Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Moskova’dan dönüşte okuduğum gazetelerden birinde bir hayli iri puntolarla yazılmış çeyrek sayfalık şöyle bir Digitürk ilanı vardı:

“10.02.2014 tarihli ve 2014/DK-SDD/105 sayılı BTK kararı gereğince, geçmişte abonemiz olmuş ve halen abonemiz olan bazı tüketicilere iade yapılmasına karar verilmiştir.

Tüketicilerimiz www.digiturk.com.tr/duyurular internet adresine girip bilgi alabilirler.”

Merak edip ilandaki adrese girdim.

Orada da şöyle bir metin çıktı karşıma:

“Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Kararları uyarınca abonelere yapılacak iadeler:

Haberin Devamı

BTK kararı gereğince alacaklı olan üyelerimiz aşağıdaki yöntemlerle nakit iade talebinde bulunabilirler.

Alacaklı üyelik aktif bir üyelik ise nakit iade talebinde bulunarak 15 gün içinde nakit iade alınabilir. Nakit iade istenmediği takdirde, söz konusu alacak fatura(lar)dan düşülecektir. Alacaklı üyelik pasif üyelikse nakit iade talebinde bulunarak 15 gün içinde nakit iade alınabilir. Nakit iade başvurusunda bulunmayan pasif üyelerin iade tutarları, yasal mevzuat çerçevesinde zamanaşımı süresince tarafımızca saklanacak ve üyenin yeniden üyelik yapması durumunda fatura(lar)dan mali mevzuata uygun şekilde düşülecektir.”

Alacak miktarını görmek ve iade talebinde bulunmak isteyenler verilen linki tıkladığında T.C. Kimlik Numarası’yla birlikte “Robot” olup - olmadığınız soruluyor.

Yıllardır Digitürk abonesiyim.

T.C. Kimlik Numaramı girdim, “robot değilim” hanesini tıkladım. Karşıma çıkan fatura bölümünde ne borcum çıktı ne de alacağım.

“Sorunlarınız için arayın” dedikleri 0 212 473 73 73’ü aradım, “Buyrun, size nasıl yardımcı olayım” diyen birini bulamadım.

Sonuç olarak Digitürk’ün ilanla duyurmak zorunda kaldığı BTK kararının ne olduğunu anlayamadım.

Anlayan veya bilen varsa bana da anlatsın.

İNSANIMIZIN TUHAF METROBÜS HALLERİ
Televizyonlarda iyi reyting alan ve uzun soluklu diziler arasında komedinin esamesi okunmuyor, ama sinemada tam tersi bir durum söz konusu…
Son yıllarda gişede yapımcısının yüzünü güldüren filmlerin çoğu komedi…
Televizyonda dram, sinemada komedi izleyen Türklerin metrobüs hallerinden de şahane komedi filmleri yapmak mümkün.
Komedi yazan senaristler, cep telefonlarıyla insanımızın metrobüs hallerini çekip, senaryolaştırsa bakın nasıl komedi filmleri çıkar ortaya…
Tıklım tıklım dolu metrobüste yüksek sesle telefon konuşması yapıp, yok yere etrafını gerenler; sevgilisi, ailesi ya da arkadaşlarıyla kavga edenler…
“Yeminle söylüyorum daha gelemedim İstanbul’a. Gelir gelmez arayacağım seni” diye yalan konuşanlar…
İlk durakta bindiği koltuğu yaşlı veya hamile birine kaptırmamak için uykuya dalanların inecekleri durak anons edilince alarm zili çalmışçasına uyananlar…
Ne ararsan var İstanbul’un metrobüslerinde…
Türk insanının metrobüslerdeki trajikomik hallerini sıralamaya kalksam değil bu sütun, sayfanın tamamı yetmez valla…
Hizmete girdiğinden bu yana metrobüse binen biri olarak fizik kurallarıyla uyuşmayan şu durumu da çözebilmiş değilim hala:
Tıklım tıklım dolu metrobüsten nasıl oluyor da 10-15 kişinin indiği duraktan 3- 5 kişi binemiyor toplu taşıt aracına?
İçerideki yolcular etten kemikten değil de üzerindeki yük kalktıkça hacmi genişleyen sünger sanki. Nasıl da anında genişleyerek dolduruyorlar oluşan boşluğu.
Bazı yolcular var ki sanırsın kişi, metrobüsün “kapı aparatı”… İşgal ettiği bölge, metrobüsün bir parçası değil de ona “baba mirası”!
GÜNÜN SÖZÜ
“En büyük servet, gülen bir arkadaş, iyi hissettiren bir dost ve vücudundaki sıhhattir.” (Mevlâna)