Bülent Ersoy’un ilk kez bir reklam filmi çekimi için hazır bulunduğu sette tek gazeteci olarak ben de vardım. Ses Tiyatrosu’ndaki çekimlerde hem Bülent Ersoy’la hem de Azra Akın’la konuşma fırsatı buldum
Bülent Ersoy’la Azra Akın’ı buluşturacak Pepsi reklamının medyaya yansıyan senaryosu şöyleydi: Bülent Ersoy öğretmen, Azra Akın ise öğrencidir.
Öğrencisi, hocasına Pepsi içirince Diva birden ‘gençleşir’ ve 40 yıllık alaturkacı, rap söylemeye başlar.
Bu senaryo medyada yer alınca, “Sürprizi kaçtı” diye çöpe attılar onu...
Reklamın yeni hali şu:
“Alaturkacı Hoca (Bülent Ersoy), öğrencisini (Azra Akın) tiyatro sahnesinde Michael Jackson’ın meşhur dansı moonwalk’u yaparken görünce avazı çıktığı kadar haykırır “İtirazım Var” diye...
Ardından da, “Sen ne yaptığını zannediyorsun? Bana haber vermeden böyle tırıvırı işlere kalkıyorsun?” diye fırçalar onu...
Hocasının karşısında mahcuptur Azra...
Masanın üzerinde duran Swarovski taşlarla kaplı Pepsi’yi ikram eder hocasına...
Pepsi’nin yeni sloganı şu:
“Bir şişe gençlik.”
Bir şişe Pepsi’yi içen hoca da anında gençleşir.
Michael Jackson kıyafetiyle moonwalk yapma sırası artık Bülent Ersoy’dadır...
Azra Akın, Ersoy’un bu dansı karşısında şapka çıkarır.
Ben ayrıldığım saate kadar senaryo böyleydi.
Serdar Erener, “Bu da duyuldu” deyip değişiklikler yaptıysa vebali, günahı boynuna!
Sesiyle tiyatroyu inletti
Pepsi, Ersoy’un reklam yıldızı olarak ilk kez kameraların karşısına geçtiği sette davet edince beni, seve seve gittim. Çarşamba akşamı 19.00 sularında Beyoğlu Ses Tiyatrosu’ndaydım.
Setten ayrıldığımda saatler 23.30’u gösteriyordu.
Ben Ses Tiyatrosu’na gittiğimde Azra Akın’ın dansçılar eşliğinde Michael Jackson’ın meşhur moonwalk dansını yapıyordu, hem de ustaca...
Bir saat kadar sonra Bülent Ersoy’un çekimlerine sıra geldi.
Modacısı Nur Yerlitaş’ın hazırladığı Pepsi mavisi tüylü bir kıyafet giyen Ersoy, senaryo gereği Ses Tiyatrosu’ndan içeriye sisler arasından girip, avazı çıktığı kadar “İtirazım Var” diyecekti.
Ersoy çekimlerde öyle bir “İtirazım Var” dedi ki eminim Ses Tiyatrosu kuruldu kurulalı böyle bir ses görmemiştir.
Ersoy’un yüksek oktavlı sesi masamızdaki içecekleri bile titretti.
23.30’da Ses Tiyatrosu’ndan ayrıldığımda hâlâ o sahnenin tekrarları çekiliyordu.
Aslında Ersoy’a Gülşah Saraçoğlu’nun hazırladığı Michael Jackson kostümüyle nasıl ‘ay yürüyüşü’ yapacağını da merak ediyordum, ama zamanım el vermedi.
Çünkü sabah erkenden Antalya’ya gideceğim için setten ayrılmak zorundaydım.
“Yanınıza gelmeye korktum”
Kuliste konuştuğumuzda Bülent Ersoy, reklamdaki partneri Azra Akın’ı ekrandan tanıdığını, ama tanışmadığını söyledi.
Çok geçmeden Ersoy ve Akın, kamera önünde birlikteydi.
İlk arada neler konuşuyorlar diye gittim yanlarına...
Ailesinin Hollanda’da, kendisininse yedi yıldır İstanbul’da tek başına yaşadığını söyleyen Azra Akın, “Çekimler biter bitmez Hollanda’ya ailemin yanına gideceğim” dedi. Akın, ardından da bir süre önce Ersoy’la Hollanda’dan aynı uçakla döndüklerini ama yanına gidip tanışmaya çekindiğini açıklayınca Diva itiraz etti:
“Olur mu ayol? Senin gibi tescilli bir güzelle tanışmak istemez miyim? Sonra sen benim klibimde oynatmadığım o sarışın çocuğun eşisin.”
Akın, tebessüm etmekle yetinince ben girdim devreye ve çoktan ayrıldıklarını söyledim.
Son olarak şunu belirteyim.
O gece Azra Akın, Bülent Ersoy’un nasıl bir otoriteye sahip olduğunu gördükten sonra değil uçakta yanına gidip tanışmak, aynı uçağa binmeye cesaret edebileceğinden emin değilim.
Ersoy, o gece 120 civarında insanın görev yaptığı çekimlerde Ses Tiyatrosu’nu sadece sesiyle değil, otoritesiyle de titretti çünkü...