FOX’ta ekrana gelen “Şansa Bak”ta 21 Nisan Pazartesi akşamı çok ilginç bir olay oldu.
Yarışmanın sunucusu Ahmet Çakar, Selvi Kaçal adlı yarışmacının giydiği kıyafeti çok dekolte bulup, üstüne doğru dürüst bir şeyler giymesi için kulise gönderdi. Selvi Kaçal da Kaçar’ın dediğine uyup, kuliste kıyafet değiştirip geldi, ama Çakar onu da dekolte buldu. Çakar, hem onu hem program hostesini dekoltelerini örtecek kıyafetler giymeleri için stüdyodan çıkardı. Onlar da gıklarını çıkarmadan Çakar’ın dediğini aynen uyguladı. İşte o akşam Ahmet Çakar’la yarışmacı Selvi Kaçal arasında yaşanan ilginç diyalog:
Ahmet Çakar: Ne için geldin buraya?
Selvi Kaçal: Para almak için
A.Ç: Peki hazır mısın?
S.K: Hazırım.
A.Ç: Peki şu kıyafetini toparlayıp gelmek istemez misin?
S.K: Vardı göstereyim dedim.
A.Ç: Beyler (diğer iki yarışmacıya) ikiniz sen ve sen, sadece bana bakacaksınız. Hanımefendiyle konuşmayacaksınız. Kıyafet mi göstermeye geldin buraya?
S.K: Evet kıyafet göstermeye geldim.
A.Ç: Eğer finale kalırsan Selvi Hanımefendi, bu kıyafetle istemem. Git üstüne bir şeyler giyersin, finalde arada reklam arasında. İstemiyorum kardeşim. Hatta şimdi gidin giyinin. İkiniz de giyinin gelin adam gibi.
Kıyafet değiştikten sonra
A.Ç: Git bunu da beğenmedim. Git daha adam gibi bir şeyler giyin kızım.
S.K: Ay inanmıyorum.
A.Ç: Git üstüne şal al.
Ve Selvi Çakal üstüne bir şal atıp, yarışmaya öyle devam etti.
“24 bin YTL’lik çanta”daki 20 milyonluk “kamu yararı”
İşadamı Ercan Canmutlu’nun Kanyon’daki Harvey Nichols mağazasından 24 bin YTL’ye eşi Müge Canmutlu’ya Balenciaga marka timsah derisi çanta aldığına dair haberler medyada yer aldığında popüler kültür karşıtlarının gösterdiği tepki üç aşağı beş yukarı söyleydi:
“Bu da haber mi? Adamın parası var, almış, kime ne? Bu, kamuoyunu niye ilgilendirsin ki! Bu haberde hiçbir kamu yararı yok ki.”
Şimdiye kadar magazini tartışmak için katıldığım birçok platformda bu konudaki tezim hep şu oldu:
Çoğu magazin haberinin yapılma sebebi “kamu merakı”dır. Bu tür haberlerde “kamu yararı”sonradan ortaya çıkar. Nasıl mı? Şöyle.
Malum toplumsal hafızamız zayıf, o nedenle bir çok şeyi kolay unuturuz.
Hatırlar mısınız?
İzmir’in beş yıldızlı otellerinden birinde yapılan zengin eğlence partisi olmasa, Türkiye’nin “Titan” adlı saadet zincirinden haberi olacak mıydı? Paranın su gibi aktığı o eğlencenin haberi ve fotoğrafları medyaya yansımasa “Titan saadet zinciri” kolay kolay kırılır mıydı?
Önceki gün Okan Müderrisoğlu’nun Sabah’a manşet olan haberi de ortaya koydu ki, gazetecinin “kamu merakı” ile ortaya çıkardığı 24 bin YTL’lik çanta, zamanla 20 milyon YTL’lik bir “kamu yararı” doğurdu.
Başta, magazin haberlerine burun kıvıranlar ve popüler kültür düşmanları olmak üzere toplumun hangi katmanından birileri çıktı da, bu tür olayları gün ışığına çıkaranlara teşekkür etti?
Cevap veriyorum:
“D” şıkkı, yani “Hiçbiri”...
Vergi denetmenlerinin incelemelerini yakından takip eden biri olarak biliyorum. Bu tür magazin haberlerinin en sıkı takipçileri vergi denetmenleri.
Maliyeciler, dolarların havalarda saçıldığı beş yıldızlı otel düğünlerinden tutun da, bu tür göze batan harcamalara ilişkin “akçalı haberler” medyaya yansıdığında onları kesip, isim isim arşivleyip, sonra da peşlerine düşüyorlar.
Anlaşılan o ki, sıradan bir günde 24 bin YTL’lik çanta aldığı eşine doğum gününde 700 bin YTL’ye Bentley marka otomobil hediye ettiğine ilişkin haberler magazin basınında yer alana kadar “bonkör” işadamı Ercan Canmutlu’dan haberdar bile değildi. Eşi Müge Canmutlu’ya aldığı iki pahalı hediyeden sonra işadamının geriye dönük hesaplarını da incelemeye alan maliyeciler ona 20 milyon YTL’lik ceza kesti.
“Kamu merakı” ile “kamu yararı” arasındaki organik bağı bilmem anlatabildim mi?
Ama atalarımız boşuna söylememişler, “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna bile az” diye...