Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bodrum Sinema ve Kültür Derneği’nin düzenlediği “5. Türk Filmleri Haftası” nedeniyle eylülün son, ekimin ilk gününü Bodrum’da geçirdim.

İstanbul’un adeta kışa merhaba dediği bir günün akşamında gittim Bodrum’a...

21.30’da indik Milas - Bodrum Havalimanı’na... O saatte bile hava 20 dereceydi.

Sonbaharda Bodrum’da geçirdiğim iki günden sonra anladım ki bundan daha sıcak bir ortamda tatil bana göre değil. Bundan böyle eylülün son, ekimin ilk haftasından önce tatile gitmem Bodrum’a...

Işınlarına direkt maruz kaldığınızda sizi haşlamayacak sıcaklıkta bir güneş ve püfür püfür bir rüzgâr...

Haberin Devamı

Ne güneşte yanıyorsunuz ne de gölgede üşüyorsunuz...

Tam bana göre...

Gümbet’te kaldığımız Royal Asarlık Beach Hotel’in doluluk oranı yüzde 90 ve müşterilerinin neredeyse tamamı yabancıydı.

Ve her sabah erken saatlerde iyi yerlerdeki şezlonglar atılan havlularla kapılmıştı. Demek ki neymiş?

Kargalar bile kahvaltısını yapmadan deniz veya plaj kenarındaki en iyi şezlongları kapma alışkanlığı Türklere özgü bir şey değilmiş.

Güneşlenirken kitap okumak gibi alkışlanacak alışkanlığı olan Belçika, Hollanda ve İngiliz vatandaşlarının da böyle kusurları varmış!

FİLM ÇEKENLERİN BİTMEYEN ÇİLESİ

Bu yıl 29 Eylül-4 Ekim tarihleri arasında düzenlenen “Bodrum Türk Filmleri Haftası”nda Bodrumlu sinemaseverler, popüler filmler karşısında vizyonda fazla kalamayan ‘Toz Ruhu’, ‘Çekmeceler’, ‘Neden Tarkovski Olamıyorum’, ‘Köstebekgiller’, ‘Tehlikeyle Flört’ün yanı sıra vizyondaki ‘Yok Artık’, ‘Evlenmeden Olmaz’ ve ‘Aşk Nerede?’yi ücret ödemeden izleme imkânı buldu.
‘Bodrum Türk Filmleri Haftası’, merhum halk müziği sanatçısı Ahmet Sezgin’in Cinemarine’lerin sahibi oğlu Cenk Sezgin’in yüksek bütçeli yapımların gölgesinde kalan filmleri sinemaseverlerle ve sinema işletmecileriyle yeniden buluşturmak amacıyla düzenlediği bir etkinlik.
Sezgin, geçen yıl cebinden 80 bin lira harcayarak gerçekleştirdiği etkinlikle amacını şöyle özetledi:
“Türkiye çapında 100’ün üzerinde sinema salonum var. İşin içinde biri olarak, sinemalarda iyi gişe yapanların 10 katı perde yüzü göremeyen film olduğunu görünce kendi çapımda bir destek çıkmak istedim o yapımlara. Bana göre sinemacılık ille de gişeden gelen parayla kasa doldurmak değil, böyle hizmetlerle manevi tatminler de yaşamak.”
Türkiye’de birçok sinemacının sorunlarından birinin istedikleri tarihte, istedikleri kadar salonda gösterim şansı elde edememek olduğunu biliyordum. Bodrum’da sohbet ettiğim sinemacılardan, bu sorunun gün geçtikçe daha da büyüdüğünü öğrendim. Herkesin beklentisi 1 Kasım’daki seçimlerden sonra yetkililerin bu soruna köklü bir çözüme kavuşturması. Umarım, eninde sonunda gerçekleşir bu...
GÜNÜN SÖZÜ
‘Sevdiklerinizin kıymetini bilin; ölüm var, ayrılık var...’