Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sahnedekilerin hepsi amatör oyunculardı, ama öyle sanıyorum ki hepsi de Yılmaz Erdoğan’dan ‘geçer not’ aldı


Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği ‘Bana Bir Şeyhler Oluyor’ oyununu yıllar sonra Beşiktaş Kültür Merkezi’nde bir kez daha izledim. Oyun tanıdık, ama oyuncular değildi. Sahnede ne Yılmaz Erdoğan vardı, ne Altan Erkekli, ne de Demet Akbağ. Onların yerini Giresun’un Bulancak ilçesinin öğretmenleri almıştı.
‘Bana Bir Şeyhler Oluyor’u 6 Mart’tan bu yana birçok kez sahneleyen Bulancak Eğitim Sen Tiyatro Topluluğu, bir anlamda ‘tereciye tere satmaya’ gelmişti BKM’ye.
Bulancak’ta görev yapan öğretmenlerin sahnelediği oyunu, doğduğu yerde ve yaratıcısı Yılmaz Erdoğan’ın karşısında sergilemelerinin haber değeri olmadığı için, o akşam BKM’de basından da kimse yoktu. Zaten ‘sevgili öğretmenlerimiz’ de ‘haber kontenjanları’nı 24 Kasım ‘Öğretmenler Günü’nde doldurmuştu! Gerçi meslektaşım Nazım Alpman arayıp, davet etmese benim de haberim olmayacaktı. Sevgili Nazım, kısa bir süre önce Bulancak’ta öğretmenlerin sahnelediği bu oyunu görünce çok etkilendi, Eğitim Sen’i gaza getirerek onları İstanbul’a getirdi. Bu sayede ben de öğretmenlerin gösterisini izlemiş oldum. Sınıf öğretmenleri Ahmet Kısa, Engin Karakaya, Bülent Ecevit Zaim, Olgun Kartal, Zafer Demirel, İngilizce öğretmenleri Derya Usta, Kader Çepoğlu, Cem Saraçoğlu, müzik öğretmeni Esra Aslan, fen ve teknoloji öğretmeni Özgür Deniz Çakır, ana sınıfı öğretmeni Hülya Kısa oyuncu olarak sahnedeydi.
‘Bana Bir Şeyhler Oluyor’da Yılmaz Erdoğan’ın oynadığı ‘Adnan’ tiplemesiyle izleyenleri kahkahaya boğan Engin Karakaya’nın yönettiği oyunda görev yapan öğretmenler bu kadar değildi.
Kimya öğretmeni Tarkan Özoğlu ışıkçılık, sınıf öğretmeni Tuncer Zehir sahne amirliği, matematik öğretmeni Bilge Yaylamış reji asistanlığı, müzik öğretmeni Mustafa Saral da oyunun müziklerini yaptı.
Sahnedekilerin hepsi amatör oyunculardı, ama öyle sanıyorum ki hepsi de ‘Bana Bir Şeyhler Oluyor’un yaratıcısı Yılmaz Erdoğan’dan ‘geçer not’ aldı.
Gerçi Erdoğan oyunu baştan sona izlemedi. Çünkü aynı saatlerde BKM’de bir başka etkinlik vardı.
BKM Mutfak oyuncularının eğlencesiyle tiyatro gösterisi arasında mekik dokuyan Erdoğan’ı bir ara çıkış kapısında Alper Kul’la birlikte öğretmenleri izlerken gördüm. Amatör oyuncuların gösterisi, o akşam 10’ar lira vererek meslektaşlarını seyretmeye gelen Eğitim Sen üyeleri kadar neşeliydi...

Kredi çıkmadı, tekne işi yattı
Binnur Kaya ile başrolünü paylaştığı ‘Türk Malı’ dizisiyle pazartesi günleri reyting birinciliğini “Ezel”in elinden kapmanın keyfini yaşayan Şafak Sezer’in tekne düşüyle ilgili bir yazı yazmıştım geçen hafta.
Yazıdan sonra tekne alım satım işiyle uğraşan biri aradı beni. “Yazında Şafak Sezer’in 19 metre uzunluğunda üç kamaralı tekneyi almaktan son anda vazgeçmesinin sebebi olarak arkadaşlarının uyarılarını dinlemesini gösterdin, ama işin aslı farklı. Arkadaşları Şafak Sezer’i “Karlı bir yatırım değil bu” diye uyarmış olabilir, ama tekneyi almamasının sebebi başka. Sezer söz konusu tekneyi banka kredisi kullanarak alacaktı. Ancak başvurduğu banka Şafak Sezer’e kredi vermedi.”
Şafak Sezer gibi ‘altın çağı’nı yaşayan bir oyuncuya kredi verilmemesi bana ilginç geldi. Kaynağıma bunu sordum, şu yanıtı verdi:
“Şafak Sezer, kayınbiraderi Ozan Kaçmaz’ın 1 milyonluk borcuna kefil olduğu için banka krediyi riskli buldu.” Bildiğim kadarıyla Şafak Sezer’in Vodafone reklamlarından aldığı parayla Sezer’in bir değil, iki tekneyi satın alacak kadar nakiti olmalı. Sizin anlayacağınız bu tekne haberleri hayli sıkıntılı bir konu. Geride bıraktığımız hafta gördük ki, en sağlam istihbaratlar bile ‘sakat’ çıkabiliyor çünkü. O yüzden Sezer’e bankadan gerçekten kredi çıkmadı mı, yoksa ünlü oyuncu tekneyi alacağı kişiye böyle bir gerekçe mi bildirdi emin değilim, ama şunu kesin biliyorum. Sezer, 1 milyon liralık Tuzla yapımı ‘Türk Malı’ tekneyi almadı ya da alamadı.