DİYANET’İN BAŞKANI SON NOKTAYI KOYDU

Türkiye’de din konusunda Diyanet İşleri Başkanı’ndan daha büyük otorite var mı?

Yok...

TBMM’ye sunulan “Cinsel istismar tasarısı” yüzünden neyi tartıştı Türkiye?

Ailelerin, “Buluğ yaşı geldi. Dinimizce caizdir” diyerek 18 yaşından küçük kızları evlendirmesinin yarattığı sorunları...

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez -biraz geç de olsa- 33. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda müdahil oldu konuya. İşte Görmez’in, “Çocuk gelinler konusunda Diyanet’in fetvası” sayılabilecek açıklaması:

“...Kimse örften beslenen ve geleneksel tarım toplumunun genlerinde var olan bazı uygulamaları İslam’ın bir gereği olarak göremez, gösteremez. İslam bireyin mükellefiyetini akıl ve buluğ şartına bağlar.

Dolayısıyla, bir kişinin kendi sorumluluğunu üstlenme ve kendi ayakları üzerinde durması akıl ve buluğ ile mümkündür.

İbadetlerde buluğ yaşı esas alınmakla birlikte, muamelatta buluğ yaşı yeterli değildir. Ergenlik gerek şarttır, ancak yeter şart değildir. Yeter şart akılla tamamlanır.

Sahte din satıcıları!

Yüce Rabbimiz Kuran’da nikâhı sorumluluğu ağır, büyük bir sözleşme olarak tarif eder. Bütün bunlar göz ardı edilerek henüz anne olma yaşına gelmemiş, eş olmaya karar vermemiş bir çocuğu annesi, babası dahi olsa evlendiremez.

...Cinsel istismara kapı aralayacak bir düzenlemenin hukuk ve adalet sistemimizden onay alması mümkün olamaz. Devlet hiçbir ayrım gözetmeksizin kanatları altında yaşayan herkesin ırz ve namusunun da teminatıdır.

Bu bağlamda hak ihlalleri ve tecavüzler cezasız kalamaz. Elbette mağduriyetler varsa bunlar serinkanlı tartışarak giderilmeli, mevzii durumlar genele teşmil edilmemeli, yeni mağduriyetlere zemin oluşturmamak adına kılı kırk yaran bir özenle hareket edilmelidir.”

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in, o toplantıda üzerinde durduğu bir diğer konu da görsel ve işitsel medya aracılığıyla yapılan din istismarcılığıydı:

“Birtakım televizyon ve radyo kanallarının sadece ve sadece din istismarı üzerinden ticaret yapan kanallar haline gelmesi ciddi bir sorundur. Sahte bal sattı diye kanallar kapatılabiliyor, peki sahte din satmaya kalkışırsa ne yapmak lazım? Elbette bunun önlemini almamız gerekiyor.

Bu konuda gerek TÜRKSAT’ın, gerek RTÜK’ün ivedilikle bir düzenleme yapması kaçınılmaz hale gelmiştir.”

AŞKIN NUR YENGİ’NİN BEŞ ŞARKILIK ALBÜMÜ

İki ay kadar önceydi... Atatürk Havalimanı’nda ayaküstü sohbet ettiğimiz Aşkın Nur Yengi, baskıdaki albümünün ön ve arka kapak görsellerini göstermişti bana. Onlara baktıktan sonra arka kapaktaki fotoğrafın kapak için daha uygun olacağını söylediğimde ise “Artık çok geç. Gitti baskıya” demişti şarkıcı.

Önceki gün, “Bizim Sezen” kitabı için buluştuğumuzda Yengi, “Albümün kapağına dikkat ettin mi? Basılmışları çöpe atıp, senin dediğini yaptık” dedi.

Etiler’den Ataşehir’e gelinceye kadar Yengi’nin Sony’den çıkan “Aşk’tan Olsa Gerek” CD’sini dinledim. Soner Sarıkabadayı, Gökhan Tepe, Şebnem Sungur ve Ayla Çelik’ten eserlerin olduğu albümdeki beş şarkıdan üçünün söz yazarı ve bestecisi olan Ayla Çelik’in “Bi’ Sebepten” ve “Elin Oğlu”, ilk dinleyişte sardı beni.

GÜNÜN SÖZÜ

“Bir kadın o an kıskançlığından ölse bile, tebessüm ederek ‘Senin adına çok sevindim’ diyebilir.”