1 Temmuz’dan bu yana Bodrum’dayım... Aslında ne tam tatil, ne de tam mesai benimkisi...
İşlerimi aksatmadan tatil yapıyorum demek en doğrusu...
Patronum (Sedat Ergin) üç haftalık izni bu şartla verdiği için başka bir seçeneğim de yoktu.
Durumu bilen arkadaşlarımdan, “Tatilde olmana rağmen bunca haberi nereden buluyorsun? Bize de öğret şu formülü” diyenlere, çoğu kez haber beni buluyor diyorum, inanmıyorlar.
İşte bu iddiama en canlı örnek.
Club Flipper’da geçirdiğimiz son akşam, tesisin sahibi Ahmet Bayer davet etti bizi villasına çay içmeye...
Biz çaylarımızı yudumlarken jandarma bastı villayı...
Jandarma, T.C. Bodrum 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 08.07.2008 tarihli ve 2008/537 İş No’lu kararı gereği arama yapmaya gelmişti. Arama kararı özetle şöyleydi:
“08.07.2008 tarihinde 156 Jandarma İmdat telefonunu arayan ve isminin Murat olduğunu belirten bir şahsın Club Flipper’ın işletmeciliğini yapan Ahmet Derya Bayer isimli otel işletmecisinin ikamet ettiği evinde kaçak içki ve sigara olduğunu, bu kaçak içki ve sigaraları ise isteyen otellere gönderdiği ihbarının yapıldığı, bu nedenle şüphelinin yukarıda belirtilen evinde, eklentilerinde, şüphelinin göstereceği adreslerde, evde bulunan şahısların üzerlerinde ve bu şahıslara ait araçlarda bir kereye mahsus arama yapılmasına, ele geçecek suç delillerine el konulmasına...”
Club Flipper, 60 dönüm arazi üzerine kurulu 1.800 yatak kapasiteli bir turizm tesisi...
Bu tesisin içinde 2.5 dönümlük alanda da, Ahmet Bayer ve annesine ait birer villa var.
Bayer’in villasında saatlerce arama yapan Jandarma, “kaçak sigara” bulamadı. (Çünkü Bayer, sigara içmiyor)
Ancak Jandarma 600 m2’lik villada bulduğu 47 çeşit toplam 100 şişe içki buldu ve onlara “suç delili” olarak el koyup götürdü.
Jandarma Tutanağı’na baktığımda dikkatimi çeken konu, içkilerin çoğundan birer şişe olmasıydı.
Yani Jandarma kolilerle içki bulamadı.
Tutanakla tespit edilen içkiler, günümüz Türkiye’sinde içkiye meraklı insanın evinde bulunabilecek türde ve miktarda...
Cem Yılmaz’ın Doritos reklamında söylediği gibi, Ahmet Bey o içkileri buraya getirseniz de, “Satıcı değil, içiciyiz içici” desek kurtaramaz mıyız dedim ama ne fayda!
Ahmet Bayer’in ikinci adının “Derya” olduğunu bilecek kadar ona yakın ihbarcı amacına ulaştı.
Bayer şimdi o içkileri yurtdışından gelirken free shoplar’dan aldığını, “satıcı” değil “içiçi” olduğunu ispat etmek zorunda... Aksi takdirde “içki kaçakçılığı”ndan yargılanacak.
2006 yılının eylül ayında Bodrum’da dalış sırasında vurgun yiyen ve uzun süren tedavi sonunda tekerlekli sandalye ile yaşamını sürdüren Bayer, operasyon sonrası şunları söyledi:
“Yılda 8 - 10 kez yurtdışına gidip gelen bir işadamıyım. İki oğlum yurtdışında okuyor. Ben de onlar da, her gelişlerinde sevdiğimiz içkilerden getiriyoruz. Arkadaşlarımın hediyeleri var. Şimdi işi gücü bırakıp, toplasak 500 euro tutmayacak içki için kaçakçılık yapmadığımı ispat etmenin peşine mi düşeceğim? Sebep, isimsiz birinin yaptığı ihbar. Bir ülke düşünün isimsiz birinin ihbarı, devletten bir kuruş destek almadan turizme milyonlarca dolarlık yatırım yapan işadamından daha itibarlı. Ama Türkiye’de hukuk mekanizmasının bu denli hızlı çalışmasına sevindim! İhbar yapıldığı gün, savcı mahkemeden hemen arama kararı çıkardı ve 7 kişilik Jandarma timi evi bastı. Hediye kutuları içindeki içkileri bile ‘suç delili’ olarak alıp götürdüler.”