CHP, MEYHANE VE GARSONLAR

Kılıçdaroğlu’nun milletvekillerine ‘Meyhaneye gitmeyin demiyorum, gidin ama sık gitmeyin, gidecekseniz de hepiniz bari aynı meyhaneye gitmeyin. Garsonlardan duyuyorum bunları” açıklamasında ‘garson’ kısmı ilgimi çekti. Çünkü biz magazinciler için önemli haber kaynağıdır garsonlar...

Habertürk’ün pazar günü ‘Meyhaneye Sık Gitmeyin’ başlığıyla manşet yaptığı konuya geç nüfuz ettiğimi düşünmeyin.
Aslında pazartesi günü yazacaktım bu konuyu, ama bir gün bekledim.
Onun da sebebi şu:
Haberler üzerine sıcağı sıcağına yorum yaptığınızda bazen şöyle bir sorun çıkıyor karşınıza.
Bizzat kaynağından yalanlanınca o haber, yaptığınız onca yorum boşa gidiyor birden.
Kendinizi sahada zannederken bir de bakıyorsunuz çizgiler değişmiş, ‘taç’ ya da ‘aut’ oluvermişsiniz.
Konu hakkında yorum yapmak için bir gün beklemek istemem de bu yüzden.
Bu satırları yazdığım saate kadar Kılıçdaroğlu’ndan bir yalanlama gelmediğine göre haberde bir sorun yok demek ki.
Okumamış olanlar için önce Düzgün Karadaş’ın yaptığı haberi özetleyeyim.
CHP’li 40 milletvekilinin ‘MİT Yasası’ oylamasına katılmamasına sinirlenen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Merkez’de topladığı milletvekillerine sert bir konuşma yapmış ve şöyle demiş:
“Her yurttaşın telefonuna cevap verin. Ben, beni arayan her vatandaşın telefonuna dönüyorum, siz dönmüyorsunuz. Olacak şey değil. Halkın arasında olacağız. Bir de özel yaşamımıza özen göstereceğiz. Topluma örnek olacağız. Meyhaneye gitmeyin demiyorum, gidin ama sık gitmeyin. Gidecekseniz de hepiniz bari aynı meyhaneye gitmeyin. Garsonlardan duyuyorum bunları.”

Garsondan al haberi!
Kılıçdaroğlu’nun söylemindeki ‘garson’ kısmı ilgimi çekti.
‘Algıda seçicilik’ de diyebilirsiniz buna. Çünkü biz magazinciler için önemli haber kaynağıdır garsonlar.
“Garsondan al haberi” sözü boşuna pelesenk olmadı dilimize.
Düne kadar verdikleri istihbaratlarla magazincileri habere boğan garsonların bugün CHP’li vekillerin meyhane günlüğünü tutuyor olması ve bunu şikayet dilekçesi gibi CHP’nin Genel Başkanı’na sunmaları ilginç bir gelişme.
Demek ki garsonlar magazinden umudu kesti, siyasete yöneldi.
Gelelim Kılıçdardoğlu’nun, “Meyhaneye gitmeyin demiyorum, gidin, ama sık gitmeyin. Gidecekseniz de hepiniz bari aynı meyhaneye gitmeyin” sözüne.

Aylık meyhane çizelgesi
Kılıçdaroğlu değil de sanki Süleyman Demirel söyledi bu sözü.
Nereye çekersen oraya gelecek türden bir söz.
CHP’li milletvekillerinin yerine koyun kendinizi.
Meyhaneye gitsen suç, gitmesen kabahat!
Hangi meyhaneye, hangi sıklıkta gidilmesi gerektiği de ayrı bir muamma.
Bu ay sonuna kadar CHP iki ‘Tüzük Kurultayı’ yapacak.
Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışından sonra CHP, bu konuyu o kurultaylardan birinin gündemine koyup, hangi milletvekilinin ne zaman, hangi meyhaneye gidebileceğine dair aylık liste hazırlama yetkisini Genel Merkez’e alsa fena olmayacak galiba!

HAVAN KiME GÜZELiM?

Ebru Gündeş, bir hafta önce iki kıyafetinin fermuarı bozulunca tek kıyafetle program yapmak zorunda kaldığı Günay’a giderken bu kez yanında tam 10 yedek kıyafet götürmüş. Şarkıcı, bunun sebebini de şöyle açıklamış:
“Geçen haftaki gibi bir aksilik olursa diye, önlem almak istedim; işimi sağlama aldım.”
Bir şarkıcının programa giderken yanında götürdüğü üç kıyafetten ikisinin fermuarı bozuk çıkıyorsa demek ki şöyle bir sorun var karşısında.
Demek ki Gündeş’in modacısının kullandığı malzemeler ‘çakma’!
Modacısı, paraya kıyıp orijinallerini kullanmak yerine ‘Çin malı’ ucuz fermuarlar kullanmış Gündeş’in kıyafetlerinde.
Malzeme ‘çürük’ olduktan sonra iki kıyafet yerine 10 kıyafet götürsen ne fayda?
Amaç ne kadar çok sahne kıyafetin olduğuna dikkat çekip, tuvaletlerinle birilerini ezmekse o başka!
Gündeş’in yaptığı ‘kamyon arkası yazıları’ndan birini hatırlattı bana. Şöyle diyordu o yazıda:
“Havan kime güzelim?”
Söyle de bilelim!

BENİM SEVGİLİM NİYE YOK DİYE ÜZÜLMEYİN!

Bu ‘Düşünürler’in kimlerden oluştuğunu, ana fikrin kimden çıktığını bilmiyorum. Facebook’ta sörf yaparken gördüğüm bu fikir kimden çıkmışsa, metnin oluşmasına kimler katkı sağlamışsa, hepsinin ellerine, beyinlerine sağlık.
İşte ‘Düşünürler’in ‘Üzülmeyin Arkadaşlar’ başlıklı eğlenceli o metninde yazılanlar:
57 yaşındaki Ali Ağaoğlu’nun 20 yaşında sevgilisi var.
71 yaşındaki Halis Toprak, 17 yaşında eş buldu kendine.
63 yaşındaki Aziz Yıldırım’ın yeni eşi 24 yaşında.
“Benim sevgilim niye yok?” diye üzülmeyin.
Her şey para değil.
Bunun tek sebebi olabilir.
Sizin sevgiliniz henüz dünyaya gelmemiştir.