Doğa âşığı mısın, doğa kaçkını mı?

Türkiye’nin tek Megastar’ı olan Tarkan’ın geç de olsa “Uyanıp” doğa için bir şeyler yapmaya başlaması bile başlı başına alkışa değer.
Tarkan, önce Doğa Derneği yöneticileriyle Güneydoğu’ya gidip, Hasankeyf’in Ilısu Barajı altında kalmaması için başlatılan kampanyaya destek verdi. Megastar ardından da doğa ve Doğa Derneği için “Uyan” adlı bir şarkı yazıp, besteledi.
Tarkan bunu yaparken müzik dünyasının “Orhan Baba”sı Orhan Gencebay’dan da müzisyen ve yorumcu olarak destek aldı.
Söz ve müziği Tarkan’a ait “Uyan” şarkısının bağlama, cura ve divan sazlarını çalan Gencebay, bununla yetinmeyip Tarkan’a vokalistlik bile yaptı.

Çarşamba akşamları Kanal D’de ekrana gelen BKM yapımı projenin adı gibi gerçekten de “Çok güzel hareketler bunlar”...
Tarkan ve vokalisti Orhan Gencebay, Doğa Derneği’nin “Doğa” dergisine doğa üzerine ilginç açıklamalarda bulundu.

Çevre dersi verebilir
Gencebay’ın “Sizin doğa ile ilişkiniz nasıl? Sizin için doğada olmak neyi ifade ediyor?” sorusuna verdiği şu yanıta dikkatinizi çekerim:
“Ben doğayı bir bütün olarak görüyorum. Şehirler insanların biçimlendirmiş olduğu yaşam yerleridir. Şehrin dışındaki kırlar, ovalar, dağlar, denizler ise doğanın doğal halleridir. Biz mecburiyetimizden dolayı şehirlerde yaşıyoruz ve şehirlerimiz doğanın doğal hallerine uygun bir biçimde süslemeye çalışıyoruz. Doğanın doğal hallerine gittiğimiz zaman da son derece mutlu oluyoruz. Doğayı korumak bizlerin birinci görevi olmalı. Doğayı korumak demek doğanın bir parçası olan kendimizi de korumak ve yaşatmak demek.”
Nasıl yanıt ama...
Gencebay, bu haliyle ilköğretim öğrencilerine pekala çevre dersi verebilir.

Doğa âşığı ama...
Aynı soruya Tarkan’ın verdiği yanıt ise şöyle:
“Kendimi bildim bileli doğaya ve hayvanlara aşığım. Doğayla aramız küçük yaşlardan bu yana çok iyi. Doğa ile bütünleşmen en güzel hislerden biri benim için. İnsan tekrar kendi özüne döndüğünü, kim olduğunu ve ne olduğunu anlıyor. Stresli kalabalık şehir hayatının ve o hayata ait her şeyin ne kadar dünyevi, yalan olduğunu keşfediyor. Özellikle doğa fotoğrafları çekmek benim için bir meditasyon gibi. Doğanın insana verdiği o saf ve olumlu enerjiyi bu kadar derin ve güçlü başka hiçbir kaynaktan alamıyorum.”

Güzel bir şarkı
Tarkan’ın bunları samimiyetle söylediğine eminim.
Ama ortada şöyle de bir gerçek var.
Tarkan bundan birkaç yıl önce şehirden ve insanlardan izole bir hayat yaşamaya karar verip, Beykoz’a bağlı Öğümce Köyü’nde bir çiftlik evi aldı ve kendini doğanın içine attı.
Ancak çok geçmeden doğayla baş başa hayat Tarkan’ı sıktı. Tası tarağı toplayıp Boğaz’a taşındı.
Nerede kaldı “doğa aşkı”?
Demek ki dillerde hep aynı şarkı:
“Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli...”
Bu arada Tarkan’ın “Uyan” şarkısını çok beğendiğimi söylemeliyim.
Ses de güzel olunca ne okursa dinleniyor...
Orhan Gencebay da “Uyan”a çaldığı enstrümanlarla apayrı bir hava katıyor.
“Orhan Baba” bağlamayı çalmıyor, adeta konuşturuyor.

Tarık Akan 59 yaşında
70’li yıllarda Türkiye’nin “Kartpostal çocuğu” olarak tanıdığı Tarık Akan, 59 yaşına girdi.
Akan için geçen yıl sürpriz bir doğum günü partisi düzenleyen hayat arkadaşı Acun Günay’dı. Bu yıl ise sürprizi yapan Akan’ın müdavimi olduğu Çiçek Bar’ın şefi Arif Koşar.
Çiçek Bar’a her gelişinde oturduğu köşede hayat arkadaşı ve dostlarıyla sohbet eden Akan, masaya gelen pastanın mumlarını arkadaşlarının “İyi ki doğdun” tezahüratı ve alkışları eşliğinde söndürdü.
Akan’ın yeni yaşını ilk kutlayan hayat arkadaşı oldu. Günay, Akan’a küçük bir paket içinde bir hediye vermeyi de ihmal etmedi.
60’ına merdiven dayayan Akan’ı kutlayanlar arasında yakın arkadaşları Zeki Ökten, Bülent Kayabaş, Erhan Yazıcıoğlu, Rutkay Aziz, Şerif Gören, Hüseyin Baş, Alaattin Aksoy ve Vehbi Küçüksubaşı da vardı.