Can Dündar bunu da yaptı
Her kitapta az ya da çok, ama sonuçta ciddi bir emek var. Ama Can Dündar’ın olay belgeseli “Mustafa”nınki gibi el emeği, göz nuru bir kitap daha görmedim şimdiye dek... Görseydim, onu da yazardım...
Kalın kapaklı, fotoğrafların kesik bölmelerine yerleştirilmiş 70-80 sayfalı bir albüm düşünün... “Mustafa” da öyle bir şey...
Her sayfada Can Dündar’ın “Mustafa” belgeselinde beyazperdeye yansıttıkları yazılı...
Ama her sayfasında insanı duygulandıran bir sürpriz saklı...
Kimi sayfada gerçek bir zarf çıkıyor karşınıza... Zarfın içinde Mustafa Kemal’den Madam Gorinne’ye gönderilen el yazısı “Sofya Mektupları”nın kopyaları...
Bir başka sayfada Atatürk’ün “Çanakkale Mektupları”...
Her sayfada Atatürk’e ait özel belgeler, fotoğraflar, yazılar, mektuplar... Can Dündar’ın “Sevgili Ali Eyüboğlu’na Can’dan Sevgimle...” diye yazıp imza attığı bu kitap, benim oğluma bırakacağım en değerli
Can Dündar’ın “Mustafa”sı aslında bir parça moralimi de bozdu!
Çünkü “Mustafa” tam da, önce kitap sonra da DVD ve televizyon belgeseli olarak çıkarmayı planladığım bir projeye başladığım bir dönemde elime geçti.
Dündar’ın bu kreatif eserini inceledikçe moralim bozuldu.
“Romantik isyankar”a isyan edesim geldi.
Çünkü ne yaparsan yap, Can Dündar’ın kreatifliğine yaklaşması mümkün değil ki!
Dündar çıtayı öylesine yüksek bir yere koydu ki, gel de ulaş şimdi... Allah’tan birkaç gün sonra nasılsa senin belgeselcilikte bir iddian yok diye teselli ettim kendi kendimi ve moralsiz de olsa ‘Projeye kaldığı yerden devam’ dedim...
Yeri gelmişken “Mustafa” için Can Dündar’ı yerden yere vuranlara daha önce de yaptığım, o zaman “Doğrusu”nu siz yapın çağrımı yenilemek istiyorum.
Hani “Atatürk’e layık bir belgesel yapmadı” diyerek eleştiriyordunuz ya Can Dündar’ı... Adam kendini aştı, ama sizden henüz “tık” yok!
Konuşmak kolay, önemli olan icraat...
Ferdi Tayfur kitabını her hafta sayfa sayfa internetten yayınlıyor
Çünkü o da, ne zaman ne yapacağı belli olmayanlardan...
Kimi zaman bir şarkısıyla oturuyor Türkiye gündemine, kimi zaman da bir klibiyle...
Bazen özel hayatındaki iniş-çıkışlarla olay adam oluyor, bazen de yaptıklarıyla...
Birkaç gün önce bir davette karşılaştım arabesk müziğin unutulmaz ismiyle...
“Ferdi Baba”ya bu aralar ne yaptığını sordum, verdiği yanıt, “Dördüncü kitabımı yazıyorum” oldu.
“Kitaplarından ikisini okudum, ama üçüncüsünden haberim olmadı, ne zaman çıktı ki?” diye sordum. Tayfur bu kez şunları söyledi:
“O henüz kitap olarak çıkmadı. ‘Bir Zamanlar Ağaçtım’ adını verdiğim üçüncü kitabımı www.ferdibaba.com adlı internet sitemde fasikül fasikül yayınlıyorum da ondan haberin olmadı belki... Her hafta sonu üç, dört sayfa yayınlıyorum sitede. Beni sevenler de büyük bir merakla takip ediyor, bir hafta sonra neler yazacağımı.
Bunu yapmamın bir başka sebebi de, insanların siteye girip, kitabı okuduktan sonra görüşlerini yazması. Onların yaptığı yorumlar benim için çok önemli. Kitabın genel kurgusu belli, ama detaylara, sevenlerimden gelen yorumlara göre şekil veriyorum.”
Ferdi Tayfur’a dördüncü kitabının adını ve türünü sordum. Sanatçı, “Kafamda birkaç isim var, ama henüz hangisini koyacağıma karar vermedim” dedi. Tayfur, “Fantastik bir kitap olacak bu” dediği yeni eserinde ikiz kız kardeşlerin fantastik maceralarını okurlarıyla paylaşacak.
Adı üstünde; ‘Yılın düğünü’!
Cenk Eren’le Sadıka Sabancı düğün tarihi olarak önce 7 Şubat’ı, ardından da 14 Şubat’ı yani ‘Sevgililer Günü’nü açıkladı. Sonra bu tarih 21 Şubat’a kaydı...
Sevgililer şimdi de, istedikleri evi bulamadıkları için düğün tarihini yine erteledi.
Olacak o kadar tabii ki...
Ne de olsa “Yılın düğünü”...
Bir - iki günde gündemden düşerse ona “yılın düğünü” denmez ki!
Evlilik için bunca yıl beklemiş insanlar, meraklıları birkaç ay daha bekletseler ne olacak sanki!