Ayaydın’ın Senar’la yaptığı uzun sohbet Vatan’da yayınlandığı gün, yanına ilk giden Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, bir hamle daha yapıp yine Kültür Bakanı’nı, Bodrum Belediye Başkanı’nı ve müzik dünyasının meslek örgütlerini yaya bıraktı!
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, 1 Ağustos’ta, Bodrum Antik Tiyatro’da tüm geliri Müzeyyen Senar’a kalacak bir Sibel Can konseri düzenleyeceklerini açıkladı.
Bu ülkenin Kültür Bakanı yok mu?
Bu ülkenin müzik sektörü yok mu?
Müzik sektörünün meslek örgütleri ne işe yarar? Meslek örgütleri sadece telif mi toplar?
Bodrum’da verilecek bir konseri Bodrum Belediyesi dururken niye yüzlerce kilometre uzaktaki Şişli’nin belediye başkanı yapar?
Sepetçiler Kasrı’nda Müzeyyen Senar’a son konserini verdiren “rakı”cıların aklına niye böyle bir şey gelmez... Benim de bunları aklım almaz...
Sanatçısına, yaşarken hak ettiği değeri vermeyenler öldükten sonra nedense hep, “Çok değerli bir sanatçıydı” diye timsah gözyaşı döker...
Yaşasın “ölü seviciler”!
Bu vesileyle Aydın Ayaydın’a, Mustafa Sarıgül’e ve Sibel Can’a içten teşekkürler...
Ne olur Ece, artık bizi germe!Yedi yıl ilişki yaşadıktan sonra evlendiği Tuncer Öztarhan’dan, önce “Şiddet görüyorum” diyerek boşanma davası açıp, sonra barışan Ece Erken, başlayacağı yeni bir program öncesi medyaya demeç vermiş:
“Kocamdan özür diliyorum.”
İyi de bize ne?
Git onu kocana söyle...
Bu sıcakta boş yere bizi germe!
Bırakın Eda’yı yansın!Üç “İkoncan”ın en ünlüsü ve en önemlisi Eda Taşpınar, doktorların “Güneşe çıkmayın” uyarısına aldırmadan Çeşme’de 38 dereceyi bulan sıcakta, tam dokuz saat güneşin altında kalmış.
Gazeteciler de üşenmeyip, o sıcakta Eda Taşpınar’ın, İstanbul’a bronz bir tenle dönmek için kaç saat güneş altında kaldığını hesaplamış.
Size ne?
Bırakın da yansın, bronzlaşsın...
O da kurtulsun, Türkiye de...
Yaz boyunca ne zaman yanıp, bronzlaşacağını dert ettirmeyin bize.
Bekçi uyudu diye eşeğin kabahati ne?Bu haber gazetelerin Türkiye baskılarında da yer aldı mı bilmiyorum? Ama gazetelerin Ege ilavelerinde birkaç gündür bu haberden geçilmiyor.
Turgutlu’daki Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı, iki bekçisinden birini hırsızı yakalayınca ödüllendirdi; uyurken yakalanan diğer bekçiyi de cezalandırdı.
Tarımsal sulamada kullanılan trafo malzemesi ve kabloları çalan iki hırsızı suçüstü yakalayıp polise teslim eden bekçi Mevlüt Sayman’ı bir altınla ödüllendiren Koruma Başkanı Murat Ayhan, görev başında uyurken yakaladığı bekçi İbrahim Eskikuyumcular’a da, motosiklet yerine eşeğe binerek devriye gezme cezası verdi.
Eşeğin üstünde gazetecilere poz veren bekçi, “Hata yaptım, cezamı çekiyorum” derken, yönetici Murat Ayhan, “Ödül olan yerde ceza da olur” dedi.
Bu söze hiçbir itirazım yok, ama cezaya var.
Böyle saçmalık olmaz.
Görev başında uyuyan bekçi, ama cezayı çeken zavallı eşek...
Madem bekçiye ceza vereceksin, o zaman yaya çıksın devriyeye...
Eşeğin suçu ne?