Mehmet Ali Yılmaz’ın kurduğu tvem, atak üstüne atak yapıyor şu sıralar...
Yıllardır televizyonda iş yapmayan Reha Muhtar’ı şimdilik “danışman” sıfatıyla tvem’in kadrosuna katan Mehmet Ali Yılmaz, televizyon izleyicilerinin yakından tanıdığı ünlü bir haber spikeri ile de flört halinde.
Annem bana ‘damat’ dedi
“En Büyük Show”un yedi saat süren çekimlerinde sağ yanımda Çağla Şıkel, sol tarafımda Emre Altuğ vardı...
Bu kadar uzun aynı masayı paylaşınca, sadece çekimler üstüne sohbet etmekle geçmiyor zaman...
Yeri geldiğinde çok özel şeyler de paylaşıyor insan...
İki çocukları var Emre Altuğ - Çağla Şikel çiftinin...
Biri Kuzey, diğeri Uzay...
Kuzey üç yaşında, Uzay altı aylık...
Uzay’ın en büyük besin kaynağı anne sütü...
Yoğun çalışma temposu yüzünden oğlunu düzenli emzirme şansı bulamayan Çağla Şıkel, süt sağma ve saklama yöntemiyle çözüyor bu sorunu.
Altı aylık çocuk bile uyanmış işe...
Biberondan anne sütü içmenin keyfini tadınca, vazgeçmiş anneden emmeyi....
Bir ara eve gidişte Uzay’a ikram edeceği biberonu sütle doldurmak için aramızdan ayrılan Çağla Şıkel’i ailesinin ne denli sevdiğine dair ilginç bir ayrıntı anlattı eşi.
Emre Altuğ, “Öz annem (Gülçin Altuğ), geçenlerde bana ‘damat’, Çağla’ya ‘kızım’ dedi. O derece seviyorlar Çağla’yı” dedi.
Çağla’ya sordum Emre Altuğ’la kaç yıldan beri birlikte olduklarını, “4 + 4... Dört yıl flört ettik, dört yıldır da evliyiz” dedi...
Çağla Şıkel’le Emre Altuğ çifti bir 4 yıl daha geride bıraktılar mı tamamdır! 4+4+4’ü kazasız, belasız atlatacaklar demektir.
İkisi de ünlü, evli, çocuklu ve mutlu çift bulmak zor günümüzde...
O yüzden nazar değmemesi için “elemtere fiş, kem gözlere şiş” diyerek noktalıyorum bu mevzuyu.
Çok tanıdık bu oyunlar!
Telefonum çaldı, arayan Kanal D’den bir arkadaştı.
Sorusu ona kapak oldu
Show TV’de 15 Eylül Cumartesi ve 15 Eylül Pazar akşamı ekrana gelecek “En Büyük Show”un çekimindeyiz.
Masamızdaki ünlülerden biri şarkıcı Soner Sarıkabadayı...
Hollandalı kız arkadaşı Ester ile oturan Sarıkabadayı’nın yanına gelen programın sunucularından Hakan Akkaya, şöyle bir soru yöneltti ona:
“Evlilik ne zaman?”
Caner Erdem, o sahneyi makaslar mı, yoksa olduğu gibi kullanır mı bilemem...
Ama bildiğim bir şey var ki, sırça köşkte oturan, başkasının camına taş atmayacak.
Atarsan olacağı bu.
Soner Sarıkabadayı, bu soruya, “Sen evlendikten sonra” diye yanıt verince, Hakan Akkaya, “Bu da bana kapak oldu” demek zorunda kaldı.
Gaziantep’te fıstık hasadı
Allah nasip ederse, siz bu satırları okuduğunuzda ben, “Atlas ile Gaziantep Fıstığınız Bol Olsun” gezisinde olacağım.
Cuma 17.10 uçağıyla gideceğimiz Antep’te Cumartesi sabahı Süleyman Oba Köyü’ndeki Bahçe Şenliği’nde köylülerle buluşacağız.
Ardından iki saatlik TEMA Vakfı’nın brifingi, sonrasında ise bir saat sürecek fıstık hasadı var.
Atlas dergisinin “Okurlarla Doğa Yürüyüşü” kapsamında organize ettiği gezinin ikinci günü “kültür turu”yla bitecek.
Pazar günü ise bir gün önce dalından koparılıp yenen “Antep fıstıkları”nın vücutlarda depoladığı yağları yakmak için Atlas’ın Rum Kalesi’ne doğru düzenlediği beş saat sürecek doğa yürüyüşü gözüküyor seyahat programında...
Günün birinde Suriye’de böyle bir iç savaş çıkacağını tahmin ettiklerinden olsa gerek, “Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın yüzü” demiş atalarımız...
Ben de diyorum ki, ne hasat ettiğim fıstıkları yerim, ne de o fıstıkların yağlarından kurtulmak için beş saat yürürüm.
Ayrıca mazeretim var benim.
Çünkü yürüyüş 08.30 ile 13.30 saatleri arasında...
Ama benim Pazar günü en geç 11.00’e kadar Pazartesi günü Milliyet Cadde’de yayınlanacak Alice’yi yazmam lazım.
Atlas dergisinin yöneticileri Murat Köksal, Nihal Ayan ve yol arkadaşlarına hayırlı yürüyüşler!