Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Deli Saraylı’ iş yapar mı

Doğrusunu söylemem gerekirse kostümlü tarihi filmler ve diziler pek ilgimi çekmez. Hal böyleyken ve üstelik daha ekrana bile gelmeden Süreç Film’in “Deli Saraylı” projesi ilgimi çekti.
Çünkü “Deli Saraylı”, ekranlarda görmeye pek de alışık olmadığımız türden.
Perran Kutman’ı uzun bir aradan sonra ekranlara döndüren “Deli Saraylı”, tarihi bir komedi dizisi.
Dönem dizisi başlı başına riskli... Tarihi komedi ondan da riskli...
Buna rağmen yapımcı Ali Gündoğdu niye böyle bir riske girdi?
Gündoğdu’nun bu soruya verdiği yanıt şu:
“Çünkü insanlar komedide hayal kurmaya daha yatkın oluyor. ‘Elveda Rumeli’ ve ‘Kurtlar Vadisi’ gibi dizilerle şunu anladık ki, insanlar dizileri aynı zamanda bilgilenme ihtiyacı olarak da görüyor.
‘İstanbul’un işgal edildiği dönemde neler olmuştu?’ merakına karşılık gelen ‘Deli Saraylı’ ve ‘Hüsrev’in maceralarını da seyredenler hem eğlenecek, hem bilgilenecek.”
“Deli Saraylı” ile “Hüsrev”in “1.Dünya Savaşı”nda bozguna uğrayan Osmanlı’nın başkenti İstanbul’u düşman işgalinden kurtarmak için verdikleri komik mücadeleyi ekrana taşıyacak dizinin çekim mekanları Galata ve Büyük Ada...
Show TV’nin yeni dizisi “Deli Saraylı”nın kadrosu da konusu gibi hayli zengin. Şu kadroya bakar mısınız?
Perran Kutman (Deli Saraylı Mecbure), Çetin Tekindor (Hüsrev Binbaşı), Cüneyt Türel (Tahir), Melis Birkan (Hüma), Itır Esen (Lady Mathilda), Köksal Engür (Cezzar), Hakan Paktan (William Barnes), Ünal Gümüş (Amiral Sir Edward), Serkan Keskin (Arabacı Mazhar Kazancı), Engin Alkan (Aşçı), Öner Erkan (Ayyar), Hakan Meriçliler (Bahçevan), Özge Özpirinççi (Dilruba), Kenan Ece (Emir Zahir), Selen Uçer (Hizmetçi Kız), Okan Tangücü (Küçük Esat), Leyla Göksun (Lady Betty), Ani İpekkaya (Lebriz Anne) ve İştar Gökseven (Satılmış)...
Dönem dizisi zaten başlı başına pahalı bir iş... Üstüne böyle zengin bir kadro da eklenince iş; daha da pahalılaştı haliyle...
Dizi yayınlanmaya başladığında bakalım Show TV izleyicileri, onca emek ve paranın karşılığını verecek mi?

Haberin Devamı

Ekranlardaki sağlık sömürüsü
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Yüksek Seçim Kurulu (YSK) şu günlerde hangi kanalın ya da programın seçim yasaklarını ihlal ettiğinin peşinde...
RTÜK ve YSK elbette ki, yanlış yapan varsa bulup ona gerekli cezayı kesmeli...
Peki ekranlarda, “Sağlık programı” adı altında yapılan sağlık sömürüsüne, “Her derde derman” krem veya ilaç pazarlayanlara kimse müdahale etmeyecek mi?
İçlerinde öyleleri var ki, Hadis-i Şerif’i referans vererek pazarlıyorlar ürünlerini...
Bir ilaç ya da krem, “Her derde deva” olur mu?
Ama bu kanallarda sağlık sömürüsü yapanlar, olduğunu iddia ediyor...
Telefonla canlı yayına bağlanan izleyici diyor ki, “Vücudumda beyaz lekeler vardı. Doktora gittim, ‘Vitiligo bu... Çaresi yok’ dediler”...
Pazarlamacı hemen müdahale ediyor:
“Olur mu öyle şey? Doktorlar, ‘Bugün için tıp çaresini bulamadı’ diyebilir ama ‘Çaresi yok’ diyemez. Sen yine de bu çörek otundan bir tane al.”
Bir başkası bağlanıyor, dizlerinde ağrı olduğunu söylüyor.
Pazarlamacı doktor, ona da aynı çörek otunu tavsiye ediyor...
Türkiye’de RTÜK’e reklam payı ödememek için yurtdışından yayın yapan bu televizyonlardaki “sağlık sömürüsü”ne kim dur diyecek?

Haberin Devamı

‘Deli Saraylı’ iş yapar mı

Sinem Kobal’ı rahat bırakın!
Kanal D’nin yeni dizilerinden “Küçük Sırlar”a ve Sinem Kobal’a yapılan eleştirilere bir hayli sinirlenen okurlarımızdan biri, facebook’taki hesabıma, “Ali Bey, adımı kullanmayın, ama bunu lütfen yayınlayın” notuyla bir e-posta yolladı... İşte Sinem Kobal hayranı okurumuzun yazdıkları:
“Kanal D’deki ‘Küçük Sırlar’ dizisini altı bölümdür izliyorum ve şunu söylemeliyim; Sinem Kobal, gayet iyi oynuyor! Benim anlayamadığım neden eleştiriliyor?
Tabii, Türk seyircisi alıştı, ‘Aşk-ı Memnu’ gibi dizileri izlemeye. İlla ki bir oyuncuyu konuşacaksak sevişmesi ya da öpüşmesi gerekiyor değil mi? Ama Sinem Kobal, altı bölümdür bunların hiçbirini yapmadı. O yüzden oyuncu değildir efendim! Altı bölüm sevişmediği için, altı bölüm öpüşmediği için, altı bölüm boyunca yengesinin kocasıyla kırıtmadığı için, altı bölüm boyunca dekolte giysiler giyip fiziğini göstermeye çalışmadığı için Sinem Kobal asla oyuncu değildir değil mi?

Haberin Devamı

Haksızlığın kimse farkında değil!
Dizideki Sinem sahnelerini izleyin derim.
Uyuşturucu bağımlısı abisini, o kötü alışkanlığından vazgeçirmek için yaptığı konuşmada söylediği sözler ve o sözleri söylerken ki mimikleri, döktüğü gözyaşları beni ekran başında ağlattı.
Babasını kendi yaşında kızlarla bastığı gece odasına kapandığında, o gözlerindeki hüzün bana yansıdı. Ben eminim ki, daha birçok seyirci de buna kapıldı, ama güzelim ülkemizde bir şahsın oyuncu olması için, ‘Bihter’ gibi amcasının yeğeniyle birlikte olması ya da ‘Eyşan’ gibi sevdiği adamı hapse attırmas, olmadı ‘Fatmagül’ gibi dört kişinin tecavüzüne uğraması gerekir.
Sinem Kobal’a yapılan haksızlığın kimse farkında değil.
Kendisi işinin eğitimini alıyor ve inanır mısınız, rol gereği bile olsa güldüğü zaman seyirciyi de gülümseten ender gülüşe sahip oyuncudur. Çünkü doğallık var kızda.
Ama yok iyisi mi Sinem sen git hemen bir seviş gel, yoksa seni takan olmaz!”

Bayındırlık proje çalar mı?
“Projemi çalıp, dizi program yaptılar” iddiası televizyon dünyasında bazı yapımcıların zaman zaman dile getirip, dert yandıkları bir konudur.
Bu nedenle zaman zaman bazı yapımcılarla televizyon kanalları, hatta yapımcılarla yapımcılar bile mahkemelik olmuştur.
Ancak Ardahan’da yaşanan proje hırsızlığı iddiası, ilk kez duyduğum bir konu.
Şayet mimar Erdinç Erdağı’nın iddiası doğruysa bu; tuzun da koktuğunun resmidir.
Gazetelerde okumuşsunuzdur.
Ardahan Bayındırlık İl Müdürlüğü, Hanak ilçesinde 300 bin lira harcayarak 14 odalı, kapalı havuzlu, kapalı otoparklı, tripleks bir lojman yaptırdı.
Ardahan Bayındırlık İl Müdürlüğü’nün, butik bir otel gibi Kaymakamlık Lojmanı yapmış olması bir yana, işin en vahim olanı, proje hakkındaki çalıntı iddiası.
Daha önce Kars’ın Susuz, Erzurum’un Tortum ilçelerinde Kaymakamlık Lojmanları’nın projelerini çizen mimar Erdağı’nın iddiası da şu:
“Ardahan Bayındırlık İl Müdürlüğü, Hanak Kaymakamlık Lojmanı için de benden proje istedi. Projeyi hazırlayıp, teslim ettim. Kaymakamlığın geri çevirdiği projemi Ardahan Bayındırlık İl Müdürlüğü benden izinsiz yaptırdı. Ben de davacı oldum.”
Televizyon yöneticilerinin, bir yapımcının sunduğu projeyi, “Şimdilik böyle bir şey düşünmüyoruz” ya da “Bize göre değil” diyerek reddettikten sonra, tanıdıkları başka bir yapımcıya bazen aynen, bazen de küçük değişikliklerle yaptırması ne denli bir “korsanlık”sa, bu da öyle...
Üstelik bu daha da vahimi...
Şayet iddia doğruysa bu olayda “korsanlığı yapan” her hangi bir özel televizyonun yöneticisi değil, bizzat devletin kendisi.
Pes yani...